Karabük Postası tarafından
15 Ağustos, 2015 14:19 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 4dk
Yorum: 0

Meğer Neler Olmuş!…

Karabük Kent Konseyi Başkanı Yalçın Kılınç’ın kampus alanına yapılacak olan öğrenci yurdunun Aydınlıkevler Bölgesine kaydırılması ile ilgili olarak yaptığı açıklamalara AK Parti İl Başkan Yardımcısı Ali Erorhan’ın cevap vermesinin ardından yeni bir açıklama daha yapan Kent Konseyi Başkanı Yalçın Kılınç, Kent Konseyinin Vali ve AK Parti ile yaşadığı sıkıntıları tüm çıplaklığıyla göz önüne serdi Karabük Üniversitesi kampus alanına yapılması düşünülen, daha sonra Aydınlıkevler Bölgesine kaydırılan öğrenci yurdu ile ilgili Kent Konseyi Başkanı Yalçın Kılınç’ın yaptığı açıklamalara AK Parti İl Başkanı Ali Erorhan’ın cevap vermesi yurt tartışmalarına farklı bir boyut kazandırırken, Kent Konseyinin Vali ve AK Parti ile yaşadığı sıkıntıları da gün yüzüne çıkardı. Karabük Kent Konseyi Başkanı Yalçın Kılınç, Tebrik ve Teşekkür başlığı adı altında yayınladığı basın bildirisinde randevu taleplerinin bile Vali tarafından kabul edilmediğini belirterek, şu açıklamayı yaptı. “Karabük Kent Konseyi Başkanı seçilmemden bu yana 14 aylık bir süre geçtikten sonra , Ak Parti Karabük teşkilatını temsilen, ilk kez resmi bir ağızdan “DEMOKRASİ ADINA” muhatap alınmış olmak sevindirici ve önemli bir gelişme. Sevgili ve muhterem iktidar partili arkadaşlarımızın, on üç yıllık siyasi erk ve iktidarlarından kaynaklanan kibirle, kendilerinden başka bir güç ya da sese tahammülsüzlükleri, kendilerinden olmayan, ya da kendilerinin içinde olmadığı bir STK’yı kale almaları ne büyük tevazu, bizim adımıza ne büyük şeref ! Zira, iktidar partisinin Karabük teşkilatı göreve geldiğimiz kongrede , başta İlimiz Valisi üzerinde baskı kurarak ve onun vasıtası ile Karabük Belediyesine baskı yapmaya çalışarak önce şahsımın adaylığını engellemeye çalışmış, aday olmamam için “ Devlet Memuru, neticede Öğretmen olduğum” ( onların tabiriyle ) hatırlatılmış, üstü kapalı kibarca tehdit edilerek, başkan adaylığımdan çekilmem için çirkin baskılar yapılmıştı. Bense, İl Valilerinin de neticede bir devlet memuru olduğunu, ancak valilerimizin görev gereği belli sürelerle ilimizde gelip geçici olduğunu , kendiminse bir KARABÜK’LÜ olarak mezarlığımın burada olduğunu hatırlatarak ADAYLIKTAN VAZ GEÇMEYECEĞİMİ, ifade ettim. Sonrasın da, başkan seçilmem ardından yaptığım konuşmamda “RIZKI YALNIZ ALLAH VERİR” ve ; Yine Kent Konseyi görevleri kapsamında, siz kent yöneticilerine yeri geldiğinde Hz. Peygamberimizin sabır ve sükûnetini, Hz. Ebu Bekir’in devlet ahlakını, Hz. Ömer’in adaletini, Hz. Osman’ın nezaket ve ferasetini, Hz. Alinin ilmini, Büyük önder Atatürk’ün “ Yaradılışımda bir fevkaladelik varsa, Türk olmamdan kaynaklanmaktadır” sözünü hatırlatacağım. Kimi