Karabük Üniversitesi KAPGEM tarafından hazırlanan raporda, dezenformasyonla mücadele için yedi somut politika önerisi sunuldu. Raporun tanıtım toplantısına RTÜK Üyesi Dr. Deniz Güçer de katıldı.
Karabük Üniversitesi Kamu Politikaları Araştırma ve Geliştirme Merkezi (KAPGEM) tarafından hazırlanan “Dezenformasyonla Mücadeleye Yönelik Politika Önerileri” raporu, Türkiye’de artan sahte haber ve bilgi kirliliğine karşı bireysel, kurumsal ve sistem düzeyinde uygulanabilecek yedi kapsamlı politika önerisi ortaya koydu.
Karabük Üniversitesi KAPGEM çatısı altında faaliyet gösteren İletişim ve Medya Politikaları Masası tarafından hazırlanan rapor, merkezin beşinci politika raporu olarak Rektör Prof. Dr. Fatih Kırışık’ın editörlüğünde kamuoyuyla paylaşıldı.
Tanıtım toplantısı, Karabük Üniversitesi Safranbolu Kampüsü’nde yer alan tarihi Taş Bina’da gerçekleştirildi. Programa; Rektör Prof. Dr. Fatih Kırışık, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Hasan Solmaz ve Prof. Dr. Elif Çepni, Genel Sekreter Lütfü Köm, RTÜK Üyesi Dr. Deniz Güçer, fakülte dekanları, müdürler, akademisyenler, öğrenciler ve davetliler katıldı.
“DEZENFORMASYON TOPLUMSAL GÜVENİ VE MİLLİ BİRLİĞİ HEDEF ALAN BİR TEHDİT”
Toplantıda konuşan Rektör Prof. Dr. Fatih Kırışık, dezenformasyonun sadece bir iletişim sorunu değil, toplumsal güveni ve milli birliği hedef alan bir tehdit haline geldiğini vurgulayarak şunları söyledi:
“Dezenformasyon günümüzde herkesi etkileyen, yıpratıcı, yakıcı bir sorun. Ülkemizin güvenliği açısından çok önemli riskler ihtiva eden tehlikeli bir sorun ve giderek de daha da büyüdüğünü, tehlikeli bir hâl aldığını, toplumumuzun, milletimizin, devletimizin önemli değerlerine yönelik ciddi yıpratma kampanyaları ortaya çıktığını ve ülkemize ciddi zararlar verdiğini gözlemliyoruz.”
“TÜRKİYE SAHTE HABERE EN ÇOK MARUZ KALAN ÜLKELERDEN BİRİ”
Kırışık, 2018 yılında yapılan uluslararası araştırmalara göre Türkiye’nin dünyada sahte haberlere en çok maruz kalan ülke olduğunu belirterek şunları kaydetti:
“Reuters’un yapmış olduğu 2018 raporunda Türkiye %49 ile en fazla sahte habere maruz kalan ülke. Gerçekten bu korkunç bir tablo. Ülkemizdeki haberlerin neredeyse yarısı sahte haber ve yalan bilgi şeklinde medyada, sosyal medyada ya da diğer medya organlarında dolaşıma sokulabiliyor. Ülkemizi gelişmiş ülkeler gibi, sahte haberlerin çok az olduğu ya da hiç olmadığı bir konuma getirebilmek için çalışmamız gerekiyor.”
Kırışık, sahte haberlerin toplumda korku, panik, öfke ve güvensizlik duygularını tetiklediğini belirterek, “Sahte haberler doğrulara göre sosyal medyada yüzde 70 oranında daha fazla yayılıyor. Dijital çağ, insan psikolojisini hedef alan bir infial toplumuna dönüşmüş durumda.” ifadelerini kullandı.
“PSİKOLOJİK HARP TAKTİKLERİYLE YÜRÜTÜLEN BİR SÜREÇ”
Rektör Kırışık, dezenformasyonun artık bir psikolojik harp aracı olarak kullanıldığını belirterek şöyle konuştu:
“Psikolojik harp ya da psikolojik savaş taktiklerinin dezenformasyonda bariz bir şekilde uygulandığını ve etkili olarak kullanıldığını görüyoruz. O hâlde biz bu psikolojik savaşa karşı ülkemizi, milletimizi, devletimizi, kurumlarımızı, kişilerimizi, vatandaşlarımızı korumak zorundayız.”
