Karabükspor Asbaşkanı Ahmet Gölbek, yönetim kararı ile hafta sonu oynayacakları Sivasspor maçının hasılat gelirini Soma'da maden ocağında hayatını kaybeden ailelere bağışlayacaklarını söyledi. "İNŞALLAH BU KAZA SON OLUR" Soma'da meydana gelen maden faciasında ölenlere başsağlığı yaralılara da acil şifalar dileyen Asbaşkan Gölbek, "Kardemir Karabükspor işçiye ve emekçiye dayalı bir kulüp. Hayatını kaybeden işçilerimizin acısını bir nebze dindirebilmek için Sivas maçının hasılatını bağışlama kararı aldık. Türkiye'de ilk biz aldıktan sonra Beşiktaş'ta aynı kararı aldı. Karabükspor gücünü çelik işçisi ve emekten alan bir spor kulübü olduğundan böyle bir anlayışla Soma'daki kardeşlerimizin acısını yüreğimizde hissettiğimizi vurgulamak istedik. İnşallah bu kaza son olur. Türkiye önlemlerini alıp Dünya ülkelerinde olduğu gibi bizde de artık bu tür maden ve iş kazaları olmaz" dedi. Karabükspor taraftarının tribünleri dolduracağına inandıklarını de belirten Gölbek, "Takımımız da Soma'daki bu elim kazayı yüreğinde hisseden futbolculardan kurulu ve onlarda o azim ve hırsla mücadele edecek. Takım sahada o azmin verdiği hırsla, iyi bir futbol sergileyerek sezonu en iyi şekilde galibiyetele kapacaktır" ifadesinde bulundu. "6 PUANLIK MAÇTAN 1 PUANLA ÇIKTI" Ahmet Gölbek, sezonun son maçında sakat ve cezalı oyuncularının olmadığından 50 puan hedefini tutturmak istediklerini de belirterek, "Futbolcular kümede kalmayı garantiledikten sonra, kümede kalmayı hedef olarak seçen bir anlayış sergilemeselerdi biz şu anda Avrupa kupalarında olurduk. Bu arada futbol federasyonun Akhisar maçı öncesi transfer yasağı kararı, hem bu maçı kaybetmemize hem de Eskişehir maçından beraberlikle çıkmamıza neden oldu. Takımlar bu gibi ekstra işlerden fosfojör işlerden etkileniyor. Bizim takımımızda bundan etkilenerek 6 puanlık maçtan bir puanla çıktık" dedi. "ÖNÜMÜZDEKİ SEZON İÇİN ŞİMDİDEN HAZIRLIKLARA BAŞLADIK" Gölbek, gelecek sezon için şimdiden hazırlıklara başladıklarını da ifade ederek şunları söyledi: "Transfer işlerimizi yönetmek üzere kulüp Başkanı Mustafa Yolbulan ve Mali Sekreter Murat Yolbulan gerekli çalışmaları yapıyor. Teknik direktörümüz Tolunay Kafkas'ta bu noktada istediği oyuncuların listesini verdi. Bizimde takip ettiğimiz oyuncular vardı ve bunlarla temas kuruldu. Eksiğimizi, gediğimizi gidererek gelecek sezon çok güçlü bir kadro ile sahaya çıkma kararındayız." "OLAĞAN GENEL KURUL 8 HAZİRAN'DA" 1-8 Haziran arasında Karabükspor'un genel kurulunu yapacağında sözlerine ekleyen Gölbek, "Bizler geçtiğimiz yıl Temmuz ayında Olağanüstü Genel Kurul ile göreve gelmiştik. 1 Haziran'da yoğun bir üyemiz olduğundan gerekli çoğunluğun olacağını sanmadığımızdan 8 Haziran'da yapacağımız ikinci kongrede yeni yönetimi kurarak yeni sezonun hazırlıklarını devam ettireceğiz" açıklamalarında bulundu.
Zaten biliyor ve bekliyorduk Karabük Basını’nın çevre konusunda duyarlılık göstereceğini…
GEÇTAP (Gerede Çayı Temiz Aksın Platformu) olarak 14 Aralık Cumartesi günü Büyük Kulüp’te yaptığımız basın toplantısındaki yüksek katılımları bir yana, sonrasında devam eden ilgi ve sorunu kamuoyuna yansıtma çabaları gerçekten takdire şayandı.
