Ihlas Haber Ajansı tarafından
30 Kasım, 2024 04:45 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Liseli Büşra’nın öldüğü kazada 2 sanığa 9 yıl hapis cezası

Zonguldak’ta lise öğrencisi Büşra Akın’ın hayatını kaybettiği 18 öğrencinin de yaralandığı kazada tutuksuz yargılanan sanıklardan Ramazan A. ile öğrenci servisinin şoförlüğünü yapan Fikret B. hakkında 9 yıl 5 ay 10 gün hapis cezası kararı verildi. Bir diğer sanık M.A. hakkında ise beraat kararı verildi.
Kilimli ilçesine bağlı Çatalağzı beldesinde 2022 yılında Fikret B. (67) idaresindeki 67 AT 873 plakalı midibüs kontrolden çıkarak şarampole uçtu. Kazada lise öğrencisi Büşra Akın hayatını kaybederken 18 öğrenci de yaralandı. Zonguldak 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada tutuksuz sanıklardan şoför araç sahibi Ramazan A. (33) ve babası Müslüm A. (68) ile taraf avukatları ve mağdurlar ile aileleri katıldı. Araç sürücüsü Fikret B. ise duruşmaya katılmadı.
Duruşmada öğrenci Yağmur G. "Okul çıkısı servise bindik. Seyir halimdeyken kaza olmadan saniyeler önce sürücü Fikret B. kendini kurtarmak için sola doğru dısarı atmak istedi. Bağrışma sesleri duydum. Kaza sonrası hastanede sürücünün yanında yatıyordum. Doktorlar pek müdahale etmiyordu. Sürücünün kalp krizi gecirdiğini düşünmüyorum. Arkadaslarımın dediği gibi emniyet kemeri yerlerdeydi, emniyet kemeri bağlanmıyordu, koltuklar çıkmış vaziyetteydi. Serviste giderken ara ara koltuklar düşüyordu. Araç hızlı gidiyordu; arada biz kendisine yavaş gitmesimi söylüyorduk. Kendi güzergahından sapıp dar yollara giriyordu, daha önceden de iki kez kaza tehlikesi geçirmiştik. Olay sonrası 5 gün yoğun bakımda kaldım" şeklinde konuştu.
Mağdurların avukatı Osman Yayla, tüm sanıkların olası kast hükümleri uygulanarak cezalandırılmasını istedi. Sanık avukatları da, araca dair incelemelerin yapıldığını, servis aracından kaynaklanan kazanın meydana gelmediği bilirkişi ile raporuyla mevcut olduğunu söyledi. Sanık avukatı, kazanın şoför Fikret B.’nin rahatsızlanmasından dolayı yaşandığını öne sürerek sanıkların beraat talep etti.
Son sözü sorulan sanık Ramazan A., "Böyle bir kaza olmasını kimse istemezdi" diyerek beraat istedi. Mahkeme heyeti sanıklardan araç sürücüsü Fikret B. ile araç sahibi Ramazan A. hakkında "bilinçli taksirle bir kişinin ölümüne sebebiyet verme ve birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma" suçundan ayrı ayrı 9 yıl 5 ay 10 hapis cezası ile yurt dışına çıkış yasağı kararı verdi. Sanık Müslüm A. ise beraat etti.
(OA-

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Ihlas Haber Ajansı tarafından
03 Mayıs, 2025 21:35 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Öğr. Gör. Eroğlu: “Dezenformasyon artık ulusal güvenlik meselesidir”

Karabük Üniversitesi Adalet Meslek Yüksekokulu Hukuk Bölümü'nden Öğr. Gör. Dr. Hülya Özçağlar Eroğlu, dezenformasyonun artık ulusal güvenlik meselesi olduğunu ifade etti.
Öğr. Gör. Dr. Hülya Özçağlar Eroğlu, dezenformasyonun bir zihin manipülasyonu aracı olduğunu ve çağın en sinsi tehditlerinden biri olduğunu belirtti.
Öğr. Gör. Dr. Hülya Özçağlar Eroğlu, dijital şiddetin bir türü olarak dezenformasyonun bireyleri, kurumları ve hatta devletleri nasıl etkilediğini detaylı bir şekilde değerlendirdi.
Eroğlu, dezenformasyonun kasıtlı olarak yayılan yanıltıcı bilgilerle kamuoyunu yönlendirme amacı taşıdığını belirterek, bu kavramın günümüzde dijital şiddetin bir türü hâline geldiğini söyledi.
Birbirine kelime olarak benzeyen kavramların anlamlarının farklı olduğunu belirten Eroğlu, "Dezenformasyon, mezenformasyon ve malenformasyon kavramları sıklıkla birbirine karıştırılsa da her birinin farklı anlamlar taşıdığını ifade eden Eroğlu, şöyle konuştu: "Mezenformasyon kötü niyet olmadan yapılan yanlış bilgi paylaşımıdır. Malenformasyon ise doğru bilginin, kamuoyunu yanıltmak amacıyla fikrinden koparılarak sunulmasıdır" dedi.
Yapılan araştırmalara göre yalan haberlerin, doğru içeriklere kıyasla altı kat daha hızlı yayıldığını vurgulayan Eroğlu, bunun nedeninin bireylerin bilgiye kolay erişme arzusuyla doğrulama zahmetinden kaçınmaları olduğunu söyledi.
"Dijital medya çalışanları da basın mensubu statüsüne alındı"
Dijitalleşmenin medya üzerindeki etkilerine de değinen Özçağlar, artık haberlerin büyük oranda dijital ortamda üretildiğini ve yayıldığını, bu durumun ise basın mensuplarına daha fazla sorumluluk yüklediğini belirtti. Kamuoyunda "Dezenformasyon Yasası" olarak bilinen 7418 Sayılı "Basın Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun''un da bu süreçte önemli bir yasal düzenleme olduğuna dikkat çeken Özçağlar, internet haberciliğinin "süreli yayın" olarak kabul edilmesinin ardından dijital medya çalışanlarının da basın mensubu statüsüne alındığını söyledi.
Dezenformasyonla mücadelede bireylerin de sorumluluk üstlenmesi gerektiğini kaydeden Eroğlu, dijital içeriklerin hızla silinebildiğine dikkat çekerek, "Ekran görüntüsü almak ve Noterler Birliğinin e-Tespit sistemi gibi araçlar, yalan haberlere karşı delil oluşturmak açısından büyük önem taşıyor." dedi.

Bizi sosyal medyadan takip edin

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.