Karabük Postası tarafından
28 Ocak, 2017 07:45 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 3dk
Yorum: 0

Kutlubey Kampüsü kapılarını iş adamlarına açtı

BARTIN Üniversitesinin yeni yerleşkesi Kutlubey Kampüsünü gezen iş adamları ve esnaflar, yapımı tamamlanan yapılar hakkında bilgi aldı. Bartın’da faaliyetlerini sürdüren iş adamları ve esnaflar Bartın Üniversitesinde Kutlubey Kampüsünde gerçekleştirilen tanıtım gezisine katıldı. Bartın Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ramazan Kaplan’ın eşlik ettiği heyet, 8 yıldır sürdürülen çalışmaları yerinde gördü. Rektör Kaplan burada yaptığı açıklamada, yapılan çalışmaların devletin gücünü gösterdiğini vurgulayarak “Biz milletimizin bu gayretini, zenginliğini ve gücünü sizlere yakından tanıtmak istedik. Önce basınımız için daha sonra Sayın Valimizin başkanlığında il yönetimini Kutlubey Kampüsünde ağırladık. Şimdi iş adamlarımız ve esnaflarımız buradalar ve çalışmaları yerinde görüyorlar. Buraya gelmek isteyen tüm hemşerilerimize burası açıktır. Çünkü burası milletimizin mekânıdır. Bu çalışmalar ile birlikte 81 ilimizde yürütülen işler devletimizin büyüklüğünü göstermekte ve milletimiz için yapılmaktadır” dedi. “Kutlubey kampüsünden çok etkilendik” Bartın Eski Milletvekili Asım Kulak ise yapılan çalışmalardan övgüyle bahsederek, “Yeni kampüs çalışmalarını yerinde gördüğümüzde çok etkilendik. İlk kurulduğu günden bugüne üniversitede hızlı ve büyük gelişmeler oldu. Öğrencisi sayısı arttı, yeni öğretim alanları yapıldı, yaşam alanları kuruldu. Aynı zamanda son yıllarda gerçekten kaliteli bir eğitim düzeyine ulaşıldı. İlerleyen dönemlerde buradan mezun olacak gençlerimiz mesleklerinde önemli yerlere gelip Bartın’ı hayırla yâd edeceklerdir. Başta Rektörümüz olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” diye konuştu. “Bir inşaatçı olarak yapılan işin kalitesini gördüm” İnşaat sektöründe de önemli yatırımları bulunan iş adamı Uğur Pelenkoğlu, Kutlubey Kampüsünün yerinin stratejik olarak öneminden bahsederek, inşa edilen yapılan kalitesine vurgu yaptı. Pelenkoğlu, “Öncelikle Bartın’ın gelişim bölgesine kurulan Kutlubey Kampüsü, stratejik bir alanda inşa edildiğini belirtmek istiyorum. Bartın merkezin sıkışık yapılanmasından uzak, şehrin gelişeceği bir alan tercih edilmiş. Kampüsü gezdiğimde ise gördüm ki çok ciddi yatırımlar yapılmış ve Bartın’a kazandırılmış. İnşaat sektöründe faaliyet gösteren biri olarak, buradaki her yapının çok ciddi emek verilip, kaliteli olarak inşa edildiğini söyleyebilirim. Kamu kurumlarının yaptıkları işlerin üzerinde bir kalitede kampüs kurulmuş. Bu da Üniversitenin yapı işlerinde yer alan ekibin işlerini ne kadar ciddiye aldıklarını göstermektedir” dedi. “Üniversite bartın için önemli bir yatırım” Kampüsle ile ilgili izlenimlerini anlatan iş adamı Yakup Ulupınar ise, “Bartın 1991 yılında il olduğundan bu yana büyük gelişmeler gösterdi. Tabi Bartın Üniversitesi de kurulduğu andan itibaren Bartın’ın büyümesine ve gelişmesine büyük katkı sağladı. Bartın Üniversitesi ilimiz için büyük bir