Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
31 Aralık, 2023 08:36 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 4dk
Yorum: 0

HAK-İŞ Filistin’e destek için Trabzon’da miting düzenledi

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Trabzon’da “Aziz Şehitlerimizi Rahmetle Anıyor, Filistin’e Özgürlük İçin Trabzon’da Yürüyoruz” temasıyla düzenlenen mitingde, Türkiye’nin yoğun bir diplomasi çalışması sürdürdüğünü belirterek, “Türkiye olarak Filistinli kardeşlerimizi yalnız bırakmayacağız. Bu sorunun çözümü bir asırdan bu yana Filistin topraklarını işgal eden İsrailli saldırganları durdurmanın yolu ve çaresi, orada bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasından geçiyor. Bağımsız bir Filistin devleti kuruluncaya kadar bu mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz” dedi. HAK-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan ise, “Gazze’de, Batı Şeria’da, Kudüs’te sadece insanlık sadece Filistinli kardeşlerimiz ölmüyor. Bütün insanlık ölüyor. Gazze’de sadece çocuklar, kadınlar, yaşlılar ölmüyor bütün insanlık ölüyor. Yazıklar olsun. Filistin’de akan kana susanlara yazıklar olsun” ifadelerini kullandı.
Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (HAK-İŞ) katılımcıları arasında olduğu, Filistin’e Destek Platformu tarafından Trabzon’da “Aziz Şehitlerimizi Rahmetle Anıyor, Filistin’e Özgürlük İçin Trabzon’da Yürüyoruz” temasıyla miting gerçekleştirildi. Mitinge Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, AK Parti Trabzon Milletvekilleri Mustafa Şen, Vehbi Koç, Yılmaz Büyükaydın, Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Murat Zorluğlu, Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç, Filistin Büyükelçisi Dr. Faed Mustafa, HAK-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, HAK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı Devlet Sert ve çok sayıda vatandaş katıldı. Yürüyüş için Ortahisar Belediye binası önünde toplanan vatandaşlar ellerine aldıkları ‘Katil ABD Filistin’den defol” yazılı dövizlerle "Şehitler ölmez vatan bölünmez" sloganları attı. Bakan Tunç ve beraberindekiler ’Sıra sende Trabzon, Özgür Filistin için ayağa kalk’ yazılı pankarttı tutarak yürüyüşe destek olurken, 15 Temmuz Şehitler ve Hürriyet Parkı’nda toplanan vatandaşlara bir konuşma yapan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “7 Ekim’den bu yana Filistin’de bir insanlık ve dünyanın gözü önünde savaş suçu işleniyor, soykırım yapılıyor; bebekler, çocuklar katlediliyor” dedi.
20 binden fazla Filistinlinin şehit edildiğini belirten Bakan Tunç, “Bunun yüzde 70’i çocuk ve kadınlardan oluşuyor. Çocuklar katledilirken maalesef uluslararası kuruluşlar, uluslararası sözleşmeler, bu sözleşmelere imza attığını iddia ülkeler, devletler sessiz kalmaya devam ediyor. İnsanlık vicdanı bugün Trabzon’da olduğu gibi Avrupa’nın ve dünyanın değişik ülkelerinde caddeler Filistin’e destek, İsrail’i lanetleme yürüyüşleriyle dolup taşarken; uluslararası kuruluşların etkisizliği, sessizliği maalesef devam ediyor. Türkiye olarak başından bu yana Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde oradaki akan kanın, insanlık suçunun önlenmesi, çocuk katliamının durması noktasındaki mücadelemizi hep sürdürdük, sürdürmeye devam ediyoruz. Uluslararası kuruluşların insanlığın sorunlarına çözüm olmadığını Sayın Cumhurbaşkanımız çok uzun yıllardır seslendirmeye devam ediyor. Cumhurbaşkanımız ’Dünya 5’ten büyüktür, daha adil bir dünya mümkündür’ derken işte bu günlere işaret ediyor” şeklinde konuştu.

