Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
14 Ekim, 2023 16:36 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Facianın yıl dönümünde acıları tazelendi

Türkiye Taşkömürü Kurumu(TTK) Amasra Müessesi’ne bağlı maden ocağında meydana gelen grizu faciasında hayatını kaybeden 43 madenci, kuyu başında gerçekleştirilen program ile anıldı. 1 yıl önce meydana gelen acı olay nedeniyle acıları tazelenen madenciler, faciada hayatını kaybeden mesai arkadaşları için dualar etti
14 Ekim 2022 yılında meydana gelen grizu faciasında 43 madenci yaşamını yitirirken, 10 işçi de yaralanmıştı. Olayın meydana geldiği maden ocağına inen kuyunun başında toplanan madenciler, düzenlenen programla 1 yıl önce kaybettikleri arkadaşlarını andı. Gaziantep Valisi Nurtaç Arslan, Ak Parti Gaziantep Milletvekili Yusuf ziya Aldatmaz, Bartın Üniversitesi (BARÜ) Rektörü Prof. Dr. Orhan Uzun, Genel Maden İşçileri Sendikası Genel Başkanı Hakan Yeşil, belediye başkanları, askeri erkan, daire müdürleri ve madencilerin katıldığı program Kur’an-ı Kerim Tilaveti ile başladı. Okunan sure, getirilen tekbir ve salavatların ardından kazada ölen madenciler için dua edildi. Maden ocaklarında yaşamlarını yitiren madencilerin isimlerinin yer aldığı anıtın da açılışının yapıldığı programda madencilere gülsuyu, lokma ve mevlit şekeri de ikram edildi.
Maden işçilerinden Orhan Sarıok, "O günü tekrar yaşadık gibi olduk. Kardeşlerimizi yad ettik. Allah hepsine rahmet eylesin, yaralı kardeşlerimize şifalar diliyoruz. Acı bir olaydı. Buranın atmosferi çok farklı. Buradaki kafesten indiğimizde, oradaki ortamı sadece madenci kardeşlerimiz bilir. temennimiz, bir daha böyle büyük acıların yaşanmamasıdır. Bütün hepimiz, inşallah sağ salim bu kurumdan emekli olmayı diliyoruz. Böyle bir acıyla bir daha karşılaşmayız inşallah" dedi.
Maden işçilerinden Vural Çolak ise madende kaybettikleri arkadaşlarını unutmalarının mümkün olmayacağını belirterek, "Acı bir olayın üzerinden bir sene geçti. Kur’an-ı Kerim tilaveti ile arkadaşlarımızı yad ettik. Allah rahmet eylesin, yaralı abilerimize de Allah’tan acil şifa dileriz. Biz burada çalışıyoruz, aşağıya iniyoruz ama sanki, onlar tekrardan bir yerden çıkacakmış, gelecekmiş gibi geliyor bize. Hiç birini unutmadık, asla unutmayacağız. Biz onlarla beraber çalıştık, mesailer yaptık. Buruk buruk çalışıyoruz. Bir sene geçti, hayat bir şekilde geçiyor. Aileleri de biz de, sorumluların cezalandırmalarını istiyoruz" dedi.
Olay günü yaşadıklarını da anlatan maden işçisi Çolak, "Olay günü işten çıktık, 1-2 saat sonra patlama oldu dediler, tekrar geri geldik ocağa. Aşağıya indiğimizde arkadaşlarımızı çıkartmaya başladık. Aşağıdaki manzara tarif edilemez, çok acı bir şekildeydi. Orası çok kötüydü. duman içerisinde insan aradık.
Madencileri Vali Arslan uğurladı
Programın ardından mesailerine başlamak için kuyu başındaki demir kafes(asansör) önüne gelen madencileri Vali Nuray Arslan ve beraberindeki protokol dualar ederek, uğurladı.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
Fikret Gökçe tarafından
06 Ekim, 2025 14:15 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 4dk
Yorum Sayısı: 0

