blank
Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
04 Eylül, 2025 12:30 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 1dk
Yorum: 0

OMÜ’nün 37 programı Türkiye genelinde ilk 10’da

Samsun’da, 2025 Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) yerleştirme sonuçlarına nazaran Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ), en çok tercih edilen üniversiteler ortasında öne çıktı. Devlet üniversiteleri ortasında en yüksek taban puanla öğrenci alan programlar sıralamasında OMÜ’nün 37 programı birinci 10’a girerken, devlet ve vakıf üniversitelerinin birlikte değerlendirildiği genel listede ise 21 program birinci 10’da yer aldı.

Program muvaffakiyet sıralamaları
Devlet üniversiteleri ortasındaki sıralamada OMÜ’nün 2 programı birinci, 3 programı ikinci, 1 programı üçüncü, 7 programı dördüncü, 4 programı beşinci, 3 programı altıncı, 2 programı yedinci, 7 programı sekizinci, 4 programı dokuzuncu ve 4 programı da onuncu sırada yer aldı.

Kontenjanlar büsbütün doldu
2025-YKS kontenjanlarında OMÜ’nün 81 ön lisans programının tamamı (%100) doldu. 88 lisans programının ise 86’sında tam doluluk sağlanırken, sadece 2 programda 20 kişilik kontenjan boş kaldı.

Fakültelerde öne çıkan başarılar
Sigortacılık ve Aktüerya Bilimleri (İİBF) ile Hassas Tarım ve Tarımsal Robotlar (Ziraat Fakültesi), tüm üniversiteler ortasında en yüksek taban puanla öğrenci alan programlar oldu.
Ortez ve Protez (Sağlık Bilimleri Fakültesi) ile Bilgi Güvenliği Teknolojisi ve Yazılım Geliştirme (Fen Fakültesi) devlet üniversiteleri arasında ikinci sıraya yerleşti.
İletişim Fakültesi Bağlantı ve Tasarımı Programı (Çarşamba) üçüncü sırada yer aldı.
Veteriner Fakültesi, Türkiye genelinde en çok tercih edilen dördüncü veteriner fakültesi olmayı sürdürdü.
Eczacılık Fakültesi (Bafra), üçüncü periyodunda devlet üniversiteleri ortasında 11. sıraya yükseldi.

OMÜ Tıp Fakültesi Türkiye ikincisi
Devlet üniversiteleri ortasında en yüksek taban puanla öğrenci alan ikinci fakülte OMÜ Tıp Fakültesi oldu. Fakülte, 547,54 puanla en başarılı öğrencileri bünyesine kattı.

Başarılı öğrenciler OMÜ’yü tercih etti
Bu yıl OMÜ’ye yerleşen 3 bin 865 lisans öğrencisinin yaklaşık 490’ı, YKS’de 20 binin altında sıralamaya sahip başarılı adaylardan oluştu. 2025-2026 eğitim-öğretim devri için başlayan kayıtlarla birlikte OMÜ’nün tercih edilme oranındaki artış, üniversitenin akademik kalitesi ve yenilikçi programlarının öğrencilere cazip geldiğini gösterdi.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Aylin Sarıoğlu tarafından
26 Kasım, 2025 09:40 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum: 0

Karabük’ün Demir Çelik Hafızası Müzeye Dönüşecek mi?

Türkiye’de ağır sanayinin temellerinin atıldığı Karabük, fabrikalar kuran fabrika  olarak bilinen KARDEMİR’in doğduğu şehir olmasına rağmen, bu dev mirası kurumsal bir çerçevede yaşatacak bir Demir Çelik Müzesi’ne hala  sahip değil. Sanayi tarihinin merkezinde yer alan Karabük’te böyle bir müzenin bulunmaması önemli bir eksiklik olarak değerlendiriliyor.

Türkiye’nin ağır sanayi üssü ve demir çeliğin başkenti olan Karabük, tarihi bir mirası yaşatma konusunda büyük bir boşluğu hissediyor. Cumhuriyet’in ilk yıllarında fabrikalar kuran fabrika unvanıyla kurulan KARDEMİR, ülke sanayisinin kalbi oldu. Ancak bu zengin tarihi, emek hikayelerini, zorlu üretim süreçlerini ve sosyal hayatı bir araya getirecek bir Demir Çelik Müzesi'ne yıllardır sahip değil.

