blank
Ramazan Akca tarafından
21 Ocak, 2017 14:05 tarihinde yayınlandı
A+ A-

El-Bab Şehidi Bahattin Bakır’ı 3 Bin Kişi Uğurladı

Suriye'nin El-Bab bölgesinde DEAŞ tarafından yapılan saldırıda şehit düşen 27 yaşındaki Uzman Çavuş Bahattin Bakır, memleketi Zonguldak'ın Devrek ilçesinde son yolculuğuna uğurlandı. Şehidin 1.5 yaşındaki yeğeni Buğlemnur Küçükkaya, dayısının tabutuna karanfil bırakarak dakikalarca elleriyle sevdi. El-Bab bölgesinde DEAŞ tarafından düzenlenen saldırıda şehit düşen 27 yaşındaki Uzman Çavuş Bahattin Bakır'ın naaşı, öğlen saatlerinde Zonguldak Havalimanına inen uçaktan alınarak Devrek Devlet Hastanesi morguna konuldu. Şehidin naaşı için Devrek Cumhuriyet Alanı'nda cenaze töreni düzenlendi. ŞEHİDİN AİLESİ FERYAT EDİP GÖZYAŞI DÖKTÜ Şehidin tabutu cenaze aracından omuzlara alınarak Merkez Yeni Camii'nin avlusuna getirildi. Şehidin babası Hüseyin Bakır, tören alanında taziyeleri kabul etti. Güçlükle ayakta durabilen baba Hüseyin Bakır, oğlunun tabutu başına geçerek gözyaşı döktü. Şehidin kız kardeşi Habibe Bakır, zaman zaman annesi Hatime Bakır'ın yanağını öperek teselli vermeye çalıştı. Şehidin ablası Nafize Küçükkaya da annesinin elini tutarak destek olmaya çalıştı. Şehidin ailesi oğullarının tabutu başına gelerek feryat etti. Şehidin amcasının oğlu Murat Bakır da tabutun başına gelerek şehidin fotoğrafını dakikalarca öptü. Güçlükle ayakta durabilen Murat Bakır, tabutun başından bir an olsun ayrılmadı. BUĞLEMNUR'DAN DAYIYA SON BAKIŞ Bir ara abla Nafize Küçükkaya, 1.5 yaşındaki kızı Buğlemnur'u kucağına alarak sevdi. Ardından şehidin yakınları minik bebeği şehit dayısının tabutu başına getirdi. Buğlemnur ellerindeki karanfilleri dayısının tabutuna bıraktı.Çok sevdiği dayısının tabutu başına getirilen Buğlemnur, her şeyden habersiz annesi, dedesi, teyzesi ve anneannesi ile birlikte dakikalarca tabutu sevdi. CENAZE NAMAZINI MÜFTÜ KILDIRDI Zonguldak İl Müftüsü Mürsel Öztürk'ün kıldırdığı cenaze törenine AK Parti Zonguldak Milletvekilleri Hüseyin Özbakır, Faruk Çaturoğlu, Özcan Ulupınar, CHP Milletvekilleri Şerafettin Turpçu ve Av. Ünal Demirtaş'ın yanı sıra Zonguldak Valisi Ali Kaban, İl Jandarma Komutanı Albay Haluk Selvi, İl Emniyet Müdürü Ahmet Metin Turanlı, belediye başkanları ve 3 bine yakın vatandaş katıldı. İkindi namazını müteakip cenaze namazı kılınan şehidin naaşı defnedilmek üzere Pınarönü köyüne götürülerek, burada toprağa verildi. KREDİ ÇEKİP ALDIĞI OTOMOBİLİNE İKİ GÜN BİNEBİLDİ 15 gün önce ailesinin yanına gelen Uzman Çavuş Bahattin Bakır'ın, görev yaptığı Tunceli'de bir süre önce kredi çekerek otomobil satın aldığı öğrenildi. Şehidin, köyüne yaptığı ziyaret boyunca yeni aldığı otomobiline iki gün binebildiği öğrenildi. Evinin garajına otomobilini koyarak Suriye'deki görev gittiği öğrenilen Bakır'ın, Suriye görevi dönüşünde otomobilini kullanmayı planladığı ortaya çıktı. https://youtu.be/A3Wxry6HdNs

DEVENİN KİNİ BİTER BÖLÜCÜLERİN BİTMEZ
blank
Mustafa AKAY tarafından
26 Aralık, 2024 10:33 tarihinde yayınlandı
A+ A-

