blank
Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
14 Ağustos, 2024 20:45 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Ordu’daki kazı çalışmalarında tarih fışkırıyor

Ordu’daki Aziz Konstantin ve Helana Manastırı’nda yerinde (in-situ) zemin mozaiğine ulaşıldı.
Ordu Müzesi Müdürlüğü başkanlığında, Fatsa ilçesinin Kurtuluş Mahallesi’nde gerçekleştirilen kazı çalışmalarında rastlanılan eser, Ordu ilinde açığa çıkarılan ilk in-situ zemin mozaiği olma özelliği taşıyor. Aziz Konstantin ve Helena Manastırı’nda açığa çıkarılan zemin mozaiği, üslup ve biçim dikkate alındığında 5 ile 6’ncı yüzyıl arasına tarihlendirilebiliyor. Eser, özellikle Erken ve Geç Bizans dönemine ait olması nedeniyle hem kendisi özgün hem de manastır içerisinde çıkması ile önem taşıyor.

“Çalışmalar esnasında önemli eserleri de açığa çıkartacağız diye düşünüyorum”
Ordu İl Kültür ve Turizm Müdürü Uğur Toparlak, ilde 3 ayrı noktada kazı çalışmaları yapıldığını söyledi. Son olarak açığa çıkartılan zemin mozaiğinin önemine değinen Toparlak, “Mayıs ayından bu yana kazılar devam ederken güneyden, batıdan ve doğudan çalışmalar eş zamanlı olarak devam ederken, in-sitü durumunda çok önemli bir eserle karşılaştık. Eser özellikle Erken ve Geç Bizans dönemine ait bir eser olması nedeniyle hem kendisi özgün hem de manastır içerisinde çıkması özgün bir eser. Dolayısıyla bizleri heyecanlandırdı. Aynı alan içerisinde kazı çalışmalarımız devam edecek. Önümüzdeki çalışmalar esnasında önemli eserleri de açığa çıkartacağız diye düşünüyorum” diye konuştu.

“Turist rotaları için önemli kültür varlığını gün yüzüne çıkardık”
Manastırın en önemli özelliklerinden bir tanesinin sekizgen şeklinde olması ve konum olarak sahile çok yakın bir noktada bulunmasının önem taşıdığını ifade eden Toparlak, “Özellikle turist rotaları için önemli kültür varlığını gün yüzüne çıkardık. Burada yeni bir destinasyonu oluşturacağız ve bundan sonra çıkartacağımız eserler bütün dünya ile paylaşacağız diye düşünüyorum” şeklinde konuştu.

“İlk olarak yol yapım çalışmalarında lahit mezarlar bulunmuştu”
Bölgede 3 yıl önce yürütülen yol yapım çalışmaları esansında lahit mezarlar ve içerisinde önemli eşyalara ulaşıldığını hatırlatan Toparlak, “Onun dışında yine kazı çalışmalarında mozaik parçaları ve dönemine ait önemli cam parçalar çıktı. Şimdi manastır kazıyoruz ve bundan sonraki süreçte bahçesinde önemli eserlerin çıkacağını, özellikle sondaj çalışmalarımız esnasında önümüzdeki dönemde neler çıkabileceğini ve hangi dönemi ait olduğunu taahhütlendirecek kazılar olacak. Kazılar devam ettikçe de bize yeni ufuklar açacaktır” ifadelerine yer verdi.

“Eser Türkiye genelinde merak uyandırdı”
Şu anda kazı alanında güvenlik tedbirleri son safhada olduğunu ifade eden Toparlak, “Kazılar aralık ayına kadar devam edecek. Eser Türkiye genelinde merak uyandırdı, bölge halkını da heyecanlandırdı. Önemli bir eser açığa çıkartıldı. Şehrimizin öteden bu yana tarih anlamında eksikleri var diye düşünüyorken, bugün 3 ayrı noktada kazı yapmamız yeni 3 ayrı noktada yeni medeniyetler ile karşılaşmamız bizi çok mutlu ediyor. Oralarda da önemli eserler alıyoruz” dedi.

