blank
Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
20 Haziran, 2025 04:00 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Dört yılın renkli özeti: OMÜ’de 250 eserlik mezuniyet sergisi sanatseverlerle buluştu

Samsun’da, Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Eğitim Fakültesi Resim-İş Öğretmenliği Anabilim Dalı’nın 4. sınıf öğrencileri tarafından hazırlanan karma stant, hem genç sanatkarların mezuniyet heyecanına sahne oldu hem de sanatseverlerden ağır ilgi gördü.
OMÜ Eğitim Fakültesi’nde kapılarını açan stantta grafik, heykel ve fotoğraf çalışması olmak üzere toplam 250 eser yer aldı. 25 Haziran’a kadar açık kalan stant, farklı tekniklerle üretilmiş dikkat alımlı çalışmalarıyla ziyaretçilerin beğenisini topladı. Geleceğin resim-iş öğretmenleri, dört yıllık eğitim süreçlerinde kazandıkları bilgi ve tecrübesi sergiledikleri yapıtlarla gözler önüne serdi. Dijital çizimden soyut ekspresyonizme, klasik motiflerden çağdaş yoruma kadar uzanan geniş bir yelpazede hazırlanan eserler, öğrencilerin sanatsal biçimlerini da yansıttı. Fotoğraf ve heykel çalışmalarındaki özgün kompozisyonlar ile grafik dizaynlardaki güçlü anlatımlar stantta öne çıkan ayrıntılar ortasında yer aldı. 2024-2025 eğitim-öğretim yılı içerisinde açılan 9. stant olma özelliğini taşıyan aktiflik, birebir vakitte OMÜ’nün sanat eğitimi alanındaki birikimini de ortaya koydu. Stant, öğrencilere mezuniyet öncesi kıymetli bir vitrin olma imkânı sunarken, OMÜ’nün 50. yılına yakışır bir kültürel aktiflik olarak hafızalarda yer etti.

"Öğrencilerimiz kendi özgün çalışmalarını sunmak istediler"
Ondokuz Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Resim-İş Öğretmenliği Kısmı Öğr. Üyesi Üyesi Doç. Dr. Selma Karaahmet Balcı, "Burada bölümüzden mezun olacak 35 öğrencimize ilişkin yapıtlardan oluşan karma bir mezuniyet standı gördük. Bu stantta yaklaşık 250 eser bulunmaktadır. Yapıtların bir kısmı fotoğraf, bir kısmı heykel, bir kısmı grafik tasarım ve özgün baskı yapıtlarından oluşmaktadır. Bu eserler öğrencilerimizin 4 yıl boyunca emek verdiği çalışmaların bir çıktısı olarak sunulmaktadır. Stantta bulunan çalışmalarda örneğin grafik tasarım eserlerinde kurumsal kimlik çalışmalarından kitap resimlemeleri, toplumsal içerikli afiş dizaynlarından ticari eserlere kadar eserler bulunmaktadır. Yapıtlarımızın kimileri soyut dizaynlardan kimileri ise gerçekçi dizaynlardan oluşmaktadır. Çeşitli atık malzemelerin kullanıldığı, mermerlerin kullanıldığı heykel çalışmaları var. Fotoğraf çalışmalarında öğrencilerimiz kendi özgün çalışmalarını sunmak istediler. Özgün baskı çalışmaları da var. Bu çalışmaların kimileri metal katmanların üzerine yapılan çalışmalar, kimileri ağaç baskı olarak karşımıza çıkan çalışmalardır" dedi.
Ayrıca OMÜ’nün 50. yılında düzenlenen bu stant farklı bir manaya kazandı. 50. yılda açılan bu stant sanatseverlerin beğenisini kazandı.
Öğrenciler ise hayallerinde kısımları okudukları için memnun oldukları ve mezuniyetlerini bu türlü bir stant ile taçlandırdıkları için gurur duyduklarını söylediler.
Serginin açılışına ayrıyeten OMÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Alper Kesten, OMÜ Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hamza Çalışıcı, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
İlyas Erbay tarafından
29 Temmuz, 2025 14:09 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 4dk
Yorum Sayısı: 0

“SEBEB OLANLAR KEBEB OLSUN !”

