Karabük Haber Postası Karabük Haber Postası

Öğr. Gör. Dr. Mehtap Er Kemal: “Laboratuvar ortamı dışında taklit ve tağşişe uğramış tereyağını ayırt etmek çok zor”

Sağlık Yayın: 31.05.2024 08:52
İhlas Haber Ajansı
Öğr. Gör. Dr. Mehtap Er Kemal: “Laboratuvar ortamı dışında taklit ve tağşişe uğramış tereyağını ayırt etmek çok zor”

Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Öğr. Gör. Dr. Mehtap Er Kemal, tüketicinin taklit ve tağşişe uğramış tereyağını ayırt etmesinin laboratuvar ortamı dışında çok zor olduğunu söyledi.

Tarım ve Orman Bakanlığı, tüketicileri korumak, ürünlerdeki taklit ve tağşişi önlemek amacıyla “Türk Gıda Kodeksi Tereyağı ve Sadeyağ Tebliğ Taslağı”nı hazırlayarak görüşe sundu. Düzenlemeyle tereyağı ve sade yağın tekniğine uygun ve hijyenik şekilde üretilmesi, muhafazası, ambalajlanması, depolanması, taşınması ve pazarlanması için gerekli özelliklerin belirlenmesi amaçlandı. Bu çerçevede, tuz ilave edilmeyen tereyağının süt yağı oranının ağırlıkça en az yüzde 82 olması kriteri getirildi.

Konuyla ilgili konuşan Karadeniz Teknik Üniversitesi Öğr. Gör. Dr. Mehtap Er Kemal, “Genel olarak tereyağın bileşimi ile ilgili herhangi bir değişim söz konusu değil. Tereyağı en az yüzde 80 süt yağı, yüzde 2’si protein ve diğer kuru maddeler, yüzde 16’sı da su içerikli olarak tebliğde tanımlanmaktaydı. Tebliğde kalan yüzde 2’lik kısım ile ilgili tuz mu yoksa süt yağı mı olması konusunda net bir bildirim yoktu. Dolayısıyla kar amacı güden bazı ticari işletmeler bu yüzde 2’lik kısım için ya yüzde 2 süt yağı ya da tuz kullanarak üretimlerini gerçekleştiriyordu. Bu belirsizlik genel olarak piyasada taklit ve tağşiş konusunda sorunlar oluşturduğundan Tarım ve Orman Bakanlığı’nın tebliğe yeni bir düzenleme getirdiğini düşünüyorum. Tuz ilaveli olmayan tereyağlarında süt yağı oranı mutlaka yüzde 82’ye çekildi ki totalde yüzde yüz bileşim tamamlanmış oldu” dedi.

Vatandaş taklit ve tağşişe uğramış tereyağını anlayabilir mi?

Son yıllarda taklidi en fazla yapılan ürünler arasında olan tereyağı ile ilgili, orijinal ve taklit tereyağı arasındaki farka da değinen Er Kemal, “Aslında tereyağının en az yüzde 82’lik süt yağı oranı temelli bir ürün olması; süt yağı dediğimiz şeyin de inek, manda, keçi ve koyun sütlerinden elde edilen yağların temelini oluşturması. Taklit ve tağşiş durumlarının en çok bitkisel yağ ilavesi ile gerçekleştirildiğinin bunun yanında patates nişastası kullanımı da görülür. Biz laboratuvarlarımızda fiziksel ve kimyasal ayırt edici metotlar kullanıyoruz ancak tüketicinin bıçak testi ve sürülebilirlik gibi bir takım denemeleri ile tereyağın sahte mi, taklitli ve tağşişli mi olduğunu anlama olasılığı maalesef yok. Ama tereyağının kendine has bir görüntüsü, kokusu ve tadı olmalı. Vücut sıcaklığında eriyebilmeli. Eğer bir tereyağına bitkisel yağ katkısı yapıldıysa ürün daha çabuk eriyebiliyor ve bir miktar yağ sızması gözlenebiliyor. Bu tarz durumlarda çıkarım yapılabilir elbette. Ama bunun dışında direkt ’Bu tereyağını erittim, şunu gördüm. Bu ürün taklit bir ürün’ gibi bir yorumu tüketici yapamaz. O yüzden akredite ya da Tarım ve Orman Bakanlığı’nın gıda kontrol laboratuvarlarında numuneler analiz edilmeli” diye konuştu.

“Tonya tereyağının Osmanlı Devleti dönemlerine dayanan bir tarihi var”

Trabzon’un Tonya ilçesinde üretilen ve coğrafi işaret de alan Tonya tereyağının ülkemizde önemli bir yeri olduğunu dile getiren Er Kemal, “Aslında Karadeniz Bölgesi hem coğrafi şartları hem de fazla yağış aldığı için bitki örtüsünden kaynaklı hayvancılığa oldukça uygun. Yaylacılık kültürü de çok fazla. Osmanlı Devleti dönemlerinden bile Tonya tereyağının oldukça meşhur olduğu biliniyor. Türkiye’de tereyağı adına tescil alan ilk bölge Tonya. Bu anlamda Türkiye’de duyulabilirliği ve gündemde oluşu her zaman devam ediyor. Bunun yanında bu bölgenin peynir çeşitleri de oldukça fazla gündemde. Ama tereyağı deyince Trabzon tereyağı akla geliyor. Tonya’daki tereyağının farklı oluşu ya da ayırt edici özelliği tamamen aslında bölgenin sanayiye yakın bölgelerden uzak olması, dolayısıyla daha bakir oluşu ve insanlar tarafından kirliliğe maruz kalmaması, yağmur aldığı için otlak ve meraların hayvan beslenmesi için oldukça iyi olması ve buna bağlı olarak ineklerin çok doğal bir şekilde beslenebilmesinden kaynaklanıyor. Direkt olarak A vitamini ve beta karoten açısından zengin otlarla beslenen hayvanların sütleri ve süt yağının renginin sarı olması bu bölgedeki otlarla beslenmesiyle ilgilidir. Hayvanların tükettiği otlar ile beta karoten ve dolayısıyla sarı renk tereyağına da geçiyor. Tonya tereyağının diğer tereyağlarından farklı oluşunu bu şekilde açıklayabiliriz” dedi.

