Karabük Postası tarafından
10 Temmuz, 2019 08:12 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 1dk
Yorum Sayısı: 0

KARDEMİR, Fortune 500 listesinde yükselişini sürdürdü 

Karabük Demir Çelik Fabrikaları (KARDEMİR) A.Ş. “Fortune 500 Türkiye listesinde net satışlar sıralamasında 5 basamak yükselerek 52’nci sıraya yükseldi. 2018 yılını çelik üretimi, satış geliri ve karlılıkta rekorlar kırarak tamamlayan KARDEMİR, geçtiğimiz günlerde açıklanan ve finansal kurumlar ile holdingler dışındaki tüm sektörleri kapsayan “Fortune 500 Türkiye” listesinde net satışlar sıralamasında 5 basamak yükselerek 52’nci sıraya yükseldi. Faiz ve vergi öncesi kar sıralamasında ise KARDEMİR, 2017 yılında yer aldığı 46’ncı sıradan 21 basamak ilerleyerek 25’inci sıraya yükseldi. Fortune 500 listesindeki yükselişi değerlendiren Kardemir Genel Müdürü Dr. Hüseyin Soykan, sonucun KARDEMİR’deki büyüme ve gelişimi ortaya koyduğunu kaydetti. KARDEMİR’in bu yıl açıklanan İSO sıralamasında da yükselişini sürdürdüğünü hatırlatan Soykan “Fortune 500 araştırması ağırlıklı olarak net satışlara ve karlılığa göre yapılan bir değerlendirme. Ancak, KARDEMİR’deki büyüme ve gelişim sadece satış rakamları ve karlılıkla sınırlı değil. Biz, ürün çeşitliliğinden üretim artışına, çevreden bilgi teknolojilerine kadar aslında her alanda yaşanan bir gelişim ve büyümeden bahsediyoruz. Eğer bunu sağlayamazsanız rekabet gücünüzü kaybedersiniz. Bizim hedefimiz ise sürdürülebilir başarıları yakalamak. Bu nedenle, sürekli iyileştirme prensibi ile hareket ederek tüm süreçlerimizi çağın gerektirdiği seviyeye taşımamız gerekiyor. Bunun için çalışıyor ve gayret gösteriyoruz. Bu gelişime alın ve akıl teriyle katkı veren tüm çalışanlarımıza teşekkür ediyorum” dedi.

blank
Fevzi Aydın tarafından
15 Nisan, 2025 13:28 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

AZ DA OLSA DEMOKRASİ…

Genel kabul gören tanımıyla demokrasi, "halkın halk tarafından halk için yönetimi.
Bu tanım, genel olarak benimsenmekle birlikte, çatışan iki demokrasi anlayışından "sosyalist demokrasi” olarak sunulan uygulama iflas ettiğine göre, geriye, demokrasi deyince, "liberal demokrasi" anlayışı kalmakta.
Demokrasi türleri ise; halkın doğrudan veya temsili olarak eşit şekilde katılımını sağlayan hükûmet biçimi ya da toplumsal yapılar.
Temel demokrasi kavramı, ülkelerin çeşitli etnik özelliklerine göre farklılık göstermekte.
Eğitim sistemi, laik, anti-laik, muhafazakâr, anti-muhafazakâr gibi eğilimler, toplumlarda kutuplaşma ve ayrıştırmaya yol açmakta.
Ülkelerde, eğitim sistemleri ve halkın eğitim durumları, toplumla birlikte, ülkelerin sosyo-ekonomik kalkınmalarında temel faktör olarak görülmekte.
Aynı zamanda ülke siyasetinin oluşmasında, eğitim sisteminin etkisi gözden uzak tutulmamalı.
Geçmişin demokrasi havarileri, küresel güçler, bugün otoriter ve radikal siyasetin pençesine düşmüş durumda.
Dünyadaki siyasi değişime Türkiye’de ayak uydurmuş durumda.
Bugün, ABD, Rusya, Çin, Avrupa Birliği, dünyayı yönetme savaşı veren ülkeler, otoriter ve radikal siyasetin pençesine düştü.
Geçtiğimiz yıl sonu yapılan seçimlerde, ABD’de ikinci dönemini kazanan Donald Trump, dünya siyasetine ekonomik tehdit, savaşan ülkelere şartlı destek, bazı ülkelere işgal tehdidi ile adeta dünyanın kimyasını bozdu.
İslam dünyasını hedef alarak İsrail’in arkasında, Filistin’i işgal ederek yayılmacı politika izleyen ABD; Trump ile birlikte bir adım daha atarak, Müslümanları Filistin’den atma peşinde…
Göreve gelir gelmez, Dünya Sağlık Örgütünden, iklim anlaşmasında ayrılan, Meksika Körfezinin ismini Amerika Körfezi olarak değiştiren, Rusya ile savaşan Ukrayna’ya desteği karşılığında, değerli madenlerini talep ederek ülke liderlerine gözdağı vermeye başladı…
Başlattığı ticaret savaşları ile dünya ekonomisini sarsan Trump, ek vergi, gümrük tarifesini yükseltti.
ABD’nin de üye olduğu NATO üyesi ülkeleri tehdit ederek, payların artırılmasını isteyerek, aksi halde güvenliklerinin sağlanamayacağı tehdidini savurdu.
Ülkeleri ve liderleri küçük gören Trump, ülkelerin stratejik ve ekonomik ihtiyaçlarını ABD’nin karşıladığı edasıyla, siyasi ve ekonomik terör estirmeye hız verdi.
Ekonomileri güçlü olan ülkelerin otoriterleşerek, gelişmekte olan ülkeleri tehdit etmeleri, demokrasinin değerini bir kez daha ortaya koymakta.
Demokrasiyi askıya alarak, otoriter veya radikal siyaseti düşünen liderler, halkın iktidardan uzak durmalarını hedeflemekte…
Ülkelerini nasıl bir bataklığa sürüklediklerinden habersiz, sözde küresel liderler, otoriter veya radikal siyasete geçiş yapmaya çalışarak, dünyayı kaosa sürüklemekte…
Demokrasiden vazgeçen ülkeler ve Dünya’yı kaosun beklediği unutulmamalı, Az da Olsa Demokrasi, bir tarafta kalmalı…
Düşünce ve görüşlerin ışık olması dileğiyle…

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.