“Kazılarımızı kış aylarında da devam ettirmek istiyoruz”
Yürütülen kazı çalışmalarında Aziz Konstantin ve Helana Manastırı zemininde bulunan mozaiklere ulaşıldığını söyleyen Fatsa Belediye Başkanı İbrahim Etem Kibar ise “Bu bölgenin tarihinin ortaya çıkması açısından çok önemli ve kıymetli olduğuna inanıyorum. Gerekli kazı çalışmaları aralıksız ve koordineli bir şekilde devam edecek. Kış ayında da devam edebilmesi için gerekli izinleri almaya çalışıyoruz. Önlemlerini de alıp buradaki kazı çalışmalarını devam ettirerek, Fatsa’nın tarihinin gün yüzüne çıkması noktasında, ilçemiz tarihinin hangi günlere dayandığını ve ne değerleri olduğuna yönelik de çalışmalarımızı devam ettireceğiz” açıklamasında bulundu.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
Fikret Gökçe tarafından
26 Ağustos, 2025 13:36 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 3dk
Yorum Sayısı: 0

BÜYÜK TAARRUZ VE GEÇİCİ KÜRT HÜKÜMETİ (!)…

26 Ağustos 2025

26 Ağustos 2007 günü Şuhut’ta Hacıvelilerin kerpiç konağının ikinci katındaydım. O’nun tahta iskemlesine oturdum, taarruzun son hazırlıklarını yaptığı, “ Haydi Muzaffer, haritaları topla, gidiyoruz “ diyerek kalktığı masayı ellerimle okşuyordum. Sanki hepsi; O, Fevzi, İsmet ve Muzaffer Paşalar masanın çevresinde ve ayaktaydılar.

Türkiye Muharip Gaziler Derneği Genel Başkan yardımcısıydım. Genel Başkanımız (E) P. Alb. Feridun Çelenk ve P. Alb. Aziz AKAL’la birlikte benim arabayla gitmiştik Şuhut’a. Gece saat 12.00’de başladığımız zorlu yürüyüş sonunda sabaha karşı 04.00’e doğru zirveye, O’nun Büyük Taarruzu başlattığı noktaya gelmiştik.

Akşehir’deki Batı Cephesi Karargahı’nda ordu komutanlarıyla birlikte son toplantısını yaptıktan, taarruz gününü kararlaştırdıktan sonra yanındakilerle gündüz ağaçlıklar altında gizlenerek geceleri sessiz ve gizlilik içinde 24 Ağustos 2022’de Şuhut’a ulaştılar. 25 Ağustos gece yarısı Kocatepe’ye doğru evden ayrılırken, “ALLAH TÜRK MİLLETİNİ VE ORDUSUNU KORUYACAKTIR. RABBİM YUNANLILARIN KAZANDIĞINI GÖSTERME BANA. ONLAR KAZANACAKSA GÖK KUBBE BAŞIMA YIKILSIN. ANAM DUA ET BİZE, DUA ET BİZE ANAM “ diyerek Yüce Tanrı’ya yakarıyordu.

Öte yandan 1922 yılı yaz aylarına girerken psikolojik harp tekniklerine de başvuran düşman, adam ayartarak! hain bulmaya çalışıyor, çeşitli vaad ve çıkarlar sunarak yandaş ve yataklık yapacak kişiler arıyordu. Mustafa Sabriler, İskilipli Atıf Hocalar, Ali Kemaller. Kürt Teali Cemiyeti, İngiliz Muhipler Cemiyeti gibi kuruluşlar ile Yunan uçakları da boş durmuyor, cephelerimizin ve yerleşim birimlerinin üzerinde uçarak önceden hazırlanmış bildiriler atıyor, bunlarla halkın umut ve direncini kırmaya çalışıyor, isyana teşvik ediyorlardı. İngilizlerin teşviki, Yunanın desteğiyle kurulan “GEÇİCİ KÜRT HÜKÜMETİ “ adına hazırlanan bu bildiriler camilerde bile dağıtılıyordu.

