blank
Ihlas Haber Ajansı tarafından
27 Mart, 2024 08:48 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Kuzey Anadolu’daki aktif faylar jeodezik yöntemlerle araştırılacak

Kuzey Anadolu Fay hattı üzerinde yer alan Çorum ve çevresindeki aktif fay hatları Hitit Üniversitesi’nce yürütülecek proje ile ile araştırılacak.

Osmancık Ömer Derindere Meslek Yüksekokulu Öğretim Görevlisi Kayhan Aladoğan tarafından hazırlanan “Kuzey Anadolu Fay Zonu (KAFZ) Orta Segmentinin Blok Hareketlerinin GNSS Ölçmeleri ile Belirlenmesi” başlıklı proje çerçevesinde Kuzey Anadolu Fay Zonu’nda 60 farklı lokasyon belirlenerek fay mekanizmalarının çözülmesine yönelik çalışmalar yürütülecek. Kuzey Anadolu Fay hattının Türkiye’deki en aktif fay hatlarından birisi olduğuna dikkat çeken Kayhan Aladoğan, Türkiye’de son 100 yılda meydana gelen büyük yıkıcı depremlerin birçoğunun bu fay üzerinde meydana geldiğine işaret etti.

Kuzey Anadolu Fay hattı aktivitesi yüksek olduğu için gelecekte de büyük deprem üretme potansiyeline sahip olduğunun altını çizen Aladoğan, "Projemizde Kuzey Anadolu’nun önemli bir geçiş güzergahı olan, üzerinde bir çok yerleşim yeri bulunan ve bölge depremselliği açısından önemli bir fay zonu olan Kuzey Anadolu Fay Zonu (KAFZ) orta kesimlerinin modellenmesi amaçlanmaktadır. Çalışma alanımız doğuda Tokat Erba’dan başlayıp batıda Kastamonu Ilgaz’a kadar uzanmaktadır. Çalışmalarda Kuzey Anadolu Fay Zonu ana kol haricinde güneye uzanan iç bükey kollarda var. Bunların en büyüklerinden birisi olan ve 1939 Erzincan depreminden sora yüzey kırığı oluşan Sungurlu fayı Tokat Niksar’dan başlayarak Çankırı Havzasına kadar uzanmaktadır. Diğer önemli bir kol ise Merzifon Esençay fay hattıdır. Bu fay üzerinde yapılan çalışmalar sonucunda fayın deprem tekrarlama periyodu ortalama bin 300 yıl olup, bu fay üzerinde yaklaşık 3 bin 700 yıldır büyük bir deprem meydana gelmemiştir" ifadelerini kullandı.

"60 noktada çalışma yapılacak"
Proje çerçevesinde 60 noktada çalışma yapılacağını anlatan Aladoğan, "Bu çalışmalar Hitit Üniversitesi BAP biriminin destekleriyle başladı. Şu anda çalışmalar devam ediyor. Elde edilen çalışmalar ve modellelemeler tamamlandığı zaman Kuzey Anadolu Fay hattının orta kesiminin deformasyon yapısı belirlenecek. Ayrıca çalışma Avrasya ve özellikle Anadolu Levhasını denetleyen mekanizmanın anlaşılmasına ve ülke tektonik bilgisine de katkı sağlayacak" şeklinde konuştu.

Projenin Aladoğan, Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Nurullah Alkan (Hitit Üniversitesi), Dr. Öğr. Üyesi Halil İbrahim Solak (Afyon Kocatepe Üniversitesi), Dr. Öğr. Üyesi Ali Özkan (Osmaniye Üniversitesi), Dr. Öğr. Üyesi Cemil Gezgin (Aksaray Üniversitesi) ile Öğr. Gör. Zafer Köse’nin (Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi) araştırmacı olarak yer aldığı proje ekibi tarafından ve Prof. Dr. İbrahim Tiryakioğlu (Afyon Kocatepe Üniversitesi) ile Prof. Dr. Hasan Sözbilir’in (Dokuz Eylül Üniversitesi) danışmanlığında yürütüleceğini sözlerine ekledi.