DÜNYADA ÖRNEKLERİ VAR, KARABÜK İÇİN NEDEN GEÇ KALINIYOR?

Dünyanın dört bir yanında demir çelik üretimiyle anılan kentler, endüstriyel miraslarını müzelerle geleceğe taşıyor. Almanya’dan Çin’e kadar bu sektörde söz sahibi olan ülkeler, kurdukları müzelerle hem tarihe ışık tutuyor hem de turizme katkı sağlıyor. Türkiye’nin bu alandaki lokomotifi Karabük ise henüz somut bir adım atmış değil. Bu durum, kent kimliği ve Türkiye sanayi tarihi açısından ciddi bir eksiklik olarak görülüyor.

Bir kentin hafızasının ancak kendi eliyle doğru şekilde inşa edilebileceği ifade edilirken, Karabük kendi hikayesini müze vitrinlerine taşıyamadığı sürece, bu tarihin başkaları tarafından yazılmasına seyirci kalma riskiyle karşı karşıya. Geçmişin deneyimlerini, emek hikayelerini ve teknolojik dönüşümü gelecek kuşaklara aktaracak bir müzenin kurulmasının ertelenmemesi  bir sorumluluk olarak değerlendiriliyor.

MÜZE VE BELGESEL İLE GELECEĞE TAŞINACAK MİRAS

KARDEMİR bugün bir Türkiye şirketi olsa da kökleri ve temelleri Karabük’e ve Karabüklülere dayanıyor. Öyle ki, bir Demir Çelik Müzesi'nin kurulması ve  bu müzenin içinde KARDEMİR’in kuruluşundan itibaren yaşananların, yöre halkının fabrikayı ve kenti yaşatmak için verdiği mücadelenin anlatıldığı kaliteli bir belgesel yapılıp, kente gelen herkese izletilirse  Karabük’e bakış açıları çok daha farklı olurdu.

Aynı şekilde, KARDEMİR’de çalışan genç işçiler ve aileleri de belli periyotlarla bu müzeye götürülüp belgeseli izleyerek, nasıl bir tarihi mirasın parçası olduklarını görseler, işlerine daha sıkı sarılmazlar mı? Emeklerini ve alın terlerini daha bilinçli bir şekilde ortaya koymazlar mı? şeklinde görüşler dile getiriliyor.

JAPONYA’DAKİ "ŞOK TESTİ" UYGULAMASI, BU KONUDA İLHAM VERİCİ BİR ÖRNEK

Öte yandan Japonya’daki "Şok Testi" uygulaması, bu konuda ilham verici bir örnek olarak öne çıkıyor.  Japon öğrenciler, eğitim hayatlarının başında ülkenin ulaştığı yüksek teknolojiyi görüyor ve "Sizin atalarınız bunu yaptı, siz daha fazlasını yapabilirsiniz" mesajını alıyor. Ardından Hiroşima ve Nagazaki’ye götürülerek, birlik ve beraberlik içinde çalışmamanın sonuçlarını yerinde görüyorlar. İşte bu "yerli ve milli" ruh, eğitimin temeline yerleştiriliyor.

Karabük’te de kurulacak bir müze ve hazırlanacak belgesel ile benzer bir bilinç oluşturulabilir. Karabüklülük ruhunun canlı tutulması, genç nesillere ilham verilmesi ve kentin sanayi hafızasının doğru bir şekilde aktarılması mümkün olabilir.

GÖREV OFLAZ’A DÜŞÜYOR

Karabüklüler, yıllardır hayata geçirilmeyen bu projenin gerçekleşmesi için umutlarını KARDEMİR Yönetim Kurulu Başkanı Oflaz’a bağlamış durumda. Oflaz döneminde, on yıllardır yapılmayan müzenin ve kaliteli belgeselin hayata geçirileceğine inanılıyor. Böyle bir proje, 50 yıl sonra bile  Oflaz’ın adından hayırla söz edilmesini sağlayacak kadar değerli görülüyor. Karabük’ün demir çelik hafızasının bir müzeye dönüşmesi, sadece geçmişi korumak değil, aynı zamanda geleceği inşa etmek anlamına da geliyor.

Bizi sosyal medyadan takip edin