blank
Ihlas Haber Ajansı tarafından
19 Ekim, 2024 20:30 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Denizde çıkan fırtına kafesleri karaya vurdu

Rize’de dün çıkan fırtınada denizde bulunan kafesler bulundukları yerden koparak sürüklendi ve karaya vurdu.
Geçtiğimiz gün başlayarak aralıklarla devam eden ve Rize’yi etkisi altına alan şiddetli sağanak yağışlar peşinden fırtınayı getirdi. Rize’nin Çayeli ilçesinde bulunan balık kafesleri bulundukları yerden koparak karaya kadar geldi. Fırtına nedeniyle müdahale edilemeyen kafesler ilçeye bağlı Limanköy köyü balıkçı barınaklarının dalga kıranına çarparak takıldı.
Olay anını anlatan köy sakinlerinden profesyonel Dalgıç Zafer Koçal, Karadeniz’de kurulan bazı kafeslerin Ege Denizi mantığı ile kurulduğunu ve bu nedenle koparak karaya vurduğunu dile getirerek, “Bölgemize 3-4 yıldır çiftlikler kurulmaya başlandı ama bilinçsiz, tecrübesiz ekiplerle kuruluyor. Sonuç bu oluyor. Bu şuana kadar 7’inci oluyor. Yazık günah, milli servet. Karadeniz’de olabilecek fırtınanın yarısı kadar olan bir fırtına da koptu. Bilinçsiz montaj sonucu doğaya korkunç zarar veriliyor. Ege Denizi’nde ki çiftliklerle buradaki çiftlikleri aynı proje üzerinden uyguluyorlar. Ege’nin dalgası ile Karadeniz’in dalgası arasında 2-3 kat fark var. Bu da daha güçlü yapılması gerektiğini gösterir. 3 gün önce bir tanesi koptu, gece yarısı bir balıkçıya zarar verdi. Bunların bir an önce denetlenip sağlıklı bir şekle getirilmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.

“Yazık, günah, çöp oldu”
Kopan kafesin piyasa değerinin ortalama 800 bin TL olduğuna vurgu yapan Koçal, “Olay olduğu esnada dalga yüksekliği 4-5 metre civarındaydı. Zaten Karadeniz’de dalgaların yüksekliği 10 metreye kadar ulaşabiliyor. O dalgada koptu. Yazık günah. Bu havuzlara 40’lık havuz deniyor. Değerleri 800 bin TL. Yazık, günah, çöp oldu. Bunları daha sağlam montaj yapmak gerekiyor. Yoksa bu tip havuzlar zarar görür” dedi.

“5-6 kişi asıldık ama olmadı”
Kopan kafesi parçalanmaması için kurtarmaya çalıştıklarını ancak hava şartlarının buna müsaade etmediğinin altını çizen Koçal, “Tekneyle almayı düşündük ama dalgadan dolayı riskli olduğu için yaklaşamadık. Halatlarla yukarıya çekmeye çalıştık. Büyük malzeme olduğu için çekilemiyor. 5-6 kişi asıldık ama olmadı. Sahil Güvenlik’e haber verdik. Geldiler, raporlarını tutular, tesis sahibine ulaştılar. Şuanda da beklemede, dalga bittikten sonra alınacak” şeklinde konuştu.

CHP Karabük Merkez İlçe Başkanı Yavuz’dan Asgari Ücret Tepkisi
blank
Haber Merkezi tarafından
24 Aralık, 2024 21:54 tarihinde yayınlandı
A+ A-

CHP Karabük Merkez İlçe Başkanı Yavuz’dan Asgari Ücret Tepkisi

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Karabük Merkez İlçe Başkanı Ali Yavuz, hükümetin asgari ücrette yaptığı yüzde 30'luk artışa sert tepki gösterdi. Yavuz, bu kararın emekçilerin yaşam koşullarını daha da zorlaştırdığına ve milyonlarca insanı sefalet içinde yaşamaya mahkum ettiğine dikkat çekti. Yavuz, yaptığı açıklamada Türkiye'deki ekonomik eşitsizlik ve gelir adaletsizliğine dikkat çekerken, hükümetin zenginleri ödüllendirme, emekçileri ise yok sayma politikasını eleştirdi. Asgari ücretin insanca bir yaşam için yeterli olmadığını vurgulayan Yavuz, halkın emeğinin karşılığını alması gerektiğini ifade etti.

