24 Kasım, 2023 14:11 tarihinde yayınlandı /Güncelleme: 27.12.2023 16:26
A+A-
Bu Yazıyı Paylaş
veya linki kopyala
Okuma Süresi: 1dk
Yorum Sayısı: 1
KBÜ ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü Arasında İş Birliği Çalıştayı
Karabük Üniversitesi ve Karabük İl Milli Eğitim Müdürlüğü arasında iş birliği çalıştayı gerçekleştirildi.
Karabük Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Kırışık başkanlığında Senato Toplantı Odasında gerçekleştirilen geniş kapsamlı iş birliği çalıştayına, KBÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İsmail Rakıp Karaş, Genel Sekreter Lütfü Köm, İl Milli Eğitim Müdürü Nevzat Akbaş ile Üniversite ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü temsilcileri katıldı.
Karabük Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Kırışık, İl Milli Eğitim Müdürü Akbaş ve beraberindeki heyeti KBÜ’de ağırlanmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. İl Milli Eğitim Müdürü Nevzat Akbaş da iş birlikleri ve destekleri için Rektör Kırışık’a teşekkür etti.
Rektör Prof. Dr. Fatih Kırışık başkanlığında yürütülen çalıştayda, öğretmenlik uygulamaları, hizmet içi eğitimler, sosyal etkinlikler, Sosyalfest projesi, atölye ve laboratuarların ortak kullanımının sağlanması, TEKNOKENT firmalarında lise öğrencilerine staj imkanı gibi başlıklarda istişarelerde bulundu. Çalıştayda, İl Milli Eğitim Müdürlüğüyle yapılacak protokoller kapsamındaki ortaklaşa yürütülecek faaliyetler ve projeler konusunda fikir alışverişi yapıldı.
Önümüzdeki günlerde yapılacak çalışmalarla ilgili kararların alındığı çalıştayda, KBÜ Genel Sekreter Yardımcısı Şaban Özkan ve İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Şevket Küçükzoroğlu koordinatör olarak süreci yönetmeleri için görevlendirildi. (Yusuf Korkmaz)
En uzun koşuysa elbet Türkiyede de Devrim, O, onun en güzel yüz metresini koştu En sekmez lüverin namlusundan fırlayarak… En hızlısıydı hepimizin, En önce göğüsledi ipi… Acıyorsam sana anam avradım olsun, Ama aşk olsun sana çocuk, aşk olsun! Bu şiiri Can Yücel Deniz Gezmiş için yazmış.
İnsan bazen duygularını konuşarak ifade etmekte zorlanır. İşte o anda notalar ve müzik imdada yetişir. Sadece müzik mi? Güzel sanatların her biri; Edebiyat, Şiir, Karikatür, Resim, Heykel bunlarda duyguları yansıtmanın en güzel araçlarıdır. Tabii müziğin gücü bambaşka.
Görme engelli besteci Joaquin Rodrigo 1936 yılındaki İspanya iç savaşında yaşananlardan etkilenerek yaptığı gitar konçertosunu devrimcilere ithaf etmişti. Ayrıca eşi Victoria'nın ilk bebeklerinin doğumundan hemen sonra ölmesinin acısını da bu besteye yansıttığı söylenir. Acı, hüzün, isyan gibi duyguların bir arada olduğu eşsiz bir eserdir.
Deniz Gezmiş'in 6 Mayıs 1972 de, idam edilmeden önce dinlemek istediği müzik işte budur. Genç yaşına ve içinde bulunduğu şartlara rağmen Rodrigo'nun bu muhteşem eserinden haberdar olması, ölüme giderken bu eseri dinlemek istemesi ne kadar ilginç. Duygu dünyasını ve kişiliği ne güzel yansıtmış. Üstelik ölüme giderken… "Öyle her zamanki eyleme gidiş tavrımla gideceğim. Yok, tıraş falan olmayacağım. Gidip, oturup önce bir sigara yakacağım orada. Sonra demli, sıcak, güzel bir çay içeceğim. Ha bak, Rodrigo'nun o ünlü gitar konçertosunu dinlemek isterim orada. Bak, bunu çok isterim. Sanırım, asılacak bir insanın son isteğini geri çevirmezler. Bunu isteyeceğim." demişti.