“Oradaki akan kanın bir an önce durması hepimizin dileği”
“Bağımsız bir Filistin devleti kuruluncaya kadar bu mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz” diyen Bakan Tunç, “Türkiye olarak Filistinli kardeşlerimizi yalnız bırakmayacağız. Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin huzuruna getirilen ateşkes önergeleri sadece bir üyenin Amerika Birleşik Devletleri’nin ’hayır’ oyuyla maalesef ’savaşa, bebek katliamına devam’ denilebiliyor. Oradaki akan kanın bir an önce durması hepimizin dileği. Yoğun bir diplomasi çalışması sürdüren bir Türkiye var. Türkiye olarak Filistinli kardeşlerimizi yalnız bırakmayacağız. Bu sorunun çözümü bir asırdan bu yana Filistin topraklarını işgal eden İsrailli saldırganları durdurmanın yolu ve çaresi, orada bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasından geçiyor. Bağımsız bir Filistin devleti kuruluncaya kadar bu mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz. Türkiye olarak mazlumların, kardeşlerimizin yanında olmaya devam edeceğiz” diye konuştu.

Engin Erbaşaran: “Terörü lanet etmek şehitlerimizin anısını yaşatmak için meydanlardayız”
Mitinge bir konuşma yapan HAK-İŞ Trabzon İl Başkanı Engin Erbaşaran ise, zalimlerin karşısında mazlumların yanında durmak için yürüdüklerini belirterek, “Terörü lanet etmek şehitlerimizin anısını yaşatmak için meydanlardayız. Mübarek Cuma günü işlerimizi bıraktınız yürüdünüz Filistinli kardeşlerimizin sesine ses oldunuz. Şehitlerimizi kahraman Mehmetçiğimizi unutmadınız” ifadelerini kullandı.
Gazzeli Gazzeli Mohammed Abuloz ise yaptığı konuşmada, “Bildiğiniz üzere 80 gün oldu savaş devam ediyor. Tüm dünyaya sessiz kalıyor. Orada çocuklar bombalanıyor” dedi.
Filistin Büyükelçisi Dr. Faed Mustafa de, “Sizin yüzünüzdeki öfke ve gözünüzdeki hüzünler bizim için çok kıymetli. Filistin’den size selam olsun. Bize söz veriyoruz inşallah en yakın zamanda Kudüs’te hep beraber namaz kılacağız” şeklinde konuştu.

HAK-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan: “Bir arada olmak zorundayız”
“Bu toprakların bedellerini asırlarca ödedik, ödemeye devam ediyoruz” diyen HAK-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan da yaptığı konuşmada, “Bugün Trabzon’dayız. Trabzon bizim için önemli ve anlamlı misyonu temsil ediyor. Ama maalesef geçtiğimiz günlerde ABD’nin piyonu, maşası, taşeronu, aparatı PKK evlatlarımıza saldırdı. Onlara karşı tepkimizi en şiddetli şekilde ortaya koyduk. Ama Kandil’in çocukları mecliste Trabzon’a, Tekirdağ’a laf attılar. Siz bizi tanımıyorsunuz ey PKK’nın sesi, Kandil’in çocukları bizi tanımıyorsunuz. Biz size kendimizi tanıttık. 15 yaşındaki Eren Bülbül ile tanıttık. Tanımıyorsunuz nice Eren’ler geliyor. Nice Eren’ler burada size gereğini yapacaktır. Bütün şehitlerimizi bir kez daha anıyoruz. Onlara rahmet diliyoruz. Acılarımız büyük. Ateş düştüğünü yeri yakıyor. Bu toprakların bedellerini asırlarca ödedik, ödemeye devam ediyoruz. Bugün Filistin için şehitlerimiz için bütün insanlık için buradayız. Tam 75 yıldır toprakları işgal edilmiş kendi vatanlarında mülteci durumuna düşürülmüş her türlü hakları ellerinden alınmış çocuk, kadın, yaşlı, sivil demeden katliamlara maruz kalmış mazlum ve mağdur Filistin halkı ile dayanışmak için buradayız. Bir arada olmak zorundayız. Bütün insanlık sussa da Birleşmiş Milletler Arap birliği, İslam İşbirliği Teşkilatı, Avrupa Birliği ve dahası herkes sussa biz susmayacağız. Biz hep birlikte susmayalım” dedi.

