Karabük’teki orman yangınında geriye acı manzara kaldı
Karabük’ün Eflani ilçesine bağlı Saraycık köyünde başlayarak Safranbolu ilçesine bağlı Harmancık köyüne sıçrayan orman yangınında zarar gören alanlar dronla görüntülendi.
Havadan çekilen görüntülerde, yangının etkili olduğu bölgelerde yeşil ormanlık alanların yerini siyah kül örtüsünün aldığı görüldü. Alevlerin etkisiyle geniş bir alanın zarar gördüğü yangın sonrası geriye acı bir manzara kaldı.
Yangın, orman ekiplerinin ve itfaiyenin yoğun müdahalesiyle kontrol altına alınırken, soğutma çalışmaları sürüyor.
Yangının çıkış nedenine ilişkin ekiplerin incelemesi devam ediyor.
Türkiye’nin izlediği çok yönlü dış politika jeopolitik kodlarının gereğidir ve son derece isabetli dir. NATO ve AB ye bağımlı olmadığının, Türkiye için alternatiflerin her zaman var olduğunun mesajının verilmesi açısından da doğrudur.
Dünya çok kutuplu bir döneme girdi. Ülkeler menfaatleri doğrultusunda güçlerini birleştirmenin arayışı içerisinde. Sanghay İşbirliği Örgütü gibi, BIRICS gibi farklı yapılanmalar ortaya çıkıyor. Türkiye tüm bu yapılanmalar için en gözde ülke. Jeopolitik konumumuz, genç ve dinamik nüfusumuz, özellikle savunma sanayii'nde son yıllarda yakaladığımız ivme tüm dünyanın ilgisini çekiyor. Sorunlarımız yok mu? Tabii ki var. Güçlendikçe bu sorunlar kendiliğinden azalacaktır. Hep imrendiğimiz koskoca Avrupa'nın Trump'ın şamar oğlanı durumuna düşüşünü ibretle izliyoruz . Trump'ın karşısında ilkokul çocukları gibi dizilen AB liderlerinin görüntüsü her şeyi anlatıyor. AB ülkeleri de arayış içerisinde.
Geçtiğimiz yıl Eylül ayında Rusya durup dururken Türkiye’nin BRİCS e tam üyelik başvurusu yaptığını tüm dünyaya duyurmuştu. Rusya'nın amacı neydi, biz böyle bir açıklama yapmazken neden buna gerek görmüşlerdi? Bunu köşemde yazmıştım.
30 Ağustos zaferinin yoğun kutlama programının hemen ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan Şanghay İşbirliği Örgütü Zirvesi (ŞİÖ) için Çin'e gitti. Erdoğan, bu zirveye şeref konuğu olarak davet edildi. Hava alanına indiğinde muhteşem bir törenle karşılandı. Cumhurbaşkanının performansına şapka çıkarıyorum. 30 Ağustos törenlerinde, Anıtkabirde Arslanlı yolda uzun bir yürüyüş, ardından protokol töreni, ayakta tebriklerin kabulü ve ardından dinlenmeden uzun bir uçak yolculuğu. Ne diyelim? Maşallah…
ŞİÖ üyesi değiliz, olmamız da gerekmiyor. ŞİÖ şu aşamada AB ye ve NATO ya alternatif değildir. Rusya ve Çin Türkiye'nin ŞİÖ üyeliğinin çok istiyor. Türkiye ŞİÖ üyesi olursa NATO dan çıkması gerekiyor. Bu kesinlikle doğru olmaz.
Bu zirveye, Şanghay İşbirliği Teşkilatı üyesi; Rusya Federasyonu, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Özbekistan, Hindistan, Pakistan, İran ve Belarus katılıyor.
Zirvede, Çin’in Asya, Avrupa ve Afrika arasında ticaret ve altyapı ağlarını geliştirmeyi amaçlayan dev projesi olan Kuşak ve Yol Girişimi (BRI)’nin de masaya yatırılması bekleniyor. Türkiye, Asya ile Avrupa arasındaki konumu sayesinde bu projede doğal transit merkez olarak yeralıyor.
