Ülkenin toplam gelirinin yarısı (%49.8) yüzde 20 lik şanslı bir kesime akıyor.
En düşük gelire sahip yüzde 50 lik kesim ( 43 milyon kişi ) toplam gelirden sadece % 32.8 pay alıyor.
Geçtiğimiz hafta sonu Türk-İş, açlık ve yoksulluk sınırı araştırmasının Şubat ayı sonuçlarını açıkladı.
Araştırmaya göre; Şubat ayında 4 kişilik ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken gıda harcaması tutarını ifade eden açlık sınırı, 22 bin 131 liradan 23 bin 324 liraya çıktı.
Böylece açlık sınırı ile asgari ücret arasındaki fark 1.220 liraya yükseldi. 2025 yılı için asgari ücret 22 bin 104 lira olarak belirlenmişti.
Gıda ile giyim, konut, ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer harcamaların toplam tutarına denk gelen yoksulluk sınırı, işe, 72 bin 88 liradan 75 bin 973 liraya yükseldi.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre yedi milyonu aşkın insan asgari ücretle çalışıyor. Bu insanlar açlık sınırının altında maaş alıyor.
Emeklilerin yüzde 70'i de açlık sınırının altında maaş alıyor.
Bu oran 11 milyon emekliyi kapsıyor.
Bir araştırmaya göre; ülkede 51 milyon 600 bin kişinin açlık sınırının altında ücretlerle yaşadığı tespit edilmiş. Bu rakam yerinde durmuyor, sürekli artıyor. Tıpkı zenginlerimizin sayısı gibi !
Gelir dağılımı adaletsizliğinde dünya liderliğine oynuyoruz.
Ülke gelirinin yarısını cebine koyan o yüzde 20 lik kesim yani 17 milyon kişi refah içerisinde yaşıyor. İşte bunlar AVM leri, cafeleri, restoranları doldurmaya fazlasıyla yetiyor.
Bazı kuş beyinliler "Ülkede açlık varsa, AVM ler, Cafeler, Restoranlar neden dolu?" diye soruyor ya! Yanıtı budur. 17 milyonun onda 9'u evde otursa onda biri (1 milyon 700 bin kişı) o mekanları doldurmaya yeterde artar.
Gelir eşitsizliğinde görülen derin ayrışma 2018 yılından sonra büyük bir ivme kazandı. Nedenlerini biliyorsunuz. Bol keseden dağıtılan düşük faizli krediler, Kur Korumalı Mevduat (KKM) ve benzeri uygulamalarla yapılan servet transferleri….
KKM nin Hazine ve Merkez Bankasına faturası 1 trilyon 100 milyar TL (30 milyar dolar) olduğu söyleniyor.
TCMB nin rezervi 1 hafta gibi kısa bir zaman diliminde 7.2 milyar dolar azalmış! Neden acaba?. 20 Aralık haftasında 163.6 milyar dolardan 156.4 milyar dolara inmiş.
Yanlış ekonomik politikalar nedeniyle ülke bir bilinmeze doğru hızla sürükleniyor.
Derin yoksulluğun yaşamın her alanında gözler önünde yaşandığı bu dönemde, lüks restoranlar dolup taşırken, pahalı markalar, son model lüks araçlar alıcı bulabiliyor. Dün haberlerde vardı Cübbeli Ahmet'in kızının 18 milyonluk çakarlı aracı yanlış yerden dönünce polislere yakalanmış.
Yılın ilk 9 ayında İsviçre den 240 milyon dolar değerinde saat ithal etmişiz.
Milyonlarca insan karnını doyurma derdinde iken, ülkenin varlık sahibi, ayrıcalıklı insanları da varlıklarını gözümüze gözümüze sokuyor.