Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
19 Ekim, 2023 16:48 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 3dk
Yorum Sayısı: 0

Gümüşhane sironu dünyaya açılıyor

Gümüşhane’nin coğrafi işaretli ürünlerinden birisi olan siron önce Hollanda’ya ardından Kanada’ya ihraç edilecek.
Gümüşhane’deki hemen her evde imece usulüyle un, tuz ve su kullanılarak yapılan coğrafi işaretli Gümüşhane Sironu, genç girişimci Ali Doğan tarafından ihraç edilmeye başlandı.
Asırlardır Gümüşhane ve civarındaki kentlerde “Siron” ve “Ziron” adıyla bilinen ve geçtiğimiz yıllarda tescillenerek coğrafi işaret alan Gümüşhane Sironu şehrin ihraç ürünlerinden birisi haline geldi.
Pişirilmiş yufkanın sıcakken katlanıp kesilmesi ve ardından fırınlanmasıyla kurutulduktan sonra tepsiye dizilip üzerine yoğurt veya sıcak su ile ıslatılarak tereyağlı sosuyla servis edilen Gümüşhane Sironu, çok kısa sürede hazırlanması ve hafif olması nedeniyle vatandaşların sıklıkla tükettiği bir yiyecek olarak biliniyor.
Covid-19 salgını öncesinde ilk ihracatını yapan fakat yasaklar nedeniyle bir süre buna ara veren Ali Doğan, yasakların kalkmasının ardından girişimlerini sürdürerek Hollanda’ya 150 koli siron, erişte, köy eriştesi ve yaprak mantı ihracatını gerçekleştirdi.
Yeni tescil ettirdikleri “Sironcu Baba” markasıyla buraya gönderilen ürünlerin Avrupa pazarına yayıldığını belirten Doğan, Kanada ile de bağlantı yaptıklarını belirterek kısa süre içerisinde buraya da siron ihraç edeceklerini söyledi.

“Dünyaya açılmanın vakti gelmiştir”
Firma olarak evlerde yapılan bir ürünü endüstriyel olarak 2012 yılında başlayıp bugüne gelmenin ve ihracat yapmanın gururunu ve mutluluğunu yaşadıklarını kaydeden Doğan, “İlk başladığımız zaman her evde imece usulüyle yapılan Siron coğrafi işaret belgesiyle iç piyasaya açıldıktan sonra şimdi dünyaya açılma vakti gelmişti. İki yıl önce ilk Hollanda ihracatımızı yaptığımız zaman numune ürün göndermiştik bir palet. Bugün geldiğimiz noktada 150 koliye yakın ürün gönderiyoruz Hollanda’ya. Oradan Avrupa’ya açılmak hedefimiz. Ayrıca Kanada’ya da ilk siparişimizi aldık. İlk önce Avrupa diyoruz, sonra Kanada diyoruz. Dünyaya açılmanın vakti gelmiştir” dedi.

“Hollanda’ya on palete yakın Siron, erişte, köy eriştesi, yaprak mantı gönderiyoruz”
Türkiye’nin şu andaki ekonomik dar boğazdan çıkmasının en büyük kurtarıcısının üretim ve ihracat olduğunu kaydeden Doğan, “Karınca misali belki yangını söndüremeyiz ama safımız belli, su taşımasını biliyoruz. Hollanda’ya on palete yakın Siron, erişte, köy eriştesi, yaprak mantı olarak dört çeşit ürün gönderiyoruz. Burada genellikle marketlere gidiyor ve Hollanda, Almanya, Avrupa’ya e-ticaret yapıyorlar. Biz de ilk markamız Gümüş Doğan firması olarak ilk ihracatı başlatmıştık. Şimdi “Sironcu Baba” markamızla Avrupa’ya artık ürün satmanın vakti gelmişti. Bunu başardığımız için çok mutluyuz” diye konuştu.

“Covid-19 salgını nedeniyle ihracata ara vermiştik”
Covid-19 salgını döneminde Avrupa’ya bir palet gönderdiklerini ve hemen akabinde 10 palet daha istendiğini fakat unlu muamelelerin ihracatının yasaklanması sonucu bu süreci beklemeye aldıklarını hatırlatan Doğan, “Bugün ihracat unlu mamullerde kalktığı için ihracatımızı gerçekleştirmiş bulunmaktayız. Şu anda gönderdiğim ürünler 1 ton 200 kilogram. Hedefim tırbazı, konteyner bazı ve gemi bazlı ihracat yapmak” ifadelerini kullandı.