zaman size işinizi öğretme cüretini göstereceğim ve “Türk- İslam Devlet geleneğinden” Yusuf Has Hacib’in “Kutatgu Bilig”, Platonun “Devlet” eserlerin den, kimi zaman Mustafa Akdağ’dan “Türkiye’nin Siyasi ve İçtimai” tarihinden dem vuracağız. demiştim özetle. Maalesef o günden sonra, Karabük Kent Konseyi olarak Sayın İktidar partisi millet vekillerine nezaket ziyareti için randevu talebimize cevap dahi verilmediği gibi, ilginç olanı ise maalesef ilimiz valisi bile randevu talebimize bugüne kadar cevap vermemiştir. O günden beri Karabük Kent Konseyimize karşı, adeta yok sayma, görmezden gelme tutum ve davranışları süre gelmiştir. Ancak yukarıda yazdıklarımdan Ak Parti İl Başkanı Sn. Timurçin Saylar’ı ve o günler de Karabük Ticaret Odası Başkanı Sn. Sedat NAMAL’ı istisna tutar teveccühlerine teşekkür ederim. Bilinmeli ve unutulmamalı ki Kent Konseyleri, kendi bütçesi ve tüzel kişiliği olmayan, icra yetkisi olmayan sadece KENT YAŞAMI’na dair tavsiye ve öneriler getiren sivil toplum örgütleridir. Şimdi sizce, ANTİ DEMOKRATİK bir yaklaşım ve SİYASİ BİR KASITLA, iktidar milletvekilleri ve ilin valisi tarafından yok sayılıp adeta tecrit edilen bir Kent Konseyi, ne kadar üretken ve kent yaşamına katkı sağlayabilir ? Sonrasın da ise, Milli Eğitim Mevzuatı gereğince, görev yaptığım okul müdürümce teklif edilip, milli eğitim müdürümüzün inhasına ( uygun görmesine ) rağmen, on yılı aşkın süreden beri başarıyla devam ettirdiğim, defalarca ödüllendirildiğim müdür yardımcılığı görevime ilimiz valimizce tamamen keyfi sebeplerle uygun bulunmayıp devam ettirilmemiş olmam camiamızca manidar olup, olay idari yargıdadır. Tüm bunlara rağmen, geçen 14 aylık sürede Karabük Kent Konseyini yerel siyasete sokmamaya özen gösterdik kavga ve polemikler içine girmedik. Son olarak, büyük bir iyi niyetle istedik ki, geçirdiğimiz genel seçimler neticesinde ilimiz siyasi temsilcilerini, başta Milletvekillerimizi, Belediye Başkanımızı, ilimizde teşkilatı olan tüm siyasi parti başkanlarımızı bir iftar sofrasında buluşturalım. Ramazan ayının kutsiyeti ve iftar sofralarının bereketiyle bir araya getirip bir birleriyle konuşup istişare etmelerini sağlayarak bu alışkanlığın başlayıp gelişmesinde yapıcı ve öncü olalım. “ Asl olan Karabük’se , seçim yarışı bitmiştir, artık sırada hizmet yarışı vardır” düsturu ile istişare oluşturalım istedik. Hatta bu yüzden Basın Mensubu Arkadaşlarımızı davet etmedik. İstedik ki Basın Mensuplarıyla değil birbirleriyle konuşup istişare etsinler. Bu sebeple basın mensubu arkadaşlarımızı istemeden üzdük, kendimiz içinse büyük bir reklam fırsatından öz veride bulunduk. Ancak sizlerin de bildiği ve takip ettiği gibi tüm siyasi davetliler , kendilerine minnettarım, davetimize icabet etmelerine karşı, Sayın Ak Parti Milletvekilimiz