yatırım ve çok uzun bir süre de bu yönüyle ilimize hizmet edecektir.” şeklinde konuştu. “Özel Okul Havasında Bir Eğitim Kompleksi” İş adamı Ali Eyüpustaoğlu da, “Bu zamana kadar kampüsü hep dışarıdan görmüştük ama şuana kadar gördüğümüz kadarıyla burada özel okul havasında bir eğitim kompleksi kurulmuş durumda. Eminim üniversitemiz öğrenci sayısını 25 binlere kadar çıkarıp verdiği kaliteli eğitimle ülkemizin sayılı üniversiteleri arasına girecektir” ifadelerini kullandı. “Üniversitemiz Bartın’ın Kurtuluşudur” Bartın’ın 1991 yılında il olmasından sonra en önemli gelişmenin üniversite olduğunu aktaran Bartın Ticaret ve Sanayi Odası (Bartın TSO) Eski Başkanı İsmail Toksöz, “1991 yılında Bartın il oldu. İl olduktan sonra Bartın’ın gelişmesine sanayi mi yoksa turizm mi katkıda bulunacak şeklinde çeşitli toplantılar yapıldı. Bu toplantılar sonucunda Bartın’ın gelişmesine en büyük katkıyı kurulacak bir üniversitenin vereceği görüşüne varıldı ve 2008 yılında Bartın, üniversitesine kavuşmuş oldu. Biz her zaman şehrimizin kurtuluşunun üniversite olduğunu ifade ettik. Üniversitemizin de şehre ekonomik girdisi asla yadsınamaz. Bu girdi öğrenci sayısının artmasıyla daha fazla olacaktır. Sayın Rektörümüze üniversitemizin kuruluşundan bu yana verdiği katkılardan dolayı teşekkür ediyorum” dedi. “Bartın, bacasız bir sanayi kazandı” Bartınlı iş adamı Hüseyin Akmaz ise “2008 yılından beri üniversitemiz için yapılan çalışmaları yakından takip ediyorum. Sayın Rektörümüz başta olmak üzere valilerimize ve tüm bürokratlarımıza teşekkür ediyorum. Bartın’a bacasız bir fabrika kazandırdı. Bartın üniversiteyle değerine değer kattı ve katmaya devam ediyor” diye konuştu. “Öğrenciler çok rahat edecek” Atılım Sanayi Sitesi Yönetim Kurulu Başkanı Necati Ateş de yapılan yatırımların önemine değinerek “Atılım Sanayi Sitesinin bir tarafında Bartın Üniversitesinin devasa yükselişi diğer tarafımda otogarın olması beni çok mutlu etti. Bu kadar yapının bu kadar hızlı yükselmesi ve adeta bir şehir kurulması beni çok etkiledi. Burada öğrencilerin çok rahat edeceği bir ortamın olduğunu görünce, geleceğimiz için umutlu ve mutlu olduğumu söyleyebilirim.” şeklinde konuştu. “Önemli işler başaracaklar” İş adamı Sinan Öztabak ise Bartın Üniversitesini yakından takip ettiğini kaydederek, “Üniversitedeki çalışmaları ve eğitim faaliyetlerini yakından takip ediyorum. Bu nedenle Bartın Üniversitesinden yetişecek öğrencilerin çok kaliteli, çok üst düzeyde önemli işler başaracağına inanıyorum. Ülkemiz böyle kaliteli eğitimlerle istenilen hedeflere ulaşacaktır. Emeği geçen herkese teşekkür ederim. Merkezi Araştırma Laboratuvarındaki cihazlar ise çok önemli. Daha önce Türk Standartlar Enstitüsü de başta olmak üzere birçok kurumda görev alan bir mühendis olarak, bu laboratuvar şehrimiz için önemli bir gelişme olarak görüyorum.” ifadelerini kullandı.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
İlyas Erbay tarafından
16 Aralık, 2025 10:18 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum: 0

EMEKLİYİ ÖLMEDEN MEZARA KOYDULAR !

