Karadeniz Akdeniz’i aratmadı: 30 dereceyi bulan sıcakta denize girerek serinlediler
Samsun’da 30 dereceyi bulan sıcak havada bazı vatandaşlar denize girerek serinledi. Meteoroloji 10. Bölge Müdürlüğü’nden alınan bilgiye göre Samsun’da gün içinde zaman zaman sıcaklıklar 30 dereceyi buldu. Nisan ayının ortasında 30 dereceyi bulan sıcaklıklarda evlerde duramayan ve bunalan Samsunlular sahillerin yolunu tuttu. Bunalan vatandaşlardan bazıları Karadeniz’de yüzerek serinledi bazıları da kendilerini sahil kenarlarına attı. Serinlemenin en güzel yolunun denize girmek olduğunu belirten vatandaşlar, denize girmeyenlerin de gölge alanları tercih ettiğini söylediler. 33 dereceyi olması bekleniyor Meteorolojiden alınan bilgiye göre 18 Mart Perşembe günü hava sıcaklıkların 33 dereceye çıkması bekleniyor. Diğer günler ise hava tahminleri şöyle: 19 Nisan Cuma günü en yüksek sıcaklık 18 derece, 20 Nisan Cumartesi en yüksek sıcaklık 26 derece, 21 Nisan Pazar günü en yüksek sıcaklık 18 derece ve 22 Nisan Pazartesi günü en yüksek sıcaklık 24 derece.
İnsanca Yaşamı En Çok Hak Eden Bir Milletin Emeklileridir
Bazen gündem iktidarların lehine aniden değişiverir. Hiper enflasyon, Vatandaşın hızla düşen alım gücü, Parasal sıkılaşma, Dolardaki yükselme, Artan dış borç, Cari açık, Asgari ücret ve emekli zamlarındaki belirsizlik, Kontrol edilemeyen piyasalar…dikkat ederseniz bunlar neredeyse hiç konuşulmaz oldu, adeta unut(turul)uldu. Tüm TV kanallarında varsa yoksa Suriye.
Ekonomi konularında önde gelen dergilerden The Ekonomist'in yaptığı sıralama 37 Ekonomik İş Birliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) üyesi ülkelerin sıralamasını gösteriyor. Bu sıralamada; Ekonomimiz 2024'ü en kötü geçiren 3 ülke arasında yer aldı. Komşu Yunanistan ise 2024'ü en iyi geçiren 3 ülke arasında yer buldu. Ekonomisi en iyi ilk üç ülke; İspanya-İrlanda ve Yunanistan En kötü 3 ülke ise; Türkiye-Letonya-Estonya Yunanistan 3'üncü sırayı Danimarka ile paylaştı. 5'inci sırada İtalya var. İsrail savaşa rağmen 6'ıncı sırada. ABD 20'inci, Almanya 23'üncü sırada.
Biz yeni vergiler icat etmekle meşgulüz. Ekonomiyi yönetenler vergi icat etmede çok mahirler. Bizim ekonomiden anladığımız vergi toplamak! İstihdamı nasıl artırırız? İşsizlik nasıl azaltılır? Tüm dünyaya satacağımız marka değerler nasıl yaratılır?Bunlara fazla kafa yormuyoruz. Üretim odaklı ekonomi bizim pek işimize gelmiyor sanırım.
HER ÇUVALLADIĞINDA YÜKLEN VERGİYE !
Ne alâ değil mi? İşin en kolayı bu! Bunun için ekonomist olmaya, ekonominin başına etiketli isimler getirmeye falan gerek yok! Baktın ki, ekonomi kötü gidiyor. Bütçen açık veriyor, cari açığın, dış ve iç borcun hızla artıyor. Hiç vakit kaybetme artır vergileri. Nasıl olsa ekonominin can simidi vergi. 80 yıldır yapılan hep bu. Bunu yaparken de; en kolay hangi kesimden vergi alınıyorsa yine onlara yüklen. Vatandaşın üzerindeki vergi yükü nasıl azaltılır? Vergide adalet nasıl sağlanır? Yoksulluk nasıl yok edilir? Ülkede refah nasıl yükselir? Bunlara kafa yormaya ne gerek var! Oysaki ülkemiz; insan kaynaklarıyla, verimli topraklarıyla, turizmi ile, yer üstü ve yeraltı kaynaklarıyla müthiş bir potansiyele sahip. Devletin kamusal hizmetleri yapabilmesi için elbetteki vergiye ihtiyacı var. Buna kimsenin itirazı yok. İtiraz; kantarın ayarının kaçmasına.
Ekonomideki olumsuzluğun en büyük göstergelerinden biri vatandaşın düşen alım gücüdür. Emekliler ve asgari ücretliler açlık sınırının altında rakamlarla yaşama tutunma mücadelesi verirken, ekonomide pembe tablolar çizmek, ekonomimiz güçlü söylemlerinde bulunmak halkı yanıltmaktır. Madem ekonomi iyi gidiyor alım gücümüz neden hızla düşüyor? The Ekonomist'in sıralamasında neden dipteyiz? Emekliler ve asgari ücretliler insanca yaşamak için ücretlerinde tatminkar bir artış bekliyor. Hadi bakalım, vakit geldi. Görelim ekonomimizin gücünü