blank
Haber Merkezi tarafından
30 Nisan, 2025 13:06 tarihinde yayınlandı /Güncelleme: 02.05.2025 19:44
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Küre havuzu yüzyıllardır umut taşıyor

Küre Havuzu ve mabedi, tarihsel ve manevi önemiyle çocuğu olmayanların dua edip taş aldığı kutsal bir ziyaret alanı olarak dikkat çekiyor.

Karabük’ün Sipahiler Köyü ile Güneyören Mahallesi başında yer alan Küre Havuzu ve mabedi, tarih boyunca hem dini ritüellerin hem de madenciliğin merkezi olmuş kutsal bir alan olarak öne çıkıyor. Özellikle bölgede, çocuğu olmayanların dua ederek taş aldığı ve adaklar kestiği biliniyor.

Dağlarla çevrili yüksek bir platoda yer alan, 11 metre uzunluğunda, 4 metre genişliğinde ve 3 metre derinliğindeki Küre Havuzu, günümüzde de ziyaret edilmeye devam ediliyor. Buraya gelenler, bu havuzdan taş alıp iki rekat namaz kıldıklarında çocuk sahibi olacaklarına inanıyor. Bu gelenek, kuşaktan kuşağa aktarılmaya devam ediyor.

Roma'dan günümüze uzanan bir miras

Havuzun hemen yanı başında yer alan, Roma dönemine ait olduğu düşünülen mabed kalıntıları, bölgenin sadece dini değil, arkeolojik açıdan da büyük önem taşıdığını gösteriyor. Araştırmacı-yazar Hüseyin Lütfi Ersoy, konuya ilişkin yaptığı değerlendirmede şu ifadelere yer verdi:

“Buranın Roma dönemine ait bir demir ocağı olduğunu düşünüyorum. Ayrıca, bölgenin kutsal bir yönü de bulunuyor. 1945 yılına kadar Roma dönemine ait bir bina vardı ancak defineciler tarafından yıkıldı. Bu binanın taşları, kesme taş olduğundan, evlerinde ve binalarında kullanılmak üzere alınmış. Bugün, buranın kullanımı Roma döneminden başlayarak, Türkler dönemine kadar bir maden ocağı olarak sürdüğü biliniyor.”

Ersoy, ayrıca bölgeyle ilgili olarak şunları da ekledi:

“Demirciler Köyü isminin, o bölgedeki demirciliği simgeleyen bir meslekten alındığı ve köyün kurucusunun bir şeyh olduğu da kaydedilmiş. Günümüzde bu alan ormanlık bir bölge halini almış ve düz bir meydan şeklinde varlığını sürdürüyor. Öteden beri, çocuğu olmayanların buradan taş aldığı, adaklar kestiği ve halkın burayı kutsal kabul ettiği biliniyor. Bu nedenle, zaman zaman gelen gidenler oluyor ve bölge hâlâ önemli bir ziyaret yeri olarak kabul ediliyor.”

Demirciliğin merkezi: Demirciler Köyü

Hüseyin Lütfi Ersoy'un Karabük Tarihi adlı eserinde yer alan 600 yıl önceye ait Vakıf kaydına göre; Demirciler, Salmanlar, Şenler (Akseki) köylerinin bulunduğu yörede Demirci Segid Şeyh adı geçiyor. Adı geçen Segid Efendi'nin demircilik mesleğinin bu bölgede öncüsü olduğu biliniyor.

Roma döneminde mabed, Hristiyanlık döneminde ise kilise olarak kullanıldığı düşünülen yapının kalıntıları hâlâ görülebiliyor. 1950'li yıllara kadar ayakta olan bu yapının, zamanla defineciler tarafından tahrip edilmesiyle bugünkü harabe haline geldiği belirtiliyor. Yer yer 15–20 metreyi bulan doğal kayalıklarla çevrili dairesel alan, bir kale yerleşimini andırıyor. Mabedin yüksekliği sebebiyle Zeus’a adanmış olabileceği düşünülüyor. Küre ismi ise Farsça kökenli olup “demirci ocağı, maden ocağı” anlamına geliyor. Bu da bölgenin geçmişte maden işleme faaliyetlerinin yoğun yaşandığı bir alan olduğunu düşündürüyor. Tahribat yaşayan bu alanın korunması gerektiği vurgulanıyor. Bugün yalnızca temel taşları kalan mabedin Roma dönemine, yani MS II. veya III. yüzyıla ait olduğu tahmin ediliyor.

blank
blank
blank
blank
Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
14 Haziran, 2025 08:00 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 1dk
Yorum Sayısı: 0

Minik Semih’in organları 3 çocuğa umut oldu

Sinop’un Ayancık ilçesinde denizde boğulma tehlikesi geçiren 9 yaşındaki minik Semih’in, kaldırıldığı Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde beyin vefatı gerçekleşti. Minik Semih’in ailesi tarafından bağışlanan organları 3 çocuğa umut oldu.
11 Haziran Salı günü Sinop’un Ayancık ilçesinde serinlemek için denize giren 9 yaşındaki Semih Efe Ö., bir müddet sonra suda çırpınmaya başladı. Etraftakilerin yardımıyla denizden çıkarılan küçük çocuk, olay yerinde yapılan birinci müdahalenin akabinde Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne sevk edildi. Ağır bakım ünitesinde hayat çabası veren Semih’in beyin vefatı gerçekleşti. Acılı aile, çocuklarının organlarını bağışlama kararı aldı. Semih’in 2 böbreği ve karaciğeri OMÜ’de Genel Cerrahi Ana Bilim Kısmı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Kağan Karabulut koordinasyonunda yapılan ameliyatla alındı. Böbrekler Ankara’da, karaciğer ise Bursa’da organ bekleyen 3 çocuğa nakledilecek.
OMÜ Organ Nakli Koordinatörü Hemşire Birgül Tan, "11 Haziran’da boğulma nedeniyle gelen çocuğumuz maalesef bugün beyin mevti tanısı aldı. Yapılan görüşmede ailesi gönüllülük yaparak karaciğer ve böbreklerini bağışladı. Organları tekrar kendisi üzere olan çocuklara gidecek. Böbrekler Ankara’ya, karaciğer ise Bursa Uludağ’da bir çocuğa nakil olacak. Aileye teşekkür ediyoruz. Herkesin bu hususta hassas olmasını istiyoruz. Organ bağışı hayat kurtarır" dedi.
Organlar, Ulusal Medikal Kurtarma Grubu (UMKE) aracıyla taşınarak Samsun-Çarşamba Havalimanı’na götürüldü. Oradan uçakla nakil yapılacak vilayetlere gönderildi.

Bizi sosyal medyadan takip edin