blank
Ihlas Haber Ajansı tarafından
18 Mart, 2024 20:00 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 3dk
Yorum Sayısı: 0

Milletvekili Keskinkılıç: “Cumhurbaşkanımızın son seçiminde onun zafer hanesine Karabük’ü yazmamız lazım”

AK Parti Karabük Milletvekili Ali Keskinkılıç, ‘Bu benim son seçimim’ diyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, seçim zaferine Karabük’ü eklemek için 31 Mart’ a kadar var güçleri ile gayret etmeleri gerektiğini söyledi.

AK Parti Karabük Milletvekilleri AV. Cem Şahin ve Ali Keskinkılıç ile İl Başkanı Ferhat Salt, Belediye Başkan adayı Özkan Çetinkaya, sandık yönetim kurulu üyeleri ile bir araya geldi.

Yenişehir Gençlik merkezinde gerçekleşen eğitim toplantısının açılışında konuşan AK Parti Karabük İl Başkanı Ferhat Salt, Karabük’te bir değişime ve yeni bir anlayışa ihtiyacı olduğunu söyledi.

Başkan Salt, “Yeni bir yola ve yeni bir bakış açısına ihtiyaç var. O açıdan önümüzde 15 günlük bir süreç kaldı.31 Mart seçimlerine kadar bütün teşkilat kademelerimizde, bütün teşkilat mensuplarımızla bu geride kalan vakti süreyi çok iyi değerlendirip, kapı kapı, hane hane, önce kendi evimizden, kendi komşularınızdan, kendi akrabalarınızdan, yakınlarımızdan başlamak üzere bu halkayı genişleterek, bu çalışmaları hep beraber icra edeceğiz. Bizler 2002’den bugüne kadar Karabük’te hizmet eserler ortaya koyuyoruz. Ama bakıyoruz ki yerel anlamda mahalli idareler anlamında bizler bu ortaya koyduğumuz siyaseti ve bu eser hizmetlerinden ortaya koyduğumuz bu hizmet ziyafetini yerelde yeterince istifade edemediğinizi görüyoruz. Diyoruz ki, Karabük’ün bu yıpranmışlığından, yorgunluğundan geride kaldığı bu süre içerisinde bizim buna bugün artık dur demenin vakti geldiğini söylüyoruz. 31 Mart ’ın bir milat olduğuna inanıyoruz ve bu değişimi gerçekleştirecek kadrolar sizlersiniz” dedi.

“Cumhurbaşkanımızın son seçiminde zafer hanesine Karabük’ü yazmamız lazım”

AK Parti Karabük Milletvekili Ali Keskinkılıç, Cumhurbaşkanının geçen gün bir açıklama yapıp ‘Bu benim son seçimim’ dediğini hatırlatarak, “ 22 yılda Cumhurbaşkanımızla birlikte birçok seçime katıldınız. 17 seçim onunla beraber mücadele ettiniz. Nelerle karşı karşıya kaldınız? Ne iftiralarla, ne yalanlarla ne baskılarla. Şöyle geriye doğru hatırlayalım. Her seçimi, Allah’ın izniyle sizlerin gayretiyle, başarıyla bitirdik. Ama bugün cumhurbaşkanımızın son seçimine giriyoruz. Cumhurbaşkanımız bu seçimden sonra bir daha kanunen, hukuken aday olamıyor. Son seçim ama son üç seçiminde biz Cumhurbaşkanımıza maalesef Karabük’ü bir türlü hediye edemedik. Bu son seçiminde bir gayret etmemiz gerekiyor. Bütün kırgınlığımızı, dargınlığımızı bırakıp ‘Cumhurbaşkanım, bu son seçiminde sana Karabük’e hediye ediyoruz. Karabük’ü de senin seçim zaferlerinin içine yazıyoruz’ dememiz gerekiyor bence. Bu seçimin en önemlisi bence bu. Cumhurbaşkanımız son seçimde onun zafer hanesine Karabük’ü yazmamız lazım. Bu gerçekten çok önemli. Çünkü karşımızda her türlü siyasi algıyı yapabilecek bir yapı var. Bir sürü yalan yanlış video çekip yayınlıyorlar. Bir algı siyaseti devam ediyor. Bir sosyal medya belediyeciliği devam ediyor. Şimdi akşamları resimler çekiliyor, atılıyor. Işıklandırılmış resimler böyle. 4,5 senedir çalışmayanlar, ortada olmayanlar bir bakıyorsunuz ortaya çıkıp son 30-40 günde bir gayret, bir gayret. Asfaltlara, kaldırımlara, bakmalar, oraları yama yapmalar, oraya direk dikmeler, orayı boyamalar. Arkadaşlar gerçekten bir komedi filmi seyrediyoruz Karabük’te. Böyle bir film yapsalar, bir belediye başkanı olsa, o belediye başkanı çalışmasa çalışmasa son 30 günde böyle hızlanır bir şekilde çalışsa buna güleriz değil mi? Şimdi biz Karabük’te bir komedi filmi yaşıyoruz. Resmen bir komedi filmi.” dedi.