“Hasret kalınan yöresel ürünleri Avrupa’ya açmaktı amacımız”
Siron’un coğrafi işaretli bir ürün olmasına karşında Türkiye genelinde isimleri değişik olan çok yaygın ve yöresel bir ürün olduğunu ifade eden Doğan, “Avrupa’daki Türkler buraya geldiği zaman koli koli alıp götürmek talebinde bulunuyordular. Bu sayede de bize Avrupa’ya açılmanın bir fırsatı doğdu. Biz de bunu değerlendirmek için ürünlerin tanıtımında fuarlara giderek, ürünleri tanıtarak hasret kalınan yöresel ürünleri Avrupa’ya açmaktı amacımız ve bunu başardık” dedi.
Gümüşhane’de devletin üreticilere destek vererek cari açığın kapanmasına destek olması gerektiğini vurgulayan Doğan, maden şehri olan Gümüşhane’de bir gün bitecek olan madenlerin yanında pestil, köme, siron gibi üretimlerle şehrin ihracatının artırılabileceğini sözlerine ekledi.
Kısa süre içerisinde glutensiz karabuğday unundan tarhana yaparak Türkiye’de bunu yapan 3 firma arasına gireceklerini aktaran Doğan, üretim başladıktan sonra bu ürünü tamamen ihracat odaklı çalışacaklarını ve bununla ilgili tüm arge çalışmalarını bitirdiklerini söyledi.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
İlyas Erbay tarafından
25 Mayıs, 2025 20:29 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 3dk
Yorum Sayısı: 0

NEDİR BU 65 YAŞ ÜSTÜNÜN ÇEKTİĞİ ?

UĞRAŞMAYIN TASARIYLA FALAN, İYİSİ Mİ, TOPLAYIN EHLİYETLERİNİ OLSUN BİTSİN!
Nedir bu 65 yaş üstü insanların çektiği? Pandemide eve hapsettiniz, Aylarca kapı dışarı çıkamadılar. Adeta günah keçisi ilan edildiler. Sesleri dahi çıkmadı.
65 yaş üstü bankadan kredi çekmek ister, çekemez.
Mal mülk satmak yada satınalmak, noterde işlem yapmak ister, akıl sağlığı raporu istenir.
O zaman, 65 yaş üstüne oy da kullandırmayalım. 90-100 yaşında oy sandığına gidemeyen insanların evine sandık taşımayı biliyoruz! Okullardaki oy kabinine bir yakını ile giren alzheimer hastası insanların yerine, tercihi yakını yapmıyor mu? Oy kullandırmadan önce insanların akıl sağlığı yerinde mi, değil mi? Bakıyor musunuz? Hayır
O halde bu ne ne perhiz bu ne lahana turşusu?

Basına yansıyan haberlere göre şimdi de yeni bir tasarı gündemdeymiş.
Ehliyeti olup araç kullanan 65 yaş üstüne her yıl yeterlilik testi zorunlu olacakmış.

Ülkede herşeyi hallettik, sıra 65 yaş üstünün araç kullanmasına geldi öyle mi? Sizin dünyadan haberiniz yok! 65 yaş en delikanlı yaş!
70-80 yaşında ülke yöneten arslan gibi delikanlılar var! Aman duymasınlar!
Dünya Sağlık Örgütüne göre ( DSÖ)
18-65 yaş arası: genç, 65-74 yaş arası: genç-yaşlı, 74-84 yaş arası: yaşlı, 85 yaş ve üzeri: çok yaşlı kabul ediliyor.

Ömrü olan herkes bir gün 65 yaşını geçecek. Tabii bu kuralları koyanlarda!