ABD, F 35’LERİMİZİ DE, KAAN MOTORUNU DA VERMİYOR.,

29 Eylül 2025

Cumhuriyetimizin 100 ncü yılı nedeniyle 2023 yılında basımı yapılan, önsözünü emekli Anayasa Mahkemesi Başkanı Sayın Yekta Güngör ÖZDEN’in yazdığı YERLİ VE MİLLİ BU UÇAKLARI 100 YIL ÖNCE BİZ YAPIYORDUK isimli kitabımda anlatmıştım. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan BAYRAKTAR, KARDEMİR Yönetim Kurulu Başkanı olduğunda Prof. Dr. Mahmut Faruk AKŞİT’te yönetim kurulu üyeliğine atanmıştı ve bu görevi kabul etmemişti.  AKŞİT, 1500 dolayında mühendis ve teknik elemanla Eskişehir’de kurulu TEİ’nin başında muharip savaş uçağımız KAAN’ın motorunu üretmeye çalışıyordu. Prof. AKŞİT, ABD’de General Electric firmasında çok başarılı olmuş, NATO dahil bir çok  kuruluşun önerilerini kabul etmeyerek 2001 yılında yurda dönmüş, Gebze Teknoloji Enstitüsü’nde Enerji Sistemleri Bölüm Başkanı iken Türkiye’nin ilk rüzgar türbininin yapımını gerçekleştirmişti. 2013 yılında TEİ’nin başına getirilen AKŞİT, 2023 yılında KAAN motorunun en kritik parçası olan çok yüksek ısıya dayanıklı kristalini yüzlerce deney yaparak ürettiklerini açıklıyordu.

Oysa, 2016’dan sonra yapılan her seçim öncesi bütün illerimizin cadde ve bulvarlarına asılan afişlerde görüldüğü gibi: KAAN’ımız uçuyordu. Yerli ve Milli uçağımız seçim malzemesi olmuştu.

ABD HEM F 35’LERİ HEM DE KAAN MOTORUNU VERMİYOR

Dışişleri Bakanı Hakan FİDAN bombayı patlatıverdi, ABD’nin KAAN motorlarını vermeyeceğini açıkladı. Oysa biz daha üç ay önce, Haziran 2025’te imzalanan anlaşma ve yapılan bir törenle Endonezya’ya 48 KAAN uçağı satmıştık. Kare bulmacalarda “motorsuz uçağa ne denir “ diye sorulur hep., Yanıtı planördür. Yani şimdi biz Endonezya’ya planör mü satmış oluyoruz ? Ben 1961 yılında Türk Hava Kurumu’nda eğitim almış, C Brovesi sahibi bir planör pilotuyum. Desenize yine bize iş düşüyor., Demek ki, bu uçakları biz dahi uçurabileceğiz (!!!)

50 milyon dolara Tank Palet fabrikasını sattıktan sonra, yalvar-yakar Almanya ve Kore’den alamadığımız motor nedeniyle üretemediğimiz ALTAY tankıyla yaşadığımız derin üzüntüye benzeyen bu durumlarla acaba daha ne kadar karşılaşacağız, daha ne kadar aldatılacağız ?

BEYAZ SARAY’DA  

Trumph’dan söz ediyorum., Gözlerinde şeytani bir bakış, dudaklarında kuzguni bir gülümseme vardı. Önündeki masada bir F 35 maketi bulunuyor, yakasında ise F 35 rozeti takılıydı. Sanki avlanmaya çıkmış bir balıkçı gibi oltasına yemleri takmıştı.

Diplomatik olmaktan öte, tezgahtaki malını yüksek fiyata satan mutlu Tahtakale esnafına benziyor, adeta kurnazlık içeren bir mesaj veriyordu.

Sayın Cumhurbaşkanımızın BM toplantısında dramatik bir şekilde anlattığı, Gazze katliamı fotoğraflarını gösterdiği soykırım konusunda hiçbir şey söylemedi.

Bizim çözülmesini beklediğimiz sorunlar, konuşulmasını istediğimiz konular vardı. F 35 taarruz uçaklarının geleceği başta olmak üzere, Edirne’nin hemen yanında, sınırımızın dibinde ABD Ordusu neden yığınak yapıyor, Suriye’nin kuzeyinde oluşan PKK türevi, 100 bin kişiye ulaşan PYD-SDG’ye neden yardım ediyor, Doğu Akdeniz’de, Münhasır Ekonomik bölge’de bize ait parselleri işgal eden, petrol ve doğal gaz çıkaran ülkeleri bize karşı neden destekliyor ABD, Kıbrıs’ta ve diğer adalarda neden üs kuruyor, CAATSA yaptırımlarını neden kaldırmıyor, yolsuzluk, rüşvet ve dolandırıcılık yaparak ülkemize büyük zararlar veren Reza ZARRAP ve Sezgin Baran KORKMAZ ABD caddelerinde ellerini kollarını sallayarak neden serbest dolaşıyor ?

