Ihlas Haber Ajansı tarafından
07 Temmuz, 2024 16:00 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Kastamonu Üniversitesi’nin yürüttüğü “ECOPRINT in Nature” projesinin üçüncü aktivitesi tamamlandı

Kastamonu Üniversitesi yürütücülüğünde sürdürülen “ECOPRINT in Nature” projesinin üçüncü aktivitesi Polonya’da gerçekleştirilen eğitim ve gezilerle tamamlandı.
Kastamonu Üniversitesi yürütücülüğünde devam eden “ECOPRINT in Nature” projesinin üçüncü aktivitesi, proje ortağı Varşova Yaşam Bilimleri Üniversitesi (SGGW) ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Polonya’da düzenlenen etkinliğe, Kastamonu Üniversitesi, Varşova Yaşam Bilimleri Üniversitesi (SGGW), Youth on Board (YOB) ve Sarı Konak Kadın Girişimleri Üretim ve İşletme Kooperatifi (KSSK) temsilcileri ve eğitimi alacak katılımcılar katıldı. Etkinliğin ilk günü ev sahibi Varşova Yaşam Bilimler Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Emilia Janeczko’nun açılış konuşmaları ile başladı. Katılımcılar Celestynow’daki Orman Eğitim Mekrezi’nde farklı bitki bölümleri, farklı kumaşlar ve farklı mordanlama yöntemleri kullanarak kaynatma/buharlama yönetimiyle ECOPRINT uygulamalarını öğrendi.
Etkinliğin ikinci gününde ise bir gün önceki uygulamadan farklı olarak vurma yöntemiyle ve taş baskı yöntemiyle farklı kumaşlarla ECOPRINT uygulamalarını Varşova Yaşam Bilimleri Üniversitesi Orman Araştırma Enstitüsü’nde gerçekleştirdi. Etkinliğin son aşamasında ise ECOPRINT yöntemiyle elde edilen kumaşlarla eşarp, atkı, mendil ve masa örtüsü gibi ürünler üretildi. Ayrı üretilen bazı kumaşlarla ahşap çerçeve içerisine yerleştirilerek tablolar yapıldı.
Bütün katılımcılar, ECOPRINT etkinlikleri dışında projenin kültürel etkileşim amacı doğrultusunda Polonya için hem tarihi hem de kültürel açıdan önem arz eden bazı yerleri gezme fırsatı buldu. O yerlerden birisi Zyrardow’da 1833 yılında kurulan ve 1800’lerin sonuna doğru Avrupa’nın en verimli keten tekstil fabrikası olan Linen Works fabrikası oldu. Fabrikanın bir kısmında üretim devam ederken bir kısmı da müze olarak kullanılmaya devam ediyor. Müzede ham ketenin tekstil ürününe dönüşüm süreçleri detaylı bir şekilde anlatılırken üretilen ürünlerin bazıları müze içerisinde sergileniyor. Fabrika gezisi, ECOPRINT uygulamalarında keten kumaşlarının rahatlıkla kullanılabileceğinin anlaşılması açısından büyük önem taşıdı. Daha sonra kırsal mimarinin yaygın olduğu ve etnografik alanların yer aldığı Lowicz Bölgesi’ne bir ziyaret gerçekleştirildi. Lowicz Bölgesi, açık hava müzeleri ile ünlü olup, özellikle konutlar, çiftlik yapıları, imalathaneler ve kutsal mekânları iç dekorasyonları ile birlikte sergilemektedir. Bu bölgede katılımcılar, tarihi ve kültürel zenginlikleri yerinde görme fırsatı buldu.
Gezinin önemli duraklarından biri de ünlü Polonyalı piyanist ve besteci Frederic Chopin’in müzesiydi. Katılımcılar, Chopin’in yaşamına ve eserlerine dair değerli bilgiler edindiler ve müzenin atmosferinde unutulmaz anlar yaşadı. Etkinlik, sertifika töreni ve kapanış konuşmaları ile sona erdi.

blank
İsmail AKCA tarafından
11 Nisan, 2025 23:18 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 1dk
Yorum Sayısı: 0

Eğitim Kenti Karabük Vizyonu..!

Bir zamanlar Karabük’ün en köklü mahallelerinden biri olan Öğlebeli Mahallesi, bugünlerde sessiz bir çığlık atıyor. Bu çığlık, artık kapanma noktasına gelen ve 1-2-3-4. sınıfların adeta bir arada eğitim gördüğü okulda..!

Konuyu daha önce gündeme getirmiştik lakin yetkililer tarafından geçiştirilerek üzeri kapatılmıştı.

21. Yüzyılda şehrin göbeğinde birleştirilmiş sınıf uygulaması!

Tam da “Eğitim Kenti Karabük” vizyonuna uygun değil mi?

Yaşanan son olay, ne yazık ki bu çığlığı bambaşka bir boyuta taşıdı:

Bir veli, bir anne baba, ipe sapa gelmez iddialarla çocuğunu emanet ettiği okulun müdür yardımcısına saldırdı. Günlerdir okulda adeta terör estiren bu aile ile ilgili kulağımıza gelen bilgiler çok ürkütücü boyutlarda. Müdür Yardımcısına fiziki şiddet uygulayan şahsın psikolojik raporu olduğu ve cezai ehliyetinin bulunmadığı, bunu da ulu orta bağırarak “benim raporum var kimse bana dokunamaz, istediğime istediğimi yaparım” şeklinde kendine silah edindiği söyleniyor. Eğer gerçekten böyleyse acilen araştırılıp müdahale edilmesi gereken bir durum zira bu durumda okulda kimsenin can güvenliği yok demektir.

Aslında Öğlebeli İlkokulu'nda yaşananlar Türkiye’de eğitim sisteminin geldiği noktanın bir göstergesi.

Eğitimde fırsat eşitliği gibi kavramların içinin boş olduğunun bir kanıtı. Daha önce ülkemizin birçok yerinde şahit olduğumuz bu şiddet olayları ise eğitimdeki çöküşün, öğretmenlik mesleğinin düşürüldüğü durumun fiziksel bir temsili haline geldi.

Bu olay, sadece Öğlebeli için değil, Türkiye’nin dört bir yanındaki eğitim sistemimiz için bir uyarı niteliğinde. Sorunları görmezden gelmek yerine, eğitimde daha modern ve kapsayıcı çözümlerle geleceğimizi koruma vakti. Öğlebeli'nin sesi, aslında hepimizin sesi.

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.