Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
16 Mayıs, 2024 08:24 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 3dk
Yorum: 0

KKTC Dışişleri Bakanı Ertuğruloğlu: “Kıbrıs Türkü’nün son süreçlerde en büyük derdi Avrupa Birliği”

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, Kıbrıs Türkü’nün son süreçlerdeki en büyük derdinin Avrupa Birliği olduğunu belirterek, “Son derece tehlikeli bir rol oynuyorlar. Bir kere Avrupa Birliği iddia edildiği gibi tarafsız bir örgüt değil. Avrupa Birliği kendi ifadeleriyle de biz Kıbrıs’tan yanayız diyor. Tabii Kıbrıs dediği Rum tarafı. Avrupa Birliği Kıbrıs sorunun halledilmesine yönelik tarafsız bir örgüt olmaktan çıkmıştır soruna taraf bir örgüttür. Ama bu örgüt maalesef hala daha aramızda bazı kesimler için uğruna ölünecek Leyla’dır. Avrupa Birliği denince akan sular durur” dedi.
Bir dizi ziyaret için dün Trabzon’a gelen Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde (KTÜ) düzenlenen “20 Temmuz Mutlu Barış Harekatı’nın 50. yılında Uluslararası Hukuk Bağlamında Kıbrıs” konferansına katıldı. Konferansa Ertuğruloğlu’nun yanı sıra Trabzon Valisi Aziz Yıldırım, KTÜ Rektörü Prof. Dr. Hamdullah Çuvalcı, akademisyenler ve öğrenciler katıldı. Konferansa konuşan KKTC Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, Kıbrıs meselesinin temel nedeninin Türkiye’nin Kıbrıs’tan çıkartılması oyunu olduğunu söyledi. Ertuğruloğlu, “Batı dünyasının derdi Türkiye’yi Kıbrıs’tan çıkarmak. Türkiye’nin Kıbrıs adasında etkili olması söz sahibi olması Batı dünyasının hazmedebildiği bir realite değildir. Ne yapıp edip Türkiye’yi Kıbrıs’tan çıkarma Türkiye’yi tek nefes alabildiği güneyde de kilitleme. Türkiye’yi belki bu dünyanın en hassas coğrafyasında ezik büzük işgal altına alınmış yine Avrupa’nın dünyanın hasta adamı pozisyonuna indirgemek. Bütün oyun budur. Bu oyunu oynarken de batı ülkeleri Avrupa Birliği bizim üzerimizde siz Türkiye’den farklısınız oyununu oynuyor. Siz Kıbrıs Türkü, Türkiye Türklüğünden farklısınız bu psikolojik savaş teknikleri oynanıyor bizim üzerimizde. Türkiye’de de bir başka şekli oynanıyor. Sanki Kıbrıs’ı verse Türkiye kurtulacak. Kıbrıs’ı veren Türkiye hiçbir davasında ayakta duracak hale gelmez. O kadar önemli bir coğrafya ki dolayısıyla biz ulusal davanın savunuculuğunu yapıyoruz dediğinizde Türk ulusunun ulusal çıkarlarına hürmet etme adına mücadele verdiğimizi kast ediyoruz. Türk ulusu için Kıbrıs adasının önemi Doğu Akdeniz’deki Türk ulusunun hak, hukuk ve çıkar güvenliğine tehdit teşkil etmeyecek bir adayı oluşturma. Adadaki Türk halkının misyonu budur. Dolayısıyla bizim içimizde Türkiye dışlansın diye uğraş veren şaşkınlar ne de ana vatanda kangurumuz olmuştur verin kurtulalım diyen şaşkınlar. Bütün bunlar yanlış yoldaki arkadaşlarımız. Kıbrıs Türkü’nün son süreçlerde en büyük derdi de Avrupa Birliği. Son derece tehlikeli bir rol oynuyorlar. Bir kere Avrupa Birliği iddia edildiği gibi tarafsız bir örgüt değil. Avrupa Birliği kendi ifadeleriyle de biz Kıbrıs’tan yanayız diyor. Tabi Kıbrıs dediği Rum tarafı . Avrupa Birliği Kıbrıs sorunun halledilmesine yönelik tarafsız bir örgüt olmaktan çıkmıştır soruna taraf bir örgüttür. Ama bu örgüt maalesef hala daha aramızda bazı kesimler için uğruna ölünecek Leyla’dır. Avrupa Birliği denince akan sular durur” şeklinde konuştu.

