blank
Ihlas Haber Ajansı tarafından
26 Kasım, 2023 20:36 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Elektrik üretimine başlayan Yusufeli Barajı’nda son köy de sular altında kalıyor

Artvin’de Çoruh nehri üzerinde inşa edilen ve su tutma işleminde bir yılı geride bırakan Yusufeli Barajında baraj sularından kısmen etkilenen son köy olan Çeltikdüzü köyünün yarısı sular altında kalırken, yarısı da gölün kıyısında kaldı.
Artvin’in Yusufeli ilçesinde Çoruh Nehri üzerinde inşa edilen temelden 275 metre yüksekliğiyle kemer baraj sınıfında Türkiye’nin birinci, dünyanın 5. en yüksek barajı olan Yusufeli Barajı ve HES projesi elektrik üretimine geçtiğimiz günlerde başladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 22 Kasım 2022’de katıldığı törenle su tutma işlemi başlarken, bir yılı geçen sürede Yusufeli ilçe merkezi ve 7 köy tamamen sulara gömüldü. Baraj sularından kısmen etkilenen 10 köyden biri ve sonuncusu olan 164 haneli Çeltikdüzü köyünün ise yarısı sular altında kalırken, kalan yarısı ise baraj gölünün kıyısında kaldı.

Köyün de minarenin de yarısı su altında yarısı su üstünde kaldı
Baraj suları altında evleri ve tarım arazileri kalan köyde yaşayan 164 hak sahibinden 117 tanesi yeni yapılan Yusufeli ilçe merkezinde hak sahiplerine teslim edilen evlerden yana tercih hakkını kullanırken, 46’sı ise köyün hemen üst tarafından yapılan yeni Çeltikdüzü köyündeki köy evlerini tercih etti. Köy halkı, yaklaşık 1 yıldır yeni konutlarını teslim alarak taşınma işlemini gerçekleştirse de, bir türlü köylerinden ayrılamıyorlar. Kimi her gün köye gidip hatıralarını canlandırsa da, kimi de sulara gömülmeyen evlerinde hayatlarını sürdürmeye devam ediyor. Tarım araziler, ev, okul derken köyün camisi de sular altında kalırken, minaresi ise tıpkı köyün kaderi gibi yarısı sular altında yarısı su üzerinde kaldı. Bu günlerde Çeltikdüzü sakinleri eskisi gibi tarım arazilerinin, bahçelerinin değil evlerinin balkonlarından baraj gölünün manzarasını izliyorlar.

“Köyün adı Çeltikdüzü ama ne çeltik kaldı ne düzü”
Çeltikdüzü köyü muhtarı Davut Polat yaptığı açıklamada “Sular son nihayetine ulaşmak üzere. 5-6 metre sonra su seviyesi 711 koduna ulaşacak burada. Evlerin bir kısmı su altında kaldı. 6 metre sonra bir kısmı daha sular altında kalacak köyümüzde. Boşaltanlar boşalttı, bir kısmı daha evlerinde duruyorlar kamulaşan evlerde. DSİ geri verirse o evleri tekrar geri almak istiyorlar. Diğer kalanlar yukarda yeni yerleşim yeri yapıldı oraya taşındılar. Bir kısmı Yusufeli’ne taşındı. Köyümüzün ismi Çeltikdüzü köyü ama ne çeltik nede düzü kalmadı maalesef. Bütün tarım alanlarımız çeltik alanlarımız hepsi sular altında kaldı. Sadece evlerimiz kaldı. Evlerimizin önünde bahçelilerimiz var ufaktan. Yaylarımız var yukarda. Artık bir şekilde oralarda hayatımızı sürdürmeye çalışacağız. Toplamda 164 tane hak sahibi vardı müracaat eden. Bunların 117 tanesi ilçede hak sahibi oldu, 46 kişi de yukarıda yeni yerleşim alanın tercih etti. Evleri yapıldı taşındılar. 5 aydır da yeni yerleşim yerinde hayatımıza devam ediyoruz“ diye konuştu.

"71 yaşındayım, ortaokuldan beri burada bir baraj yapılacağı konuşulurdu"
Bölge halkından 71 yaşındaki Mehmet Çelik ise 60 yıldır bölgede baraj yapılacağının konuşulduğunu hatırlatarak "Ben ortaokulda okurken bile burada baraj muhabbeti yapılıyordu. Valla yapılıp da bu kadar suların yükseleceğini hayal etmemiştik. Yani baraj yapılıyordu ama havza çok geniş gövde çok aşağıda. Bizim buraya gelip de bizim köyü böyle komplo alacağını tahmin bile etmedik” derken, sosyal medya içerik üretici Serhat İnce ise “Yaklaşık bir senedir burada yarım kalan köylerimizin hikayesini çekmekteyim. Yusufeli Barajı 22 Kasım 2022 de su tuttuktan sonra geldiğimiz bu noktada tam bir sene oldu. Su hemen hemen maksimum kodlarını yakalamış durumda, son 4-5 metresi kaldı. Son 4-5 metresinde suyun tam olarak nereye kadar çıkacağını en sonun hem görmek hem de buraya kadar geldiğimizde su altına kalan mezarlıklarımızı, camilerimizi, bahçelerimizi, bağlarımızı anıları çekmekteyim. Burada minarenin yarısı suyun içinde yarısı suyun üzerinde tıpkı köy gibi. Bu köyün kaderi yarısı suyun altına gitti yarısı kaldı” ifadelerini kullandı.