CHP Karabük Merkez İlçe Başkanı Yavuz;

"Zulmün Adı: Asgari Ücretle Yaşam

Bu ülkenin yönetiminde bir şey çok net: zenginler ödüllendirilir, emekçiler ezilir. 22.104 TL’lik asgari ücret kararı, çalışan kesimin açıkça hiçe sayıldığını ve sefalet içinde yaşamaya mahkûm edildiğini kanıtlıyor. Bu karar, milyonların alın terine, emeğine, onuruna atılmış bir tokattır. İnsanca yaşama hakkını gasp eden bu sistemin adı, düpedüz ekonomik köleliktir.

Bu Bir Zulümdür

%30’luk zam oranı, %47’yi aşan enflasyonun yanında komik bile değildir. Bu kararı alanlar, bir aileyi geçindirmek için gıda, kira, enerji ve diğer temel ihtiyaçlar için kaç para gerektiğini gerçekten biliyor mu? Yoksa saraylardan halka bakıp, "Bu kadarı yeter," mi diyorlar? Sormazlar mı: Siz bir ay boyunca bu parayla geçinmeyi dener misiniz?

Asgari ücretli, günün 12 saati, haftanın 6 günü çalışıyor ve karşılığında eline geçen parayla temel ihtiyaçlarını bile karşılayamıyor. Kirasını ödedikten sonra mutfağına ekmek koymaya mı çalışsın, çocuğunun eğitim masraflarını mı karşılasın? Elektrik ve doğalgaz faturalarını ödeyemeyen insanlar karanlıkta mı otursun, soğukta mı donsun? Bu mudur sosyal devlet anlayışı?

Bir Avuç Zenginin Cenneti, Milyonların Cehennemi

Gelir dağılımı uçurumu, bu ülkenin utanç kaynağıdır. Lüks araçlar, devasa malikâneler içinde yaşayanlar için %30 zam, bir akşam yemeğinin hesabıdır. Ama asgari ücretle geçinen için bu rakam, bir ay boyunca karnını doyurup doyuramayacağını belirler. Zenginler servetlerine servet katarken, milyonlarca insanın sefalet içinde yaşamasını izlemek hangi vicdana sığar?

Hükümet, büyük sermayeye teşvikler dağıtırken, asgari ücretliye “sabır” öneriyor. Zenginlerin cennetinde sefahat sürerken, halkın cehenneme mahkûm edilmesi hangi adaletin ürünüdür?

30.000 TL İmkânsız mı?

CHP’nin asgari ücretin 30.000 TL olması gerektiği önerisi, haklı bir taleptir. Ama karşı çıkanlar hemen devreye giriyor: "Ekonomi bunu kaldıramaz!" İşçilerin emeğini sömürerek büyüyen bir ekonomi, insanlık onurunu zaten taşımıyordur. Büyük şirketlerin ve zenginlerin vergilerini artırmak yerine, işçinin sırtına daha fazla yük bindiren bir sistem, adaletsizlik ve açgözlülükten başka bir şey değildir.

Artık Yeter!

Bu düzen böyle devam edemez. İnsanlar açlık sınırının altında yaşamaya, çocuklarına bir gelecek sunamamaya, borç batağında nefes alamamaya mecbur bırakılmış durumda. Bu sadece bir ekonomik kriz değil, insanlık onuruna karşı işlenmiş bir suçtur. Bu suça ortak olanlar, tarihe halkın emeğini sömürenler olarak geçecektir.

Bu halk köle değildir. İnsanlar, sadaka değil, emeğinin karşılığını ister. Ekmek parası için çırpınırken yaşamaya değil, insanca yaşamaya hakkı vardır. Ve bu hak, söke söke alınacaktır." dedi.

Görüş Bildir

blank

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.