“Müzakereler olsa olsa iki komşu devletin komşular olarak nasıl ilişkiler içerisinde olacağını belirlemek için olabilir”
“Kıbrıs Türk ve Rum’un ortak adasıdır” diyen Ertuğruloğlu, “Biz Kıbrıs meselesine sadece İngiliz, Amerikan, Fransız, Rusla mücadele ederek götürmüyoruz. Kendi içimizde de bu unsurların etki altına aldıkları kendi insanlarımızla da mücadele ediyoruz. Ama ne isterse olsun şu da çok net şekilde bilinmesi gerekir bu ada ne tarihinde hiçbir zaman Helen adası olmuştur, ne de bundan sonra en ufak bir şekilde Helen adası olma olasılığı vardır. 74 barış harekatıyla bu adanın Enosise (Kıbrıs’ın Yunanistan’a bağlanması) giden yolu megali ideanın gerçekleştirilmesi ebediyen ortadan kaldırılmıştır. Türkiye Türk askeri sadece Türk askeri değil Türkiye bütün yönleriyle adada mevcuttur ve olmaya da devam edecektir, olması gerekir çünkü o ada Türk adasıdır. 300 küsur sene Osmanlının parçası olmuş bir addan bahsediyoruz. Türk ulusu olarak bu ada Kıbrıs Türkü’nün ve Kıbrıs Rum’umun ortak adasıdır dediğimizde büyük özveri gösterdiğimizi bilmemiz gerekir. Şimdi çok rahatlıkla şunu da diyebilirdik Kıbrıs tümüyle Türk adasıdır. Rumlarda bize tarihi toplumdur. Bunu demiş olsaydık bunun tarihi bir gerçeklik boyutu var. Ama Türk ulusu olmanın verdiği büyüklükte de hoşgörüyle de diyoruz ki bütün bizlere yapılan haksızlığa rağmen ada Kıbrıs Türk ve Rum’un ortak adasıdır. Bu adada ortaklığı da denedik. Ama o ortaklığın başına da ne geldiğini gördük. Bundan ders çıkarmadan bugün halen daha birileri Kıbrıs Türkü ve Rum’unu yeni müzakerelerle yeni bir ortaklık kurmasını arzu ediyorsa hayal görüyor. Yok böyle bir dünya, bitti. Bundan sonra iki taraf arasında değer müzakere olursa toprak bütünlüğü ve tek egemenliği olacak bir ortaklık devleti kurmak için olmayacaktır. Bu müzakereler olsa olsa iki komşu devletin komşular olarak nasıl ilişkiler içerisinde olacağını belirlemek için olabilir. Rum bunu niye kabul etsin diyeceksiniz. Haklısınız. Ben kabul edeceğini beklediğim için söylemiyorum. Ben ortaya koyduğumuz politikayı izah etmeye çalışıyorum” ifadelerini kullandı.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
13 Ekim, 2025 20:22 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 1dk
Yorum: 0

Deniz sıcak hamsi zayıf: Balıkçıların gözü 10 Kasım’da

Karadeniz’de hamsi heyecanı başladı lakin uzmanlar lezzetli hamsinin Azak Denizi’nden geleceğini belirtiyor.
Her yıl hasretle beklenen hamsi tezgâhlarda yerini aldı. Ama balıkçılar yağlı ve lezzetli hamsiyi bekliyor.
Samsun Bölgesi Su Ürünleri Kooperatifler Birliği Lideri Atıf Malkoç, "Soğuk olmadan hamsi yağlanmaz, lezzetli olmaz. Şu anki balık bizim kıyılardaki. Temel hamsi Azak Denizi’nden gelecek" dedi.
Deniz suyu sıcaklıklarının hala yüksek olduğunu belirten Malkoç, "Hamsinin olması için denizin soğuması lazım. Deniz sıcak olduğu vakit hamsi günde 40-50 mil gidiyor. Soğuk olduğunda günde 5 mil gidiyor. Sıcak olduğunda hamsi yağlanmıyor lezzetli olmuyor. Soğuk olduğunda ise yağlanıyor. Yavaş yavaş havalar soğuyor artık ancak hamsi dönemi her vakit 10 Kasım’dan sonra başlar. Ben 45 yıldan beri denizdeyim. Hamsi 10 Kasımdan sonradır. Şu an tutulan hamsi turfanda. Bizim bu limanlardaki hamsilerimizdir. Temel hamsi üstten gelecek. Azak’tan gelecek hamsiyi bekliyoruz. Bu hamsiler bizim kıyılardaki hamsilerimiz. Doğal soğuk epeyce toplanıyor. Soğuk balıkçının canı demektir" dedi.
Karadeniz’in hâlâ dünyanın en verimli denizlerinden biri olduğunu vurgulayan Malkoç, "Karadeniz dünyanın en âlâ denizlerinden biri. Ondan yana derdimiz yok. Avcılıktan yana kahrımız yok iklimden yana ıstırabımız var" diye konuştu.

Bizi sosyal medyadan takip edin