Anayasamıza göre, Türkiye Cumhuriyeti bir sosyal devlettir. Sosyal devlet; vatandaşların refah durumunu gözeten, halkına asgari bir yaşam düzeyi sağlamakla görevli devlet olarak tanımlanır.

Sosyal devlet, anayasamızın 2. ve 60'ıncı maddelerinde de tanımlanmıştır. Sosyal hukuk devleti güçsüzleri güçlüler karşısında koruyarak gerçek eşitliği yani, sosyal adaleti ve toplumsal dengeyi sağlamakla yükümlü devlet demektir. Ülkelerin sosyal devlet olabilmesi için bazı özelliklerinin bulunması gerekir. Sosyal devlette fırsat eşitliği ön plandadır. Ayrıca sosyal devlette halka eşit gelir dağılımı ve asgari yaşam şartları sunulur.

Peki, halka eşit gelir dağılımı ve asgari yaşam şartlarının sağlanması konusunda ne durumdayız? Ücretlere baktığımızda, eşit gelir dağılımından söz edebilir miyiz? Gelir dağılımı adaletsizliğinde dünya sıralamasında liderliğe oynuyoruz!

Çalışanlarla emekliler arasındaki ücret dengesizliği emekliler aleyhine giderek büyüyor. Emekli maaşları TÜRK-İŞ'in her ay açıkladığı açlık sınırı rakamlarının neredeyse yarısına düştü. Önümüzdeki ay 6 aylık enflasyon rakamlarına göre emekli maaşlarına yapılacak olan zam yüzde 11-12 civarında olacak. Bu durumda, en düşük emekli aylığı 19 bin liraya bile ulaşamayacak. Kasım ayı açlık sınırı rakamı 30 bin lira . Aralık ayında ve devam eden aylarda bu rakam daha da artacak. Emekli maaşlarının açlık sınırı rakamlarının yakalaması mümkün görülmüyor. Aynı durum asgari ücret alanlar için de geçerli. Bu rakamlarla kirasını bile ödeyemeyen milyonlarca insan ne yiyecek ne içecek?

blank

Böyle bir adaletsizlik, böyle bir vicdansızlık olabilir mi? Nerede kaldı sosyal devlet, nerede adalet, hakkaniyet? Emekli de bu ülkenin vatandaşı. Emekliler lütuf beklemiyor. Çalışırken ödedikleri primlerin karşılığını hakkıyla almak istiyorlar.
Sosyal Güvenlik Sistemi çökmüştür. Prim ödeme gün sayısının, ödenen primin rakamsal miktarının hiç bir önemi kalmadı. 3600 gün prim ödeyenle 9000 gün prim ödeyen arasında bir fark kalmadı. Sistem oynana oynana bu duruma geldi.
Hakkaniyet, adalet yerle yeksan oldu.
2016 yılında asgari ücretten % 66 daha fazla maaş alan bir emekli buğün asgari ücretin yüzde 24 altına düştü.
Bu tablo böyle devam ederse, emekli kuru ekmeğe bile muhtaç kalacak.
Tuzu kurular! ükeyi yöneten muhteremler! Hiç mi vicdanınız sızlamıyor.? Nasıl uyku uyuyorsunuz?

Çocuk okutan, kirada oturan emekliler var. Bu insanlar açlık sınırının yarısına düşmüş maaşlarla ayakta kalabilir mi? Yazının başlığı bazılarına abartılı gelmiş olabilir. Fakat acı gerçek budur. EMEKLİ ÖLMEDEN MEZARA KONMUŞTUR!

Tablonun ressamı gelmiş geçmiş tüm hükümetlerdir! Son 23 yılda ise, bu tablo tamamlandı, verniklendi ve çerçevelendi. Oy uğruna izlenen popülist icraatlar, istihdam yaratamayan, üretmek yerine ithal etmeyi öncelikleyen politikalar, israf ve şatafat ülkeyi bu duruma getirmiştir.

Mutlu azınlığa en kalbi duygularımla…

İlyas Erbay

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.