Karabük Postası tarafından
13 Haziran, 2023 10:30 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 3dk
Yorum Sayısı: 0

Karavanı atölyeye dönüştürdüler, ürettikleri ürünleri satarak dünyayı geziyorlar

Antalya'da yaşayan Esra ve Ömer Aydoğan çiftinin 15 yıldır hayalini kurdukları dünya turu planı, atölyeye dönüştürdükleri karavanla gerçeğe dönüştü. Antalya'dan yola çıkan çift, karavanda ürettikleri deri ürünleri pazaryerlerinde satarak dünyayı gezecek ve Türk kültürünü tanıtacak. Antalya’da yaşayan Esra ve Ömer Aydoğan çifti, 15 yıl önce dünyayı gezmek için hayal kurmaya başladı. Bunun için bir süre önce karavan satın alan Aydoğan çifti, satın aldıkları karavanı hem ev hem de atölye olarak kullanacak şekilde tasarladı. Dünyayı gezmek için 10 gün önce yola Antalya’dan yola çıkan çift, Ege Bölgesindeki illeri gezerek Kastamonu’ya ulaştı. Aydoğan çifti, atölyeye çevirdikleri karavanda deri, taş ve çelikten ürettikleri takı ürünlerini pazaryerlerinde açtıkları tezgahta satışa sunuyor. Satışını yaptıkları deri ve takı ürünlerinden elde ettikleri gelir ile Karadeniz Bölgesi'ndeki illeri gezecek olan çift, daha sonra Gürcistan’a gidecek. Gürcistan’da bir süre deri üzerine eğitim almayı planlayan çift, daha sonra dünyayı gezmek için kendilerine rota belirleyecek. Kastamonu’da birkaç gün konaklayan Aydoğan çifti, şehrin tarihi ve kültürel yerlerini gezerek şehirden ayrıldı. “Deri sanatını geliştirerek el işçiliğiyle yaptığımız ürünlerle dünyayı gezmeyi planlıyoruz” El işçiliğiyle yaptıkları ürünleri pazaryerlerinde satarak dünyayı gezmeyi ve planladıklarını söyleyen Ömer Aydoğan, “28 yıllık devlet memurluğu hayatını bitirerek emekliliğe ayrıldım. Yaklaşık 15 yıldır hayalimiz olan dünya turuna karavanla başlamış bulunmaktayız. Dünya hayalimiz sürekli vardı, dünyayı gezmek istiyorduk ama sadece gezmekle kalmasın istedik. Gezdiklerimizi ve gördüklerimizi kendimize saklamayalım, gezerken kendi kültürümüzü yansıtalım istedik. Gerekirse de halk ile iletişim içerisinde olup gittiğimiz toplumların kültürlerinden de yararlanalım istedik. Bununla ilgili ne yapabiliriz ve geziyi nasıl anlamlandırabiliriz diye değişik fikirler üzerinden çalışırken deri sanatıyla tanıştık. Deri sanatını geliştirerek yaptığımız ürünlerle dünyayı gezmeyi ve gezimizi de bu şekilde finanse etmeyi planladık. Tamamen kendi ürettiğimiz el işçiliği derilerle yerel halk ile iletişim içerisinde olup, satış ve hediyeleşme yaparak gerekli kültür aktarımını sağlamak düşüncesiyle Antalya’dan dünyayı geçmek üzere eşim ile birlikte yola çıktık. Ege sahillerinden bulunduğumuz Kastamonu’ya kadar geldik. Buradan da yine Karadeniz sahili üzerinden Samsun, Ordu, Trabzon, Rize, Artvin’den yurtdışına doğru devam etmeyi düşünüyoruz. İlk olarak Gürcistan’a gideceğiz. Ardından o zamanki duruma göre diğer ülkeleri değerlendireceğiz” dedi. “Hem üretiyoruz hem yaşıyoruz hem geziyoruz” Hem ürettiklerini hem de gezdiklerini ifade eden Ömer Aydoğan, “Biz, aşağı yukarı karavan hayatına geçeli 1 ay oldu. Antalya’dan da yola çıkalı 10 gün oldu. Bir ay süreyle karavanı deneyip test ettik. Testleri bitirdikten sonra 10 gündür de tam zamanlı olarak yollardayız. Hem üretiyoruz hem yaşıyoruz hem geziyoruz. Daha çok günlerimiz doğada geçiyor. Bugüne kadar yaşadığımız şehirden, şehirlerden kalmaktansa, bina ve yapılardan uzaklaşarak doğa ile bütünleşip bu şekilde yaşamayı tercih ettik” diye konuştu. “Karavanı hem atölye hem karavan hem de yaşam alanı olarak planladık” Karavanın birçok yerini kendilerinin yaptığını belirten Ömer Aydoğan, “Çünkü sadece karavan olarak değil, hem atölye hem karavan hem de yaşam alanı olarak planladık. Gezerek üretimde yapabileceğimiz şekilde hazırladık. Mutfak, yatak odası, banyoyu arka tarafa tasarladık. Ön tarafa da atölye, atölyenin tezgahı, derilerimiz ve onları koyabileceğimiz bölümler. Bu şekilde tasarladık. Burada yaptığımız ürünleri birebir gittiğimiz şehirlerde halk ile bütünleşerek satışını ya da hediyeleşmeyi yaparken aynı zamanda yerel yöneticilerle de görüşerek pazaryerlerinde tezgah açarak satış yapabilmeyi umuyoruz. Kastamonu’da pazaryerinde tezgahımızı açtık ve burada satışımızı yaptık” şeklinde konuştu. “Karadeniz sahili boyunca gezerek Gürcistan’a kadar gideceğiz” Karadeniz sahili boyunca gezerek Gürcistan’a kadar gideceklerini söyleyen Esra Aydoğan ise, “Kimya okudum, 10 yıl özel sektördü çalıştım. Daha sonra özel sektörde yapamayacağımı anlayınca kendime özgü bir şeyler aradım. Bende deri ile tanıştım. Deri işi yaparken Ömer ile tanışıp evlendim. Beraber deri işini yapmaya başladık. Pazarlarda tezgah açıp takı yaptım, doğal taş yaptım, taşlardan takılar yaptım, çantalar yaptım. Bu şekilde bir yerlere gelmeye çalıştık. En önemlisi karavanda eşinin destek olması, eşimin bazı şeyleri yapabilmesi bunlar karavanda yaşamak için çok önemli. En büyük desteğim eşim. Benim için burası ev konforundan daha rahat karavanda yaşamak. Çünkü burada hem çalışıyorum hem üretiyoruz hem satıyoruz hem geziyoruz her şey bizim elimizin altında. Dört duvar arasında değiliz. En güzeli bu. Sahil boyu Kastamonu’dan çıkıp Sinop, Samsun, Ordu, Rize, Trabzon, Artvin gibi illerin hepsini gezip son olarak Gürcistan’ın Batum şehrine gitmek istiyoruz. Şu anda Kastamonu’dan çıkamadık, birkaç günlük için geldik ama Kastamonu insanı, havası bizleri çok cezbetti. Ne zaman çıkarız bilemiyoruz ama yola çıktığımızda sevdiğimiz bir yer olursa Kastamonu gibi orada da birkaç gün geçiririz. Gürcistan’dan sonra yolumuz bizi nereye götürürse oraya gideceğiz. Nerede mutlu olursak, nereyi seversek, oralarda yaşamayı düşünüyoruz” ifadelerini kullandı. (İHA)

