Karabük Postası tarafından
30 Ağustos, 2023 12:31 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum: 0

Kooperatif, Kadınların Emeğine Sahip Çıkıyor

Kadınların emeklerine destek olmak ve pazardaki yerlerini korumak amacıyla kooperatif kurarak üretime geçti. Karabük Uğraşan Kadın Üretim İşletme Kooperatifi (KABUK), 2021 yılında kadın girişimci Melahat Bayram ve altı kadının bir araya gelmesiyle kuruldu. Kooperatifleşme ile köylerde üretilen organik ve yöresel ürünler, tek elden tüketicilerle buluşturulmaya başlandı. KOOPERATİF MARKALAŞMA YOLUNDA Kooperatif Müdürü Gülhan Kökemli, çalışmaları hakkında gazetemize şu açıklamalarda bulundu: “Kooperatifimizin kurucuları arasında birbirinden kıymetli yedi kadın bir araya gelmiştir. İki yıl önce ortak bir sermaye ile uğraşan kadınlar kooperatifini kurdular. Karabük ili içerisinde ilçe ilçe, köy köy gezerek aile bütçelerine katkı sağlamak amacıyla bahçe ve tarlalarda yetiştirilen organik ürünleri tek elden satılması için bir araya getirdiler. Buradaki ürünler tescil belgeleri alınarak markalaşma yolunda ilerliyor. Kooperatifin öncelikli hedefi, köylerde yaşayan kadınların emeğini değerli kılmak ve onların ürettikleri ürünlerin daha geniş bir pazara ulaşmasını sağlamaktır. Köylerde yaşayan kadınlar, geleneksel tarım ve el sanatı gibi alanlarda emek harcamaktadır. Ancak bu emek genellikle ekonomik açıdan yetersiz değerlendirilmektedir. Bu durumu değiştirmek ve kadınların çalışmalarını desteklemek amacıyla kurulan kooperatif, bu emeğe sahip çıkmayı ve kadınların pazardaki haklarını korumayı hedeflemektedir. Kadınların ürettikleri ürünleri daha geniş bir pazara sunmak için ilk olarak markalaşma ve tescil işlerini yürütüyoruz. Özellikle yöremize ait siyez buğdayından elde ürünler, reçeller, unutulmaya yüz tutmuş çullu börek, peruhi, tahinli kurabiyeler, kızılcık şerbeti ve turşu gibi çok sayıda lezzetli ev yapımı ürünler satışa sunulmaktadır. Son olarak da safranlı reçel yapımı ile farklı bir ürün oluşturduk.” KADINLAR İÇİN YENİ BİR FIRSAT Kökemli, kadınların aynı zamanda eğitim aldıklarını da şu sözlerle belirtti: “Ürünlerin kalitesini ve standartlarını arttırmak amacıyla eğitimler düzenlenmektedir. Konusunda uzman eğitimcilerden sertifikalar alınmaktadır. Modern üretim teknikleri ile geleneksel üretimleri birleştirilmektedir. Üreticiler bir araya gelerek ortak pazarlama faaliyetleri yürütülerek, kolektif güçlerini daha iyi pazarlamalarına imkân taşımaktadır. Ürünlerin özel etiketleme, sertifikasyon süreçleriyle markalaşacağız. Tüketiciler kooperatifimizden köylere gidip ulaşmakta zorlandıkları ürünleri burada bulabilecek ve bu ürünleri satın alarak kadınların emeklerine bizim aracılığımız ile destek sağlayabilecektir. Faaliyetlerimizle kadınların yeteneklerini ortaya çıkaracak, onlara ekonomik imkân sağlayarak yaşam standartlarını yükselteceğiz. Kadınlarımızın ekonomik ve sosyal gelişimine önemli katkılarda bulunabileceğiz.” Kooperatif etiketi taşıyan ürünler, Safranbolu Belediye Başkanlığı'na ait "Halkın Bakkalı"nda bulunan raflarda sergilenecek. Yakın zamanda komşu bölgelerde satışları başlayacak. Karabük yöresine ait unutulmuş ya da unutulmaya yüz tutmuş yiyecek ve içeceklerin önce yurt içinde sonra yurt dışında tanıtılacağı, buradaki pazarlarda yer alacağı bildirildi. (Esra Oğuzkağan Özkan)   https://www.youtube.com/watch?v=0MMUFo_m0Rc

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Aylin Sarıoğlu tarafından
26 Kasım, 2025 09:40 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum: 0

Karabük’ün Demir Çelik Hafızası Müzeye Dönüşecek mi?

Türkiye’de ağır sanayinin temellerinin atıldığı Karabük, fabrikalar kuran fabrika  olarak bilinen KARDEMİR’in doğduğu şehir olmasına rağmen, bu dev mirası kurumsal bir çerçevede yaşatacak bir Demir Çelik Müzesi’ne hala  sahip değil. Sanayi tarihinin merkezinde yer alan Karabük’te böyle bir müzenin bulunmaması önemli bir eksiklik olarak değerlendiriliyor.

