Karabük Üniversitesi Teknoloji Geliştirme Bölgesi (TEKNOKENT) bünyesinde faaliyet gösteren Uludoğan Savunma Sanayi Teknoloji A.Ş firması, TÜBİTAK 1501 Sanayi Ar-Ge Projeleri Destekleme Programı kapsamında savunma sanayi alanında “İnsansız Nano Helikopter” projesi için destek almaya hak kazandı.
Karabük Üniversitesi Teknoloji ve Geliştirme Bölgesi (TEKNOKENT) bünyesinde faaliyet Uludoğan Savunma Sanayi Teknoloji A.Ş firması, “İnsansız Nano Helikopter” başlıklı proje ile TÜBİTAK 1501 Sanayi Ar-Ge Projeleri Destekleme Programı kapsamında 833 proje arasından, savunma sanayi alanında desteklenmeye hak kazanmış 45 projeden biri oldu.
Bu proje ile Karabük’te ilk defa bir firma savunma sanayi alanında AR-GE projesi gerçekleştirecek.
“Kapalı ve Kısıtlı Alanlarda Arama Kurtarma Gözlem Faaliyetlerinde Kullanılabilecek Askeri ve Sivil Kullanıma Uygun Nano Sınıfta İnsansız Helikopter Geliştirme Projesi” kapsamında askeri operasyonlar, afet, depremler ve arama kurtarma faaliyetlerinde kullanılabilecek bir Nanokopter ve Uçuş Kontrol Sistemi proje kapsamında geliştirilecek.
Türkiye’de ilk dünyada ise ikinci kez hayata geçmesi planlanan projenin, yapılan çalışmalarla rakiplerine göre bazı üstünlükleri olan yerli ve milli bir mikro düzeyde İHA sistemi olması hedefleniyor.
Uludoğan Savunma Sanayi Teknoloji A.Ş Firması Yönetim Kurulu Başkanı Yüksek Mühendis Seyfeddin Cevdet Uludoğan, “Çalışma alanımız insansız helikopter. Şu anda nano sınıfta bir helikopter projemiz TÜBİTAK tarafından 1501 programı kapsamında desteklendi. Projemizin adı “Kapalı ve Kısıtlı Alanlarda Arama Kurtarma Gözlem Faaliyetlerinde Kullanılabilecek Askeri ve Sivil Kullanıma Uygun Nano Sınıfta İnsansız Helikopter Geliştirme Projesi.” Bu kapsamda arkadaşlarımızla birlikte projemizi belli bir noktaya getirdik. THS 4 seviyesinde çalışmalarımız devam ediyor, amacımız THS 9 seviyesine ulaşmak ve 2025 yılında projemizi seri üretime hazır hale getirmek diyebiliriz” dedi.
Projenin tamamlanmasıyla dünyada bu sınıfta bir insansız helikopter projesini tamamlamış ikinci firma olacaklarını belirten Uludoğan, projenin önemine vurgu yaparak, “ Bu helikopterle birlikte askeri istihbaratta, özel kuvvetlerin kullanımına uygun bir insansız helikopter projesi geliştirmek. Bu projenin önemi dünya üzerinde sadece bir firma tarafından geliştirilip kullanılması ve ikinci bir firmanın var olmaması. Biz buna Türkiye’den yerli rakip firma olarak rakip çıkmayı planlıyoruz, hedefliyoruz. Eğer bu projeyi başarıyla tamamlarsak, dünyada bu sınıfta bir insansız helikopter projesini tamamlamış ikinci firma olacağız inşallah. Bu alanda dışa bağımlılığı öncelikle sonlandıracağız ve askeri stratejik konuda yerli bir çözüm üretmiş olacağız. Ürettiğimiz ürünün katma değer payı çok yüksek bir ürün. Bu sınıfta bir insansız helikopterin fiyatı 200 Bin Dolar civarında. Biz bunu yerli imkânlar üretip ordumuzun kullanımına daha uygun fiyatlara sunmayı hedeflemekteyiz” şeklinde konuştu.
Projenin teknolojik üstünlüğüne değinen Uludoğan, ” Katma değer olarak gram bölü ihracat fiyatı çok yüksek bir ürün. Yüksek teknolojiyi içeriyor. O kadar ufak bir cihazın içine bu kadar yüksek teknolojiyi sığdırmak çok zor olduğu için dünyada bunu yapabilen şu an ikinci bir firma yok. Bizim İnsansız Nano Helikopterimizin görüş açısı daha yüksek, yapay zeka modülümüz daha gelişmiş, havada kalma süremiz ve olumsuz hava koşullarına dayanma süremiz daha fazla diyebiliriz. Koaksiyel Rotor yapısı ve arka pervanesi ile daha stabil bir uçuş ve daha hızlı bir manevra kabiliyetimiz mevcut. Çok açıdan daha avantajlı bir ürün, daha yenilikçi bir yaklaşımla projeyi sürdürüyoruz. Rakibimizin taklidi değil tamamen o sınıfta yeni bir ürün üzerinde çalışıyoruz ” dedi.