DEVENİN KİNİ BİTER BÖLÜCÜLERİN BİTMEZ

MUSTAFA AKAY

Türkiye'mizde, Cumhuriyet ve Atatürk Düşmanlığı 1923 yılından bu yana kesintisiz sürüyor. Günümüzde Atatürk'e direk düşmanlık yapanlar olduğu gibi, arkadan dolanarak yapanlar da bulunuyor.
Arkadan dolananlar, direk Atatürk'e laf atamayınca, umarı Cumhuriyet'e ve İnönü'ye gönderme yaparak düşmanlıklarını sergiliyorlar.
Kimler Atatürk ve Cumhuriyet Düşmanı’dır baktığımızda karımıza ilginç durumlar çıkıyor.
Kısaca, özetlemek gerekirse, Atatürk ve Cumhuriyet'e bölücüler ve yobazlar düşman diyebiliriz. Peki, bunların ağababaları kimlerdir?
Bunu sormaya bile gerek yok. Sevr'i kabul ettiremeyenler, Lozan'ı kabul etmeyenler kimlerse onlar. Yani, o günün ve bugünün emperyalistleri.
ABD ve İngiltere.
Bu iki güç, Kurtuluş Savaşımız’da yenik düşmemiz için her türlü naneyi yemiş, Türkiye Tam Bağımsız ve Çağdaş bir ülke olunca da içten içe kemirmeye çalışmış iki ülke bu modern eşkıyalar.
Elbette o zamanlarda bunların destekledikleri iş birlikçiler vardır. Din kisvesi altında, mücadeleyi bölmek, zayıflatmak amacıyla, maddi-manevi beslenen iş birlikçiler zaman zaman isyanlar da çıkaran vatan hainleridir bunlar.
Kurtuluş Savaşı yıllarında milletin içine atılan tehlikeli tohumlar ne yazık ki, tamamen eritilemedi. Şimdi, onların uzantıları görev başındalar. Türkiye Cumhuriyeti’ni kötülemek için her türlü ortamda zehir saçmayı sürdürüyorlar.
Ne hikmetse, yobazlar ve bölücüler, Atatürk'ü, Cumhuriyeti kötüleyince, tatmin oluyorlar.
Sağcısı, solcusu, gericisi, bölücüsü Cumhuriyet’e saldırdıkça, koca çınar daha da gürbüzleşiyor, güçleniyor. Yapılan bu saldırılar sinek vızıltısı gibi geliyor insanlara.
Gericiler düşman dedik Cumhuriyet’e. Evet, Şeyh Saitler, Seyit Rızalar, İskilipli Atıf’lar ve yüzlercesi. Onların saçtıkları zehirler, Cumhuriyet'in özgür ortamında bugünlere kadar geldi. Şimdi, yeni yeni tarikatlar, cemiyetler, siyasi partiler ortaya çıktı. Şimdi onlar kinlerini kusup duruyorlar.
Cumhuriyet’e düşman olanlar arasında bir de bölücüler var. Cumhuriyet’in her türlü nimetinden yararlanıp, bir yerlere gelmiş nankörler var. Bunlar da bir türlü ulus devleti, üniter yapıyı kabullenemediler.
Sanki oligarşik bir yönetim varmış gibi, devenin kininden çok daha fazla bir kinle saldırıp duruyorlar. Bitmiyor kinleri nedense. Osmanlı gibi mutlak monarşi yönetiminden halk yönetimine geçen Cumhuriyet'i benimseyemediler. Sanki teokratik bir düzeni daha çok isterlermiş gibi.
Şimdi, bu aralar Bahçeliyle demlenen DEM'in milletvekili artist Sırrı Süleyman Yücel Cumhuriyet’e laf çakmış aklınca.
Güya, Cumhuriyet gelince Allah'ı yok saymış, kendisini çok kutsamış gibi zırvalarda bulunmuş.
Bu artist bozuntusu, Türkiye Cumhuriyeti'nin kendisine ve kendisi gibi satılıklara sağladığı demokratik ortamın verdiği özgürlükle, okudular, sinemacı oldular, milletvekili oldular, belediye başkanı oldular. Hatta ve hatta bu soytarı gibi TBMM Başkan Vekili oldular. Nedense doymuyorlar. İsteklerinin ne olduğunu biliyoruz. İstekleri federatif bir yapıdır. O da olmayacak duaya amin demekten öte gitmeyecektir.
Cumhuriyet, demokrasi ilkesinin en yaygın ve akıllı uygulamasını sağlayan bir yönetim biçimi olarak, halkını kucaklıyor, tümünü kapsıyor. Düşünce özgürlüğünün en iyi uygulandığı bir yönetim biçimi olarak 100 yıl önce kabul edilmesi bir devrimdir. İlenicidir, insan haklarına saygılıdır, egemenliği milletin kendisine vermiştir. Yönetimi halk ve temsilcileri vasıtasıyla sağlar. Bu rejimde yönetimler seçimle gelir seçimle giderler. Hak, hukuk, adalet kavramlarının en iyi işlediği bir yönetim biçimidir.
Şimdi, artist Sırrı Süleyman Yücel, bunları eleştiriyor. Bunu da ilericilik adına yapıyor sözüm ona.
Atatürkçüler, uyanın, Cumhuriyetçiler silkelenin.
Sizler uyursanız, bu güzelim yönetim ayağımızın altından bir ipek hali gibi kayıverir.

Görüş Bildir

blank

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.