Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
12 Kasım, 2024 12:37 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 3dk
Yorum Sayısı: 0

Doğu Karadeniz’de dere yataklarındaki yapılaşma tehlike oluşturuyor

Doğu Karadeniz Bölgesi’nde şiddetli yağışların etkisiyle meydana gelen sel ve heyelanlar dere yataklarındaki yerleşimlerde hasara neden oluyor. Çarpık yapılaşmanın ön plana çıktığı Artvin, Giresun, Rize ve Trabzon illerinde yasa ve yönetmeliklerin uygulanması gerektiğini belirten Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş, “Sürekli nüfus artıyor. Arsa arzı sürekli artıyor. Dolayısıyla yasa ve yönetmenlikler artık geçerli olmuyor. Dolayısıyla hala dere yatakları talan ediliyor” dedi.

Doğu Karadeniz Bölgesi’ndeki Artvin, Giresun, Rize ve Trabzon illerinde şiddetli yağışların ardından meydana gelen sel ve heyelanlar en çok dere yataklarının etrafına kurulan yerleşim yerlerine hasar veriyor. Su seviyesinin yükseldiği derelerdeki yapılaşma ile ön plana çıkan 4 ilde, geçtiğimiz yıllarda tespiti yapılan riskli binaların henüz yıkımı gerçekleştirilmezken, çarpık yapılaşmanın gözler önüne serdiği yapılaşmalar tehlike oluşturmaya devam ediyor. Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş, 50 yıl önce heyelan ve sel tehlikesinin az olduğunu ancak günümüzdeki artan nüfus ile bu tehlikenin arttığını söyledi.
Artan nüfus ile arsa arzının sürekli arttığını ve dere yataklarının talan edildiğini kaydeden Bektaş, “Karadeniz bölgesinde dağlar doğu-batı istikametinde uzanıyor. Denize oldukça dik iniyor. Bu bağlamda hinterlandımız oldukça dar. Öte yandan bu dağları kesen kuzeye doğru dere yatakları da tarihten bu yana yerleşim alanı olarak görev yapmıştır. Çünkü bereketli topraklar suyun olduğu yerler insanları yerleşim alanlarıdır. Dolayısıyla Doğu Karadeniz Bölgesi’nde tarihten bu yana iki şekilde yerleşim alanı gelişti. Biri kuzey güney doğrultusunda dere yataklarında kurulmuş yerleşim alanları bir de sahildeki yerleşim alanları. Tabii bu 50 yıl önce şehirleşme açısından, yerleşme açısından pek fazla sorun oluşturmuyordu. Ancak küresel ısınma iklim değişimine bağlı olarak yerleşim alanlarında sel olayların artması neden bölgede sel ve buna bağlı heyelanların tehlikesi arttığı gibi riskleri de artmıştır. 50 yıl önce heyelan ve sel tehlikesi azdı. Ama bugün her ikisi de yükseldi. Sebep yağışların artması ve hızlı bir şekilde gelişip sağanak yağışlar alması dere yataklarında nüfus yoğunluğunun artması yine sahilde de aynı şekilde nüfus yoğunluğunun artması. Bu bağlamda iklim değişimine bağlı olarak da devlet yaklaşık 10 yıldan bu yana dere yataklarındaki ve sahildeki yerleşim alanlarında iklim değişimine bağlı bir takım yönetmenlikler, yasalar çıkardı. Amaç iklim değişimine bağlı sellerin verecek olduğu zararları azaltmak. Ancak günümüzde bu yasa ve yönetmenlikler pek uygulanmıyor. Aksine kamu kuruluşları dere yataklarını yağmalıyor ve bilinçsiz bir şekilde yağmalıyor. Sürekli nüfus artıyor. Arsa arzı sürekli artıyor. Dolayısıyla yasa ve yönetmenlikler artık geçerli olmuyor. Dolayısıyla hala dere yatakları talan ediliyor. Şimdi Trabzon’un terminal binası dere yatağı üzerine kurulmuştur. Şimdi bu dere yataklarındaki tehlikenin yanında dere yatakları bugün Değirmendere Vadisi aynı zamanda insanların yaşam alanıdır. Bugün küresel iklim değişimine bakarsanız en önemli alüminyum sahaları dere yataklarındadır” şeklinde konuştu.
“Doğal afetler sürekli artıyor”
Devletin çıkardığı yasa ve yönetmeliklerin doğrudan uygulanması gerektiğinin altını çizen Bektaş, “Bugün Doğu Karadeniz bölgesinin jeolojik yapısına baktınız ama yeraltı suyu yoktur. Çünkü sediman kayaçlar veya su bünyesinde tutabilecek alüvyonlar yok denecek kadar azdır. Bu alüvyonları ancak dere yataklarında bulunuyor. Dolayısıyla dere yataklarının bir önemi de su açısından, su kıtlığı açısından devreye giriyor. Her geçen gün nüfus arttıkça, yerleşim alanları dere yataklarında ve sahil kısımlarında bilinçsiz bir şekilde arttıkça hem sel ve heyelan tehlikesi hem de bunlara bağlı doğal afetler sürekli olarak artıyor. Yapılacak iş şu. Devletin çıkardığı yasa ve yönetmenlikleri doğrudan uygulamaktır. Bugün gelişen nüfus ve buna bağlı şehirleşmeye paralel olarak arsa talebi ya denizden dolgu şeklinde kazanma veya dere yataklarına hücum. Bu ikisi var. Bunu da önlemek devletin elinde. Ama maalesef bakıyorsun devlet çıkardığı yasaya rağmen gidiyor dere yatağına terminali kuruyor. Bu anlayışla sellerin, heyelanların vereceği yaraları azalt mümkün değil” ifadelerini kullandı.
(OK-

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
02 Ekim, 2025 20:00 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 1dk
Yorum Sayısı: 0

İş yerindeki kasayı kesip hırsızlık yapan hırsızlar jandarmadan kaçamadı

Çorum’un Sungurlu ilçesinde girdikleri iş yerinde kasayı keserek içerisindeki paraları çalan 3 kişi, jandarma grupları tarafından Adana’da yakalandı.
Olay, 23 Eylül’de Sungurlu Organize Sanayi Bölgesi’ndeki bir iş yerinde meydana geldi. Gece saatlerinde iş yerine giren maskeli 4 şahıs, hırsızlık yaparak kayıplara karıştı. İhbar üzerine harekete geçen Çorum Vilayet Jandarma Komutanlığı Cürüm Araştırma Timi’nin (JASAT) dedektifleri, olayı aydınlatmak için geniş çaplı bir soruşturma başlattı. İş yeri ve etrafındaki yüzlerce saatlik kamera kaydını titizlikle inceleyen takımlar, şüphelilerin kaçış güzergahını belirledi. Yapılan araştırmada, zanlıların farklı vilayetlerde de emsal hırsızlık olaylarına karıştığı tespit edildi. Yürütülen koordineli çalışma sonucunda şüphelilerin Adana’da olduğu tespit edildi.
Adana’da düzenlenen operasyonla, olaya karışan 2 kuşkulu, cürümde kullandıkları araç ve cürüm eşyalarıyla birlikte yakalandı. Gözaltına alınan 2 kuşkulu, "nitelikli yağma" ve "hırsızlık" cürümlerinden çıkarıldıkları mahkeme tarafından tutuklandı. Jandarma gruplarının olaya karışan öteki 2 şüpheliyi yakalamak için çalışmalarını sürdürdüğü öğrenildi.

Bizi sosyal medyadan takip edin