HALKI KUCAKLAMAK
blank
Mustafa AKAY tarafından
17 Aralık, 2024 14:14 tarihinde yayınlandı
A+ A-

HALKI KUCAKLAMAK

MUSTAFA AKAY

Vali Mustafa Yavuz'un ziyaretlerini ilgi ve memnuniyetle izliyoruz. Bir yöneticinin halkla sık sık bir araya gelmesi takdir edilecek bir davranış biçimidir. O nedenle Sayın Vali’yi kutluyoruz.
Ülkemizde valilik önemli bir kurumdur. Bir ilde bulunan kurumlar A'dan Z'ye Vali’nin emrindedir.
Vali, bir anlamda orkestra şefi gibidir.
Kendisine bağlı olan kurumları ne kerte uyumlu yönetirse, o denli başarılı olur.
Eskiden babacan valilerimiz vardı. Şimdilerde, onlar artık görülmez oldular.
Bir vali, halkına ve emrinde çalışanlara kaşı, hoşgörülü ve kucaklayıcı olursa başarısı artar. Valinin başarısının artması, ilin de başarılı olmasıyla sonuçlanır.
O nedenle, valinin yaptığı ziyaretler önemlidir. Bu ziyaretlerde, halk dinlenir, sorunlar birinci ağızdan öğrenilir ve çözüme odaklanılır. Esnafa, taksi duraklarına yapılan ziyaret de bu anlamda değerlidir.
Sayın Vali’nin, resmi kurum ve kuruluşlarla, sivil toplu örgütlerine yaptıkları ziyaretler de bir şeylerin gündeme gelmesinde yararlı olur. Bu ziyaretlerin diğer kesimlere de yansıması ise, çok daha iyi verim alınmasına yol açar.
Örneğin Sayın Vali, köylere gidip, köy kahvesinde köylüyle söyleşide bulunursa, o köyü motive eder. Valinin bir işçiyle oturup çay içmesi, sohbet etmesi harika sonuçlar doğurur.
Valiler, her ne kadar Cumhurbaşkanı’nın temsilcisi iseler de bir partinin elemanı olamazlar. Her siyasi partiye eşit davranmak ve yaklaşmak durumundadırlar. Çünkü valiler siyasetçi değil, devlet adamı olmak zorundadırlar. Sadece iktidar partisiyle ilişki kurup, diğer siyasi partileri yok sayar bir tutuma giren valiler, değerlerini yitirirler.
Bazı valiler protokole sıkışıp kalırlar. Dört duvar arasında oturarak, geleni dinlemekle zaman geçirirler. Oysa ilde Cumhurbaşkanı’nın temsilcisi olan Vali, halkın ayağına gitmesi gereken kişidir bize göre.
Kapanan bir köy yolunu valinin görmesi, çözümünü kolaylaştırır.
Vali, oturduğu yerden değil, gezdiği, gördüğü yerlerden soruna çare bulmalıdır.
Bazı, valililerimizin bunu yaptığını görüyoruz.
Vali, halkla iç içe bir davranış sergilerse, alt kademedekileri de harekete geçirir. Bürokrasi valiyi örnek alır. Hele hele yıllarca görev yaptıkları halde, köyü, köylüyü bilmeyen kaymakamlar ders alırlar.
Vali, şefkatli ise, emrindekiler de ona uymaya çalışırlar.
Valiler elbette demokrat olmalılar ama otoritelerini de sarsmamalıdırlar.
Karabük'ün ilk Valisi Cemal Ayman, böyle birisiydi. Sabahın altısında korumasız, araçsız Karabük Caddeleri’nde dolaşır, dururdu. Onun için bir iz bıraktı.
Zonguldak'ın efsane valilerinden Nevzat Ayaz da halk tipi valilerin örneklerinden birisiydi. Gittiği köylerde yer sofrasına, bağdaş kurarak oturur, köylüyle yemek yer, bu arada da onları dinlerdi.
Karabük'ümüze gelen valilerimizden Cemalettin Sevim de ayrım yapmaz her yeri ziyaret ederdi. Hele hele Can Direkçi'nin bu konularda hakkı yenmezdi. Son dönem valilerinden Kemal Çeber'de bu tür valilere örnek gösterilebilecek yöneticilerdendi.
Her ne kadar tanışmasak da basından izlediğimize göre, Karabük Valisi Mustafa Yavuz, iz bırakacak valilerden birisi olacak gibi geliyor bize.

Görüş Bildir

blank

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.