Karabük'te kendilerini "polis" olarak tanıtan dolandırıcılar "banka hesaplarından terör örgütüne para aktarıldığı" yalanıyla bir vatandaşın yaklaşık 1 milyon lirasını almaya çalıştı. Banka görevlisinin durumu polise bildirmesinin ardından olay yerine gelen ekipler, vatandaşı dolandırılmaktan kurtardı.
Edinilen bilgiye göre M.E. isimli bir vatandaş bilinmeyen bir numara tarafından arandı. Karşı taraftan kendisini polis olarak tanıtan kimliği belirsiz şahıslar, vatandaştan "banka hesaplarından terör örgütüne para aktarıldığı" yalanıyla para istedi.
Bankaya giderek hesabındaki 320 bin lira ve 2 bin 300 dolar ile kredi olarak çektiği 600 bin lirayı dolandırıcılara göndermek üzere olan vatandaşın durumundan şüphelenen banka görevlisi durumu polis ekiplerine bildirdi. Olay yerine gelen ekipler, vatandaşa dolandırıldığını bildirerek işlemlerin iptalini gerçekleştirmesini istedi.
Yaklaşık 1 milyon lira dolandırılmaktan kurtulan vatandaşı arayan kimliği belirsiz şahısların yakalanması için çalışma başlatıldı.
Vali Mustafa Yavuz'un ziyaretlerini ilgi ve memnuniyetle izliyoruz. Bir yöneticinin halkla sık sık bir araya gelmesi takdir edilecek bir davranış biçimidir. O nedenle Sayın Vali’yi kutluyoruz. Ülkemizde valilik önemli bir kurumdur. Bir ilde bulunan kurumlar A'dan Z'ye Vali’nin emrindedir. Vali, bir anlamda orkestra şefi gibidir. Kendisine bağlı olan kurumları ne kerte uyumlu yönetirse, o denli başarılı olur. Eskiden babacan valilerimiz vardı. Şimdilerde, onlar artık görülmez oldular. Bir vali, halkına ve emrinde çalışanlara kaşı, hoşgörülü ve kucaklayıcı olursa başarısı artar. Valinin başarısının artması, ilin de başarılı olmasıyla sonuçlanır. O nedenle, valinin yaptığı ziyaretler önemlidir. Bu ziyaretlerde, halk dinlenir, sorunlar birinci ağızdan öğrenilir ve çözüme odaklanılır. Esnafa, taksi duraklarına yapılan ziyaret de bu anlamda değerlidir. Sayın Vali’nin, resmi kurum ve kuruluşlarla, sivil toplu örgütlerine yaptıkları ziyaretler de bir şeylerin gündeme gelmesinde yararlı olur. Bu ziyaretlerin diğer kesimlere de yansıması ise, çok daha iyi verim alınmasına yol açar. Örneğin Sayın Vali, köylere gidip, köy kahvesinde köylüyle söyleşide bulunursa, o köyü motive eder. Valinin bir işçiyle oturup çay içmesi, sohbet etmesi harika sonuçlar doğurur. Valiler, her ne kadar Cumhurbaşkanı’nın temsilcisi iseler de bir partinin elemanı olamazlar. Her siyasi partiye eşit davranmak ve yaklaşmak durumundadırlar. Çünkü valiler siyasetçi değil, devlet adamı olmak zorundadırlar. Sadece iktidar partisiyle ilişki kurup, diğer siyasi partileri yok sayar bir tutuma giren valiler, değerlerini yitirirler. Bazı valiler protokole sıkışıp kalırlar. Dört duvar arasında oturarak, geleni dinlemekle zaman geçirirler. Oysa ilde Cumhurbaşkanı’nın temsilcisi olan Vali, halkın ayağına gitmesi gereken kişidir bize göre. Kapanan bir köy yolunu valinin görmesi, çözümünü kolaylaştırır. Vali, oturduğu yerden değil, gezdiği, gördüğü yerlerden soruna çare bulmalıdır. Bazı, valililerimizin bunu yaptığını görüyoruz. Vali, halkla iç içe bir davranış sergilerse, alt kademedekileri de harekete geçirir. Bürokrasi valiyi örnek alır. Hele hele yıllarca görev yaptıkları halde, köyü, köylüyü bilmeyen kaymakamlar ders alırlar. Vali, şefkatli ise, emrindekiler de ona uymaya çalışırlar. Valiler elbette demokrat olmalılar ama otoritelerini de sarsmamalıdırlar. Karabük'ün ilk Valisi Cemal Ayman, böyle birisiydi. Sabahın altısında korumasız, araçsız Karabük Caddeleri’nde dolaşır, dururdu. Onun için bir iz bıraktı. Zonguldak'ın efsane valilerinden Nevzat Ayaz da halk tipi valilerin örneklerinden birisiydi. Gittiği köylerde yer sofrasına, bağdaş kurarak oturur, köylüyle yemek yer, bu arada da onları dinlerdi. Karabük'ümüze gelen valilerimizden Cemalettin Sevim de ayrım yapmaz her yeri ziyaret ederdi. Hele hele Can Direkçi'nin bu konularda hakkı yenmezdi. Son dönem valilerinden Kemal Çeber'de bu tür valilere örnek gösterilebilecek yöneticilerdendi. Her ne kadar tanışmasak da basından izlediğimize göre, Karabük Valisi Mustafa Yavuz, iz bırakacak valilerden birisi olacak gibi geliyor bize.