“Terör devleti İsrail’in Filistin’de yaptıkları bir savaş suçudur”
Sadece gözyaşı dökmediklerini, ellerini taşın altına koyduklarını dile getiren Arslan, “Biz ülkemizin bölgemizin bütün mağdur ve mazlumlarının yanında olduğumuz gibi Filistinli kardeşlerimiz içinde onlarla beraber olmak zorundayız. Tarih bize bunu gösteriyor. İnançlarımız bize bunu emrediyor. İnsanlık bize bunu öğretiyor. Onun için Gazze’de, Batı Şeria’da, Kudüs’te sadece insanlık sadece Filistinli kardeşlerimiz ölmüyor. Bütün insanlık ölüyor. Gazze’de sadece çocuklar, kadınlar, yaşlılar ölmüyor bütün insanlık ölüyor. Yazıklar olsun. Filistin’de akan kana susanlara yazıklar olsun. Diyor ki şairimiz sahip çıkmazsak şah et yere düşer emanet. Ya Kudüs’e özgürlük ya da bize şehadet. Biz Filistin davasında milli bir dava olarak görüyoruz. Terör devleti İsrail’in Filistin’de yaptıkları bir savaş suçudur. Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi’nde yargılanıp idam edilmeli. Biz sadece konuşmuyoruz, meydanlarda nutuk atmıyoruz. Sadece gözyaşı dökmüyoruz. Elimizi taşın altına koyduk. Uluslararası sendika hareketi her yönüyle yönünü Kudüs’e yönetti. Aynı zamanda bütün teşkilatlarımızda büyük bir yardım kampanyasını başlattık. Bir yardım kampanyası başlattık. Cumhurbaşkanımızdan Allah razı olsun. İnsanlığın gözü önünde katliamlar devam ediyor. Biz başkenti Kudüs olan bağımsız ve özgür Filistin Devleti kurulana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. Kinimizi, nefretimiz, Siyonist devlete yönelterek dualarımızı Filistinli kardeşlerimizden eksik ekmeyelim. Mücadelemize daha çok destek, daha çok dua istiyoruz” ifadelerini kullandı.
Konuşmaların ardından yapılan dua ile birlikte vatandaşlar ellerinde tuttukları balonları gökyüzünü bıraktılar.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
14 Ekim, 2025 12:00 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 3dk
Yorum: 0

Karadeniz usulü cabrio

Trabzonlu Sabri Yavuz, büsbütün kendi imkanlarıyla tasarladığı üstü açılabilir iki kişilik arabasıyla Karadeniz beşerinin pratik zekasını ve azmini bir defa daha ortaya koydu. İstanbul’da uzun yıllar sürücülük yapan Yavuz, 20 yıl evvel hayalini kurduğu cabrio stili aracı, mühendislik eğitimi almadan, sırf el maharetiyle kendi atölyesinde adım adım hayata geçirdi.
Trabzonlu olan Sabri Yavuz, yıllarca İstanbul’da sürücülük yaptıktan sonra, çocukluk hayali olan arabası kendi imkânlarıyla kendisi yaptı. Teknik ya da mühendislik eğitimi almayan Yavuz, 2005 yılında, İstanbul’daki atölyesinde el emeğiyle tasarlayıp ürettiği araca "Zigana" ismini verdi. İki kişilik kapasiteye sahip olan araç, polyester gövde, Lombardın motor ve şanzıman sistemi ile donatıldı. Üstü açılıp kapanabilen yapısıyla dikkat çeken arabanın yerinde ise kalorifer sacı kullanıldı. Aracın fren sistemi kurmalı olarak tasarlandı. Tüm montaj, kaynak ve kaporta süreçleri Yavuz kendi elleriyle yaptı.
Sarı renge boyanan arabanın üzerinde "Milli ve Yerli" ibaresi yer alırken, özel olarak seçilen 34 SY 1461 plakası ise sahibinin baş harflerini ve Trabzon’un fetih yılını simgeledi. Yavuz, aracı 2005 yılında yaklaşık 50 bin TL maliyetle tamamladı. Emekliliğinin akabinde arabasını memleketi Trabzon’un Yomra ilçesine getiren Yavuz, burada ağır ilgiyle karşılaştı. Vatandaşların sık sık fotoğraf çektirdiği ’Zigana’ için birtakım araba tutkunları 1 milyon 500 bin TL teklif etti. Lakin Yavuz, tüm teklifleri geri çevirdi. El üretimi Zigana, sadece fonksiyonelliğiyle değil, Karadeniz beşerinin azmini ve hünerini simgeleyen bir sembol olarak da dikkat çekiyor.