Projenin teknolojik boyutu ve AR-GE içeriğinin belirlenmesinde, nanokopterin aerodinamik tasarımında, şirketin stratejik planlamasında ve proje yönetimi konusunda Akademik Danışmanlık hizmeti veren KBÜ Mühendislik Fakültesi Mekatronik Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Raif Bayır, “ Karabük Üniversitesi Teknopark bünyesinde faaliyet gösteren firmamız Nanokopter düzeyinde bir insansız hava aracı geliştirme projesiyle Teknoparkımıza yerleşmişler. Biz projenin ARGE içeriği ve teknolojik boyutunun geliştirilmesinde, TÜBİTAK projesinin hazırlanmasında, sanayiye uygulanabilirliği konusunda doğru kurulmuş bir üniversite sanayi işbirliğimiz var. Kendilerine üniversitemizin laboratuvarları, imkanlarını, içinde bulundukları bu Teknoloji Geliştirme Bölgesinin imkanlarını en iyi şekilde değerlendirmeleri açısından akademik danışmanlık hizmeti veriyoruz” diye konuştu.
Karabük Üniversitesi otomotiv ve havacılık sektörlerinde kullanılmak üzere hafif ve yüksek dayanımlı magnezyum alaşımlarını geliştirdi
Karabük Üniversitesi’nde (KBÜ) TÜBİTAK takviyeli projeyle geliştirilen magnezyum alaşımlarının hem yakıt tasarruf sağlaması hem de daldaki çevresel sürdürülebilirlik maksatlarına katkı sunması bekleniyor.
KBÜ Metalurji ve Gereç Mühendisliği Kısmından Prof. Dr. Ali Güngör ve doktora öğrencisi Yousef Mustafa Salem Fhail Boom, TÜBİTAK 1002 projesi kapsamında otomotiv ve havacılık dallarında kullanılmak üzere hafif ve yüksek dayanımlı magnezyum alaşımlarını geliştirdi. Bu projeyle, hem yakıt tasarrufu sağlanması hem de sera gazı emisyonlarının azaltılması hedefleniyor.
Enerji kaynaklarının hudutlu olması nedeniyle hafif materyallere yönelik arayışların arttığını vurgulayan Prof. Dr. Ali Güngör, "Enerjiye olan talep her geçen gün artıyor. Biz de ‘Yakıt tasarrufu konusunda ne yapabiliriz?’ sorusuna tahlil arayarak hafif metaller üzerinde çalıştık" dedi. Magnezyumun bilinen en hafif metallerden biri olduğunu belirten Prof. Dr. Güngör, bu özelliğin kara ve hava taşıtlarında değerli avantajlar sağladığını söz etti. "Magnezyum, alüminyuma kıyasla yüzde 36, demire kıyasla yüzde 78 daha hafiftir. Bu da çeşitli araçlarda kıymetli yakıt tasarrufu sağlamaktır" diyen Güngör, magnezyumun dayanımının ve korozyon direncinin düşük olması ve şekillendirilebilme zorlukları nedeniyle endüstriyel kullanımının sonlu olduğuna dikkat çekerek bu dezavantajları gidermek için magnezyuma çeşitli elementler eklediklerini lisana getirdi. Güngör, magnezyum alaşımlarının otomotiv dalında direksiyon simidi, iç kapı iskeleti, koltuk iskeleti, şanzıman kutusu üzere birçok modülün üretiminde kullanıldığını söyledi. Magnezyumun araba sacı olarak kullanılması için 6000 serisi denilen alüminyum alaşımlarının akma dayanımına eşit olması gerektiğini anlatan Güngör, "Biz bu çalışmalarda düşük oranlarda alüminyum, çinko, kalsiyum ve manganez içeren magnezyum alaşımlarını döküm yoluyla ürettik. Akabinde uyguladığımız ısılı süreç ve sıcak haddeleme tekniklerini kullanarak, akma dayanımı 155 megapaskal, çekme dayanımı 240 megapaskal olan ve düzlem şekillendirilebilirlik özelliğine sahip magnezyum alaşımlarını üretmeyi başardık" diye konuştu. Elde edilen sonuçların, daha yüksek performanslı magnezyum alaşımlarının üretilebileceğini gösterdiğini belirten Prof. Dr. Güngör, bir sonraki kademede üretim süreçlerini daha da geliştirerek patent müracaatında bulunacaklarını aktardı.