Karabük Postası tarafından
17 Eylül, 2014 07:38 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Madencinin Emeklilik Yaşı 43’e Kadar Düşecek

ZONGULDAK Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Genel Başkanı Eyüp Alabaş, Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Kozlu Müessesesi’nde çalışan arkadaşlarımızı ziyaret ederek torba kanun olarak bilinen 6552 Sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un madencilikle ilgili maddeleri hakkında bilgi verdi. Sabah vardiyası değişiminde işten çıkan ve işe girecek olan işçilerin bilgilendirildiği ziyarete Alabaş’ın yanı sıra GMİS Genel Başkan Yardımcısı Satılmış Uludağ, Genel Sekreteri Behzat Cinkılıç, Genel Mali Sekreteri Muharrem Sarıçam, Genel Teşkilatlandırma ve Eğitim Sekreteri Osman Tutkun, GMİS Kozlu Şube Başkanı Şaban Kaptan ve şube yöneticileri, Karadon Şube Başkanı Neşat Cebeci ve Şube Yönetimi katıldı. 6552 Sayılı Kanunun taşkömürü ve linyit yeraltı maden işletmelerinde çalışan işçilerin ücretlerinin iki asgari ücretten az olamayacağını düzenlediğini belirten Alabaş, emeklilik yaşının ise 55’ten 50’ye düşürüldüğünü, fiili hizmet süreleriyle birlikte madencilerin emeklilik yaşının 43’e kadar düşeceğini söyledi. Yeraltı maden işletmelerinde İş Kanunu’nda bulunan haftalık 45 saatlik çalışma süresini değiştirmeden en fazla 36 saatlik, günlük 6 saatlik yeraltı çalışmasını düzenleyen maddesinin girişimleri sonucu 1 Ocak 2015 tarihine ertelendiğini belirten Alabaş, “Düzenlemenin uygulanabilirliğinin olmadığını ifade ettik. Madencilikte yeraltı çalışma süresinin yanı sıra tüm çalışma sürelerinde günlük 7,5 saat, haftalık 37,5 saat, iki gün tatil düzenlemesinin doğru olacağını belirttik. Konuyu, Çalışma Bakanı Faruk Çelik ile görüştük. Sayın Bakan, yeni bir yasayla, çalışma süreleriyle ilgili düzenleme yürürlüğe girmeden, taleplerimiz doğrultusunda yeniden düzenleme yapacakları sözünü verdi” dedi. Soma kazasının ardından torba yasa ile şehit ailelerine, çocuklarının işe alınması gibi çeşitli haklar sağlandığını belirten Alabaş, “166 yıllık üretim kültürü ve 5 bin şehidi olan Zonguldak için bu maddenin uygulanmaması bölge insanı olarak bizleri derinden yaralamıştır. Zonguldak maden şehitleri yakınlarının da bundan yararlanması için mücadelemiz devam edecek. Anayasa’nın eşitlik ilkesine aykırı olan bu maddenin getirdiği hakların tüm maden şehitlerinin ailelerine de sağlanmasını istiyoruz” dedi. Alabaş, özetle Soma faciasının meydana geldiği andan itibaren iş güvenliği ile ilgili Sendikalarının görüşlerini kamuoyuyla paylaştıklarını, Torba Yasayla 2008'de madencinin elinden alınan hakların bir bölümünün geri kazanıldığını, TTK’da gruplu çalışan madencilerin daimiye geçirilmesi ve işçi açıklarının giderilmesi için görüşmelerde bulunduklarını söyledi. Konuşmanın ardından maden işçilerinin sorularını yanıtlayan GMİS Heyeti, ardından ocak şeflerini ziyaret etti.
Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Haber Merkezi tarafından
28 Temmuz, 2025 14:28 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

TÜBİTAK’tan Dikkat Çeken Tez Projesine Destek

Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK), 1002 Hızlı Destek Programı kapsamında dikkat çeken bir doktora tez projesini desteklemeye başladı. Karabük Üniversitesi (KBÜ) Fen Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Yasemin Tümer’in eş danışmanlığını yaptığı “Makrohalkalı Fosfaza-Schiff Bazları ve Metal Komplekslerinin Sentezi, Yapı ve Biyoaktivitelerinin İncelenmesi” başlıklı proje, yeni bileşiklerin sentezi ve ilaç geliştirme süreçlerinde kullanılabilecek etkili moleküllerin araştırılmasını amaçlıyor.