ve sayın İl Başkanının kendilerine on gün öncesinden haber verip, iftar gününü onlara göre ayarlamamıza rağmen, sadece bir saat öncesi katılmayacaklarını bildirdiler. Halkın iktidarı oldukları iddiasındaki bu saygıdeğer arkadaşlarımız, bir kez daha anladık ve şahit olduk ki, “Kibirden, burunları yere düşse eğilip almayacaklar” Buraya kadar yaşananların bolca şahitleri olduğundan, ispat edemeyen filancadır gibi seviye düşürücü itham ve açıklamaların gelmeyeceğine inanıyor ve bu yaşananları siz sevgili kamu oyunun takdirine bırakıyorum. Sayın Ali ERORHAN arkadaşımızın açıklamasına gelince , söyledikleri maalesef bizim ortaya koyduğumuz donelere cevap olamamış, zayıf kalmıştır. Konu hakkında tekrar edilecek bir şey olmadığını düşünüyor, bu konuda gereken her şeyi iyi niyetimiz ve inancımızla ortaya koyduğumuza ve halkımız tarafından doğru anlaşıldığıma inanıyorum. Bir tarihçi olarak “ Her kes uzmanı olduğu konu da konuşsun ve işini yapsın” diye anlayıp yorumladığım ince göndermesi içinse ; 1- On üç yıllık iktidarlarında göreve getirdikleri Milli Eğitim Bakanların dan kaçı “ Eğitim’ciydi” ? 2- “TUBİTAK” gibi bir kurumun başına getirdikleri Atatürk Orman Çiftliği görevlisi kimdi, işi ve uzmanlığı neydi ? 3- İlgili ilgisiz her yere kurum müdürü yaptıkları din görevlilerimizin bilgi birikimleri ve uzmanlıkları nedir ? sorularını sormak isterim, Zaman içinde benim bilgi, birikim ve tecrübelerimin ne kadar neye yettiğini görecek ve öğreneceklerine inanıyorum. Unutmayınız, “ Tarih toplumsal, siyasal, ekonomik ve beşeri tüm olayların laboratuarıdır.” Biliyorsunuz değil mi, bu da bizim işimiz ! Ayrıca, Karabük Kent Konseyini, sadece bir Tarihçiden ibaret saymanız ne büyük handikap. Keşke Karabük Kent Konseyinde, Ticaret Odası, Karabük Barosu, Çelik İş Sendikası, Emekliler Cemiyeti, Türk Büro Sen, Kardemir Karabük Spor, Belediye Meclisi, Kardemir , Muhtarlar derneği, Arge ve KUYED temsilcileri olduğu bilgisi ve farkındalığın da olsaydınız belki o zaman en baştan “ KENT KONSEYİ DEĞİL, KURT KONSEY İ” diye yaftalamaz, bizden istifade eder, Karabük’e daha faydalı hizmetlerde bulunurdunuz. Netice de benim açıklamalarıma cevap vermiş olmanızı, GELİŞMEKTE OLAN DEMOKRA-SİMİZ açısından önemli bir gelişme olarak görüyor, parti yönetiminize teşekkür ediyorum. Zira “ Bugün birimizin AK dediğine, diğerimiz KARA desek te, şimdilik basın yoluyla da olsa diyoloğu devam ettirdiğimiz sürece bir gün en azından GRİ’de buluşacağımıza inanıyorum. Son olarak hatırlatmak isterim ki dün Karabük merkezinde Ak Parti olarak üç Milletvekili bir Belediye Başkanınız varken, bugün sizin eliniz de sadece bir milletvekilinize karşılık, MHP’nin bir Milletvekili ve bir Belediye Başkanı var. Skor aleyhinize 2-1 olmuş. Hala tek kale maç yaptığınıza inanıyor musunuz ?”