Tasarıya göre, bu yaş grubundaki sürücülerin her yıl fiziksel ve psikolojik yeterliliklerini ölçen bir dizi testten geçmesi zorunlu hale getirilecek. Bu testler, sürücünün reflekslerini, dikkatini, görme yetisini ve genel sağlık durumunu kapsayacak. Amaç, yaşa bağlı olarak ortaya çıkabilecek ve sürüş güvenliğini olumsuz etkileyebilecek potansiyel riskleri erken tespit etmek ve önlem almak. Buraya kadar gayet güzel, iyi de

  • 65 yaş sınırı neye göre belirlendi? Çok daha erken yaşlarda genel sağlık durumu bozulan, görme yetisini, reflekslerini kaybeden bir çok ehliyet sahibi insan var. Bunları nereye koyacağız?
  • Trafik kazalarının tek sorumlusu 65 yaş üstü sürücüler mi?
  • Kazaların yaş gruplarına oranı ile ilgili istatistiklerde 65 yaş üstü ilk sırada mı yer alıyor?
  • Getirilmeye çalışılan uygulama dünya geneli ile örtüşüyor mu?
  • AB ülkelerinde 65 yaş üstü her yıl yeterlilik testinden geçiyor mu? Bildiğim kadarıyla Almanya'da ehliyetler ömür boyu geçerli. Diğer AB ülkelerinde ise bu tür uygulamalar 75 yaş üstü için geçerli.
  • AB nin tüm uyum yasalarını harfiyen yerine getirdik, sıra trafiğe geldi, trafik konusunda AB nin önüne geçmeye niyetlendik, öyle mi?
  • 65 yaş üstü sürücüler için getirilmesi düşünülen bu uygulamayı genişletmeye var mısınız? Mesela 65 yaş üstünü ömür boyu siyasetten men etmek gibi! Bence işe buradan başlayalım.
  • Genç yaşta ehliyet sahibi olup, psikolojik sorunları olan binlerce insan trafikte serseri mayın gibi dolaşıyor.
  • Suç kendilerinde olduğu halde, trafikte tartıştıkları babaları, dedeleri, anneleri, anneanneleri, baba anneleri yaşındaki insanlara, kadınlara küfredip, saldırıp, darp edenler var. Bunlar için hangi önlemleri almayı düşünüyorsunuz?
  • Yollarda makas ve drift atan lar 65 yaş üstü mü?
  • Ehliyetini iptal ettiğiniz her 65 yaş üstü vatandaşa devlet olarak ücretsiz şoför tayin edecek misiniz? Yada taksilerden, otobüslerden, toplu taşıma araçlarından ücretsiz yararlanma hakkı tanıyacak mısınız?

Yanlış hatırlamıyorsam, Türkiyede mevcut durumda 70 yaş üstü bireyler 5 yılda bir sağlık raporu almak zorunda. Sağlık raporu alınamaması ehliyetlerin iptaline sebep oluyor.

Karara yönelik tepkiler de çeşitleniyor. Bazı kesimler yaşla birlikte azalan refleksler nedeniyle yaşlı sürücülerin yarattığı riskleri dile getirirken, diğer taraftan bu düzenlemenin yaşlı bireylerin özgürlüklerini kısıtlayıcı, adaletsiz bir uygulama olduğunu savunanlar da var.
Özellikle kendi araçlarıyla bağımsız hareket etmek zorunda olan yaşlılar için bu düzenleme büyük sıkıntılar yaratacaktır.

Japonya gibi ülkeler yaşlı sürücüler için farklı modeller geliştirmiş. Japonya'da 75 yaş ve üzeri sürücülerin araçlarına "Koreija" yani "yaşlı sürücü" işareti yapıştırmaları mecburi. Bu uygulama, yaşlı sürücülerin tamamen trafikten alıkonulmaması, ancak farkındalıklarının artırılmasını amaçlıyor. Bu model radikal yasaklara bir alternatif olarak değerlendirilebilir.

Bir yönetmelik yada yasa çıkarırken, tasarı haline getirmeden önce lütfen detaylı, ciddi bir araştırma yapalım. Dünyadaki örneklerini inceleyelim. Bilimsel, istatistiki veriler ışığında hareket edelim. İleri yaş grubundaki insanlarımızın yaşamlarını nasıl kolaylaştırırız? Sorusuna yanıt arayalım.

İlyas Erbay

Bizi sosyal medyadan takip edin

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.