blank
Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
21 Kasım, 2024 20:15 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum: 0

Karabük’te bağımlılıkla mücadelenin farklı boyutları ele alındı

Karabük’te düzenlenen ‘Bağımlılıkla Mücadele ve En İyi Narkotik Polisi: Anne Toplantısı’nda bağımlılıkla mücadelenin faklı boyutları alınarak farkındalık oluşturuldu.
100. Yıl Kültür Merkezinde düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından, bağımlılık ve uyuşturucu ile mücadele temalı bir video gösterimiyle başladı. Açılış konuşmasını yapan Karabük İl Sağlık Müdürü Op. Dr. İsmail Kara, uyuşturucu ve bağımlılıkla mücadelede kurumlar arası iş birliğinin önemine vurgu yaptı.
Toplantı çerçevesinde Karabük İl Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Başkomiser Ömer Dinç, “Uyuşturucu Bağımlılığı ile Mücadele” konulu bir sunum yaparak uyuşturucu maddelerin zararları ve alınması gereken önlemler hakkında sunum yaptı.
Sonrasında Karabük Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İsmail Ak, “Bağımlılık ve Bağımlılıkla Mücadele” başlıklı sunumunda bağımlılığın tıbbi ve toplumsal etkilerine dikkat çekti.
Ardından Karabük İl Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Komiser Mehmet Doğan, “Siber Suçlarla Mücadele” konulu sunumunda, bağımlılık oluşturabilecek dijital tehditlere karşı alınması gereken tedbirleri aktardı.
Programın sonunda Vali Mustafa Yavuz, yaptığı konuşmada: “Uyuşturucuyla mücadelede en önemli özne annelerimizdir. Annelerimizin feraseti, şefkati ve farkındalığı, bu konuda yürütülen çalışmaların başarısı için kritik bir öneme sahiptir. Kolluk kuvvetlerimiz, adliyemiz ve diğer kurumlarımız bağımlılıkla mücadelede yoğun bir çaba sarf etse de, bu mücadelede annelerimizin desteğine her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyuyoruz. Valiliğimizin 2023 Aralık ayında başlattığı ve halen devam eden ‘Vatandaş Memnuniyetini Ölçme ve Artırma Projesi’ bünyesinde yapılan bir görüşme, aslında bu konuya bakış açımızı değiştirmemiz gerektiğini ortaya koyuyor. Bizlerin toplumun her bireyine, her olaya daha farklı bir pencereden bakmamız gerekiyor. Toplum olarak birbirimize karşı sorumluluklarımızın farkında olmalı ve “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” anlayışıyla hareket etmeliyiz. Yapılan araştırmalar, gençlerimizin yüzde 47’sinin uyuşturucuyu evinde kullandığını gösteriyor. Yani uyuşturucu bağımlılığı, gözümüzün önünde, yan odada ya da evimizin bir köşesinde gerçekleşiyor. Daha da çarpıcı olanı ise, uyuşturucu bağımlısı kişilerin yüzde 87’sinin ailesiyle birlikte yaşıyor olması. Ancak uyuşturucu kullanımının fark edilmesi, genellikle iki yıl gibi bir süreyi buluyor. Bu durum, hem ebeveynler hem de toplum olarak bizlerin farkındalık düzeyimizi artırmamız gerektiğini açıkça ortaya koyuyor.
Anne ve babalar olarak daha dikkatli ve sevgi dolu bir yaklaşım sergilemeliyiz. Çocuklar sevgiyi evde bulamazlarsa, bu eksikliği başka yerlerde ve başka mecralarda doldurmaya çalışıyorlar. Eğer çocuklarımızı sever, onların ihtiyaçlarına kulak verirsek, bağımlılık gibi sorunları erken farkedebilir ve önüne geçebiliriz” ifadelerine yer verdi.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Asuman Doğan tarafından
18 Kasım, 2025 09:50 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum: 0

BU MAHALLELER KENTSEL DÖNÜŞÜM BEKLİYOR

Karabük’ün kuruluş döneminden bu yana kentin çekirdeğini oluşturan Yeni, Atatürk, Namık Kemal, Makasbaşı, Kayabaşı ve Bayır Mahallelerinde yer alan 70 yılı aşmış yapı stoğu, uzmanlara göre şehrin deprem riski karşısındaki en zayıf noktası olarak öne çıkıyor.

