Ihlas Haber Ajansı tarafından
12 Ekim, 2024 00:37 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Estetikte sahte ürün tehlikesi: Ölümle sonuçlanan vakalar oluşabiliyor

Son zamanlarda sahte ürünlerle uygulanan estetik işlemlerin tehlikesine dikkat çeken Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Opr. Dr. Emre Kıymık, "Sahte botoks sonrası geçici körlük, kaş düşmeleri, yutkunma güçlüğü tarzında bulgular gerçekleşmektedir. Sahte dolgu ürünlerinde de özellikle dudakta, burunda, gözaltlarında çok ciddi hayati tehlikelere varan, hatta ölümle sonuçlanabilen problemler oluşturabilmektedir" dedi.
İnsanların ekonomik sebeplerden dolayı sahte ürünleri tercih ederek kendilerine estetik işlemler yaptırdığını, bu işlemler sonucunda ölümle sonuçlanabilecek durumların yaşanabileceğini ifade eden Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Opr. Dr. Emre Kıymık, vatandaşları uyardı. Son zamanlarda sahte ürün kullanımının çok ciddi bir halk sağlığı bir problemi oluşturduğunu ifade eden Dr. Emre Kıymık, "Sahte ürünlerle dolgu ve botoks tarzında işlemler yapılıyor. Bu tür ürünlerin içeriklerinde ne olduğunu yüzde 100 tespit edemiyoruz. Ne olduğunu bilmiyoruz. Çok sıkıntılı komplikasyonlar gelişmektedir. Sahte botoks sonrası geçici körlük, kaş düşmeleri, yutkunma güçlüğü tarzında bulgular gerçekleşmektedir. Bu durum kişinin hayatını çok ciddi anlamda olumsuz etkilemektedir. Hatta ölümle sonuçlanan vakalar oluşabilmektedir. Kullanılan botulinum toksin ürününün dozajı çok önemlidir. Sahte ürünlerin içinde bu toksinin olup olmadığını bilmiyoruz. O yüzden çok ciddi halk sağlığı tehdididir. Bu tip sahte ürünlerden kaçınmak gerekiyor" diye konuştu.

"Ürünün orijinal olup olmadığını sorgulayın"
Dr. Emre Kıymık şunları söyledi:
"Halkımızın bu tip durumlarda uygulanacak ürünün ne olduğunu bilmeleri önemlidir. Bu ürünlerin kare kodları vardır. Kare kodları istedikleri takdirde okutabilmelidirler. Burada ürünün orijinal ürün olup olmadığını sorgulayabilirler. Bu sahte ürünleri en büyük tercih sebebi ekonomik sebepler oluyor. Sahte ürünler piyasadaki ürünlerin neredeyse 4’te 1 fiyatına satılıyor. Dolgu dediğimiz hyalüronik asit içerikli ürünlerde de oldukça sahte ürün gözlenmektedir. Güzellik merkezlerinde bu tip sahte ürünlerde uygulama yapılması çok sık olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu durum doku ölümlerine sebebiyet verebilmektedir. Özellikle dudakta, burunda, gözaltlarında çok ciddi hayati tehlikelere varan problemler oluşturabilmektedir. İnsanlar bu tip işlemleri güzellik salonlarını gerçekleştirmemelilerdir. Bu işlemleri plastik cerrahi uzmanları, dermatoloji uzmanları, Sağlık Bakanlığımızın 2008 yılına kadar vermiş olduğu medikal estetik hekim sertifikası olan hekimlerimizdir. Bu tip ürünleri yaptırmak istediğimizde bunlara çok dikkat etmeliyiz. Bu tip sahte ürünlere bağlı işlemler sonucu oluşan komplikasyonlarla çok ciddi hastalarımız gelmektedir."

blank
İsmail AKCA tarafından
10 Nisan, 2025 01:38 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

BİZE 3 NİSAN YETER..!

Uzun zamandır alışkın değildi bu şehir sazlı sözlü 3 Nisan kutlamalarına,

Yabancılaştık bu tür kutlamalara ama hatırlayacağız yeniden böyle etkinlikleri, birlikte eğlenmeyi ve bu durumu gelenek haline getirmeyi.

