Karabük Postası tarafından
19 Aralık, 2018 14:18 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 4dk
Yorum Sayısı: 0

KARDEMİR’de Endüstri 4.0 eğitim semineri düzenlendi 

Kardemir’de çalışanların bilgi birikim ve yetkinliklerinin artırılması için gerçekleştirilen eğitim faaliyetleri kapsamında, Endüstri 4.0 eğitim semineri düzenlendi. Kardemir Eğitim Kültür Merkezinde düzenlenen seminere Siemens Türkiye eski yöneticilerinden ve ION Academy kurucusu Ali Rıza ERSOY konuşmacı olarak katıldı. Kardemir Yönetim Kurulu Üyesi H. Çağrı Güleç, Genel Müdür Vekili Mansur Yeke, Mali İşler Koordinatörü(CFO) M. Furkan Ünal, Satış Pazarlama Koordinatörü Reyhan Özkara ve ünite müdürleri başta olmak üzere başmühendis, mühendis, formen ve işçilerden oluşan yaklaşık 500 çalışanın katıldığı eğitim seminerinde dördüncü sanayi devrimi olarak adlandırılan Endüstri 4.0 ile birlikte dünyada yaşanan dijitalleşme süreci ele alındı. Seminer, Kardemir Mali İşler Koordinatörü M. Furkan Ünal’ın açılış konuşması ile başladı. Kardemir’in hayata geçirilen yatırımlar ile büyümeye devam ettiğini belirten Furkan Ünal, Endüstri 4.0 olarak adlandırılan dönüşüm sürecinin tüm sektörlerde yaşandığına dikkat çekerek, Kardemir’in de tüm dünyada yaşanan dijital dönüşüm sürecinin gerisinde kalamayacağını kaydetti. Düzenlenen eğitim seminerinin bu amaca hizmet edeceğini söyleyen Ünal, tüm çalışanlardan bu dönüşüm sürecine adapte olmasını istedi. “ENDÜSTRİ 4.0 BİR TEHDİT DEĞİL, BİR FIRSATTIR” ION Academy kurucusu Ali Rıza ERSOY ise yaptığı sunumda Endüstri 4.0’ın tüm sektörler ve dünyanın geleceği için önemine dikkat çekti. Dünya’da sanayileşmenin 1800’lü yıların sonunda su buharının devreye girmesiyle birlikte başladığını, arkasından elektrikle birlikte seri üretime geçildiğini ve sanayi ürünlerinin insanlık için ulaşılabilir hale geldiğini, 1970’lerden itibaren de elektroniğin devreye girerek otomasyon çağının başladığını hatırlatan Ersoy “ aslında buraya kadar her şey normal gidiyordu ancak, otomasyon çağı ile birlikte yeni bir tehdit ortaya çıktı. Bu tehdit doğunun yaptığı sanayi üretimin batının yaptığı sanayi üretimini geçmesi oldu. Endüstri tarihinde ilk kez batı, krallığını doğuya kaptırmaya başladı. Bu nedenle Endüstri 4.0’ı duyduğumuzda aklımıza gelmesi gereken ilk şey ‘çok büyük bir tehdit” oldu. Ama bunu ne batı ülkelerinin ne de bizim kabullenmemiz beklenemezdi” dedi. Batı ülkelerinin doğudan gelen bu tehdit karşısında üç konuya yoğunlaştığını belirten Ali Rıza Ersoy, bunlardan birincisinin inovatif süreçleri hızlandırmak, ikincisinin doğunun yapamadığı şekilde tüm üretim hatlarını esnek haline getirmek ve bu esneklikle üretim hatlarını durdurmadan tüm kişisel beklentileri karşılayabilecek ürünler üretmek, üçüncüsünün ise üretimi verimli hale getirmek olduğunu kaydetti. Artık dünyanın, doğu ülkelerinden çok daha ucuza ve daha fazla üretebilmek için gerekli teknolojilere sahip olduğunu belirten ve bununda kas gücünü sistemden çekmekle mümkün olabileceğini söyleyen ION Academy kurucusu Ali Rıza ERSOY konuşmasını şöyle sürdürdü: “İnsanı sistemden çektiğinizde iki mucize birden gerçekleşiyor. Çünkü artık sistem geçmişte olmadığı kadar mükemmel çalışıyor, çünkü hata yapan ana unsur insan oluyor. Her on trafik kazasından 9’unun insan kaynaklı olduğunu düşünürsek burada tartışılacak bir şeyin olmadığı da ortaya çıkıyor. İkinci mucize ise sistem geçmişte olmadığı kadar ucuzluyor. Çünkü asıl pahalı olan insan. İlk defa 2011 yılında Endüstri 4.0 kavramı konuşulmaya başlandı. 2012 yılında Almanya bu konuya odaklanarak çalışmalara başladı. 2013 yılına gelindiğinde ise Almanya Endüstri 4.0 ile ilgili yol haritasını ortaya koydu. Çünkü Almanya dipten gelen dalgayı fark etti. Çünkü bu ülkenin tamamını etkileyebilecek bir durumdu. Türkiye olarak birinci sanayi devrimini birkaç yüzyıl, ikinci sanayi devrimini 150 yıl, üçüncü sanayi devrimini 30-40 yıl ıskalamış olabiliriz. Ama artık Endüstri 4.0’ı ıskalama şansımız yok. Bugün çok iyi biliyoruz ki Türkiye bu devrimi ıskalamayacak ” 2020 yılına geldiğimizde dünyada 40 Milyar nesnenin internete bağlı olacağı, gelecekte TC Kimlik numaraları yerine IP numaralarının kullanılacağı, 2010- 2020 yılları arasında insanın ürettiği datanın 50 misli artmasının beklendiği ve insanlık tarihinin hiçbir döneminde hiçbir başlık altında hiçbir şeyin 10 yıllık süreçte 50 kez artmadığı, 2000 yılında ilk kez 1 yılda üretilen verinin bütün insanlık tarihi boyunca üretilen veriye eşitlendiği gibi çarpıcı söylemlerle konuşmasını sürdüren Ali Rıza Ersoy “ Dünyayı işte böyle bir gelecek bekliyor. Bugün Almanya’da 365 gün 24 saat çalışan bir fabrikada 1000 değişik ürün yapılıyor. İnsan katkısı sadece % 25. O da henüz makine ve robotlara devredemediğimiz insan kaynakları, satış pazarlama, muhasebe gibi fonksiyonlar. Tüm üretim hattı ise insansız. Hata oranı hemen hemen sıfır. Bunu, kas gücünü sistemden çekerek yapabiliyorlar ve böylelikle sistem mükemmelleşiyor” dedi. Ülkemizin de Endüstri 4.0 ile ilgili gerekli platformların kurulduğunu ve bu konuda ki yol haritasının belirlendiğini söyleyen Ersoy konuşmasını Türkiye’nin Endüstri 4.0 ile ilgili fırsatlarına dikkat çekerek şöyle tamamladı. “ Geleceğin fabrikaları artık tamamen robotlarla donatılmış olacaktır. Bu fabrikaları tabletlerden yönetiyor olacağız. Kol gücünün yerini beyin gücü alacak. Sistem insanın kol gücü yerine en kıymetli kısmı olan beynini istiyor. İnsanın okumuşluğunu, görmüşlüğünü, bilgeliğini, öngörü kabiliyetini, takım kurma, problem çözme kabiliyetini, mühendislik ve programlama kabiliyetini istiyor. Komşu ülkelerimizin içersinde hiç birisinde bizdeki kadar köklü üniversiteler ve onların yetiştirdiği hocalar, onların yetiştirdiği işletmeciler, mühendisler yok. Bunların hiç birisinde batı ekonomisine tamamen entegre olmuş bir ekonomi yok. Bunların hiç birisinde Afrika’nın balta girmemiş ormanlarında iş peşinde koşan girişimciler yok. Avrasya bölgesinde geleceğin üretim gücü olmak gibi bir fırsat var karşımızda. Bunu yaparsa Endüstri 4.0 yapacak. Sizler 4.0’ı kullanarak ülkemizi gelişmekte olan ülkeler statüsünden alarak gelişmiş ülke statüsüne getirmek gibi çok büyük bir şansa sahipsiniz. Tehditle başlayan bu konu aslında bizim için kocaman bir fırsattır. Eğer ülkemizde Endüstri 4.0 tartışılmaya başlamışsa, o dipten gelen dalgayı gördüğümüzdendir” Eğitim semineri sonunda Kardemir Yönetim Kurulu Üyesi H. Çağrı Güleç ve şirket koordinatörleri tarafından Ali Rıza Ersoy’a günün anısına Kardemir ürünlerinden oluşan bir masa seti takdim ederek teşekkür ettiler. Kardemir’deki eğitim seminerlerinin bundan sonra da farklı güncel konu başlıklarında devam edeceği belirtildi.