68 kuşağının gençleri, Deniz ve yoldaşları emperyal eşkiya ABD'nin gerçek yüzünü o yıllarda görmüş, gerçek devrimcilerdir. Günümüzün tatlı su milliyetçilerine, sözde Atatürkçülerine bakın, birde o arslan yürekli, ölüme bile gülerek giden gerçek vatanseverlere. Deniz Gezmiş gencecik yaşında 1969'da Filistin'de bulunan Filistin Demokratik Halk Kurtuluş Cephesinin gerilla kampına silahlı eğitim almak ve FDHKC üyeleri ile aynı safta savaşmak için gitti. 20 Aralık 1969'da yakalandı, 18 Eylül 1970'e kadar tutuklu kaldı. Çarşafı, perdeyi , masa örtüsünü kefen yapıp, palavradan kahramanlık yapmadı. Söylemleriyle eylemleri hep örtüştü.
Ankara, Ulucanlar cezaevinde Deniz Gezmiş, konçerto bitip o idam sehpasına doğru yürürken, cezaevi'ndeki tüm tutuklular da ıslık ile konçertoyu yeniden çalar. O günden beri de gençliğin dilinden hiç düşmez. Mi-Re-Mi notalarıyla başlayan o muhteşem eser.
Benim doğum tarihim de 6 Mayıs. Deniz ve arkadaşları idam edildiğinde 13 yaşımdaydım. 1972 den buyana hiç doğum günümü kutlamadım. Her 6 Mayısta sessizce bir köşede oturur, demli bir çay doldurur, bir sigara yakar, Rodrigonun o muhteşem eserini dinlerim. Sigarayı geçen yıl bıraktım. Artık 6 Mayıslarda, sadece demli bir çay içerek konçertoyu dinliyorum hüzünle… Yeryüzünün gördüğü en büyük devrimci Mustafa Kemal Atatürk'ün vefat ettiği 10 Kasım günü doğan gerçek vatanseverlerin de doğum günlerini kutlamadıklarını biliyorum.
Konçerto, altı yüz bin kişinin öldüğü iç savaşı, cephelerde faşizme karşı direnen devrimcilerin umutlu coşkusunu ve sonrasında yönetimi ele geçiren diktatör Franco'nun kendi halkına yaşattığı acıları ve yaptığı zulümleri anlatır.
Kahrolsun kan emici emperyal eşkiyalar, kahrolsun halkına zulmeden tüm diktatörler.
İstanbul'a gelen Amerikan 6. Filosu'nu sözde milliyetçi öğrenciler sahilde namaz kılarak karşılarken, Deniz Gezmiş ve arkadaşları ABD askerlerini tek tek yakalayıp denize attılar. Deniz Gezmiş efsaneydi, Deniz Gezmiş, elli yıl önce kurulan Cumhuriyet'in başka bir evreye geçmesi gerektiğini, yoksulluğun sosyalizmin eşitliğine ihtiyaç duyduğunu söylüyordu. "önemli olan çok fazla yaşamak değil, yaşadığı süre içinde fazla şeyler yapabilmektir. İdam edildiğinde yaşı yirmi beşti.
Can Yücel şiirinde ne güzel ifade etmiş; En uzun koşuysa elbet Türkiye’de de Devrim O, onun en güzel yüz metresini koştu En sekmez luverin namlusundan fırlayarak … En hızlısıydı hepimizin, En önce göğüsledi ipi… Acıyorsam sana anam avradım olsun Ama aşk olsun sana çocuk, Aşk olsun…
Rahmetle anıyor, aziz hatıralarını saygıyla selamlıyorum.