İMDAT ZEHİRLENİYORUZ! Yaklaşık iki yıldır Gerede’de bulunan 72 deri fabrikası ile, Karma OSB’deki fabrikaların zehirli atıklarının, Gerede Çayı’ndan başlayarak Filyos Irmağı ile Karadeniz’e ulaşan 288 km'lik havzada doğayı ve tüm canlıları tehdit eden tehlikeyi anlatmaya çalışıyor, yetkililerin, sanayicilerin ve siyasilerin duyarsızlığı karşısında isyan ediyor, İMDAT ZEHİRLENİYORUZ diye haykırıyoruz.
Okura hitap eden gazeteciliğin yanı sıra dijital gazeteciliğin de alabildiğine geliştiği Karabük Basını’nın, yerel ve ulusal sınırı aşmış TV ekranlarıyla yurt dışında da ilgiyle izlenen bir konuma ulaşmış olması bizleri de mutlu etmektedir. Karabük Basını’nın ulaştığı bu etkili güç, yaklaşık iki yıldır sürdürdüğümüz mücadelenin Yenice’deki gibi başarıyla sonuçlanacağı yönündeki umutlarımızı artırmıştır.
Basının yanı sıra Karabük halkının önemli bir kesiminin de çevre sorunları konusunda çok ilgili olduğu bilinmektedir. Zira, Demir-Çelik Fabrikaları’nın ve şehrin içindeki haddehanelerin neden olduğu hava ve gürültü kirliliği ile şehrimizin içinden geçen iki akarsuyumuzda yaşanan sorunlar konusunda öteden beri çözümler aranmakta, bunun yarattığı sağlık sorunlarının çözümü için çabalar harcanmaktadır. Rahmetli arkadaşım Mustafa YANIK ve değerli dostum Ali AŞAR’ ın bu konuda yazdıkları bir çevre belgesi niteliği taşımaktadır.
BÜNYAMİN COŞKUN VE ÇEVRE DERNEĞİ Kuruluş yıllarından itibaren birçok gelişmeye ve olaya önderlik etmiş, birçok “ilk”i başlatmış Karabük’te bu konuda başka güzel işler de yapılıyor. 25 Eylül 2007’de Karabük Postası’nda yer alan bir köşe yazımda Çevre Derneği Başkanı arkadaşımız Bünyamin COŞKUN’un çevre konusunda yaptığı çalışmalardan söz etmiş ve ”Devam et! Sevgili Bünyamin, biz de seninleyiz. Bu yaptığın siyasetten de, ticaretten de çok kutsal.” demiştim. Karabük’te bir bilinç ve duyarlılık yaratmaya çalışan değerli arkadaşımız Bünyamin COŞKUN, ”Mutluluk Hatıra Ormanı” adını verdiği bir projeyi hayata geçiriyor ve yeni yuva kuran çiftlere, çocuk sahibi olmadan ağaç sahibi olmanın mutluluğunu tattırıyordu.
Bünyamin COŞKUN, 6 Aralık 2019’da da balık ölümlerinin yaşandığı Bulduk baraj gölünün Gerede’de bulunan deri fabrikalarınca kirletildiğini, bu durumun ilimizden geçen Soğanlı Çayı’nda da yaşandığını belirterek defalarca yapılan şikâyetlerin sonuçsuz kaldığını, artık yetkililerin bu soruna çözüm bulmalarını da istemişti.,
Çevre konusunda bir başka duyarlılığı BİZİM MEDYA’nın 2 Aralık’ta başlattığı bir çalışmayla da görüyoruz. Bu çalışma ile Karabük'te Çevre Kirliliği Sorunu ve Çözüm Önerileri konulu kampanya ile çevre kirliliğiyle mücadele kapsamında yeni bir projeyi gündeme getirdiklerini ve böylece çevre bilincini artırarak daha temiz bir kente kavuşulacağını düşündüklerini belirtiyorlar. “ Sizce Karabük'te çevre kirliliği sorunu ne düzeyde? Çöp atanlar ve çevreyi kirleten unsurlar için cezai yaptırım uygulanması çevreye olumlu katkı sağlar mı? “ diye halka soruyorlar.
