Deniz sezonu Safranbolu’da 9 günlük tatili etkiledi
Yaz tatili ile deniz sezonunun bir araya gelmesi UNESCO Dünya Miras Listesi'nde ve Cittaslow kategorisinde yer alan Karabük’ün Safranbolu ilçesindeki 9 günlük Kurban Bayramı tatilindeki yoğunluğu etkiledi.
"Kendini koruyan kent", "Osmanlı'nın parmak izi", "Korumanın başkenti" gibi ünvanlarla anılan Safranbolu, 9 günlük Kurban Bayramı tatilinde Arnavut kaldırımlı sokaklarıyla ziyaretçilerini tarihi yolculuğa çıkardı.
Osmanlı döneminden kalma han, hamam, cami, çeşme, konak ve köprüleriyle açık hava müzesini andıran tarihi ilçedeki otellerde yüzde 100’e yakın doluluk yaşandı.
Yaz tatili ile deniz sezonunun bir araya gelmesi kentte Kurban Bayramı tatilindeki yoğunluğun azalmasına neden oldu.
"Yaz tatili hareketi deniz kıyılarına kaydırdı"
İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine konuşan Safranbolu Turizm İşletmecileri Derneği (SAFTİD) Başkanı Şebnem Urgancıoğlu, "Ramazan Bayramı kadar yoğun olmasa da yine güzel bir ilgiyle karşı karşıyaydık. Yaz tatilinin başlangıcı olması, yani okul tatili ve yaz dönemine denk gelmesi tabii biraz hareketi daha deniz kıyılarına kaydırdı. Bu bayramda da sanıyorum Antalya bir rekor kırmış ama bizde de yine her zamanki gibi her bayram olduğu gibi güzel bir talep vardı" dedi.
"Bayram dönüşü Perşembe, Cuma ve Cumartesi ve Pazar oldukça satışlı geçen günlerdi" diyen Urgancıoğlu, "Dolayısıyla şehirde yine aslında yüzde yüze yakın bir doluluk vardı. Dediğim gibi Ramazan Bayramı kadar değil. Biraz daha kontrollü, şehir insanını trafik anlamında yormayacak konukları şehrimizde ağırladık" ifadelerini kullandı.
Bakın ! Çay ve simit dışında başka bir şey yemeyeceksiniz!
Sadece çay ve simit…
Beş kere 35 ne yapar? 175 lira. Bir öğünde. Günde 3 öğün ne yapar? 525 lira. Biz buna 600 lira diyelim.
Ay kaç gün? 30 gün
Ne yapar? 18 bin lira
Asgari ücret 22 bin 104 lira.
Evin kirasını kim ödeyecek?
Elektrik parasını kim ödeyecek?
Su parasını kim ödeyecek?
Çoluk çocuğun okul masrafını kim karşılayacak?
DEĞERLİ KARDEŞLERİM SORUYORUM SİZLERE
Bu zalim yönetim bu aziz millete 1 bardak çayı ve bir simidi bile layık görmüyor.
Bunların peşinden nasıl gideceksiniz?
Bu hesap dönemin rakamlarıyla 27 yıl önce yapılmış. 27 yılda ne değişti? Rakamlar değişti. Onu da güncelledik işte ! O gün ülkenin Fotoğrafını çeken ne güzel çekmiş! İlginçtir, fotoğraf bugün de güncelliğini koruyor. İlginç olan bir şey daha var. O gün bu hesabı yapanlar 23 yıldır ülkeyi yönetiyor. Aslında olumlu ve olumsuz anlamda ülkede bir çok şey değişti. Her ne hikmetse gariban vatandaşın alım gücünde pek değişen bir şey yok. Alım gücünde sınıf atlayanlar yok mu ? Olmaz mı? hemde nasıl…
Önemli olan gelir dağılımında adaleti sağlamaktı. Dengeli büyümekti. Peki bunu becerebildik mi? HAYIR. Hesap ortada! Emekli ve asgari ücretli milyonlarca insan açlık sınırının altında ücretlerle, çay simitle bile karnını doyuramazken Adaletten, kalkınmadan, haktan, hukuktan, insanca yaşamaktan söz edilebilir misiniz?
Gini katsayısına göre Avrupa'da gelir dağılımı eşitsizliğinde Türkiye ilk sırada yer alıyor. Dünyadaki 130 ülke içinde ise 28. sıradayız. Türkiye'de en yoksul yüzde 50’lik kesim, yani yaklaşık 42,5 milyon kişi, GSYH'nin yüzde 3’ünden azını alıyor. Bu kesimin toplam serveti, tahminen 30 milyar doların altında. Türkiyede 35 dolar milyarderi var. Bunların serveti, bu 42,5 milyon kişinin toplam servetinin neredeyse 3 katı.
Not: Yüreği kaldıran yukarıdaki çay simit hesabını en düşük emekli aylığı olan 14 bin 469 lira için yapsında görelim !