“İyi bir etiket okuyucusu olun”

Tüketicilere de çağrıda bulunan Öğr. Gör. Dr. Mehtap Er Kemal, “İyi bir etiket okuyucusu olmak çok önemli. Gıda güvenliğini ve halk sağlığını düşündüğümüzde Bakanlık tarafından belirlenen tebliğ ve bazı parametreler mutlaka var. Bakanlık bu konuyla ilgili mutlaka takip ve analiz yapıyor. Ancak biz de tüketiciler olarak iyi bir etiket okuyucusu olursak, aldığımız ve tükettiğimiz şeyin içeriği ne, ne kadar, menşei ne, nerden elde edilmiş, nasıl bir ürün diye araştırırsak bu tarz problemlerin kalacağını çok fazla düşünmüyorum” diyerek sözlerini tamamladı.


Mesajınızı gönderin

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Özbekistanlı Fatkhiddinov fakülteyi birincilikle bitirdi

Karabük Yayın: 24.06.2024 13:06
Özbekistanlı Fatkhiddinov fakülteyi birincilikle bitirdi

Özbekistan’dan eğitim için Türkiye’ye gelerek Karabük Üniversitesini tercih eden Sirojiddin Fatkhiddinov, Safranbolu Turizm Fakültesi’ni birincilikle bitirdi.

Karabük Üniversitesi Safranbolu Turizm Fakültesi’nden 65 öğrenci, 2023-2024 Eğitim-Öğretim Yılında mezuniyet heyecanı yaşadı. Özbekistanlı Sirojiddin Fatkhiddinov, eğitim gördüğü Safranbolu Turizm Fakültesinin birincisi olarak mezun oldu.
Safranbolu Turizm Fakültesini birinci olarak bitiren Fatkhiddinov, Karabük Üniversitesi’nde gösterdiği üstün performans ve azmiyle, uluslararası öğrencilerin üniversiteye kattığı değeri bir kez daha gözler önüne serdi.
Karabük Üniversitesinin sunduğu fırsatları en iyi şekilde değerlendirerek başarılı bir öğrenci profili çizen Fatkhiddinov, Prof. Dr. Sadettin Ökten Konferans Salonunda düzenlenen törende başarı belgesini alarak mezuniyet coşkusunu yaşadı.
Sirojiddin Fatkhiddinov, “Zorlu bir dört sene geçirdim, bunun zorluklarını biraz yaşadım, alışma süreçlerini baştan geçirdim ama hepsine rağmen, bunlara rağmen tüm başarılı öğrencilerinin üstünde başarıyla bitirebilmek çok onur verici, çok güzel bir şey benim için” diyerek duygularını ifade etti.

AW232858 02 jpg
Kendi başarısını doğal bir süreç olarak değerlendiren Fatkhiddinov, “Aslında geldiğimden itibaren birincilik için hiç savaşmadım. Olmam gereken gibi oldum. Yapmam gereken şeyleri yaptım. Derslerde sadece katıldım ve almam gereken notlar aldım ve sonunda birinci oldum. Çok mutluyum” şeklinde konuştu.
Türkiye’deki eğitim süreci boyunca kültürel açıdan zorluk çekmediğini belirten Fatkhiddinov, “Aslında bizim kökenlerimiz aynı olduğu için, hepimiz Türk olduğumuz için, kültür açısından çok da yabancı gelmedi. Ama sonuçta evimden dışarıdayım. Alışma süreçleri biraz zor geçti ama çok mutluyum. Karabük’ü de, Safranbolu’yu da çok seviyorum. Ayrı bir yeri var benim için” dedi. Mezuniyet sonrasında Türkiye ile bağlarını koparmadan hem kendi ülkesine hem de Türkiye’ye faydalı olma hedefini vurgulayan Fatkhiddinov, “Ülkeme her açıdan faydalı olabileceğim noktalarda elimden geleni yapacağım. Onları da mutlu etmek istiyorum. Burada aldığım tecrübeyi, burada aldığım eğitimi orada kullanmak için elimden geleni yapacağım. Mezuniyet törenindeki konuşmamda Türkiye ile bağı koparmadan her iki ülke içinde faydalı olabilmek için çalışacağıma dair söz ettim. Kalpten Türkiye’yi çok sevdiğimi belirtmek istiyorum. Kendi memleketimde ve ilişkilerimde ne kadar faydalı olabilecekse o kadar faydalı olabilmeye çalışıyorum” diye konuştu.
Özbekistan’daki arkadaşlarına Karabük Üniversitesini tercih etmeleri konusunda tavsiyelerde bulunduğunu belirten Fatkhiddinov, “Özbekistan’dan arkadaşlarım Karabük’e gelip buraları çok beğeniyor. Özbekistan’a gittiğim zamanda arkadaşlarıma sürekli tavsiye ediyorum. Karabük Üniversitesinin bana çok faydası dokundu” dedi.