Ramazan Öztürk tarafından
22 Mayıs, 2024 12:43 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 3dk
Yorum Sayısı: 0

Köşe Yazarımız Gökçe’den Duygulandıran Söyleşi

Gazetemizin Köşe Yazarlarından Kıbrıs Gazisi Makine Mühendisi Fikret Gökçe,  Zonguldak Kültür ve Eğitim Vakfı'nın (ZOKEV) düzenlediği Kent Söyleşilerine konuk oldu.

ZOKEV’in (Zonguldak Kültür ve Eğitim Vakfı) 18 Mayıs 2024 Cumartesi günü “Kent Söyleşileri”ne konuk olan Makine Mühendisi Fikret Gökçe, salonda duygulu anlar yaşattı. Ekrem Murat Zaman’ın, yıkıntılar arasından alıp armağan ettiği beton parçasını yaşamı boyunca saklayacağını söyleyen Gökçe, gözleri dolarak Fevkani’yi anlattı. FEVKANİ KÖPRÜYÜ ANLATIRKEN GÖZLERİ DOLDU Zonguldak Kültür ve Eğitim Vakfı (ZOKEV) tarafından düzenlenen “Kent Söyleşileri” dizisinin bu haftaki konuğu 1945 Zonguldak doğumlu Makine Mühendisi Fikret Gökçe oldu. Çocuk yaşlarında o zamanki adıyla Ereğli Kömürleri İşletmesinde (EKİ) çalışmaya başlayan Gökçe, 1962 ile 1995 yılları arasında Karabük Demir Çelik Fabrikasında çalıştı. İşçi olarak girdiği Karabük DÇ’ den Haddehaneler Başmühendisi olarak emekli olan Gökçe, Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkan Yardımcılığı da yaptı. 1974’teki Kıbrıs Savaşı’na katılarak “Gazi” unvanı kazanan Gökçe, 1961-62 yıllarında paraşütçü ve planörcü brövesi sahibi de oldu. Birçok sivil toplumunda önemli görevler üstlenen Gökçe’nin çocukluğu Zonguldak Ontemmuz ve Terakki mahalleleri ile Kilimli ve Kozlu’da geçti. Halen Ankara’da yaşamını sürdüren birçok akrabası ve arkadaşının yaşadığı Zonguldak’la bağını hiç koparmayan Gökçe, 80 yıla yaklaşan hayatının köşe taşlarını şaşırtıcı derecedeki detaylar ve son derece güzel bir anlatımla izleyenlere sundu. ZOKEV Mütevelli Heyeti Üyesi Ahmet Öztürk’ün yönettiği toplantıda söz alan çok sayıda kişi anılarını paylaşarak, kendilerini bambaşka bir yolculuğa çıkaran Gökçe’ye teşekkür etti. FEVKANİ KÖPRÜDEN SÖZ EDERKEN GÖZLERİ DOLDU Sözlerine Zonguldak’a aşık olduğunu söyleyerek başlayan Gökçe, Fevkani Köprünün yıkılmış olmasından duyduğu üzüntüyü dile getirdi. Ekrem Murat Zaman’dan kendisine hatıra olarak köprüden bir parça almasını istediğini söyleyen Gökçe, son derece duygulu bir dille, “Ekrem kardeşim bu yıkan yok eden zihniyetin elinden ancak bir beton parçası kurtarabilmiş. Demir parçalarını son gramına kadar alıp Ankara’ya satmaya götürmüşler. Ben bu beton parçasını çocukluğumun en önemli hatırası olarak hep saklayacağım.” dedi.  Zonguldaklılara “Atatürk’e çiçek veren kız” olarak heykeli dikilen Ayten Alper’in selamını getirdiğini de söyleyen Gökçe, “Ayten abla 98 yaşında ve Karabük'te yaşıyor. Bir cumhuriyet kadını olarak hâlâ iki eliyle piyano çalıyor. Kendisine buraya geleceğimi söyledim, ‘Hemşehrilerime çok selam söyle’ dedi. Sizlerin selamını da ona ileteceğim.” dedi. ZONGULDAK HEP KUVVAYI MİLLİYE’YE BAĞLI KALDI Zonguldak’ın bir Cumhuriyet kenti olduğunu da söyleyen Gökçe, “Zonguldak bu ülke için varını yoğunu vermiş bir kenttir. Canını yalnızca yerin altında değil, Ulusal Kurtuluş