Ihlas Haber Ajansı tarafından
30 Ekim, 2024 20:07 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Gürcistan’dan Samsun’a geldi, şifa buldu

Gürcistan’da 10 yıldır dizlerinde kireçlenme sorunu olan ve bu nedenle yürümekte, merdiven çıkmakta zorlanan kadın hasta, Samsun’da devlet hastanesinde yapılan ameliyat sonucu dizlerine takılan protez ile şifa buldu.

Gürcistan’da yaşayan 66 yaşındaki Ketevan Babutsıdze, uzun yıllardır dizlerinde kireçlenme nedeniyle zor yürüyor ve merdiven çıkamıyordu. Gürcistan’da birçok hastane dolaşan 66 yaşındaki kadın, dizlerindeki soruna çare bulamadı. Sağlık Bakanlığı Samsun Gazi Devlet Hastanesi’nde görev yapan Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Dr. Birol Gürler ile sosyal medya aracılığı ile iletişime geçen Ketevan Babutsıdze, tedavi olmak için Samsun’a geldi. Gazi Devlet Hastanesi’nde Dr. Birol Gürler tarafından yapılan ameliyat ile 2 dizine protez takılan hasta artık rahat yürüyebilecek.

“Merdivenden çıkamıyordum”

Ketevan Babutsidze, “Daha önce merdiven çıkamıyordum. 10 sene boyunca çok fazla diz ağrısı çektim. Samsun’a ameliyat için geldim. Dr. Birol Bey, 2 bacağımdan ameliyat yaptı. Şimdi çok iyi oldum. Gürcistan’da böyle ameliyat yapmıyorlar. Buraya geldiğim için çok mutluyum” dedi.

“Önceki hayatına rahat ve ağrısız bir şekilde dönmüş olacak”

Ameliyat hakkında bilgi veren Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Dr. Birol Gürler, “Her 2 dizin tanısını kireçlenme olarak koyduktan sonra kendisine ameliyat önerdik. Her 2 dizden total diz ameliyatı uyguladık. Hastayı ertesi gün ayağa kaldırıp yürüttük. Kendisini şifa ile taburcu ediyoruz. Önceki hayatına rahat ve ağrısız bir şekilde dönmüş olacak. Diz protezleri ameliyatları birçok hastanede yapılmış olmasına rağmen hastaneye ve hekime güven çok önemlidir. Hastamız Gürcistan’dan buraya gelerek Gazi Devlet Hastanesini tercih etmiştir” diye konuştu.

“Türkiye dünyada hak ettiği yeri almak istiyor”

Samsun Gazi Devlet Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Mahmut Ulubay ise, “Sağlık turizmi son yıllarda dünyada büyük bir sektöre dönüştü. Ülkemiz de coğrafi konumuyla, doğal kaynaklarıyla ve verdiği sağlık hizmetiyle beraber çevre ülkeler için cazip bir ülke haline geldi. Ayrıca Asya ile Avrupa arasında bulunmamız sebebiyle ulaşımı kolay, bir o kadar da ekonomik sağlık hizmeti sunmaktayız. Bu sebeple Türkiye sağlık hizmetinde olsun, turizmde olsun kendini geliştirerek dünyada hak ettiği yeri almak istiyor” şeklinde konuştu.

blank
blank
Mustafa AKAY tarafından
20 Ocak, 2025 12:17 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