Milletvekili Keskinkılıç, Karabük’ün acilen değişim ve dönüşüme ihtiyacı olduğunu da ifade ederek, “ Türkiye’nin diğer şehirlerinde insanlar nasıl caddelerde, sokaklarda, nasıl evlerde yaşıyorsa siz de o şekilde yaşamaya layıksınız. Arkadaşlar çok ciddi bir tehdit altında Karabük. Kuzey Anadolu fay hattı Karabük’ün hemen üstünden geçiyor. Karabük’ün bina stoku maalesef bir depreme dayanma şansı yok. Karabük’ün 28 mahallesinden 23 mahallesi büyük bir tehdit altında. 2000 yılından sonra yapılan binaların hiçbirinin bu depremden sağ çıkma şansı yok. Ama büyük bir tehdit altındayız. Karabük Belediyesindeki değişim artık vicdani bir değişimdir. 15 yıldır bu kenti değiştirmeyenler, bu kenti dönüştürmeyenler, bu kentteki yorgun bina stoğunu ortadan kaldırmayanlar bu kente en büyük zararı verdiler. Allah korusun başımıza bir iş gelse bütün Karabük göçük altında kalacağız. Mutlaka Karabük’te değişim olmalı. Özkan Çetinkaya başkanımızın inancı, çalışması, ataklığı ve samimiyetiyle tevazusuyla Karabük yeni bir döneme girmeli. Bu artık bir zorunluluktur” diye konuştu.

blank
blank
Mustafa AKAY tarafından
22 Ocak, 2025 11:36 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

AYAĞINA SIKMAK

MUSTAFA AKAY

Yaklaşık 200 yıldır demokratikleşme yolunda düşe kalka ilerlemeye çalışıyoruz. Bu çabalar zaman zaman sekteye uğruyor zaman zaman da özgürlüklerle buluşuyor.


Ancak, son dönemde, hızla demokrasiden uzaklaşılan bir süreç içindeyiz.
Bir ülke için hava kadar, su kadar, ekmek kadar gerekli olan demokrasimiz, baskıcı bir yöne doğru evrildi, evrilmeye de devam ediyor.


Tanzimat, Birinci Meşrutiyet, İkinci Meşrutiyet dönemlerinde başlayan demokrasi denemelerinde ne yazık ki, tam anlamıyla başarılı olunamadı.
Tam anlamıyla demokratikleşme hareketleri Cumhuriyet’le başladı. Büyük Devlet Adamı İsmet İnönü tarafından da çok partili düzene geçilmesi en önemli aşamalardan birisi oldu.
Çalkantılı geçen yıllar içinde demokrasimiz, askeri ve sivil darbelerle kesintiye uğradı, yara aldı.
Demokrat Parti İktidarında, özgürlüklerden kopuldu ve toplum üzerinde baskılar kuruldu. Bu dönemde, Millet Partisi Genel Başkanı Osman Bölükbaşı tutuklandı. Kurtuluş Savaşı kahramanlarımızdan, demokrasinin mimarı İsmet İnönü’ye karşı çok saygısız davranışlar ortaya kondu, saldırılar yapıldı. CHP’nin mallarına el konuldu. Birçok kurum ve kuruluş kapatıldı. Ardından 27 Mayıs darbesi , 12 Mart ve 12 Eylül deneyimleri yaşandı.


