Karabük Üniversitesi Voleybol Takımları Lige Galibiyetle Başladı
blank
Ihlas Haber Ajansı tarafından
11 Aralık, 2024 13:11 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Karabük Üniversitesi Voleybol Takımları Lige Galibiyetle Başladı

Karabük Üniversitesi erkek ve kadın voleybol takımları, Türkiye Üniversite Federasyonu tarafından Kastamonu Üniversitesi ev sahipliğinde düzenlenen Bölgesel Lig Grup Müsabakalarındaki ilk müsabakalarını galibiyetle tamamladı.

Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi temsilcisi ile karşı karşıya gelen Karabük Üniversitesi Erkek Voleybol Takımı, rahat bir şekilde oynadığı setleri 3-0 kazanarak haftayı kayıpsız geçti.
Karabük Üniversitesi Kadın Voleybol Takımı ise mücadeleci bir oyun ortaya koyduğu ilk maçında Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesini 3-1 mağlup ederek 2 puanın sahibi oldu. Hem hücumda hem de savunmada başarılı bir performans sergileyen takım, seyircilerin beğenisini topladı.

Görüş Bildir

blank

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

YURTTA BARIŞ DÜNYADA BARIŞ
blank
Mustafa AKAY tarafından
11 Aralık, 2024 14:37 tarihinde yayınlandı
A+ A-

YURTTA BARIŞ DÜNYADA BARIŞ

MUSTAFA AKAY

Tam bağımsızlık ülküsüyle,  dört bir yanına çökülmüş; yanmış, yakılmış bir ülkeyi kuran Atatürk ve arkadaşlarının, hayalidir "Yurtta Barış Dünyada Barış".

Oluşturduğu dış politikada, komşularla iyi geçinilmesini tavsiye eden Mustafa Kemal Atatürk'ün, bu siyasasına uzun yıllar uyuldu. Ancak, son yıllarda bundan sapıldı.

Komşularınızla iyi geçinin öğüdünden, komşuların iç işlerine karışır konuma gelindi.

Bunlardan bir tanesi Körfez Savaşı sırasında "Bir koyup, üç alma" denilen dönemdi.

Sonradan  ABD'nin Irak'a yapacağı harekat gündeme geldi.

Amerika 85 bin askerini Türkiye'de konuşlandırmak istedi.

Allah'tan CHP ve Deniz Baykal, olayı iyi okudular ve tezkerenin çıkması engellendi.

Ancak, buna karşın Amerika, ülkemizden istediği ödünleri kopardı ve Irak'ı, "demokrasi getireceğiz" vaadiyle, böldü, parçaladı. Milyonlarca insan öldü. Kadınların ırzına geçildi, çocuklar, bebeler hunharca katledildi.

Bugün, Irak'ta demokrasi falan yok. Birkaç parçaya bölünmüş durumda. Yıllarca Osmanlı'nın egemenliğinde kalmış, akrabalıklarımız bulunan, bin yıllardır aynı coğrafyada yaşadığımız Irak'ın Amerika tarafından parçalanmasında, ne yazık ki, yanlış yerde saf tuttuk.

Buna benzer bir durumu Libya'da da yaşadık. Kıbrıs Barış Harekatı’nda, bize destek olan tek İslam ülkesi Libya'nın bölünüp parçalanması olayında,  Nato ile birlikte hareket ettik.

Arap Baharı rüzgarına kapılan Suriye'deki muhaliflerin 2011 yılında başlattıkları olaylardan sonra biz de sürece dahil olduk. Suriye'nin iç işlerine karışır bir şekilde Özgür Suriye Ordusu denilen bir yapılanmayla Suriye maceramız başladı.

Birlikte tatil yaptığımız, Kardeşim Esat dediğimiz Suriye liderini daha sonra Eset'e çevirdik ve gerginlikler son aşamaya yükseltildi.

Hafız Esat'tan sonra düzelen ilişkilerimiz, yeniden bozuldu. Ortadoğu bir bataklıktı ve biz bu bataklığın içine sürüklendik.

Emperyal güçlerin bölgede yüz yıllardır planları vardı ve bunu uygulamaya koymak için, çeşitli terör örgütleri vasıtasıyla harekete geçtiler. Suriye'de kimin eli kimin cebinde belli değildi. Terör örgütleri besleyicileri (ABD ve İsrail) tarafından her türlü desteği gördüler. Terör örgütlerinin militanları ABD'de eğitildiler. Ağır silah ve paraya boğuldular.   Radikal İslamcı terör örgütü HTŞ'nin yanında, Türkiye bağlantılı PKK, YGD ve PYD Amerika'nın desteğiyle güçlendikçe güçlendiler. Bunların yanında, bizim kuruluşunda etkin rol oynadığımız Özgür Suriye Ordusu (Suriye Milli Ordusu) kendine alan buldu.

İsrail'in kurdurduğu HAMAS, bir saldırı düzenledi ve Filistin olayları yeniden başladı. İsrail, fırsatı yakalamıştı ve iyi değerlendirdi.

Pası aldı ve her gün yüzlerce kişiyi katlederek golünü attı.

Ancak, esas gol bu aralar atıldı.

Suriye'yi 12 günde ele geçiren HTŞ, hiçbir yerden tepki görmeden egemenliğini ilan ederken, İsrail, Suriye'ye saldırdı ve Golan Tepeleri’ni işgal ediverdi.

Güya HTŞ yurtsever bir örgüttü.

İsrail'e karşı bir kurşun bile atmadı.

Bölgede oyun büyük. Büyük Ortadoğu Projesi’ne adım adım gidilmek isteniyor. Atatürk'ün siyasasına tez elden dönülürse, BOP bize işlemez. Her ne kadar, bu projenin Es Başkanı biz isek de, Ergenekon ve benzeri iftiralarla ordumuzu zayıflatmışsak da, "Biz farklıyız".

Çünkü biz topraklarımızı düşman işgalinden kurtarmak için ölesiye bir savaş verdik. Kanla, çizildi sınırlarımız. Biz, laik bir ülkeyiz. Her inanca saygı duyarız.

Sınırları emperyal ülkeler tarafından cetvelle çizilen ülkelerle, uzaktan yakına bir benzerliğimiz yok.

Biz, vatanımız için canımızı hiçe sayar, yolunda ölürüz. Biz, ülkemizde karışıklık çıktığı zaman, akın akın bir başka ülkeye iltica etmeyiz. Sonuna kadar savaşırız.

Şimdi, bir terör örgütü komşu ülkede yönetimi ele geçirdi. Onları devrimci olarak niteledik ve saygıyla selamladık. Biz, onları selamlarken, İsrail adım adım ilerliyor, sınırlarını genişletiyor.

Kısacası, dış politikada sınıfta kaldık.

Hiç olmazsa, bundan sonra Atatürk'ün gösterdiği yola gelsinler yöneticilerimiz. Zararın neresinden dörerseniz kardır.

Ne demiş, Atatürk... Bir okuyalım.

"1- Komşularınızın iç işlerine karışmayın.

2- Rusya’yı tahrik etmeyin.

3- Arap ülkeleriyle tarihi, sosyal, kültürel ilişkilerinizi geliştirin. Fakat aralarındaki anlaşmazlıklara karışmayın.

4- Sormadan akıl vermeyin.

5- Batı kültürünü benimseyin, fakat onların emperyalist emellerine alet olmayın."

Bugünler için de geçerli değil mi bu ilkeler? Okuyucu karar versin.

Son söz. "Yurtta barış, dünyada barış"

Görüş Bildir

blank

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.