Karabük Postası tarafından
15 Nisan, 2023 12:13 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 1dk
Yorum: 0

Ersun Yanal: ‘Kırılganlığımız var’

Corendon Alanyaspor Teknik Direktörü Ersun Yanal, dış sahada kazanamamaktan kaynaklı kırılganlıklarının olduğunu belirterek, "İkinci yarıya çıkarken soyunma odasındaki motivasyonumuz yüksekti, 10 kişi kaldığımız anlarda da reaksiyon verdik ama zaman bize yetmedi” dedi.

Süper Lig'in 29. haftasında Corendon Alanyaspor, deplasmanda karşılaştığı FTA Antalyaspor'a 3-1 mağlup oldu. Maçın ardından düzenlenen basın toplantısında konuşan Yanal, iyi başladıkları bir maçı eski alışkanlıklarının devam etmesi nedeniyle kaybettiklerini belirtti. Geçen hafta 2-0 öndeyken karşılaşmayı 2-2 beraberlikle tamamladıklarını hatırlatan Yanal, “Bu hafta yine 1-0 öndeyken, oyunun kontrolü bizdeyken, oyunun içindeyken yediğimiz bir gol var. Çalışıp yemememiz gereken gollerden biriydi. Bu alışkanlıklarımızı toparlamamız gereken bir dönemdeyiz. Bizim takımın kırılganlığı dış sahada kazanamamaktan kaynaklı bu kırılganlık. Oldukça ortaya çıktı ve herkes bir anda bıraktı. İkinci yarıya çıkarken soyunma odasındaki motivasyonumuz yüksekti. 10 kişi kaldığımız anlarda da reaksiyon verdik ama zaman bize yetmedi” diye konuştu. "İyi oynayan bir takım olacağız" İyi oyunculardan kurulu bir takım olduklarına değinen Yanal, “Bütün futbolcuların oyunculuk vasıfları yüksek ama bunu psikolojik performans olarak sahada üstün bir şekilde tutabilmek adına kırılmalar yaşayan bir takım. Futbol bir süreç yönetimi, bu süreç yönetiminin zor tarafı da psikolojik kırılmaları giderebilmek. Bizde bununla ilgili çalışmalara devam edeceğiz. 4 gün sonra şampiyonluk adaylarından Galatasaray ile karşılaşacağız. Çabucak dönüşüp özellikle takımın mental olarak bu maça hazırlanmasını sağlamak ve bunu mental olarak ne kadar önemli şekilde saha içerisinde duruşunun bize getireceği katkıları söylemek zorundayız. Bunu yapabilen takımız. Umarım yaparız. Oyuncularıma sorumlusu benim diye. Toparlayıp, o maçta iyi mücadele eden ve puan almak için oynayan bir takım olarak sahaya çıkacağız" ifadelerini kullandı. (İHA)
Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
İlyas Erbay tarafından
16 Aralık, 2025 10:18 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum: 0

EMEKLİYİ ÖLMEDEN MEZARA KOYDULAR !

Anayasamıza göre, Türkiye Cumhuriyeti bir sosyal devlettir. Sosyal devlet; vatandaşların refah durumunu gözeten, halkına asgari bir yaşam düzeyi sağlamakla görevli devlet olarak tanımlanır.

Sosyal devlet, anayasamızın 2. ve 60'ıncı maddelerinde de tanımlanmıştır. Sosyal hukuk devleti güçsüzleri güçlüler karşısında koruyarak gerçek eşitliği yani, sosyal adaleti ve toplumsal dengeyi sağlamakla yükümlü devlet demektir. Ülkelerin sosyal devlet olabilmesi için bazı özelliklerinin bulunması gerekir. Sosyal devlette fırsat eşitliği ön plandadır. Ayrıca sosyal devlette halka eşit gelir dağılımı ve asgari yaşam şartları sunulur.

Peki, halka eşit gelir dağılımı ve asgari yaşam şartlarının sağlanması konusunda ne durumdayız? Ücretlere baktığımızda, eşit gelir dağılımından söz edebilir miyiz? Gelir dağılımı adaletsizliğinde dünya sıralamasında liderliğe oynuyoruz!

Çalışanlarla emekliler arasındaki ücret dengesizliği emekliler aleyhine giderek büyüyor. Emekli maaşları TÜRK-İŞ'in her ay açıkladığı açlık sınırı rakamlarının neredeyse yarısına düştü. Önümüzdeki ay 6 aylık enflasyon rakamlarına göre emekli maaşlarına yapılacak olan zam yüzde 11-12 civarında olacak. Bu durumda, en düşük emekli aylığı 19 bin liraya bile ulaşamayacak. Kasım ayı açlık sınırı rakamı 30 bin lira . Aralık ayında ve devam eden aylarda bu rakam daha da artacak. Emekli maaşlarının açlık sınırı rakamlarının yakalaması mümkün görülmüyor. Aynı durum asgari ücret alanlar için de geçerli. Bu rakamlarla kirasını bile ödeyemeyen milyonlarca insan ne yiyecek ne içecek?

blank

Böyle bir adaletsizlik, böyle bir vicdansızlık olabilir mi? Nerede kaldı sosyal devlet, nerede adalet, hakkaniyet? Emekli de bu ülkenin vatandaşı. Emekliler lütuf beklemiyor. Çalışırken ödedikleri primlerin karşılığını hakkıyla almak istiyorlar.
Sosyal Güvenlik Sistemi çökmüştür. Prim ödeme gün sayısının, ödenen primin rakamsal miktarının hiç bir önemi kalmadı. 3600 gün prim ödeyenle 9000 gün prim ödeyen arasında bir fark kalmadı. Sistem oynana oynana bu duruma geldi.
Hakkaniyet, adalet yerle yeksan oldu.
2016 yılında asgari ücretten % 66 daha fazla maaş alan bir emekli buğün asgari ücretin yüzde 24 altına düştü.
Bu tablo böyle devam ederse, emekli kuru ekmeğe bile muhtaç kalacak.
Tuzu kurular! ükeyi yöneten muhteremler! Hiç mi vicdanınız sızlamıyor.? Nasıl uyku uyuyorsunuz?

Çocuk okutan, kirada oturan emekliler var. Bu insanlar açlık sınırının yarısına düşmüş maaşlarla ayakta kalabilir mi? Yazının başlığı bazılarına abartılı gelmiş olabilir. Fakat acı gerçek budur. EMEKLİ ÖLMEDEN MEZARA KONMUŞTUR!

Tablonun ressamı gelmiş geçmiş tüm hükümetlerdir! Son 23 yılda ise, bu tablo tamamlandı, verniklendi ve çerçevelendi. Oy uğruna izlenen popülist icraatlar, istihdam yaratamayan, üretmek yerine ithal etmeyi öncelikleyen politikalar, israf ve şatafat ülkeyi bu duruma getirmiştir.

Mutlu azınlığa en kalbi duygularımla…

İlyas Erbay

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.