BENDEN SONRA TUFAN

MUSTAFA AKAY

Önce genel anlamıyla bir devlet adamı tanımı yapalım, konumuza sonra gelelim.
İyi bir devlet adamı nasıl olur?
Sözlüklerin yazdığına göre, iyi bir devlet adamı; adil, akıllı, cesur, cömert, babacan, sakin, vefalı, yabancı dil bilen, entelektüel, kibar, nazik, insancıl, bilgili, yapıcı, barışçı, gerçekçi, öngörülü, yetenekli, ahlaklı, namuslu, halka karşı dürüst ve açık olandır..
Aşırı gergin, asabi, kavgacı tiplerden iyi bir devlet adamı olmayacağı anlaşılıyor, yukarıdaki tanıma göre.
Demokrasi ile yönetilen tek İslam Ülkesi olan Türkiye’mizde, her iki tanıma da uyan siyasetçilerimiz var.
Bazı siyasetçilerimiz kavgayı hitabet sanatı olarak nitelerler ve halka şirin gözükmek için bunu sıkça kullanırlar.
Son dönemlerde bu iyice arttı.
Sanki Türkiye bir savaş alanı imiş gibi, salvolar ortalığı kapladı.
Sinirleri bozulan bozulana. Elbette, sinirlerin bozulması durup dururken olmuyor. İşlerin ters gitmesi bunda etkili. İşler bozuldukça, sinirler tavan yapıyor ve sağa sola çatmalar başlıyor. Bu eleştiri anlamında yapılsa, üslubu kabul edilebilir. Ancak, eldeki yetki, kötü niyetle kullanılıyor. Hak, hukuk, adalet kavramları yerle bir ediliyor. Topluma tam anlamıyla açıklanmayan soruşturmalar, tutuklamalar yapılıyor.
Rakip partilerin önünü kesmek için uyduruk soruşturmalar, suçlamalar ortaya atılıyor. Her önüne gelene soruşturmalarla gözdağı verilmek isteniyor.
Bir anlamda, kötü giden olayları halktan gizlemek için yapay gündem yaratılıyor. Kendi hırsızını görmeyenler, başkalarını da hırsız sanıyorlar. Ortalık, tam anlamıyla bir arena gibi.
Biz, bu ruh halini anlıyoruz.
Çünkü, altında yatan kurucu iradeye ve kuruculara karşı kindir.
Birileri, halen Türkiye Cumhuriyeti’ni benimseyemediler. Rövanş alma çabasındalar. Ülkeye kötülük anlamında ne varsa yapmalarına rağmen, Cumhuriyetin taşlarını sökememenin öfkesidir bu sinirlilik.
Halen, tek parti faşizmi diyerek düşmanlığını açık açık sergileyen bu anlayış, halka da hamasetle yaklaşmaktadır. 80 yılın yorgunluğunu giderdiklerini söyleyerek, kendilerinden önceki dönemi yadsıyan bu sakat anlayış, Cumhuriyetin demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olmasını hazmedememektedir.
Anlayışları, yıkıcıdır.
Tek parti dönemini faşizm olarak niteleyerek, halka gözünde itibarsızlaştırmak isteyenler, kendi kurdukları faşizmi ise göz ardı etmektedirler.
Yargının bağımsız olmadığı, her şeye tek adamın karar verdiği, meclisin işlevini yitirdiği, bir düzende, ne kadar demokratik olunursa, o kadar demokratiktir Türkiye…
Demokratik bir ülkede, hak, hukuk, adalet, yargı bağımsızlığı, üniversitelerinin özerkliği, her yurttaşın eşit olduğu, eğitimde fırsat eşitliğinin yaşandığı, gelir dağılımında haksızlık yapılmadığı gibi bir çok neden sayılabilir.
Tek parti dönemi faşizminden söz edenler, o dönemde, bir başbakan olduğunu, meclisin kıran kırana tartıştığı, eğitimin en üst düzeye yükseldiğini, yurttaşların eşit görüldüğünü bilememektedirler.
İşler kötüye gittikçe bazılarının sinirleri tavan yapar dedik.
Ekonomi her geçen gün batağa saplanıyor. Yurdun dört bir yanında, insanlar tepkilerini ortaya koymaya çalışıyorlar, ancak güvenlik güçlerinin alabildiğine baskısını görüyorlar. Çünkü, mitingi ve gösteri hakları eskilerde kaldı. Örgütlenme, grev hakkı yoktur artık çalışanların. Ancak, direnenler her zaman kazanmışlardır, yine de kazanacaklardır.
Sinirler nasıl tavan yapmasın. Rakip partinin başına genç bir adam geldi ve 31 Mart’ta sildi süpürdü ortalığı. Nasıl sinirlenmesinler, genç bir adam çıktı tam üç kez yendi bunları. Kolay mı Ankara’daki 25 yıllık iktidarı yitirmek. Sessiz, sakin birisi çıktı tam iki kez, devirdi bunları.
Kızmaları ve sinirlenmeleri için daha çok neden var. Birisini söyleyelim. Yandaş şirketlerin yaptıkları anketlerde ikinciliğe düşürülen rakip parti, yansız, bağımsız şirketlerin yaptığı anketlerde açık ara birinci olarak çıkıyor. Hem de fark öylesine böylesine değil. Tam 10 puan.
Lafımızı, şarlatan siyasetçi benden sonrası tufan der, devlet adamı gelecek kuşakları düşünür diye bitirelim.

Cevap Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.