Karabük Postası tarafından
16 Nisan, 2023 12:37 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum: 0

Ölü Bulunan Dina’nın Cenazesi İstanbul’a Gönderildi

Gabon'un Ankara Büyükelçiliği avukatı Kerim Bahadır Şeker, Karabük'te Filyos Çayı'nda cesedi bulunan Gabon uyruklu üniversite öğrencisinin cesedinin İstanbul Adli Tıp Kurumuna gönderilmesinin hukuka aykırı olduğunu savundu. Şeker, yaptığı yazılı açıklamada, Jeannah Danys Dinabongho Ibouanga'nın cesedinin, ailesi ve Gabon'un Ankara Büyükelçiliğince 18 Nisan'da alınmasına karar verildiğini belirtti. Bu kararın dün sözlü olarak Karabük Cumhuriyet Başsavcılığına bildirildiğini aktaran Şeker, "Karabük Cumhuriyet Başsavcılığı ise bu bildirimimize, müteveffanın cansız bedeninin 11 Nisan'da İstanbul Adli Tıp Kurumuna sevk edildiğini ifade ederek sözlü şekilde cevap vermiştir. Karabük'teki morgların hava derecesinin eksi 4 dereceye kadar soğuma sağlayabildiği, bu sebeple cesedin eksi 18 derecede muhafaza altına alınması için İstanbul'a gönderilmesi talebi çelişkilerle doludur" ifadelerini kullandı. Cesedin sevk kararının şekil ve içerik ile taraflara bildirilmemesi yönünden hukuka aykırı olduğunu savunan Şeker, şunları kaydetti: "Yabancıların ölüm olaylarının bildirilmesine ilişkin Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğünün 71 sayılı genelgesiyle Türkiye'de hayatını kaybetmiş yabancıların ölüm olaylarının bildirilmesine ilişkin, ölenin cansız bedeni konsoloslukça/büyükelçilikçe teslim alınmamışsa cesedin ne yapıldığını bildiren bir yazının Gabon Cumhuriyeti Devleti'nin Ankara Büyükelçiliği ile paylaşılması gerekirken hiçbir bildirimin, ne kızlarının mirasçısı bulunan aileye ne suçtan zarar gören Gabon Cumhuriyeti Devleti Ankara Büyükelçiliğine ne de iki tarafın da dosyadaki avukatı avukat Kerim Bahadır Şeker'e yapılmaması hukuka, kanuna, hakkaniyete aykırılık teşkil etmektedir." Şeker, Karabük'ün İstanbul'a 400, Ankara'ya ise 200 kilometre uzaklıkta olduğunu aktararak, "Hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemek kaydıyla, bir an için cesedin sevkiyatının zaruri olduğunun gerçek olduğunu varsaydığımızda dahi cesedin sevkiyatının Ankara'daki Adli Tıp Kurumuna gerçekleştirilmesi gerekirken, İstanbul'a gönderilmesi bizlere çok üzücü bir şekilde 'Alın cenazenizi, toplayın pılınızı pırtınızı buradan gidin.' mesajı verildiğinin en acı ifadesidir" ifadelerini kullandı. Uluslararası Otopsi Protokolü olarak da bilinen Minnesota Protokolü, Viyana Sözleşmesi, konsolosluklar arası işbirliği anlaşmaları, Umumi Hıfzısıhha Kanununa aykırı verilen kararın mesnetsiz ve kabul edilemez olduğunu aktaran Şeker, "En önemlisi de ülkemizdeki adaletin güvenilirliğine gölge düşüren bu kararın hukuka aykırı olduğunu kamuoyuyla paylaşma ihtiyacı hasıl olmuştur" değerlendirmesinde bulundu. (İHA)
Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
İlyas Erbay tarafından
14 Ekim, 2025 11:26 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum: 0

YILLARDIR AYNI NAKARAT, YETER ARTIK, GEREĞİNİ YAPIN, ELİNİZİ TUTAN MI VAR?

Hazine ve Maliye Bakanımız;

"Önümüzdeki dönemde de vergi adaletini güçlendirmek ve az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınmasını sağlamak için çalışmalara devam edilecektir”
demiş.
Bu hep söylenir, fakat bir türlü uygulan(a)maz 23 yıldır ülkeyi yöneten bir iktidar var. Şimdide bu iktidarın Maliye Bakanı aynı nakaratı tekrarlıyor?
Kabak tadı verdi artık!

Gelirde ve paylaşımda adaleti sağlayamadığımız sürece toplumsal barışın sağlanması mümkün değil.
Gelir dağılımı eşitsizliğinde Avrupa’da ilk sıradayız. Dünyadaki 130 ülke içinde ise 28. sırada yer alıyoruz. Kimin eseri bu tablo?

Zenginle fakirin aynı vergiyi verdiği bir ülkede toplumsal barıştan ve adaletten söz edilebilir mi?
Ülkemizde, gelire göre vergilendirme yerine toplumun tümünün vergilendirilmesi gibi kolay bir yol tercih edilmiş. Vergi sisteminin ağırlık merkezini oluşturan dolaylı vergiler eliyle, başta sabit gelirliler olmak üzere geliri olsun ya da olmasın toplumun tümü vergilendiriliyor. En temel ihtiyaçlar için bile gelir durumuna bakılmaksızın vergilendirme yapılması insani ve adil olmadığı gibi, gelir durumuna bakılmaksızın vergilendirme uygulaması zenginle fakirin aynı vergiyi vermesine neden oluyor.

Varlıklı bir iş adamıyla, geliri olmayan bir vatandaş markette, pazarda aynı KDV’yi ödüyor. Bu mudur adalet?
Dolaylı vergiler nedeniyle vergi yükü dar ve sabit gelirlinin sırtında.

Meslek gruplarının geçen yıl beyan ettikleri şu aylık brüt, ortalama gelirlere bakın. Yazık hepsi de sürünüyor!

  • Aktör, aktris 157 bin 265 TL
  • Müzisyen, ses sanatçısı ve sunucular 136 bin 900 TL
  • Eczacılar 66 bin 236 TL
  • Doktorlar 61 bin 31 TL
  • Kuyumcular 42 bin 360 TL
  • Avukatlar 33 bin 641 TL
  • Taksiciler 12 bin 961 TL
  • Bakkal ve marketler 10 bin 149 TL
  • Emlakçılar 5 bin 226 TL
  • Berberler 3 bin 633 TL

Sordunuz mu bunlara, açlık sınırının 30 bin liralara dayandığı bir ülkede bu gelirlerle nasıl yaşıyorsunuz diye?
Çoğunun günlük kazançları bile bu rakamların çok üzerindedir.
Özel muayenehanesi olan bir profesörün hasta başına aldığı rakamdan haberiniz var mı?
Günde kaç hasta muayene ediyor, biliyor musunuz?

Şu, ikide bir milyarlarca vergi borcunu affettiğiniz müteahhitler konusuna da girip
Okuyucularımın sinirini zıplatmak istemiyorum.

Hadi dediğinizi yapın. Az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alında alkışlayalım sizi !

İlyas Erbay

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.