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
01 Ağustos, 2025 16:30 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 3dk
Yorum Sayısı: 0

10 gün sonra çok sevdiği denize tekrar açılacaktı, cinayete kurban gitti

Trabzon’un Beşikdüzü ilçesinde boşanma evresinde olduğu eşi tarafından tabancayla vurularak öldürülen bayanın kaptanlık dokümanını aldığı ve yaklaşık 10 gün sonra tekrar gemide vazifeye başlayacağı öğrenildi.
Olay, Beşikdüzü ilçesinde dün gece saatlerinde meydana geldi. Edinilen bilgilere nazaran, Ali Eren S. boşanma kademesinde olduğu eşi Sinem Topaloğlu’nun yaşadığı birinci kattaki konuta balkondan girerek, tabanca ile vurup kaçmaya başladı. Silah seslerini duyarak olay yerine gelen mahalle bekçisi Emrah Erata’yı da yaralayan zanlı kaçarken, silah seslerini duyan etraftaki vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine sıhhat ve polis grupları sevk edildi. Sıhhat takımları tarafından yapılan incelemede Sinem Topaloğlu’nun hayatını kaybettiği belirlenirken, yaralanan mahalle bekçisi yapılan birinci müdahalenin akabinde hastaneye sevk edildi. Motosikletine binerek kaçan Ali Eren S.’yi yakalamak için polis takımlarınca çalışma başlatıldı.