Savaşı’nda, Kore’de, Kıbrıs’ta da feda etmiştir. Kore’de 28, Kıbrıs’ta 11, İstiklal Savaşı'nda 1019 Zonguldaklı şehit bulunmaktadır. Kentimiz Ulusal Kurtuluş Savaşında da çok büyük yararlıklar göstermiştir. Çevresindeki Düzce, Gerede, Bolu, Sakarya gibi illerde gerici ayaklanmalar yaşanır, buralar padişaha bağlı olarak yönetilirken Zonguldak hep Kuvay-ı Milliye’nin en önemli merkezlerinden biri olmuş, Anadolu’nun içlerine sevkiyat bu bölgeden de yapılmıştır” dedi. SITKI KOÇMAN MADEN MEKTEBİ MEZUNUDUR AMA ZONGULDAK’TA ÇAKILI BİR ÇİVİSİ BİLE YOKTUR İzmir İktisat Kongresi’nde maden mühendisi yetiştirilmesi üzerine alınan bir karar üzerine, 1924’te, Zonguldak’ta ‘Maden Mühendisi Mektebi Alisi’ adıyla maden mühendisi yetiştiren bir üniversite kurulduğunu söyleyen Gökçe, “Türkiye’de mühendislerin parmakla sayıldığı bir dönemde kurulan bu mektepte çok değerli mühendisler yetiştirildi. Burada yetişen mühendisler yalnızca Zonguldak’ta değil Türkiye’nin her yerinde, hatta yurtdışında çok önemli görevler üstlendiler. Şu anda Muğla’da bir üniversiteye adı da verilen Sıtkı Koçman’da bunlardan birdir. 1932-1939 yılları arasında Türkiye'deki krom madenlerini bulan ve işleten ilk firma olan İngiliz Stanley Paterson firmasının Göcek İşletmelerinde müdürlük ve mühendislik görevlerini yürütmüştür. Aynı zamanda BMC şirketini kuran Koçman, tavukçuluk ve gemi işletmeciliği alanında da büyük firmaların sahibidir, ayrıca Zonguldak EKİ'ye maden direği de satmıştır. Türkiye'nin pek çok il ve ilçesinde okul, hastane, sağlık ocağı ve benzeri kurumları yaptırıp hizmete sunan Koçman’ın ne yazık ki Zonguldak’ta çakılı bir çivisi yoktur.” dedi. İSMET İNÖNÜ’NÜN YAKASINA 70 YIL ÖNCE TAKTIĞI ROZETİ GÖSTERDİ Konuşmasını Zonguldak’la ilgili pek çok hatırası ile bezeyip birçok olayı isim isim anlatan Gökçe, “1950’lerin başında, ben küçük bir çocukken İsmet İnönü vapur ile Zonguldak’a geldi. İktidardaki Demokrat Parti, İnönü’nün Zonguldak’a inmesine müsaade etmedi. Uzatılan bir kalasın üzerinden karaya ayak basan İnönü’yü karşılayanlar arasında ben de vardım. Elimde bir Türk bayrağı ve İnönü fotoğrafı ile kalabalığa karışmışken beni fark etti. Yanına çağırdı. Yanağımı okşadı. Yakama bir gümüş altı ok rozetle, ipek bir CHP bayrağı taktı. Ben o gümüş rozeti yıllar içinde kaybettim. Ancak bayrak hâlâ bende duruyor.” diyerek izleyenlere gösterdi. Gökçe, “Ben her zaman Zonguldak’a geldiğimde İnönü heykelinin önüne gider, saygı duruşunda bulunur, duamı okurum. O heykeli Demokrat Partililer ipler atarak yıkmak istediler. Şu anda aramızda bazı akrabaları bulunan CHP’liler o heykelin önünde günlerce nöbet tuttu. Hepsini saygıyla anıyorum.” dedi. Söyleşinin ardından “Yerli ve Milli Uçakları 100 Yıl Önce Biz Yapıyorduk” adlı kitabını okurlarına imzalayan Gökçe, imza gününden elde edilen tüm geliri ZOKEV’in burs fonuna bağışladı. (KAYNAK: ÖZGÜR HALKIN GAZETESİ)
blank
Ihlas Haber Ajansı tarafından
23 Nisan, 2025 20:52 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Kastamonu Üniversitesi’nde 4 lisans programı daha akredite edildi