CUMHURİYET GAZETESİ’DE UYARDI
Karabük’te kronik bir hal alan çevre kirliliği yerel basın dışında ulusal basının da dikkatini çekiyor. 2 Aralık 2019 tarihli Cumhuriyet Gazetesi’nde Çevre Mühendisleri Odası Genel Başkanı Baran BOZOĞLU “ Tehlikeli Atıklar Depolanıyor “ başlıklı yazısında, Karabük’teki en önemli sorunlardan birisi, sanayi bölgesinde Marzinc adlı firmanın tesisine ait tehlikeli atıklar. Söz konusu atıklar, o bölgede kontrolsüz bir şekilde düzensiz depolama alanında depolanmaya devam ediyor. Geçtiğimiz yıllarda da bu atıklar, Ankara’ya ve İstanbul’a sevk ediliyordu. Bunun basına yansıması üzerine sevkiyat durduruldu. Sevk edilen bölgelerde de ilçe ve şehircilik müdürlüğü tarafından cezalar kesildi. Karabük’teki en önemli sorun, tehlikeli atıkların hala sanayi bölgesinde depolanıyor olması. Bunlar demir çelik sanayiinden kaynaklı çinko oksit üreten Marzinc tesisinin atıkları. Buna hala da bir çözüm bulunamadı. Ayrıca, Karabük’te sanayi kaynaklı önemli bir hava kirliliği de mevcut diyordu.
Gerçekten de Karabük’teki çevresel sorunlar Demir-Çelik Fabrikaları’nın kuruluşuyla gündeme gelmiş, çözümler aranmıştı. 14 Aralık Cumartesi günü yaptığımız basın toplantısında bu konuda hatırlatmalar yapmış, kuruluş yıllarında Soğanlı Çayı’nda bent ve süzgeç sistemini, 1966 yılında fabrikada kullanılan servis sularının ziyan edilmeden yeniden kullanılması için büyük bir arıtma, filtre ve dinlendirme tesisinin Kontinü Haddehane’nin yanında yapıldığını, yanımda getirdiğim 50, 40 ve 20 yıl önceki Karabük Postası gazetelerinde bu sorunun Karabük Basını’nca hep gündemde tutulduğunu, rahmetli büyüklerimiz Belediye Başkanı Dr. Necmettin ŞEYHOĞLU ile Kayabaşı Muhtarı Mehmet ÖZDEMİR’in (Kır Mehmet) bu konudaki anılarını anlatmıştım.
Belki alınacak teknik ve teknolojik önlemlerle Karabük’teki hava ve gürültü kirliliğini önleyebiliriz ama akarsularımızdaki tüm doğayı, canlı varlıkları tehdit eden tehlikelerin sonlandırılmasının zorluğunu göz ardı edemeyiz. Bu tehlike sadece Karabük için değil tüm yurdumuz için de söz konusudur ve acil önlem alınmalıdır.
ÜRKÜTEN RAPOR
Bu konuda aşağıda yer alan rapor sularımızın karşı karşıya kalacağı durumun korkunçluğunu ortaya koymaktadır. “Ülkemizde mevcut 112 milyar m3 kullanılabilir su kaynağından yararlanma oranı yaklaşık %39 olup, bu kaynağın 32 milyar m3'ü (%74) sulamada, 7 milyar m3'ü (%15) içme ve kullanmada, 5 milyar m3'ü (%11) sanayide kullanılmaktadır. Ülkemiz, 2013 yılı itibarıyla kişi başına yaklaşık 1500 m3 kullanılabilir su miktarı ile su kısıtı bulunan ülkeler arasında yer almaktadır. 2030 yılında kişi başına 1100 m3 kullanılabilir su miktarıyla Türkiye, su sıkıntısı çeken bir ülke durumuna gelebilecektir. Su kaynaklarının korunması ve talebin en yüksek olduğu tarım sektörü başta olmak üzere sürdürülebilir kullanımı sağlayacak bir yönetim sisteminin geliştirilmesi temel amaç olmalıdır.”
Aradan bir hafta geçmesine karşın, GEÇTAP olarak yaptığımız basın toplantısında Karabük Basını’nın olayı sahiplenerek Karabük dışına taşırması ulusal medyanın da konuyla ilgilenmesine yol açmıştır. Şuna inanıyoruz ki; bugüne kadar bu sorunu sadece seyreden siyasal ve endüstiyel çevreler de tehlikenin büyüklüğünü önemseyecekler ve sorumluluklarının gereğini yerine getireceklerdir.
Yazımı sonlandırırken günümüzden 153 yıl önce hava kirliliği konusunda ecdadımızın aldığı bir önlemi sizlerle paylaşmak istiyorum. Yıllar önce şehir hatları vapurundan indiğimde Kadıköy iskelesinde, 19 Nisan 1871 tarihli büyük bir tabloda gördüğüm ifade beni çok şaşırtmış ve Karabük’ü hatırlatmıştı. O tabloda şunlar yazılıydı: “Haliç’te işleyen römorkörlerle, Şirket-i Hayriye ve Fevaid-i Aziziye vapurlarının bacalarına, kullanılan kömürden çıkan dumanın çevreye zarar vermemesi için Avrupa’dan getirilecek alet takılması gerektiği.”