Ihlas Haber Ajansı tarafından
10 Şubat, 2024 00:00 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 3dk
Yorum Sayısı: 0

Hatay’da araştırmalarda bulunan Prof. Dr. Bilgehan’dan Kastamonu için uyarı

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın görevlendirmesi ile 6 Şubat depremlerinden en fazla etkilenen Hatay’da araştırmalarda bulunan Prof. Dr. Mahmut Bilgehan, "Tarihe baktığımızda Kastamonu’da da ciddi depremler oluşmuştur, can ve mal kayıpları yaşanmış. Bu yüzden Kastamonu’nun yapı stokunun araştırılması gerekiyor" dedi.
Milli Savunma Bakanlığının Deprem Araştırma Grubu’nda görev alan ve "6 Şubat 2023 Kahramanmaraş Depremlerinden Alınan Dersler ve Ülkemizin Yeni Depremlere Hazırlık Durumu” başlıklı projenin yürütücüsü olarak Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının görevlendirmesiyle 6 Şubat depremleri sonrası Hatay’da araştırmalarda bulunan Kastamonu Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mahmut Bilgehan, Kastamonu için uyarılarda bulundu. Kastamonu’da depremlerde can ve mal kaybı yaşanmaması için yapı stokunun belirlenmesi gerektiğini kaydeden Bilgehan, alınacak önlemlerle depremlerin zararının önleneceğini ifade etti. Kentte eğitim bilincinin oluşturulması gerektiğini vurgulayan Bilgehan, merkez üssü Kastamonu
olabilecek bir depremde çok fazla yıkımın yaşanabileceğini belirtti.

“Deprem kültürünün oluşması önemli”
Türkiye’nin en büyük faylarından birinin Kuzey Anadolu Fay Hattı olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Bilgehan, “Kastamonu da bu fay hattına yakın bir bölgede yerleşime açılmış tarihi kadim bir şehirdir. Kastamonu, dolayısıyla fay hattına yakın bir yerde bulunuyor. Kastamonu’da yapı stokunun baştan sona kadar kontrol edilmesi gerekiyor. Depreme ne kadar dayanıklı binalarımız var, bunun kontrol edilmesi fayda sağlayacaktır. Kastamonu’da eski binalar mevcut, eski binaların da depreme ne kadar dayanıklı olduğunu ya da ne kadar dayanabileceklerini söylemek zor. Bizler, TÜBİTAK’ın da desteğiyle eğitim etkinliği düzenledik. Geçtiğimiz yıl yaptığımız eğitimlerde hem Kastamonu’dan hem de il dışından çok sayıda katılımcımız vardı. Gayet verimli bir eğitim yaptık. Depremle ilgili olan eğitim etkinliklerimizi sürdürmek istiyoruz. Bu anlamda bazı projeler gerçekleştirmeyi hedefliyoruz. Projelerimiz sadece akademik alanı değil, ilkokuldaki öğrencilerimizi de kapsıyor. Öğrencilerimizi nasıl eğitebiliriz ve ne gibi etkinliklerde bulunabiliriz konusunda bazı çalışmalarımız var. Kastamonu halkının da bir şekilde depremi çok iyi bilmesi, deprem kültürünün oluşması önemli" dedi.

"Kastamonu’da ne kadar binamız depreme dayanıklı, ne kadarı değil, buna bakmamız lazım"
Geçmişte Kastamonu’da büyük depremlerin yaşandığını belirten Bilgehan, "Tarihe baktığımızda Kastamonu’da da ciddi depremler oluşmuştur, can ve mal kayıpları yaşanmış. Bu yüzden Kastamonu’nun yapı stokunun araştırılması gerekiyor. Kastamonu’da ne kadar binamız depreme dayanıklı, ne kadarı değil, buna bakmamız lazım. Buna yönelik hazırlık yapılması gerekiyor. Kentsel dönüşümde Kastamonu hangi aşamada, bunu belirlememiz gerekiyor. Bunlar sadece üniversitenin akademik olarak yapabileceği bir iş değil, burada yerel yönetimlerin de işin içerisine girmesi gerekiyor” diye konuştu.

“Kastamonu’da tarihi yapıların depreme karşı dayanıklılığını bilemiyoruz”
Kastamonu’nun depremden korunması için çeşitli projeler hazırlamayı amaçladıklarını söyleyen Bilgehan, “İlk aşamada İnşaat Mühendisleri Odası’nın temsilciliği bulunuyor, oda ile üniversite toplanarak birlikte neler yapabiliriz, ortak çalışma grubu oluşturarak ortak ne tür işler yapabiliriz bunu araştırıyoruz. Daha sonraki aşamalarda bazı yerel yönetimlerle, valilik ile bazı firmalarla toplantılar düzenleyerek Kastamonu’nun yapı stokunun belirlenmesine gideceğiz. Ayrıca Kastamonu’da tarihi yapılar bulunuyor. Bu tarihi yapıların depreme karşı dayanıklılığı nedir, onları ihtimal depreme karşı korumak için neler yapmamız gerekiyor. Bunların hepsi çalışılması gereken konular. Kuzey Anadolu Fay Hattı bizleri etkilemeden, çok fazla ciddi depremler oluşmadan bizim şehir olarak bazı hazırlıklar yapmamız gerekiyor” şeklinde konuştu.

