Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
05 Eylül, 2024 20:00 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 1dk
Yorum: 0

Karadeniz’de palamut bereketi: 3 tanesi 100 liraya kadar düştü

Karadeniz açıklarında avlanan ve bu yıl bol miktarda çıkan palamut balığının 3 tanesinin fiyatı 100 liraya kadar düştü.
Denizlerde 1 Eylül tarihinde başlayan av sezonunda balıkçıların yüzü palamut ile güldü. Geçen yıl ağlara takılmayan ancak bu yıl bol miktarda avlanan palamut balığının tanesi, sezonun ilk gününde 200 liraya kadar satıldı. Gün geçtikçe Karadeniz açıklarında daha çok avlanan palamut balığının 600-700 gramlık adedi 50 liraya satılırken, 300-350 gram palamut balığının 3 tanesi ise 100 liradan tezgahları süslüyor. Fiyatlar uygun olunca balıkçılarda da yoğunluk yaşanıyor.
"300 gramlık palamudun 3 tanesi 100 lira"
Ordulu balıkçı Erdal Çamaş, bu yıl sezona hızlı başladıklarını söyledi. Temmuz ayında palamut balığı olacağı yönünde işaretler aldıklarını aktaran Çamaş, “Palamut kendini ne kadar erken gösterirse, sezonda o kadar bol oluyor. Bu sene Allah’ım palamut balığını denizlere verdi, bu bolluk 2-3 yılda bir oluyor. Vatandaşlar bol bol yiyecek. Sezona 200 liradan başladık, 50 liraya kadar düştük. Bu balığın devamının garantisi yok. Şuanda avcılık Perşembe ile Hopa ilçesi arasında. Palamut bol ise hamsi az olur. Şu anda en düşük gramaj 600 gram. Palamut balığının 300 gramlık olanlarının 3 tanesi ise 100 lira” dedi.
Palamut balığı satın vatandaşlar ise fiyatların uygun olduğunu, ilerleyen günlerde bu fiyatlara balık bulunmayacağını ve herkesin bol bol balık tüketmesi gerektiğini söylediler.
Öte yandan tezgahlarda istavrit 100, mezgit 150, levrek 300, çipura 200, ve kefal balığı ise 100 liradan satılıyor.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
İlyas Erbay tarafından
16 Aralık, 2025 10:18 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum: 0

EMEKLİYİ ÖLMEDEN MEZARA KOYDULAR !

Anayasamıza göre, Türkiye Cumhuriyeti bir sosyal devlettir. Sosyal devlet; vatandaşların refah durumunu gözeten, halkına asgari bir yaşam düzeyi sağlamakla görevli devlet olarak tanımlanır.

Sosyal devlet, anayasamızın 2. ve 60'ıncı maddelerinde de tanımlanmıştır. Sosyal hukuk devleti güçsüzleri güçlüler karşısında koruyarak gerçek eşitliği yani, sosyal adaleti ve toplumsal dengeyi sağlamakla yükümlü devlet demektir. Ülkelerin sosyal devlet olabilmesi için bazı özelliklerinin bulunması gerekir. Sosyal devlette fırsat eşitliği ön plandadır. Ayrıca sosyal devlette halka eşit gelir dağılımı ve asgari yaşam şartları sunulur.

Peki, halka eşit gelir dağılımı ve asgari yaşam şartlarının sağlanması konusunda ne durumdayız? Ücretlere baktığımızda, eşit gelir dağılımından söz edebilir miyiz? Gelir dağılımı adaletsizliğinde dünya sıralamasında liderliğe oynuyoruz!

Çalışanlarla emekliler arasındaki ücret dengesizliği emekliler aleyhine giderek büyüyor. Emekli maaşları TÜRK-İŞ'in her ay açıkladığı açlık sınırı rakamlarının neredeyse yarısına düştü. Önümüzdeki ay 6 aylık enflasyon rakamlarına göre emekli maaşlarına yapılacak olan zam yüzde 11-12 civarında olacak. Bu durumda, en düşük emekli aylığı 19 bin liraya bile ulaşamayacak. Kasım ayı açlık sınırı rakamı 30 bin lira . Aralık ayında ve devam eden aylarda bu rakam daha da artacak. Emekli maaşlarının açlık sınırı rakamlarının yakalaması mümkün görülmüyor. Aynı durum asgari ücret alanlar için de geçerli. Bu rakamlarla kirasını bile ödeyemeyen milyonlarca insan ne yiyecek ne içecek?

blank

Böyle bir adaletsizlik, böyle bir vicdansızlık olabilir mi? Nerede kaldı sosyal devlet, nerede adalet, hakkaniyet? Emekli de bu ülkenin vatandaşı. Emekliler lütuf beklemiyor. Çalışırken ödedikleri primlerin karşılığını hakkıyla almak istiyorlar.
Sosyal Güvenlik Sistemi çökmüştür. Prim ödeme gün sayısının, ödenen primin rakamsal miktarının hiç bir önemi kalmadı. 3600 gün prim ödeyenle 9000 gün prim ödeyen arasında bir fark kalmadı. Sistem oynana oynana bu duruma geldi.
Hakkaniyet, adalet yerle yeksan oldu.
2016 yılında asgari ücretten % 66 daha fazla maaş alan bir emekli buğün asgari ücretin yüzde 24 altına düştü.
Bu tablo böyle devam ederse, emekli kuru ekmeğe bile muhtaç kalacak.
Tuzu kurular! ükeyi yöneten muhteremler! Hiç mi vicdanınız sızlamıyor.? Nasıl uyku uyuyorsunuz?

Çocuk okutan, kirada oturan emekliler var. Bu insanlar açlık sınırının yarısına düşmüş maaşlarla ayakta kalabilir mi? Yazının başlığı bazılarına abartılı gelmiş olabilir. Fakat acı gerçek budur. EMEKLİ ÖLMEDEN MEZARA KONMUŞTUR!

Tablonun ressamı gelmiş geçmiş tüm hükümetlerdir! Son 23 yılda ise, bu tablo tamamlandı, verniklendi ve çerçevelendi. Oy uğruna izlenen popülist icraatlar, istihdam yaratamayan, üretmek yerine ithal etmeyi öncelikleyen politikalar, israf ve şatafat ülkeyi bu duruma getirmiştir.

Mutlu azınlığa en kalbi duygularımla…

İlyas Erbay

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.