Başlıktaki bu söz Yörük Ramazan Kıvrak'ın bedduası. "Orman yangınlarına bilerek, kasten SEBEB olanlar KEBEB olsun" diyor.
Orman yangınları son yıllarda neden bu kadar artış gösterdi?
Yüzyıllardır yanmayan ormanlarımız şimdi neden yanıyor?
Yangına neden olan şartlar mı değişti? Hayır!
Köyler boşaldıktan sonra, orman yangınlarında ciddi bir artış gözlemlendi.
Köylü ormanında sahip çıkıyordu. Yaşamını idame ettirmek için ORMANA ihtiyacı olduğunun farkındaydı.
Orman köylülerine "ihtiyaç" adı altında, belli dönemlerde orman işletmeleri tarafından bir hak tanınırdı. Köylü kışlık yakacak ihtiyacını ormandan sağlardı. Daha önceden belirlenen alanlardaki kuruyan ağaçları ve kuru dalları köylülerin almasına izin verilirdi. Köylüler ormanların gönüllü bekçileriydi.
Köylülerin keçi sürüleri; ormanlardaki yangının yayılmasına neden olan, ağaçların alt dallarını temizlerdi. Keçiler, ayaklarıyla, örtü yangınına neden olan yerlerdeki çam iğnelerini de temizlerdi.

Bakınız, Yörük Ramazan ne diyor;
"Keçinin ön ayağında ateş yakacak kibrit yoktu. Ağaç kesecek testere yoktu. Taş kıracak kepçe yoktu. Keçinin arka ayağında tarla açacak pulluk yoktu!
Neden dal yiyen keçi'yi değilde, dağ yiyen insanı dağlara , ormanlara soktunuz?
Neden ormanların yüzlerce yıllık gönüllü bekçileri yörükleri ormandan çıkardınız da, ormanları kesen, yakan, yok edenlere ormanları teslim ettiniz.
1924, 1969, 1980, 2018 de adı değişen, YAŞ ağaç için, KURU lan Orman bakanlığından beri; VAR orman miktarını ve YOK orman miktarını, kesilen ağaç sayısını, dikilen ağaç sayısını, verilen maden ruhsatları miktarını, ormanlıktan çıkarılan yer miktarını ve yanan yer miktarını incelemek ve ormanın gerçek sahibi millete duyurmak lazım.
Ormanı korumak için yeniden, ormanın sahipleri; Devlet, Millet işbirliğiyle çalışma başlatılmalı. Tüm partilerin ülke çapında üye vereceği, yerel yönetimlerde de tüm partilerin üye vereceği, ve muhtarlıkların ve azaların, ihtiyar heyetinin üye olarak katılacağı, Ülkede , Şehirde, Köyde; Orman koruma komisyonları kurulmalı. Yetki ve sorumluluk verilmeli.
Türk töresi 22. maddesi Mecbur kalmadıkça ağacı kesmiyeceksin, suyu kirletmeyeceksin der. Dinimiz savaş halinde bile tarım arazilerinin, ağaçların tahrip edilmesine cevaz vermez. Orman yangınlarına bilerek, kasten SEBEB olanlar KEBEB olsun.
Yeni dünya ve ülke düzeninde işimiz; Allaha kaldı. Allah yardımcımız olsun. Atalarımız ORMANA ; KORU-KORULUK derdi, KORU YAMADIK."

Ne yazık ki, son günlerde, ülkemizin farklı bölgelerinden gelen orman yangınları haberleri ile yüreğimiz yanıyor,
Memleketim Karabük ormanları ne yazık ki, ben bu yazıyı yazarken de yanmaya devam ediyor. Kahroluyoruz. Psikolojimiz bozuldu Hayatımıza güzellikler katan, havasını solumaktan, seyretmekten büyük keyif aldığımız, vazgeçilmezimiz, eşsiz varlıklarımız, akciğerlerimiz yangınlar nedeni ile yok olup gidiyor.
Rutin bir şekilde, her yıl yaz ayları geldiğinde mutlaka bu acıyı yaşıyoruz.

Orman yangınlarıı önlemek için önerilerin yer aldığı yazımı hatırlatmakta yarar görüyorum;

Ormanlarımızın yok oluşunu elimiz kolumuz bağlı, içimiz yanarak izleyecek kadar aciz olmadığımızı düşünüyorum.
Teknolojiden, yapay zekadan, İHA larımızdan yararlanarak bu yangınları büyümeden önlemek bizim elimizde.