“Merkez üssü Kastamonu olabilecek bir depremde çok fazla yıkımın olabileceğini söylemek mümkün”
İhtimal bir İstanbul depreminin Kastamonu’yu da etkileyebileceğini kaydeden Bilgehan, “Beklenen İstanbul depremi meydana geldiği zaman Kastamonu’yu da etkileyecektir. Depremin merkez üssünün neresi olacağı önemli. Depremin merkez üssü İstanbul ise Kastamonu tabii ki etkilenecek ama bu etkileme sınırlı kalacaktır. Bunu bilemeyiz ama binalarımızı çok fazla etkileyebilir de. O konuda bir şey söyleyemiyoruz. Bazı binalarımız depremden etkilenebilir, hatta yıkılabilir. Ağır hasar alabilecek durumda olabilir. Kastamonu, fay hattına çok yakın. Ölü fay artık kalmadı, her fay artık bizlere tehlike oluşturuyor. Her an deprem üretme potansiyeline sahip. Merkez üssü Kastamonu olabilecek bir depremde çok fazla yıkımın olabileceğini söylemek mümkün. Bu yüzden depremin ne zaman geleceğini bilmediğimizden dolayı yarın gelebilecekmiş gibi depreme çalışmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.

“Yerel yönetimlerin, mahalli idarelerin ve valiliğin çalışmalarımıza destek olmalarını bekliyoruz”
Deprem direncinin arttırılması ile Türkiye’nin Japonya seviyesine ulaşabileceğini vurgulayan Bilgehan, "Yerel yönetimler, mahalli idarelerin bu çalışmaları bir şekilde koordine etmesi gerekiyor. Sadece akademik anlamda bir şeyler üretmek yetmiyor. Sadece mahalli idareler anlamında bir şeyler yapmak yetmiyor. Hepsinin bir koordinasyonu olması gerekiyor. Akademik anlamda çalışma yaptınız, yapı envanterini çıkarttınız şehrin, diyelim ki bunları da mahalli idarelere, mülki idareye gönderdik. Orada bu çalışmaların dikkate alınması gerekiyor. Alınmadığı taktirde o sizin yaptığınız akademik çalışmanın da bir anlamı kalmıyor. Mahalli idarenin de bir şeyler yapması için bir iradenin arkasında olması gerekiyor. Bunların hepsi paraya dayanıyor, biraz finansman kaynağı bulmaya dayanıyor. Bunlar olduğu zaman sistematik bir şekilde deprem dirençliği olan kentler oluşturmaya kalktığımız zaman biz işte o zaman Japonya’ya ulaşmış olacağız. Belki de onlardan daha iyi binalar yapmış olacağız” dedi.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Ihlas Haber Ajansı tarafından
04 Mayıs, 2025 20:52 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Erkan Sözeri: “Çok söylenecek bir şey yok, bir alt lige düştük”

Trendyol 1. Lig’de Çorum FK’ye 2-1 mağlup olmasıyla 2. Lig’e düşen Şanlıurfaspor’da Teknik Yönetici Erkan Sözeri, üzgün olduğunu belirterek, "Çok söylenecek bir şey yok, bir alt lige düştük" dedi.
Trendyol 1. Lig 37. haftasında Şanlıurfaspor deplasmanda karşılaştığı Çorum FK’ya 2-1 mağlup oldu. Bu sonuçla Şanlıurfaspor küme düştü. Müsabakanın akabinde düzenlenen basın toplantısında açıklamalarda bulunan Şanlıurfaspor Teknik Yöneticisi Serkan Sözeri, grubu ve kadroyla ellerinden gelen her şeyi yaptıklarını lakin ligden düştüklerini söyledi.
Şanlıurfaspor’un tekrar küllerinden doğacağına inandığını belirten Sözeri, "Çok söylenecek bir şey yok, bir alt lige düştük. 78. dakikaya kadar maçı disiplinli, 1-0 önde götürdük lakin yediğimiz golden sonra, beraberlik bize yetmiyordu. Uzatmalarda da risk aldık ve kontrataktan mağlup olarak döndük. Burada oyuncular ellerinden geleni yaptı. Demek ki bu kadar yapıyorlar. Bütün döneme baktığımız vakit çok dalgalı, inişli çıkışlı grafik, ondan sonra da kazanılan bir Pendik maçı var. Ondan sonra Cihat hocanın istifa etmesi, daha sonra da ben buraya son 3 maç için geldim. Yardım etmeye geldim, elimden geleni yapmaya çaba ettim. Kötü da olmadı. Geçen hafta VAR’dan iptal edilen bir golümüz var. 5 dakika izleniyor, el varsa vardır. Bu haftaki golümüz iptal edildi. Bunları üst üste koyduğunuz vakit niçin bu kadar VAR’da izleniyor? Artık bu iptal edilen golün incelemesi de 3-4 dakikayı geçti. Ofsayt varsa vardır, yoksa yoktur. Natürel bunlar işin başka modülleri. Değerli olan Şanlıunfaspor’un tekrar ayağa kalması, küllerinden tekrar doğması. Ben çok üzgünüm. Antrenörlük hayatımda birinci sefer bu türlü bir travma yaşadım. Bu da beni çok üzdü. Bu riske girilir miydi, ben Şanlıurfaspor’daki kimi beşerler için taşın altına elimi soktum, hayır demedim. Pişman da değilim lakin çok üzüldüğüm ortada. Sözler düğümleniyor diyoruz ya o denli. Şampiyonluk yaşadım, penaltılarla play-offu kaçırdık. Bir sürü muvaffakiyet kıssası olduktan sonra bu türlü bir travma karşısında ne söyleyeceğimi bilemiyorum. Artık Şanlıurfaspor kendi yolunu çizecek. Şanlıurfaspor birinci kere düşmüyor, bir kere daha olmuştu, tekrar üst çıktı. Güçlü idareyle tekrar ayağa kalkacaktır diye düşünüyorum. Ben özür dilemem gerekiyorsa özür diliyorum. Takımımla birlikte elimden geleni yaptım, oyuncular da yaptı. Fazla da yapacak bir şey yok. Herkesin yolu açık olsun" diye konuştu.

Bizi sosyal medyadan takip edin

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.