BUNU KİM HAZMEDEBİLİR?
blank
İlyas Erbay tarafından
22 Aralık, 2024 14:39 tarihinde yayınlandı
A+ A-

BUNU KİM HAZMEDEBİLİR?

Ülkemiz küresel, fırsatçı vampirler tarafından sömürüldüğü sürece, ekonomide düzelme beklemek saflık olur. Sadece küresel vampirler değil, kanımızı emen, aç gözlü aşağılık vampirlerden kendi içimizde de var. Hem içeriden hemde dışarıdan sürekli sömürülüyoruz. Ne pahasına olursa olsun bu sömürü düzeninden kurtulmak zorundayız. Ülkenin bu sarmaldan bir an evvel çıkması gerekiyor.

Değerli okuyucularım, ülkemizin küresel para baronları ve büyük sermaye sahipleri tarafından yıllardır nasıl sömürüldüğünü 2 yıl önce kaleme aldığım bir makalemde o günün rakamlarıyla basitçe anlatmıştım. Şimdi, güncel rakamlarla, herkesin anlayabileceği bir şekilde bir kez daha bu konuya dikkatinizi çekmek istiyorum.
Konunun daha iyi anlaşılması için, öncelikle, şu iki soruyu tekrar soralım.

1.) Bu kadar büyük parayı, daha doğrusu vurgunu dünyanın hangi ülkesinde yapabilir siniz?

2.) Bu para kimden çıkıyor?

Dolar düşüyor, ekonomi uçuyor! Dolar yükseliyor, ekonomi batıyor!
Öyle mi acaba? Buyrun bakalım! Yükselse de, düşse de birileri sürekli kazanıyor, kaybeden hep ülkemiz!

Düşük kur, yüksek faiz/Yüksek kur, düşük faiz! Yıllardır bu ikisi arasında gidip geliyoruz. Birilerinin işine gelen de işte bu!
Her ikisinin de düşük olması için üretime dayalı güçlü bir ekonomiye sahip olmak gerekiyor. Bu dalgalanma devam ettiği sürece güçlü bir ekonomiden söz edemezsiniz.

İçimizdeki ve dışarıdaki para baronları sürekli pusudalar. Bekledikleri fırsat ortamı; doların tavan yapmasıyla yine oluşmaya başladı. Eee, ne demişler? “Bekleyen derviş muradına erermiş”
1 dolar şu anda 35 ₺ Muhtemelen, harekete geçmek için biraz daha yükselmesini bekleyecekler. Aslında beklemelerine de gerek yok. 35₺ iyi bir rakam.

Biz doların 40₺ TL. olduğunu varsayalım. 100 milyon doları olan bir küresel yatırımcıyı örnek alalım. ( bu içimizdeki para babalarından biri de olabilir) Bunlar bu gün itibariyle, dolarlarını bozdurduklarında, karşılığında; 100 milyon dolar x 40=4 milyar TL elde edecekler. Malûm, şu anda TL mevduat faizleri % 50 seviyelerinde. Bizim yatırımcı, daha doğrusu fırsatçı vampir 100 milyon dolarını bozdurarak aldığı 4 milyar lirayı % 50 den, TL. mevduat faizine bağladığında, 6 ay sonra 1 milyar TL. faiz geliri elde edecek ve parası 5 milyar TL. olacak. Oyununun 2. perdesi işte tamda burada başlıyor. 5 milyar TL yi tekrar dolara çevirip karşılığında 125 milyon dolar alacak. Yani 100 milyon doları 6 ayda 125 milyon dolar olacak. 100 milyon doları kendi ülkesinde faize koysaydı, 6 aydaki getiri 2 milyon dolar civarında olacaktı.
Bizde ne oldu? 25 milyon dolar.
Belki farkettiniz. 6 aylık sürede doları TL karşısında sabit tuttum. Biraz yükseldiğini, 45 ₺ olduğunu varsaysak bile arada uçurum var! 100 milyon doları olmayan biri de ülkesinde %4 -%5 faizle bu parayı temin edip bu büyük fırsattan yararlanabilir. Ülkemizdeki elde ettiği 125 milyon dolardan çektiği kredinin 6 aylık faizi olan 2 milyon doları ve ana parayı aldığı bankaya ödediğinde, cebine en az 22-23 milyon dolar kalır ki, 6 ayda çok büyük getiri.