Bunlar hiç ders olmadı yönetenlere. Son dönemlerde de sivil darbe dediğimiz örneklerle karşılaştık.
Halkın oyuyla işbaşına gelenler, toplumu baskılamak amacıyla, sivil darbelere yöneldiler.
Sivil darbe çabaları ise son zamanlarda iyice azdı. Muhalif kim varsa, tepesine binildi. Özgürlükler kısıtlandı. Farklı görüşlere tahammül edilemez hale gelindi.


Mustafa Kemal’in Askerleriyiz diyen teğmenlere soruşturma açılırken, Bebek Katili APO’ya meclise gelip konuşması önerisi getirildi.


Gündem, fırfır döner bir halde. Gündemin fırfır dönmesindeki en büyük etkenlerden birisinin, Türkiye’nin yönetilemediğini gizlemek ve temel sorunların gözden kaçırılması için yapay hale getirilmesi çabalarıdır.
Ne yazık ki, Türkiye’miz yönetilemiyor. Halkın refahını artırmak, huzuru perçinlemek için çalışılması gereken yerde, yaşanan sıkıntıları perdelemek amacıyla yapay gündemlerle insanlar uyutulmak isteniyor.
Gerçek bir demokraside; baskı, sindirme, yıldırma, korkutma, tehdit olmaz. Ne yazık ki, ülkemiz içinde bulunduğumuz dönemde bunların hepsini yaşıyor.
Belediyeler silkeleniyor, yöneticileri ya tutuklanıyor ya da haklarında soruşturma açılıyor. Turpun büyüğü heybede tehdidi yapılıyor.


Enflasyonu düşüremeyen, emeklisine adam gibi maaş veremeyen, asgari ücrete gereği gibi zam yapamayan bir yönetim işin kolayını gündemi değiştirmekte buluyor.
Ancak, bunları yaparken de hata üzerine hataya düşüyor. Tam anlamıyla bir şaşkın durumun içine düşüyor.
Baskıyla, sindirmeyle, korkutmayla insanları susturabileceğin sanan bu anlayış, geçmişten ders almıyor. Çünkü, bu yöntemlerin hepsi geçmişte denendi ve direnenler kazandı. Hepsinin ardından yeni kahramanlar ortaya çıktı.


Şaşkın ördek kıçtan dalarmış örneğinde olduğu gibi, yeni kahramanları yönetenler kendi elleriyle yaratıyorlar.
Şimdilerde, yaptığı bir konuşma nedeniyle, tutuklanan Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ da buna bir örnek. Ümit Özdağ’ı kahraman yapma yolunda tutuklama bilerek ya da bilmeyerek devreye sokuluyor.
Ümit Özdağ’ın tutuklanması, muhalefetin istese dahi yapamayacağı birleştirmeyi sağlıyor. Muhalefetin birliğini ortaya çıkarıyor.


Toplumun geniş bir kesiminde, “Hepimiz Özdağ’ız” söylemi gelişiyor.
Kısacası, şaşkın iktidar, kendi eliyle muhalefeti birleştiriyor.
Bu demokrasimiz adına önemli bir gelişmedir.


İktidar, kendi ayağına sıkarak, sonunu hazırlama yolunda emin adımlarla yürüyor.
Siyasetin dilinin böylesine sivrilmesi, küfre dönüşmesi, muhalefet üzerinde baskılar ve gerginlikle sürdürülebilir değildir. Bu geri tepip, yapanları yaralayacak bir unsurdur. Baskı dönemlerinde muhalefetin dayanışması da çok önemli bir hale gelir. Gidişi hızlandıracak bir etkendir.
Daha doğrusu, tek adam rejimini sürdürmek, birilerini tekrar seçtirmek için ortaya konulan bu çabalar beyhudedir.


Yani, yolun sonu gözükmektedir.
BU ACIYA CAN DAYANMAZ
Bolu’da, içimizi yakan, canımızı acıtan bir facia yaşadık. İlkel ölümler ülkesi diyebileceğimiz Türkiye’mizde her gün bu tür ölümlere tanık oluyoruz.
Acımız, büyüktür. Türk Ulus’unun başı sağ olsun.

Cevap Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.