Çini ve doğudaki tüm ülkeleri batıya bağlayan demir yolu Projesinde geçtiğimiz günlerde önemli bir gelişme olmuştu. Doğunun ekonomik gücünü Avrupa pazarlarına bağlayan lojistik hattı Ermenistan üzerinden yürütülen stratejik bir hamle ile ABD nin kontrolüne geçti. Bunları yazmıştım. Buna rağmen bu büyük projenin kazananlarından biri de Türkiyedir. Yapılan hesaplara gòre: ekonomimize, yıllık 12-14 milyar dolarlık bir katma değer sağlayacaktır. ABD nin Zengizorda hattın kontrolünü, Deli Dumrul misali ele geçirmiş olmasının bizi çok fazla etkileyeceğini düşünmüyorum.
Hatırlayalım. Çin, Rusya, Kırgızistan, Tacikistan ve Kazakistan, aralarındaki sınır anlaşmazlıklarını çözümlemek, güveni arttırmak ve bölgesel işbirliğini teşvik etmek amacıyla "Şangay Beşlisi" adıyla bir birliktelik oluşturmuşlardı. 2001 yılında, terörizm, ayrılıkçılık, kökten dincilikten kaynaklanan tehditle mücadele de, amaçlara eklenip, Özbekistan'ın da katılmasıyla bu teşebbüs, "Şangay İşbirliği Örgütü" adını almış ve bir deklarasyonla 6 üyeli olarak hayatiyete geçmişti. Daha sonra ekonomik ve kültürel işbirliği konuları da çalışmalara ilave edildi. Pakistan, Hindistan ve İran'ın katılımıyla üye sayısı 9 oldu. İkinci kategoride de Afganistan, Moğolistan ve Belarus 3 gözlemci üye olarak yer aldı.
ŞİÖ ile ilişki kurmak isteyen, ancak üye ve gözlemci olmayan ülkelerin örgütle belirli alanlarda işbirliğini sağlamak amacıyla, "ŞİÖ Diyalog Ortaklığı Statüsü" adı altında bir mekanizma oluşturulmuş, Türkiye de 2017 yılında resmen Diyalog Ortağı olmuştu. Diğer 8 Diyalog Ortağı da Azerbaycan, Sirilanka, Ermenistan, Kamboçya, Nepal, S.Arabistan, Mısır ve Katar'dır.
ŞİÖ sınır sorunlarıyla başlayıp, güvenlik, ekonomik ve kültürel ilişkileri de içine alan siyasi bir örgüte dönüştü. Üyelerinin toprak bütünlüğünü koruma sorumluluğu yok. Henüz kimliği kurumsallaşmamış. Yapısal sorunları var. Genelde demokrasi karşıtı ülkelerden oluşuyor.
ŞİÖ ülkelerinin, birbirleriyle bağları güçlü değil.
ŞİÖ bize bir güvenlik ortamı sağlayamaz. Türkiye, Rusya'nın ön gördüğü gibi ŞİÖ üyeliğinin, ancak NATO'dan çıkmasıyla gerçekleşebileceğini biliyor. Rusya ile bugün için ilişkilerimiz iyi fakat, İleride olabilecek bir sorunda, NATO'nun güvenlik desteğini bulmayacağmızıı da hesaba katmak zorundayız.
Türkiye, jeopolitiği, bulunduğu coğrafya ve tarihi mirası gereği, güvenliğini esas itibariyle öz kaynaklarına dayandırmak zorundadır. Başkaları gibi, hiçbir ülke ve örgüte havale edemez. Açıkçası kendi ayaklarımızın üzerinde durmak zorundayız.
NATO'ya da fazla güvenmeden, yükümlülüklerimizi yerine getirerek, milli çıkarlarımız için ŞİÖ ile yakın ilişki içinde olmalıyız. Uyguladığımız çok yönlü politikanın da gereği budur. ŞİÖ ülkeleriyle ilişkilerinmizi, siyasi, ekonomik, ticari ve kültürel olarak güçlendirmekte yarar var. Üye olmadan da bunu yapabiliriz.
Bir tarafa yaslanmak Türk Milletinin karakterine uymaz. ülkemizin çıkarlarını gözetmek zorundayız. Doğru olan budur. Tarih boyunca kendi ayaklarımızın üzerinde durduk. Bundan sonra da durmaya devam edeceğiz.