Bekçi kendini siper etti, Sinem kurtarılamadı
Edinilen bilgilere nazaran 13 Ağustos 2023’te Ali Eren S. ile evlenen Sinem Topaloğlu, yaklaşık 1,5 ay evvel boşanmak için mahkemeye başvurdu. Boşanma süreci boyunca teze nazaran eşinin tehdit bildirileri göndermesi üzerine Sinem Topaloğlu emniyete başvurarak, müdafaa talep etti. Mahkeme kararıyla Topaloğlu’nun meskeni etrafında güvenlik tedbiri alındı ve bir mahalle bekçisi görevlendirildi. Mersin Üniversitesi’nde Deniz Nakliyeciliği Bölümü’nden mezun olduktan sonra milletlerarası sularda stajyer kaptan olarak vazife yapan Topaloğlu, stajının sona ermesinin akabinde kısa bir mühlet evvel Trabzon’a döndü. Eğitimini muvaffakiyetle tamamlayan genç bayan, yaklaşık 10 gün sonra tekrar gemide vazifeye başlamaya hazırlanıyordu. Lakin Beşikdüzü ilçesinde yaşanan trajik olay, bu planları yarıda bıraktı. Gece saatlerinde art balkondan meskenine giren Ali Eren S., Sinem Topaloğlu ile tartışmaya başladı. Bu sırada meskenin yakınında devriye misyonu yapan mahalle bekçisi Emrah Erata, içeriden gelen sesleri duyarak kapıyı çaldı. Kapıyı açan Ali Eren S., elindeki silahla bekçi Erata’yı bacağından vurdu. Kapıdan kaçmaya çalışan Sinem Topaloğlu’nu müdafaaya çalışan bekçi Erata, saldırganın önüne geçti. Fakat Ali Eren S., doğrulttuğu silahıyla ateş ederek Topaloğlu’nu sırtından vurdu. Ağır yaralanan genç bayan olay yerinde hayatını kaybetti. Cinayetin akabinde zanlı, geldiği üzere art balkondan kaçarak kayıplara karıştı. Motosikleti ile kaçan şahsı yakalamak için güvenlik güçleri tarafından geniş çaplı çalışma başlatıldı. Yaralı olarak hastaneye kaldırılan mahalle bekçisi Emrah Erata’nın sıhhat durumunun ise uygun olduğu öğrenildi.

Anne Derya Topaloğlu: "Benim birinci göz ağrımdı, yıkıldım"
Sinem Topaloğlu’nun annesi Derya Topaloğlu, Giresun’un Eynesil ilçesi Ören beldesindeki konutunda taziyeleri kabul etti. Topaloğlu, "Hani Sinem’im. Nerede benim Sinem’im. Benim kızımı bana canlı getirseydiler. Benim birinci göz ağrımdı. Ben yıkıldım" sözlerini kullandı.

Dede Ali Haydar Topaloğlu: "Eve girmesi yasak, camı kırıp meskene giriyor"
Sinem Topaloğlu’nun dedesi Ali Haydar Topaloğlu ise, "Torunum dünya hoşuydu. Avukat tuttuk, boşanma aşamasındaydı. İmtihanlarını verdikten sonra aradı, ’Dede kaptanlığı aldım’ dedi. 5-6 gün sonra tekrar denize gidecekti. Bu adam psikopat bir adamdı. 7 Ağustos’a kadar uzaklaşması olan adam cinayet işliyor. Konuta girmesi yasak, camı kırıp konuta giriyor. Ben kanun tanımıyorum diyor. Evlilik yüzüğünü benim torunum denizdeyken çıkartıp denize atıyor. Bunu cep telefonu ile çekiyor. Bu adam benim yanıma gelip ’Torununu boşayacağım’ dedi. ’Sen psikopat mısın’ dedim. Bizi yaktı, Allah perişan etsin" halinde konuştu.

Akraba Cengiz Topaloğlu: "Bu olmamalıydı"
Derya Topaloğlu’nun akrabası Cengiz Topaloğlu da, "Eşine konuttan uzaklaştırma cezası veriyorlar. Kendisine de bir korumak için bekçi veriyorlar. Sinem’e müdafaa maksatlı vilayet dışına çıkış yasağı veriyorlar. Sinem bir arkadaşı ile yemek yiyor. Bunu takip ediyormuş. Çıktıktan sonra Ali Eren meskene girmiş. Sonra sesler çıkınca bekçi konuta giriyor. Birinci evvel bekçiyi vuruyor. Sonra kapıyı kapatmak istiyor, sonra Sinem’e ateş ediyor. Sinem orada ölüyor. Motosiklet ile meskene gelmiş. Sonra Giresun tarafına yanlışsız kaçmış. Daha yakalanmamış. 1.5 aydır boşanma süreçleri devam ediyordu. Bundan evvel arkasına silah dayanış, aileyi de tehdit etmiş. Bu olmamalıydı" diye konuştu.

Bizi sosyal medyadan takip edin