Proje, Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü doktora öğrencisi ve aynı zamanda Bartın Üniversitesi öğretim görevlisi olan Özlem İşcan’ın yürütücülüğünde ilerliyor. Danışmanlar arasında Ankara Üniversitesinden Prof. Dr. Nuran Asmafiliz de yer alıyor.

ANTİMİKROBİYAL VE ANTİKANSER ETKİLERE SAHİP YENİ BİLEŞİKLER

Proje kapsamında, antimikrobiyal ve antikanser özellikleriyle bilinen Schiff bazlarının makrohalkalı fosfaza-Schiff bazı türevleri sentezleniyor. Bu yeni bileşiklerin yanı sıra, bakır, çinko ve nikel gibi geçiş metalleriyle oluşturdukları komplekslerin hem yapısal özellikleri hem de biyolojik etkileri araştırılıyor.

ARAŞTIRMALARIMIZLA UMUT VAAT EDEN SONUÇLAR ALIYORUZ”

Proje hakkında bilgi veren Doç. Dr. Yasemin Tümer, şu açıklamayı yaptı:

“Projemiz, makrohalkalı fosfaza-Schiff bazları ve bu yapıların metal komplekslerinin sentezi, yapılarının incelenmesi ve biyoaktivitelerinin araştırılmasını kapsıyor. Öğrencimiz Özlem İşcan’ın doktora tez çalışmalarını içeren bu projede yürütücü olarak kendisi görev alıyor, biz de danışmanları olarak destek veriyoruz.”

Doç. Dr. Tümer, Özlem İşcan’ın Karabük Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümünün ilk mezunlarından olduğunu da belirterek “Mezun öğrencimizin akademik alanda gelişimine eşlik etmek üniversitemiz adına gurur verici.” diye konuştu.

SENTEZLER KARABÜK ÜNİVERSİTESİNDE YAPILIYOR

Doç. Dr. Tümer, proje kapsamında sentezlenen bileşiklerin antimikrobiyal özelliklerinin de araştırıldığını belirterek şöyle konuştu:

“Sentez çalışmalarımızı üniversitemizin araştırma laboratuvarlarında sürdürüyoruz. Laboratuvar imkânlarımız, yeni bileşiklerin sentezi ve saflaştırılması alanında araştırmalar yapabilmemize olanak tanıyor.”

Fosfazen kimyasının önemine de dikkat çeken Tümer, bu bileşiklerin fosfor ve azot atomlarının ardışık olarak bağlanmasıyla oluşan halkalı yapıya sahip olduğunu vurgulayarak şu ifadeleri kullandı:

“Bu yapılar benzen halkasına benzediği için ‘anorganik benzen’ olarak da adlandırılır. Yer değiştirme reaksiyonları ile pek çok orijinal bileşik sentezlenebiliyor. Bu bileşikler farklı fiziksel ya da kimyasal özellikler gösterebiliyor. Dolayısıyla fosfazen kimyası çalışmak hem ilgi çekici hem de keyifli.”

PATENT VE İLAÇ GELİŞTİRME SÜRECİ GÜNDEMDE

Çalışmanın ilk aşamasında sentezlenen bileşiklerin detaylı olarak karakterize edileceğini belirten projenin yürütücüsü Özlem İşcan şöyle konuştu:

“Fosfaza-Schiff bazları ile metal kompleksleri elde etmeyi planlıyoruz. Daha sonra bu yeni bileşikleri bazı bakteri ve maya türlerine karşı test ederek biyolojik aktivitelerini inceleyeceğiz.”

Antimikrobiyel etkiler görülmesi hâlinde patent başvurularının yapılabileceğini belirten İşcan, projenin potansiyelini şu sözlerle aktardı:

“Ayrıca bu bileşiklerin plazmid DNA ile etkileşimleri araştırılacaktır. Etkili bulunmaları durumunda antikanser aktiviteleri de incelenecek ve ilaç aktif madde olma özellikleri araştırılacaktır.”

ÇOK YÖNLÜ BİLİMSEL KATKI

Karabük Üniversitesi, Bartın Üniversitesi ve Ankara Üniversitesi iş birliğiyle yürütülen proje; kimya, biyoteknoloji ve ilaç araştırmalarını bir araya getirerek disiplinler arası bilimsel üretimi teşvik ediyor. Proje, Türkiye’nin bilimsel araştırma kapasitesine çok yönlü katkı sağlamayı hedefliyor.

Bizi sosyal medyadan takip edin