Kuzey Anadolu Fay Hattı’na yakınlığı nedeniyle 1. derece deprem kuşağında bulunan Karabük’te özellikle bu altı bölgenin acilen kentsel dönüşüm programına dahil edilmesi gerektiği ifade ediliyor.

YORGUN MAHALLELER ALARM VERİYOR

Kent merkezinin en eski yerleşim alanı olan bu mahallelerin büyük bölümü, ekonomik ömrünü tamamlamış binalarıyla “kentsel yorgunluk bölgesi” olarak nitelendiriliyor. Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği’nin 2018’de güncellenen standartları dikkate alındığında söz konusu bölgelerdeki yapıların önemli bölümünde taşıyıcı sistem zafiyeti, donatı eksikliği, düşük beton kalitesi, temel izolasyonu bulunmaması ve inşa edildiği dönemin deprem kurallarını karşılamama gibi sorunlar tespit ediliyor. Bu özellikleri nedeniyle pek çok bina “riskli yapı” grubunda değerlendiriliyor.

Yaklaşık 70 yıl önce inşa edilen binalarda çoğunlukla alt gelir gruplarının yaşaması, dönüşüm sürecinin sosyal boyutunu da kritik hale getiriyor. Uzmanlar, yapısal riskin yanı sıra nüfus yoğunluğu, dar sokaklar ve acil müdahaleye uygun olmayan mahalle dokusunun deprem anında büyük tehlike oluşturabileceğini vurguluyor. Olası bir afette en fazla can kaybı ve bina çökmesi ihtimalinin bu bölgelerde olduğu belirtiliyor.

SEÇİM ÖNCESİ VERİLEN SÖZ RAFTA MI KALDI?

Karabük kamuoyunda kentsel dönüşüm beklentisi, seçim öncesinde dönemin Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı’nın bölgeyi gezerek yaptığı “Buralar acilen toplu kentsel dönüşüme alınmalı. Seçimden sonra başlayalım.” açıklamasıyla artmıştı. Ancak seçim sonrası bakanlık görevinde değişiklik yaşandı ve sürecin henüz resmen başlamamış olması vatandaşlarda belirsizlik oluşturdu.

Göreve gelen yeni Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un Karabük kamuoyunda “kentin eniştesi” olarak gördükleri bir isim olması nedeniyle dönüşüm sürecinin hızlandırılacağına yönelik beklenti sürüyor. Bakan Kurum’un Karabük’e olan yakınlığının, dosyanın yeniden ele alınmasına katkı sağlayabileceği ifade ediliyor.

KARABÜK’ÜN GELECEĞİ İÇİN KRİTİK ADIM

Mahalle sakinleri ve şehirdeki kanaat önderleri, konunun yalnızca konut yenilenmesi olarak değil, doğrudan bir yaşam güvenliği meselesi olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirtiyor. Deprem yönetmeliklerine uygun olmayan, yalıtımsız, fiziksel olarak yıpranmış ve sosyoekonomik açıdan dezavantajlı nüfusun yaşadığı binaların Karabük için ciddi bir risk kaynağı oluşturduğunu dile getiren vatandaşlar, “Bugün olmazsa yarın çok geç olabilir.” diyerek dönüşüm sürecinin başlatılmasını talep ediyor. İş dünyası, sivil toplum kuruluşları ve meslek odalarının da ortak çağrısı kentsel dönüşümün artık siyasi bir gündem maddesi değil, şehrin geleceği için zorunlu bir adım olarak görülmesi önem taşıyor. Uzmanlar, dönüşümün gecikmesi halinde muhtemel bir depremde ağır sonuçlar ortaya çıkabileceğine dikkat çekerek, merkezi idare ve yerel yönetimlerin en kısa sürede ortak bir yol haritası açıklaması gerektiğini ifade ediyor.

Bizi sosyal medyadan takip edin