Karabük Postası tarafından
08 Kasım, 2022 14:17 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 1dk
Yorum Sayısı: 0

Milletvekili Güneş’ten 8 Kasım Mesajı

AK Parti Karabük Milletvekili Niyazi Güneş, Karabük Demir ve Çelik Fabrikaları’nın (KARDEMİR) kapatılmaması için 8 Kasım 1994’te yapılan eylemin yıl dönümü dolayısıyla mesaj yayımladı. Güneş, ülkede çelik üretiminin, 3 Nisan 1937 tarihinde Karabük’te temelleri atılan ve 1939’yılında işletmeye alınan Demir ve Çelik Fabrikalarıyla başladığını belirttiği mesajında, “İlk Türk Demiri 10 Eylül 1939’da fabrikada, Fatma isimli yüksek fırında üretilmiştir. Kurulduğu yıllarda 150 bin ton kapasiteye sahip olan demir çelik fabrikamız, uzun yıllar boyunca ülkemizdeki endüstriyel atılımlara öncülük etmiş, Türk sanayisinin öncüsü ve okulu olmuştur. Öyle ki, adını tarih kitaplarına ‘Fabrikalar Kuran Fabrika’ olarak yazdırmış, ülkemiz sanayisine yurdun dört bir yanında unutulmaz eserler kazandırmıştır” ifadelerini kullandı. KARDEMİR’in kapatılmak istenilmesi konusunda da bilgi veren Güneş, “Ülkemizin ekonomi tarihine şahitlik eden bu tesisler, bilindiği gibi 1994 yılında dönemin hükümetinin içine düştüğü ekonomik krizden kurtulabilmek için IMF’nin kapısını çalmıştı. IMF ekonomik kriz içerisinde bulunan hükümete kredi açabilmek için bazı şartlar ileri sürmüştü. Bu şartlardan birisi de Karabük Demir Çelik fabrikalarının özelleştirilmesi değil, tamamen kapısına kilit vurularak 1994 yılı sonuna kadar tasfiye edilmesi şartıydı. Çelik işçisi, yöre esnafımız, sanayicimiz ve Karabük halkının topyekûn gösterdiği direniş sonucunda Demir Çelik fabrikalarının kapatılması önlenmiş, istisnai bir özelleştirme yapılarak bugün ki KARDEMİR adını almıştır. Fabrikamız bugün hepimizin iftihar edeceği büyük bir esere dönüşmüştür” dedi. (Nurettin Acar)

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
Fevzi Aydın tarafından
03 Haziran, 2025 13:41 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

DÜNYA FİLİSTİN’E KÖR…

DÜŞÜNCE ve GÖRÜŞ
Fevzi AYDIN

Dünya düzenine bakıldığında, çoğunlukla küresel ülkelerin, güç kalkanı altında yaşayan, dünya sistemi görülmekte…
Yine dünya düzenine bakıldığında, İslam coğrafyası dışında, işgal, savaş, insanları ülkelerinde çıkarma gibi vahşet ve insanlık suçlarını görmek mümkün değil…
Geçmişte olduğu gibi bugün de Müslümanları, ülkelerinden çıkarma, vahşet ve işgal hızla devam ediyor…
Filistin’de olduğu gibi dünyanın diğer bölgelerindeki Müslüman ülkelere ve toplumlara karşı yapılan tehcir-zorunlu göç, vahşet ve savaşlara dünya kör ve duyarsız kalmaya devam ediyor…
Duyarsız çünkü, özellikle İslam dünyasına karşı devam eden savaşlar, dünya sosyo-ekonomisine sahip küresel güçler, devletler tarafından yapılmakta…
Özellikle Türkiye’nin de müttefiki ve stratejik ortağı ABD, Rusya, AB gibi ülke ve topluluklar…
Gerek stratejik konumları gerekse yer altı ve yerüstü zenginliklere sahip Müslüman ülkelerin, konum ve zenginlikleri, küresel güçlerce kullanılmakta ve pazarlanmakta…
Ortadoğu kapısı olarak görülen Filistin de yıllardır, ABD destekli İsrail tarafından milim-milim, metre-metre katliam, vahşet, tehcir ve işgal devam etmekte…
Beş daimi üye yönetimindeki, Birleşmekten habersiz Milletler-BM, Filistin ve Gazze’yi bugün dünyanı en aç bölgesi ilan etmesine rağmen, ABD destekli İsrail’e dur deme cesaretini gösteren yok…
Birleşmiş Milletler uluslararası barış ve güvenliği sağlamak, devletler arasında dostane ilişkileri desteklemek, kalkınmayı ve insan haklarını geliştirmek amacıyla 1945 yılında kurulmuş…
Türkiye Birleşmiş Milletler'i kuran 51 kurucu üye arasında…
Bugün, Birleşmekten Habersiz Milletler-BM, hangi Müslüman ülkenin barış ve güvenliğini sağlamış…
İslam coğrafyasında lider konumda görülen Türkiye bile, İslam ülkelerine ve Müslümanlara yapılan, işgal, vahşet ve savaşlar karşısında, boykot ve açıklamalar dışında, koruma ve destekten kaçınmakta…
Dünya üzerindeki Müslümanların çoğunlukta olduğu Türk Devletlerini; “Türk Devletleri Teşkilatı” şemsiyesi altında birleştirme çabasındaki Türkiye, Türk devletleriyle birlikte, Filistin ve diğer Müslümanlara yapılan göç, savaş ve katliamlara seyirci kalmamalı…
Türkiye bugüne kadar, İsrail’i sadece boykot ve açıklamalarla, Filistin’e karşı yaptığı katliamı durdurmasını istiyor…
İslam dünyası ise İsrail’i, yıllardır Filistin’e karşı yaptığı katliamlardan dolayı boykot ve kınama yapmaktan kaçınmakta…
Ortadoğu ve Suriye’de küresel güç destekli, bölgede bir dizi hükümet karşıtı protesto, ayaklanma ve silahlı isyanlar başlamıştı…
Bölgeyi yeniden konumlandırmak isteyen ABD ve Rusya öncülüğündeki ayrı güçler, Ortadoğu ve etrafındaki Müslüman ülkelere karşı başlattığı savaşa, Türkiye başta ABD ile daha sonra Rusya ile topyekûn katılmıştı…
Arap baharı, Suriye’nin El-Kaide bağlantılı HTŞ örgütüne teslim edilmesiyle şimdilik duruldu gibi…
Ortadoğu-Suriye konusunda güç kullanabilen Türkiye, Filistin ve diğer Müslüman ülke ve toplulukların korunması adına, İslam coğrafyasını ve kurucusu olduğu Birleşmiş Milletler’i ayağa kaldırmalı…
Düşünce ve görüşlerin ışık olması dileğiyle…

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.