Ülkemizdeki bu fırsat ortamı küresel para baronlarının iştahını kabarttığı için, zaman zaman hızlı bir şekilde ülkeye çok yüksek miktarda sıcak para girişi oluyor. Ekonomide, sıcak paraya bağlı, suni, geçici bir canlanma hemen kendini gösteriyor. Yalaka basın her zaman olduğu gibi yine “Ekonomide bahar havası” manşetleri atıyor.

100 milyon dolara dünyanın neresinde; bu kadar kolay, bu kadar kısa sürede, 25 milyon dolar getiri elde edebilirsiniz? Böylesine büyük bir vurgunu yapabileceğiniz tek bir ülke var. TÜRKİYE
Örneği 100 milyon dolar üzerinden verdim. Aslında rakam korkunç boyutlarda.

Bu faiz kur oyunu; yıllardır bu şekilde oynanıyor. Küresel para baronları ile birlikte içimizdeki para babaları sürekli kanımızı emiyor. Olan zavallı Türk halkına oluyor! Zaman zaman notlar alırım. Arşivlerime baktım. Aynı oyun; 2020 yılında da oynanmış. doların tavan yaptığı Kasım 2020 de. 1 $ = 8.567₺ yi görmüş. O zamanda bu küresel vampirler ülkemize çökmüşler. 4 ay sonra dolar 6.95 TL ye düş(ürül)müş. Ülkenin milyarlarca doları yine bunların cebine akmış!

Bu şekilde gelen yabancı sermayenin faydadan çok zararı vardır. Yabancı sermayeyi, yatırım amaçlı, istihdam yaratacak şekilde çekebilirsek ancak o zaman ülkeye bir faydası olur.

İşin özeti şu; bu bir kısır döngü. dolar yakında tekrar düşecek, sonra tekrar yükselecek. Faiz / kur karşılıklı oyna(tıl)maya devam edecek. Küresel vampirler ( içimizdeki para babası vampirler de dahil ) kanımızı emmeye devam edecekler. Tam bir win win durumu ! Şimdi yukarıda sorduğum iki soruyu tekrar okuyun ve yanıt verin. Bunu hangi akıl, vicdan kaldırabilir? Bu ülkenin bir vatandaşı olarak bunu hazmedemiyorum, öfke doluyum. Ülkemizin sömürülmesine neden olan, bu fırsat ortamını yaratan; küresel oyun kuruculara ve içimizdeki işbirlikçilerine söyleyecek söz bulamıyorum!

Ekonomist değilim, bunları görmek için ekonomist olmaya da gerek yok. Haddim olmayarak alanlarına girdim kusuruma bakmasınlar!
Aslında, biraz sorgulamak, araştırmak yeterli. Araştırmadan, sorgulamadan ekonomi iyi, dolar düşüyor. Aaa dolar yükseliyor batıyoruz diye düşünenlere; ülkemizin nasıl sömürüldüğünü umarım anlatabilmişimdir.

Mehmet gider, Ahmet gelir. Hafize gider, Pakize gelir, bu döngü bitmez! Bu acımasız kısır döngüden, bu girdaptan kurtulmanın tek bir yolu var. ÜRETMEK. Aksi halde kurtlar sofrasında yem olmaya devam ederiz.

İlyas Erbay

Görüş Bildir

blank

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.