Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
22 Kasım, 2023 20:12 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

“Ön Asya din tarihi ve din arkeolojisini derinden sarsacak keşif”

Amasya’daki Oluz Höyük kazılarında Med Krallığı dönemine ait olduğu belirlenen yaklaşık 2 bin 600 yıllık sunak keşfedildi. Geç Frig dönemine ait Kubaba sunağını daha önce aynı alanda bulduklarını hatırlatan Kazı Başkanı Prof. Dr. Şevket Dönmez, "Hem Med, hem de Pers döneminde ateş kültüne ait sunak ve tapınakların ortaya çıkması Ön Asya din tarihi ve din arkeolojisini derinden sarsacak gibi görünüyor” dedi.

"Ön Asya din tarihi ve din arkeolojisini derinden sarsacak gibi görünüyor”
Pers dönemine ait 2 bin 500 yıllık ateş tapınağı buluntularının ortaya çıkarıldığı Oluz Höyük’te M.Ö. 590 yılında Anadolu’yu Kızılırmak’a değin ele geçirip 40 yıl hüküm süren İran kökenli Med Krallığı’na ait sunakta da aynı şekilde ateş tapınağına rastlandı. Geçen yıl Med’lerden kaldığı değerlendirilen bir seramikle karşılaşmaları üzerine çalışmayı bu alanda ilerlettiklerini anlatan İstanbul Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Dönmez, “Sunağa ateş kültüyle ilgili bir ocak eklemişler. Sunağın doğu tarafına da kule benzeri bir yapı eklemişler. Hem Med, hem de Pers döneminde ateş kültüne ait sunak ve tapınakların ortaya çıkması Ön Asya din tarihi ve din arkeolojisini derinden sarsacak gibi görünüyor” diye konuştu.

Frig ve Pers katmanlarının altında Hitit tapınağı var
Oluz Höyük’ün günümüzden 3 bin 500 yıl öncesine dayanan Hitit dönemine kadar kutsal bir merkez olarak kullanıldığına işaret eden Prof. Dr. Dönmez, “Beş sezon önce Hititlere ait boğa figürünü ele geçirmiştik. Bu boğa figürünün varlığı bir tapınağı bize işaret ediyordu. Muhtemelen Fırtına Tanrısı Hitit tapınağı şu anki Frig ve Pers katmanlarının altında gibi görünüyor. 17 yıllık çalışmalarda Hitit, Frig, Med ve Pers dönemlerinde Oluz Höyük’ün kutsal bir kent olduğunu görüyoruz” şeklinde konuştu.
Kazıların heyecan verici sonuçlar ortaya çıkarmayı sürdüreceğine inanan Dönmez, kazı projesine izin ve destek veren Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü, katkı sağlayan Türk Tarih Kurumu, Amasya Valiliği ile Amasya Belediyesi’ne teşekkür etti.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
İlyas Erbay tarafından
27 Temmuz, 2025 13:11 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

BİR ÜLKE İÇİN EN TEHLİKELİSİ !

Bir ülke için en tehlikelisi hedef kitlesi yığın olan yönetimlerdir!
Olayları analiz edebilen, yanlışın ortağı olmayı reddeden, hesap sorabilen, farkındalığı yüksek, eğitimli ve bilinçli bir toplum bu tür yönetimlerin işine gelmez. Onlar varlıklarını sürdürebilmek için, kendilerine kayıtsız, şartsız biat eden yığınlar yaratmaya çaba gösterirler.

Floransalı düşünür, İtalyan Rönesans hareketinin en önemli figürlerinden
Niccolò Machiavelli, toplum ve yığın'ı şöyle tanımlıyor;
"İnsan aklı kadar görür.
Soru sormayan, sorgulamayan, araştırmayan insan manipüle edilebilir bir karakterdedir.
Cahilde, kendini geliştirmeyen sığ insanlarda; alt beyin ve vahşi dürtüler baskındır.
İnsan yığınları yalancıya kızmaz.
Kendiside yalancıdır da ondan.
İnsan yığınları yoksula kızar. "Aptallığından" der.
"Yığın", "toplum" değildir.
Yığın, otoriteye itaat ederek hareket eder. Yığın'ı etkilemek, manipüle etmek, yönlendirmek daha kolaydır."

Bilinçli toplum; Farkındalığı yüksek, olayları analiz edebilen, yanlışa tepki veren, nereye gittiğini düşünen, yanlışın ortağı olmayı reddeden, hesap sorabilen, yaşamı kendi iradesiyle yönlendirebilme yetisine sahip, kişisel sorumluluğunun farkında olan insanlardan meydana gelir..
Toplumsal bilinç, yüksek insani değerlere sahip olmayı gerektirir. Okuyan, araştıran, sorgulayan, analitik düşünebilen insanlar, bilinçli toplumun değerli bireyleridir.

Kişisel değerler; karşılıklı ilişkilerde doğrudan veya dolaylı olarak ortaya çıkan sevgi, dürüst olma, bağlılık, saygı, nezaket, adil olma, açık düşünebilme, kontroller kurabilme, empati yapabilme ve farkındalık gibi kavramlar bütünüdür. Tüm bunlar, uyumlu ve huzurlu yaşamın olmazsa olmazlarıdır. Üstün İnsani değerler; yaşamı güzelleştirir ve hayatı anlamlı kılar.

Siyasetin, siyasetçinin sık sık başvurduğu; algı yönetimi, gündem değiştirme, yönlendirme gibi yöntemler Yığınlar üzerinde etkili olur.
Toplum ise, bilinçli bireylerden oluştuğu için, araştırır, sorgular, örgütlenir. Ülkesi ve geleceği sözkonusu olduğunda daha cesaretlidir.Siyasetçinin oyuncağı olmaz.
Bilinçli bireylerden oluşan toplumlar asla bu tür tuzaklara düşmezler. Bilinçli toplumları, manipüle edemezsin, güdemezsin!

Toplum ile yığını birbirinden ayıran faktörlerden biri de eğitimdir. Yığınlar, çoğunlukla eğitimsiz, cahil insan topluluklarıdır. Okuyan, araştıran, sorgulayan insanı kolay kolay kandıramazsınız. Hedef kitlesi yığın olan siyasi oluşumlar bu yüzden eğitimli insanlardan, bilinçli toplumlardan hazetmezler.
Tercihi yığın olan yönetimler; ülkesini ve insanını düşünmez!
Onlar için önemli olan kendi ikballeridir!

Şimdi şu soruyu kendi kendimize soralım. Toplum muyuz?
Yığın mıyız?

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.