Türkiye’nin ağır sanayi üssü ve demir çeliğin başkenti olan Karabük, tarihi bir mirası yaşatma konusunda büyük bir boşluğu hissediyor. Cumhuriyet’in ilk yıllarında fabrikalar kuran fabrika unvanıyla kurulan KARDEMİR, ülke sanayisinin kalbi oldu. Ancak bu zengin tarihi, emek hikayelerini, zorlu üretim süreçlerini ve sosyal hayatı bir araya getirecek bir Demir Çelik Müzesi'ne yıllardır sahip değil.

DÜNYADA ÖRNEKLERİ VAR, KARABÜK İÇİN NEDEN GEÇ KALINIYOR?

Dünyanın dört bir yanında demir çelik üretimiyle anılan kentler, endüstriyel miraslarını müzelerle geleceğe taşıyor. Almanya’dan Çin’e kadar bu sektörde söz sahibi olan ülkeler, kurdukları müzelerle hem tarihe ışık tutuyor hem de turizme katkı sağlıyor. Türkiye’nin bu alandaki lokomotifi Karabük ise henüz somut bir adım atmış değil. Bu durum, kent kimliği ve Türkiye sanayi tarihi açısından ciddi bir eksiklik olarak görülüyor.

Bir kentin hafızasının ancak kendi eliyle doğru şekilde inşa edilebileceği ifade edilirken, Karabük kendi hikayesini müze vitrinlerine taşıyamadığı sürece, bu tarihin başkaları tarafından yazılmasına seyirci kalma riskiyle karşı karşıya. Geçmişin deneyimlerini, emek hikayelerini ve teknolojik dönüşümü gelecek kuşaklara aktaracak bir müzenin kurulmasının ertelenmemesi  bir sorumluluk olarak değerlendiriliyor.

MÜZE VE BELGESEL İLE GELECEĞE TAŞINACAK MİRAS

KARDEMİR bugün bir Türkiye şirketi olsa da kökleri ve temelleri Karabük’e ve Karabüklülere dayanıyor. Öyle ki, bir Demir Çelik Müzesi'nin kurulması ve  bu müzenin içinde KARDEMİR’in kuruluşundan itibaren yaşananların, yöre halkının fabrikayı ve kenti yaşatmak için verdiği mücadelenin anlatıldığı kaliteli bir belgesel yapılıp, kente gelen herkese izletilirse  Karabük’e bakış açıları çok daha farklı olurdu.

Aynı şekilde, KARDEMİR’de çalışan genç işçiler ve aileleri de belli periyotlarla bu müzeye götürülüp belgeseli izleyerek, nasıl bir tarihi mirasın parçası olduklarını görseler, işlerine daha sıkı sarılmazlar mı? Emeklerini ve alın terlerini daha bilinçli bir şekilde ortaya koymazlar mı? şeklinde görüşler dile getiriliyor.

JAPONYA’DAKİ "ŞOK TESTİ" UYGULAMASI, BU KONUDA İLHAM VERİCİ BİR ÖRNEK

Öte yandan Japonya’daki "Şok Testi" uygulaması, bu konuda ilham verici bir örnek olarak öne çıkıyor.  Japon öğrenciler, eğitim hayatlarının başında ülkenin ulaştığı yüksek teknolojiyi görüyor ve "Sizin atalarınız bunu yaptı, siz daha fazlasını yapabilirsiniz" mesajını alıyor. Ardından Hiroşima ve Nagazaki’ye götürülerek, birlik ve beraberlik içinde çalışmamanın sonuçlarını yerinde görüyorlar. İşte bu "yerli ve milli" ruh, eğitimin temeline yerleştiriliyor.

Karabük’te de kurulacak bir müze ve hazırlanacak belgesel ile benzer bir bilinç oluşturulabilir. Karabüklülük ruhunun canlı tutulması, genç nesillere ilham verilmesi ve kentin sanayi hafızasının doğru bir şekilde aktarılması mümkün olabilir.

GÖREV OFLAZ’A DÜŞÜYOR

Karabüklüler, yıllardır hayata geçirilmeyen bu projenin gerçekleşmesi için umutlarını KARDEMİR Yönetim Kurulu Başkanı Oflaz’a bağlamış durumda. Oflaz döneminde, on yıllardır yapılmayan müzenin ve kaliteli belgeselin hayata geçirileceğine inanılıyor. Böyle bir proje, 50 yıl sonra bile  Oflaz’ın adından hayırla söz edilmesini sağlayacak kadar değerli görülüyor. Karabük’ün demir çelik hafızasının bir müzeye dönüşmesi, sadece geçmişi korumak değil, aynı zamanda geleceği inşa etmek anlamına da geliyor.

Bizi sosyal medyadan takip edin