Şehrin sahipsizliği ve eşraf yokluğu hep konuşulur, yazılır, çizilir. Bu şehrin ekmeğini yiyen, suyunu içen, havasını soluyan ve ben Karabüklüyüm diyen bir halkın şehir olma savaşını görmek isterdik. Lakin maalesef henüz görebilmiş değiliz o arzuyu, isteği, hevesi.

Yine de, Teşekkürler Özkan Başkan…

Türkiye’de ağır sanayinin odak noktası Karabük Demir Çelik İşletmelerinin ve şehrin kuruluşunun yıldönümünü belleğine yerleştiremeyen Karabük, Karabüklüler gününü nasıl kutlayacak anlamış değilim.

Ticaret ve Sanayi Odasındaki toplantıda Vali Mustafa Yavuz’un önerisi ile 7 Ağustos günü Karabüklüler günü olarak kabul edilmiş, çok tuhaf!

Bana kalsa özentiden başka bir şey değil…

Ağustos ayı nereden çıktı ayrı mesele, o tarihte bu şehirde kimi bulacaksında bu günü Karabüklüler günü olarak kutlayacaksın ayrı mesele.

Şunu diyorsanız belki anlarım, Karabüklüler Günü şehirde değil de sosyal medyada kutlansın, sanal kutlansın, halk katılmasa da olur, o da başka bir garabet.

3 Nisan her platformda Karabük ve Kardemir’in kuruluş günü olarak kabul edildiğine göre, ayrıca bir başka tarihte Karabüklüler gününe ne gerek var? Şayet illa Karabüklüler Günü diye bir gün kutlamak istiyorsanız buyurun 3 Nisan’da kutlayalım.

Bu plaka merakı nereden geliyor. Tuhaf..!

Bakın bizim bir Üniversitemiz var.

Bu şehrin üniversitesi ve bünyesinde binlerce öğrenci ve öğretmeni barındıran Karabük’ün bacasız fabrikası.

Bu sözüm, bu şehri ve üniversiteyi şekilden şekle sokan bir zihniyete dur demek yerine alkış tutan ve susanlaradır, bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyenleredir.

Bu şehre, bu şehrin halkına, değerlerine dil uzatanlara sessiz kalanlar, bu şehrin dilsiz şeytanlarıdır.

Karabük Üniversitesi şehir merkezine bir fakülte açma kararı aldı.

Karabük Belediye Başkanı Özkan Çetinkaya ile Rektör Fatih Kırışık inisiyatif alarak şehir merkezine fakülte ya da fakülteler kurma kararı aldı. Tartışılabilir lakin bizce güzel karar, günden güne ölüp giden şehri canlandırabilir.

Eften-püften işlerle uğraşacağınıza şehrin ağır abilerini bir araya getirip şehir merkezini canlandırın. Öğrenciyi şehir merkezine çekecek projeler üretin, şehir bambaşka bir havaya bürünsün, cıvıl cıvıl, rengarenk görüntüler ortaya çıksın.

Safranbolu önümüzde en güzel örnektir.

Bir Sağlık Meslek Yüksekokulu Üniversite kampüs alanına geri gidiyor diye ilçe ayağa kalktı, şehrine sahip çıkıyor.

Neden..?

Esnafın en önemli gelir kapısından biri kapanmasın diye.

Peki biz ne yapıyoruz..?

İpe sapa gelmez işlerle uğraşmaktan şehre faydası olacak asıl konulara değinmiyoruz, değinemiyoruz..!

Ne 3 Nisan’da, ne 23 Nisan’da, ne 19 Mayıs’ta, ne 30 Ağustos’ta, ne de 29 Ekim’de yapılan törenlerde zoraki katılan protokol ve öğrencilerin haricinde kimseler olmuyor, halkı bu tür etkinliklere çekemiyoruz.

Lütfen kendimizi kandırmayalım.

Allah aşkına boş işlerle uğraşmayalım,

Bu şehir ve bu şehrin insanı için neler yapabiliriz bunu konuşalım, buna kafa yoralım.

Yaygın basında “3 Nisan Sanayi Günü” değerlendirmesi yapılıyor,

Çok güzel, ama

Bu şehrin üniversitesini düşürdüğümüz hale bir bakmamız gerekmiyor mu?

Dün, Burhanettin Uysal vardı, Refik Polat vardı.

Bugün Fatih Kırışık var

Yarın o da gider. Karabük Üniversitesi kalır.

Bu şehrin kıymetini ve değerlerini bilmek lazım…

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.