"Cumartesi ve Pazar günleri atölyede sabaha kadar çalıştım"
20 beygirlik motorlu ‘Zigana’ ile dağ zirve demeden gezen Sabri Yavuz, "Ömrümün yarısı İstanbul’da geçti. Orada sürücülük yapıyordum. Başımda hayallerim vardı. O vakit Formula pisti yapılmıştı. Bende ona uygun bir araç yapmak istedim. Cumartesi ve Pazar günleri atölyede sabaha kadar çalışmaya başladım. Ortaya bu türlü bir araç çıktı. Her bir farklı aracın modülünü aldım. Büsbütün kendi el işçiliğim. Polyester ve tentesini armağan ettiler. Birtakım arkadaşlarım bu halde yardımcı oldu. Çizerek bu aracı planlayamadım. Yapmaya başlayınca bu türlü oldu. Tabanını kalorifer saçından yaptım, paslanmıyor. Birinci evvel akıllı vidalarla yapmaya başladım. Bir arkadaşım bu yolda giderken sallanır cıvatalar daima dökülüyor dedi. Sonrasında bana polyester verdi. Biraz da anlıyordum bu işlerden böylelikle tamamladım. Kurmalı bir fren sistemi var. Motor olarak 20 beygirlik tek silindirli Lombardın motoru kullandım. Biraz sesi fazla o yüzden değiştirmeyi düşünüyorum. Yalnızca motorun ruhsatı var. Diğer bir şeyin ruhsatı yok" dedi.

"1,5 milyon teklif ettiler ancak satmadım"
Aracın 2005 yılında 50 bin TL maliyetini olduğunu kaydeden Yavuz, "Çok ilgi gösteren var. Çok teklifler geliyor. Bunu bir oburunun kullanması sakıncalı ve yasak. 2005 model aracım o vakit 50 bin TL’ye yakın bir maliyeti oldu. Bayiden sıfır bir araba alabilirdim. O devir otomobilim olduğu için yeni bir araç almayı tercih etmedim. Değişik bir otomobil yapmak istedim. Bunun deposunu bir kez dolduruyorum 1 ay bana yetiyor. Yaylalara bile çıkıyorum. Plakası özel. Tabi resmiyette plakası yok. Ardına bir römork yaptım. Kömürümü, odunumu onunla taşıyorum. Satın almak isteyenle oldu. 1,5 milyon teklif etti fakat satmadım. Bundan sonrası ise hedeflerim var lakin araç düşünmüyorum. Artık havadan gidecek bir planör planlıyorum. Uçmak istiyorum lakin bölgemizde aradığım kesimleri bulamıyorum" halinde konuştu.

"Karadeniz insanı hakikaten bambaşka"
Trabzon’u Sürmene ilçesinden arkadaşı ile birlikte Yomra ilçesinin Özdil mahallesine gelen Hamsi Eski ise arabayı incelediğini ve çok beğendiğini lisana getirerek, "Aracı gördüğümde tuhafıma gitti. Arabayı park ettiğimde üstten geldiğini görünce arkadaşıma bu nedir diye sordum. Arabayı inceledim. Araç tamircisi olduğum için merak ettim. Hoşuma gitti. Köyde çok ülkü. Her türlü gereksinimini görebilir. El emeği çok hoş. Karadeniz insanı nitekim farklı. Aracın öyküsünü dinleyince çok hoşuma gitti. Bende bu türlü bir otomobilim olsun isterim. Satarsa alırım" diye konuştu.
Mustafa Adanur ise "Bu aracı daha öncede görmüştüm. Çok enteresan işleri var. Sabri ağabeyime rica edeceğim bana da bir engelli arabası yapsın. Kıssasını dinlemiştim el imali olduğunu biliyorum. Devletinde dayanak vermesi gerekiyor. Karadeniz insanı her türlü yapar" sözlerini kullandı.

Bizi sosyal medyadan takip edin