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
22 Kasım, 2025 16:52 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum: 0

Bakan Uraloğlu: “İlk göreve geldiklerinde 4.7 milyon kullanıcının bilgileri yurt dışına çıkarılmıştır”

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin uygulamasıyla 4.7 milyon kullanıcının bilgilerinin yurtdışına çıkarıldığını belirterek, "İlk vazifeye gelindiği anda bu yapılmıştır. Bu türlü bir iradeye mi biz bu ülkeye teslim edeceğiz. Allah’ın müsaadesiyle etmeyeceğiz" dedi.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Trabzon’da düzenlenen AK Parti Mahallî İdareler Başkanlığı Bölge Toplantısı’na katıldı. Toplantıda bir konuşma yapan Bakan Uraloğlu, 2053 yılında demiryolu ağını 17 bin 500 kilometreye çıkartılacağını belirterek, "Ülkemizi 2 bin 251 kilometrelik süratli demir yolu yaparak yüksek süratli demir yolu ağları ile tanıştırdık. Önümüzdeki aylarda 225 kilometre süratli giden yerli ve ulusal yüksek süratli tren setimizi raylarda denemeye başlayacağız. İnşallah 2028 yılında 14 bin kilometre olan demiryolu ağımızı 17 bin 500 kilometreye çıkartacağız. 2053 yılında da 28 bin 500 kilometreye çıkartacağız. 2053’e kim sağ kim selamet diye bir yaklaşım olabiliyor. Tabi ben Rabbimden kendi adıma 2053’ü bana görmeyi nasip etsin diye niyaz ediyorum. Daima birlikte inşallah. 48 saatte süratli trenlerle bütün Türkiye’yi dolaşma imkanına inşallah nasip olacağız" dedi.

"İstikbali bilgiler dahil hepsi daima beraberinde yurt dışına çıkarılmıştır"
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin uygulamasıyla 4.7 milyon kullanıcının bilgilerinin yurtdışına çıkarıldığını kaydeden Bakan Uraloğlu, "Biz ideoloji değil insanı merkeze koyduk. Hengame değil hizmet odaklı olduk. Rant değil proje odaklı olduk. Laf değil hakikaten icraat odaklı olduk. Lakin maalesef ülkede muhalefet yapma ismine olanlar bunun tam karşıtından hareket etmişlerdir. Yürütülen kimi isimli soruşturmalar var biz bunun hiçbir yerinde yokuz. Şikayet eden kendileri, itirafçı olan kendileri, iç hengame eden kendileri ancak isimli makamlar elbette takip ediyor. Benim Bakanlığımı ilgilendiren bir tarafı huzurlarınızda paylaşmak istiyorum. İstanbul’un ferdî bilgileri ile ilgili soruşturmanın bir modülü var ondan bahsedeceğim. İstanbul’daki Büyükşehir Belediyesi’nin uygulamaya koyduğu 4.7 milyon kullanıcının bilgileri. O bilgilerde bütün şahsî bilgiler var. İrtibat bilgilerinden, TC kimlik numarasına, mail adresine, mesken ve iş adresine bütün bilgileri var. Birebir vakitte pozisyon bilgisini paylaştığı için bütün gününü hayatını nerede geçirdiğinin bilgileri var. Hasebiyle sizin özeliniz neredeyse ne varsa bütün bilgiler yurt dışına çıkarılmıştır. Bunun en suçsuz mazereti seçimlere yönelik insanlara ulaşma mazeretidir. Bunu da yaptılar zati. Kim Abdulkadir Uraloğlu. Kimdir bu; AK Partilidir. Tamam onun önüne biz hangi reklamları nerede nasıl çıkarırsak onu tesirler kendimize oy verdiririz. Bu en saf olanıdır. Fakat istikbali bilgiler dahil hepsi daima beraberinde yurt dışına çıkarılmıştır. Birinci vazifeye gelindiği anda bu yapılmıştır. Bu türlü bir iradeye mi biz bu ülkeye teslim edeceğiz. Allah’ın müsaadesiyle etmeyeceğiz. Biz bu ülkeye hizmet etmeye daima bir arada devam edeceğiz. İnancımız, çabamız, sadakatimiz ile yolumuza Allah’ın müsaadesiyle devam edeceğiz. Cumhurbaşkanlığı seçimlerini almadan 2029’u konuşmamızın bir manası yok. 2027 mi olur 2028 mi olur seçimi Allah’ın müsaadesiyle inşallah beraberce alacağız. Bu ülkeye bütün gruplarımızla birlikte bütün dava arkadaşlarımızla bir arada hizmet etmeye devam edeceğiz" tabirlerini kullandı.

Bizi sosyal medyadan takip edin