Özel Medikar Hastanesi Beslenme ve Diyet uzmanı Merve Ateş, Kanser haftası nedeniyle kansere yakalanmamak için beslenme konusuna da dikkat çekerek, “ Beslenmemiz çoğu kanser türlerinde etkili olmaktadır” dedi. Beslenme ve Diyet uzmanı Merve Ateş, beslenmenin çoğu kanserde % 10 ile % 70 arasında etkili olduğunu gösterdiğini belirterek, “Kanser anormal hücrelerin kontrolsüz bölünmesi ve çoğalması ile oluşan bir hastalıktır. Genetik faktörler kadar yanlış beslenme de kansere yol açan nedenlerden biridir. Yapılan çalışmalar; beslenmenin, çoğu kanserde % 10 ile % 70 arasında etkili olduğunu göstermektedir. Akciğer kanserinden sonra, görülme sıklığı en yüksek kanser türü meme kanseridir. Kanser yayılmadan önce erken teşhis edilirse hasta % 96 yaşama şansına sahip olmaktadır. Kanser Riskini Arttıran Faktörler; Sigara içmek, Bakteri ve virüs enfeksiyonlarının hızlı gelişmesi, Çok miktarda yapay kimyasallarının alınması, Aşırı alkol alımı, Radyasyona maruz kalma, Düzensiz yaşam, Aşırı yağ ve yağlı besin alımı, Taze sebze ve meyvelerin az alınması, Posalı (lifli) besinlerin az alımı, Olumsuz çalışma koşulları, Tuzlanmış, tütsülenmiş, dumanlanmış besinlerin aşırı alımı, Hastalıktan Koruyucu Öneriler ve Önlemler; Sağlıklı vücut ağırlığını korumak, Beden Kitle İndeksini(BKİ) 18.5-25kg/m2 arasında tutmak, günlük enerji alımı ve harcamasını dengelemek. Obezite; meme, kolon, safra kesesi ve uterus kanseri ile ilişkilidir. Vücut ağırlığının en iyi kontrol yolu fiziksel aktiviteyi devam ettirmek ve porsiyon büyüklüklerimizin kontrolü ile olur. Günlük toplam yağdan gelen enerji %15–30 miktarı arasında tutmalı, yağlı etleri, kızartmaları diyette dikkatle almalı, kırmızı etten gelen günlük enerjiyi %10'nun üstüne çıkartmamalı, trans yağ asitleri içeren yağ ürünlerindeki bu miktarı azaltılmalıyız. Meme, kolon ve prostat kanserleri de yüksek yağlı beslenme ile ilişkilidir. Meyve ve sebzeler beta-karoten, C Vitamini, E vitamini ve Selenyum içerir. Günlük taze sebze ve meyve tüketimini en az beş porsiyon ve üzerine çıkartmalı, hardallı-kükürtlü sebzelere bol yer vermeli, sarımsak, soğan nane, maydanoz gibi lezzet vericileri yeşil salatayı ve diğer yeşillikleri yemek listemizde bulundurmalı, bunların sağlıklı ortamda yetiştirilmelerini sağlamalıyız. Yemek listemizdeki kuru baklagilleri diğer yiyeceklerle dengeleyerek kullanmalı, kompleks karbonhidratlı yiyeceklerin alımını arttırmalıyız. Çeşitli polisakkaritler veya bitkisel kaynaklı protein düzeyi yüksek az işlem görmüş veya hiç görmemiş yiyeceklerden günlük gelen enerjinin %45-60’nı sağlamak, rafine şekerden gelecek enerjiyi %10’nun altında tutmalıyız. Alkol, sigara, katkı maddelerini fazla içeren, rafine yiyeceklerden kaçınmalı, doğal olanları bunlara tercih etmeliyiz. Sigara içilen ortamlardan uzak durmalıyız. Alkol tüketimi, özellikle fazla miktarda tüketenlerde, karaciğer kanseri riskini arttırır. Bu nedenle kadınlar 1 kadehten fazla, erkekler ise 2 kadehten fazla alkol tüketmemelidir. Alkol alımı sigara ile birleştiğinde; ağız, gırtlak, boğaz ve yemek borusu kanseri risklerini artırıcı etki göstermektedir. Yaşam alanlarımızı sigaradan uzak tutmalıyız. Pişirme yöntemlerinden kömür ızgarası ve kızartmalardan, tütsülenmiş yiyeceklerden, turşu salamura gibi fazla tuzlulardan kaçınmak, düşük ısıda pişirmeye dikkat etmek, erişkinlerde günlük tuz alımının 6 gramın altına çekmek, bu konularla ilgili olarak halkın bilinçlendirilmesine ve yeme alışkanlıklarının değiştirilmesine yardımcı olmalıyız. Yiyecekleri küf ve mantar oluşumundan uzak doğru koşullarda, çabuk bozulabileceklerin de soğukta veya dondurularak saklanılmasına dikkat etmeliyiz” dedi.