  • Mesela, kablosuz sensör ağlarını kullanarak yangın algılama sistemleri kurabiliriz. GPS’e bağlı konum bilgisine sahip, birbirleri ile haberleşebilen ve belli bir ortamda yangın çıktığı an ısıyı algılayan sensör verilerinden yangının çıktığını anlamak mümkün. Yangının konum bilgisini ilgili ekiplere bildiren bir sistem tüm ormanlarda uygulanabilir.
  • İHA teknolojisinde dünyanın en iyisi olmakla övünüyoruz.
    Isıya hassas termal, gece görüş sistemine de sahip kameralarla donatılmış İHA larımız ormanlık alanların üzerinde sürekli uçurulabilir. Yangın fark edildiği anda yine bu hava araçlarımız tarafından kimyasal söndürme tozları püskürtülebilir. Bazı ülkelerde 2500-3000 galon su püskürtebilen İHA lar olduğunu biliyoruz. Bizim neden yok?
  • Uydularımızdan da orman yangınlarını anlık belirleme konusunda çok daha verimli yararlanılabilir.
    Bunlar ilk akla gelen ve uygulanması mümkün olan basit yöntemler.
    Teknolojinin nimetlerinden bu alanda yararlanmayıp nerede yararlanacağız?
    Orman yangınları ile mücadelede çok başarılı ülkeler var. Neden örnek almıyoruz?

Orman yangınlarına karşı hepimize düşen görevler var. Teknoloji ile bu yangınların nasıl önüne geçebileceğimizi düşünmeliyiz.

  • Ayrıca, yangın gözetleme kulelerinin sayısı mutlaka artırılmalı.
    *;Yangınların yüzde 95'i insan eliyle çıkartılıyor. Yasalar çok daha caydırıcı ve ormanlarımızı koruyucu olmalı.
  • Ormanlık alanlarda piknik tamamen yasaklanmalı.
  • Ağaçların alt dalları sürekli budanmalı. Yere kadar uzanan bu alt dallar yangının yayılmasına neden oluyor.
  • Yangına sebep olabilecek cam kırıkları, şişeler ve çöpler düzenli aralıklarla temizlenmeli.

Yıllardır bu işi büyük bir özveriyle yapan, Ankarada amatör bir kulüp var. "Macera Spor Macera" Kulübün başkanı Nur Bulut 40 yıllık arkadaşım. On binlerce üyesi olan bu kulüp yaz kış her hafta düzenledikleri doğa yürüyüşlerinde poşetler dolusu çöpü ormanlardan topluyor. Umarım sayıları daha da artar. Yeri gelmişken buradan sevgili Nur'a ve tüm ekibine teşekkür ediyorum, hepsini saygıyla selamlıyorum.

TARIM VE ORMAN BAKANLIĞI ODÜLLÜ PROJE YARIŞMASI DÜZENLESİN !

Eminim gençlerimiz müthiş projeler üretecektir. Üniversitelerimizi de işin içine çekmeliyiz. Tüm dünyaya örnek olacak projeler neden Türkiye'den çıkmasın?
Haa, ödül büyük olmalı ki, ortaya büyük projeler çıksın.

Aslında, yangınlar erken tespit edilebilirse, hızlı müdahale ile ortaya çıkabilecek hasar ciddi oranda azaltılabilir. Buna odaklanmalıyız.
Yangınların tespiti ve erken müdahale konusunda, ülkemizde de gençlerin harekete geçtiğini büyük bir memnuniyetle duyuyorum. Son teknoloji yapay zekâ modellerini kullanarak kameralar üzerinden canlı orman yangını tespiti yapan, açık alanda yangın başladığı an alarm veren bir teknoloji üzerinde çalışıyorlar. Bu sayede de orman yangını başladığı anda tespit edip acil çağrı merkezlerini uyararak, yangın büyümeden gerekli aksiyonlar alınabilecek. Bu sistem hali hazırda kurulu olan "yangın gözetleme kulelerini etkili yangın tespit sistemlerine dönüştürmeyi hedefliyor. Bunu YGK’ların üzerine kurulacak kamera sistemleri üzerinde sürekli çalışacak bir yapay zeka sistemiyle gerçekleştiriyorlar. İnsan erişiminin zor ya da mümkün olmadığı dağlık bölgelerde de kameralar ile insansız tespit yapabilen direkler kurularak ya da drone ların desteğiyle erken yangın tespitine katkı vermeyi amaçlıyorlar. Erken yangın tespiti sisteminde, sistem bir yangın teşhisi koyduğu zaman, itfaiye görevlilerine yangın alarmı da anında iletilebiliyor.
Her şeyden önemlisi; Yangın söndürmede kullanılan yeni teknoloji uçak filolarımız olmalı!
Mevcutta olanların yetersiz kaldığını görüyoruz. Gerekirse yüzlerce uçak alalım. Herşeye kaynak var buna mı yok!
Devasa bir uçak filomuz olsaydı birer sortide Karabük'ün yanan ormanları anında söndürüldü.

Yeter ki isteyelim, irade gösterelim, gençlerimizin önünü açalım. Tabii bu işe ciddi kaynak ayırmak gerekiyor.
O'da siyasi iradenin kararı.

Lütfen gereğini yapın, bu acıyı bize yaşatmayın.

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.