Kastamonu Üniversitesi’nde Öğretmenlik Eğitim Programları Kıymetlendirme ve Akreditasyon Derneği (EPDAD) tarafından 4 lisans programı daha akredite edildi.
Kastamonu Üniversitesi Eğitim Fakültesi bünyesindeki Fen Bilgisi Öğretmenliği, İlköğretim Matematik Öğretmenliği, Sınıf Öğretmenliği ve Toplumsal Bilgiler Öğretmenliği lisans programları, Öğretmenlik Eğitim Programları Kıymetlendirme ve Akreditasyon Derneği (EPDAD) tarafından 3+2 yıl mühletle akredite edildi. Kelam konusu akreditasyon, 1 Mayıs 2028 tarihine kadar geçerliliğini koruyacak. EPDAD tarafından verilen akreditasyon ile Eğitim Fakültesi’nin öğretmenlik alanındaki nitelikli ve esaslı eğitim anlayışı bir kere daha tescillenmiş oldu.
Dört programın tıpkı anda akreditasyon kazanmasının büyük bir memnunluk ve gurur kaynağı olduğunu söz eden Kastamonu Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Kaçar, bu muvaffakiyetin güçlü akademik takım, öğrenci odaklı yaklaşım ve daima uygunlaştırma anlayışının bir sonucu olduğunu vurguladı.
Akreditasyon sürecinde katkı sunan öğretim üyeleri, öğretim vazifelileri, araştırma vazifelileri ile sürece takviye veren Kastamonu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hamdi Topal’a teşekkür eden Prof. Dr. Kaçar, "Bu süreç, sadece mevcut durumu değerlendirmekle kalmayıp, programlarımızın ulusal ve milletlerarası seviyede sürdürülebilir kaliteye ulaşmasını da hedeflemektedir. Yapılan çalışmalar, mezunlarımızın mesleksel yeterliliklerinin ve istihdam imkanlarının artmasına da değerli katkılar sunacaktır" dedi.
Fakültedeki akreditasyon çalışmalarının, 2025 yılı içinde müracaatları kabul edilen Türkçe Öğretmenliği ve Okul Öncesi Öğretmenliği lisans programlarıyla sürdürüleceğini belirten Prof. Dr. Kaçar, bu durumun Kastamonu Üniversitesi’nin ve fakültenin eğitim kalitesine verdiği ehemmiyetin bir göstergesi olduğunu tabir etti.
Prof. Dr. Kaçar, öğretmen yetiştirme alanındaki akademik standartların daima olarak güzelleştirilmesi için çalışmaların kararlılıkla devam edeceğini de kelamlarına ekledi.
Konuya ait değerlendirmelerde bulunan Kastamonu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hamdi Topal ise, EPDAD tarafından tescillenen bu muvaffakiyet nedeniyle tüm akademik ve idari işçiye teşekkür etti.
Bu muvaffakiyetin, özverili çalışmalarla mümkün olduğunu belirten Rektör Topal, sürece katkı sunan öğrenci ve mezunların da takviyelerinin son derece kıymetli olduğuna dikkat çekti.
"Akreditasyon sırf bir evrak değil; tıpkı vakitte kalite garantisi, daima gelişim ve ulusal/uluslararası seviyede tanınırlığın bir göstergesidir" diyen Rektör Topal, öğretmen adaylarının daha donanımlı yetişmesine katkı sunan bu sürecin, eğitim dünyasında fark oluşturan bireylerin yetişmesine imkan sağlayacağını belirtti.
Akademik standartların daima güzelleştirilmesi için çalışmaların sürdürüleceğini belirten Rektör Topal, bu süreçte verdikleri dayanaklardan ötürü herkese teşekkür etti.

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.