Kırışık, ayrıca dezenformasyonla mücadelenin üç temel başlıkta yürütülmesi gerektiğini belirterek, “İnfialin önüne geçmek, yetkililerden açıklama ve stabilite kazanan dezenformasyonla mücadele şeklinde ifade edebiliriz.” diye konuştu.
YEDİ SOMUT POLİTİKA ÖNERİSİ
KAPGEM raporunda dezenformasyonla mücadele için uygulanabilecek yedi somut politika önerisi geliştirildi. Rektör Kırışık, politika önerilerini katılımcılara şu sözlerle aktardı:
1-MEDYA OKURYAZARLIĞI EĞİTİMİ
“Gençlerimize mutlaka medya okuryazarlığı eğitimi vermemiz gerekiyor. İnsanlar ekranda gördüklerine ya da sosyal medyada okuduklarına hemen inanmamayı, sorgulamayı, eleştirel düşünmeye sahip olmayı öğrenmelidir.”
2-DEZENFORMASYON YASASININ NETLEŞTİRİLMESİ
“2022 yılında eklenen madde sadece halkta panik yaratma amacıyla yapılan paylaşımları cezalandırıyor. Ancak dezenformasyon çoğu zaman bir kişiyi veya kurumu hedef alıyor. Bu nedenle düzenleme daha açık ve kapsayıcı hale getirilmeli.”
3-KURUMLARIN KENDİ DOĞRULAMA PLATFORMLARINI KURMASI
“Kurumlara yönelik yapılan iftiralar, yalan haberler, dezenformasyonlar binlerce seçenek olabilir. Bu platformlar kurum veya personel hakkında yayılan yanlış bilgileri doğrudan yanıtlayarak dezenformasyonu azaltabilir.”
4-ANONİM VE BOT HESAPLARA YÖNELİK YAPTIRIMLAR
“Anonim ve bot hesapların tespit edilmesi için sosyal medya şirketleriyle uluslararası düzeyde iş birliği yapılmalıdır.”
5-MEDYA SEKTÖRÜ YÖNETİCİLERİNİN İLETİŞİM FAKÜLTESİ MEZUNU OLMASI
“Medya sektörü yöneticilerinin İletişim Fakültesi mezunu olması ve onların da aldıkları eğitimle dezenformasyona engel olan, sağlıklı iletişim yöntemlerini kullanan bir yapıda olması büyük önem taşımaktadır.”
6-TÜRKİYE MEDYA KURUMU’NUN KURULMASI
“Türkiye Medya Kurumu şeklinde kamu kurumu niteliğinde bir meslek kuruluşu kurularak basın mensuplarının fikri ve mali hürriyetlerinin korunması, etik ilkelerin belirlenmesi ve meslek içinde yükselme kurallarının oluşturulması sağlanmalıdır.”
7-DEZENFORMASYON BÜLTENLERİNİN YAYIMLANMASI
“Televizyon ve radyo ana haber kuşaklarında günde iki dakikalık, gazetelerde haftalık yarım sayfalık dezenformasyon bültenleri yayımlanabilir. Bu bültenler Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı koordinasyonunda hazırlanabilir.”
BİLGİ GÜVENLİĞİNDEN TOPLUMSAL GÜVENE UZANAN MÜCADELE
Raporun sonuç kısmında, dezenformasyonla mücadelenin yalnızca teknik bir iletişim sorunu değil, toplumsal güveni ve demokratik istikrarı doğrudan ilgilendiren bir mesele olduğu vurgulandı.
“Demokratik toplumların ayakta kalabilmesi için doğru ve tam bilgilenme temel bir zorunluluktur. Dezenformasyonla mücadele yalnızca bilgi doğrulama faaliyeti değil, aynı zamanda toplumsal kutuplaşmayı azaltacak, kamuya güveni yeniden inşa edecek politikalarla desteklenmelidir.” ifadeleri raporda yer aldı.
KAPGEM Bilimsel Bilgiyi Toplumla Buluşturmaya Devam Ediyor
Rektör Prof. Dr. Fatih Kırışık’ın editörlüğünde, Doç. Dr. Burak Türten, Dr. Öğr. Üyesi Mesut Yılmaz ve Dr. Öğr. Üyesi Yusuf Mehmet Akay tarafından hazırlanan rapor, KAPGEM’in beşinci politika raporu oldu. Raporun, Türkiye’de medya politikalarının geliştirilmesine, kamu kurumlarının stratejik iletişim kapasitesinin artırılmasına ve toplumun doğru bilgiye erişim hakkının güçlendirilmesine katkı sağlaması hedefleniyor.