blank
Ihlas Haber Ajansı tarafından
10 Nisan, 2025 12:30 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 1dk
Yorum Sayısı: 0

Kuzeyin muhafızı İnceburun Feneri ve zamana direnen Terelek Mezarları

Karadeniz’in en kuzey noktası olan İnceburun Feneri ve binlerce yıllık geçmişe sahip Terelek Kaya Mezarları, Sinop’un tarihi ve doğal zenginlikleri ortasında öne çıkıyor.
1863 yılında inşa edilen ve tam 164 yıldır denizciler için yol gösteren İnceburun Feneri, Türkiye’nin en kuzey noktasında, Karadeniz’in hırçın dalgalarına karşı "Kuzeyin Muhafızı" üzere dimdik ayakta duruyor. İnceburun’da yer alan bu tarihi fener, birinci yıllarında gazyağı ile çalışırken, günümüzde elektrikle denizcilere ışık saçmaya devam ediyor. Sinop’un simgelerinden biri haline gelen yapı, tabiat ve deniz görünümüyle da ziyaretçilerini cezbediyor.
Tarihi milattan evvel 4. yüzyıla kadar uzanan Terelek Kaya Mezarları ise kentin bir başka kültürel hazinesi. Kayalara oyulmuş çok odalı yapısıyla dikkat çeken bu antik mezarlar, devrin inanç yapısı ve hayat stiline ışık tutuyor. Bölge, hem tarih meraklıları hem de doğaseverler için büyüleyici bir atmosfer sunuyor.
Tarihi ve doğal dokusuyla ziyaretçilerini adeta vakitte seyahate çıkaran bu iki değerli miras, Sinop’a gelen yerli ve yabancı turistlerin uğrak noktaları ortasında yer alıyor.

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.