Bizim derdimiz papaz okulunun açılması mıydı ? 492 uçağı bulunan THY’na 225 yeni uçak almak mıydı ? Rusya’dan aldığımız doğal gazı kesmemiz koşuluyla 20 yıl boyunca bize 70 milyar metre küp doğal gaz verecekmiş.

Neyse, biz dönelim F 35 konusuna., Hemen peşinen söyleyelim ki; çeşitli kaynaklar bu uçakların pek de güvenilir olmadığını yazıyordu. E. Hv. Korgeneral Erdoğan KARAKUŞ Ocak 1925’te Milliyet com.tr’de eğitim uçuşları sırasında 31 adet F 35’in düştüğünü, 22 pilotun öldüğünü açıklamıştı.

Bilindiği gibi; F 35 uçakları diğer uçaklara nazaran bazı üstün özelliklere sahiptir. Radarlarda görülmemenin yanı sıra saatte 1932 km. hız yapabiliyor ve 18 bin 288 m. yüksekliğe çıkabiliyor.

5 nci nesil savaş uçağı olarak bilinen F 35’in ABD, İngiltere, İtalya, Hollanda, Kanada, Norveç, Avustralya ve Danimarka ile birlikte üretim ortaklarından biri olarak 1999 yılında programa dahil edilmiştik. Savunma sanayi kapsamında bir çok firmamız bu uçağın 1005 adet önemli parçasını üretmeye başlamıştı. TUSAŞ, Aselsan, Roketsan, Havelsan gibi kuruluşların yanı sıra Alp, Kale, Ayesaş gibi firmalar da tedarikçi olarak ülkemize büyük gelir sağlıyorlardı.

Bu işbirliği sonucunda 12 milyar dolar kazanacağımız hesaplanıyordu. Bu arada biz de 100 uçak satın alacağımızı taahhüt etmiş ve ilk etapta 1,4 milyar dolar peşin ödeyerek 30 uçak sipariş etmiştik. Alınacak uçaklarımızı kullanacak olan 13 pilot ile 325 bakım personeli ABD’ye gönderilmişti. Bunların eğitimleri Utah’ta Luke Hava Kuvvetleri Üssünde devam ediyordu. İlk uçak 21 Haziran 2018’de yapılan bir törenle yetkililerimize teslim edildi ve envanterimize girdi.

Bu sırada birden bire S-400 Hava Savunma Sistemi konusunda geri adım atmadığımız ve ayrıca Rahip Bronson’un tutuklanması gerekçeleri öne sürülerek Pentagon sözcüsünün açıklamasıyla eğitimin durdurulduğu, Türk personelin ülkelerine gönderileceği ve ardından 21 Nisan 2021’de Türkiye’nin programdan çıkarıldığı duyuruldu.

Durup dururken 15 milyar dolara yakın bir zarara uğramıştık. Kritik parçaları üreten kuruluş ve firmaların bu iş için yaptıkları yatırım heba olmuş, kullandıkları makine ve teçhizat elde kalmıştı.

Ne gam ? Varsın ABD parasını peşin ödediğimiz uçaklarımızı vermesin. ABD’nin bize ilk attığı kazık değil ki bu… Hem artık biz kendi Yerli ve Milli muharip uçağımız KAAN’ı yapmıyor muyuz ?

Kendi uçağımızı yapma kararı 2016 yılında alındı ve 2017’de bu işi TUSAŞ üstlendi. İlk etapta 48 uçak yapılacaktı. 2018 yılında uçağımıza KAAN adı verildi. 2023 yılında hangardan çıkan prototip uçağımız ilk uçuşunu 2024 yılında yaptı denildiğinde büyük bir sevinç yaşamıştık. Oysa şimdi yapılan açıklamalara göre KAAN’ın motoru ancak 2028’de tamamlanabilecek deniliyor.

Güya “ Dost ve Müttefikimiz “ olarak tanımladığımız ABD’nin 1950 yılından bu yana bize yaptıkları bu tanıma hiç uygun değil., Haşhaş ekiminin yasaklanması, 6 ncı Filo’nun Kıbrıs Harekatı sırasında önümüzü kesmeye çalışması, ardından ambargo koyması, çuval olayı, NATO tatbikatında bilinçli olarak Muavenet savaş gemimizi 2 füze ile vurması, Montrö’yü delerek boğazlarımızdan serbest geçiş istemesi gibi bir çok olay dostluk ve müttefikliğe hiç uygun değil.,

Fikret GÖKÇE                                                                                  

Kıbrıs Gazisi – Mak. Müh.

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.