İŞTE BU BİLDİRİLERDEN BİRİ :
“Necip Kürt Milletine. Ey Kürtler inayeti bari ruhaniyet peygamberi ile asırlardan beri esaret altında inleyen Kürt Milletinin mukaddemei istihlası ve müstakil Kürt Devletinin esası olan Kürt Hükümeti Muvakkatası’nın teşkilini bütün vatandaşlara tebliğ ile kesbi şeref eyleriz.
Vatandaşlar, bütün Kürdistan dahilinde hareketi milliyenin inkişafı ile hükümetimizin teşkili kat’isi hakkında yapılacak muazzam teşebbüsün zaman icrası pek yakındır. Ancak bu teşebbüs bütün vatandaşların ayrı ayrı mahzarı muaveneti olmadıkça tahakkuk edemez. Her Kürt vatanı için bu emri azimde büyük ve küçük birer vazife ile mükelleftir. Bunu ihmal edecek olanları tarih tel’in edecektir. Maazallah bu fırsatı kaçıracak olursak yarınki neslin huzurunda müerrim ve müttehim mevkiinde kalacağız. Çünkü bu azim fırsat bir daha ele geçmez. Vatandaşlar, sizin şimdilik yapacağınız hizmet basit fakat mühim ve muazzamdır.
Siz Mustafa Kemal’e karşı harbeden Yunan ordusuna muhasım bir vaziyet almaktan ve Mustafa Kemal lehine olarak harbe iştirakten tamamı ile içtinap etmelisiniz. Çünkü Mustafa Kemal ile harbeden Kürtlere karşı hiçbir husumetleri yoktur ve olamaz. Bilakis Huruç Ali Elsultan’a cür’et eden Mustafa Kemal, Halifeyi Müslimin hazretleri tarafından Kürtlere bahşolunan muhtariyet ve istikbali gasp etmektedir. Bundan sarfınazar, Mustafa Kemal’in istiklal ve daha doğrusu engizisyon mahkemelerinin idam ettiği Kürtlerin miktarı binleri çoktan tecavüz eylemiştir. Vatandaşlar, halife asisi Mustafa Kemal’i imha ve Kürt Hükümetinin teşkilini tesbit etmek üzere cümleniz bulunduğumuz yerlerde isyankar ihtilaller tertip ediniz, ta ki ağırlığı günden güne çoğalan bu esaret gömleğini yırtıp atalım. Çünkü esir olmak, mazlum olmak kadar ve belki daha büyük bir cinayettir ki cezası idamdır. Vatandaş, yakında resmen ilan olunacak Kürt Hükümeti sancağı altında kucaklaşmak ümidiyle cümlenizden ve cümlemizden himmet ve gayret bekliyoruz.”
Geçici Kürt Hükümeti.

110 yıl önce kurdurdukları sözde Geçici Kürt Hükümeti’yle birlikte Yunan’ın başaramadığı bu alçak projeyi, sonraki yıllarda başta İngiltere ve ABD olmak üzere dost bildiğimiz ülkeler sürdürüyor ve bugün yüzyıllardır birlikte yaşadığımız Kürt vatandaşlarımızı ayrıştırma ve yurdumuzu bölünme noktasına getiriyorlar.

Şimdi de “ BARIŞ “ adı altında asıl amaçları olan Türkiye’yi parçalamak ve yeniden 600 yıllık imparatorluğu paramparça ettikleri günlere dönmek istiyorlar. Ne diyor ABD Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom BARRACK ? “TÜRKİYE İÇİN EN İYİ SİSTEM OSMANLI MİLLET SİSTEMİDİR “. Ne buyurdunuz Sayın Büyükelçi ? Büyük ATATÜRK’ün önderliğinde kanla, canla kurulan bu devlet, 110 yıl önceki başkanınız Wilson’un istediği gibi, Kürdistan, Ermenistan ve Lazistan gibi parçalara mı ayrılsın ? BÜYÜK TAARRUZ’UN GURUR VE COŞKUSUNU YAŞADIĞIMIZ BU ONURLU GÜNLERDE “ NAH (!) YAPARSINIZ…”

Buna en güzel yanıt, 1990’lı yıllarda MHP Ankara İl Başkanı iken tanıdığım, daha sonra TBMM Başkanı olan Sayın Ömer İZGİ’den geldi. “ BARIŞ DİYORLAR. BEN KİMSEYE DÜŞMAN DEĞİLİM, NEYLE BARIŞACAĞIM. ELİNE SİLAH ALANLAR, ÜLKEYE KAST EDENLER AFFEDİLİP HAYATIMIZA GİREMEZ.” derken “ Barışın Mimarı (Bebek Katili) Sayın ÖCALAN’dır diyenlere ve O’nu serbest bırakmayı düşünenlere gönderme yapıyordu.

Büyük Taarruz’un yıldönümünü kutluyor ve Başta ATATÜRK olmak üzere silah arkadaşlarını, tüm şehit ve gazilerimizi rahmet ve saygıyla anıyorum.

Fikret GÖKÇE

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.