blank
Haber Merkezi tarafından
02 Nisan, 2025 10:47 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 3dk
Yorum Sayısı: 0

CUMHURİYET KENTİKARABÜK’E DAİR 3 NİSAN 1937

M.K.ATATÜRK, 30 yılını asker olmaya, 12 yılını cepheden cepheye vatan savunmasına, ömrünün geri kalan son 15 yılını da modern Türkiye’nin kuruluşuna ve ekonomik kurtuluşuna adamış bu milletin başına gelmiş en büyük şanstır.

Milli mücadelenin kahramanları paşalar, hepsi de iyi eğitim almış Osmanlının gözde paşalarıydı. O döneminin acı tecrübelerini sanayiden hatta dünyadan kopuş sürecinin bizi hangi felaketlere sürüklediğini bizzat yaşayarak görmüşlerdi.

Türkiye Cumhuriyeti Devletini kuran işte bu irade;
1934-1938 yıllarını kapsayan Birinci Beş Yıllık Sanayi Planı ile zaferle biten milli mücadeleyi, ekonomik kalkınma hamlesi ile taçlandırmanın, bağımsız Türkiye’nin temimatı olduğunu biliyorlardı.
Yol haritalarını buna göre çizdiler.

Sanayinin canlanması için ilk olmazsa olmaz alt yapı ulaşımdı.

Osmanlı döneminde ağaç dalları gibi çıkarlara göre oluşturulmuş, çıkarın bittiği yerde ağaç dalı gibi sonlanan demiryolları tesislerini Türkiye’nin hammaddesini fabrikalara, fabrika çıktılarını Anadolu içlerine taşıyacak ekonomik kalkınma hamlesine hizmet edecek anlayışla “demiryollarını ülkeyi saran ağ biçimimde” planladılar.

Onun için onuncu yıl marşında “Demir ağlarla ördük, ana yurdu dört baştan “ dediler.

Bu Demir ağlardan biri Irmak- Filyos arasında “Kömüre giden Demiryolu” olarak anılan hat idi.
Hattın diğer yönü ise Demir madenine giden Divriği hattı oldu.

blank

Rayların inşası bir ucu Filyos’dan diğer ucu Irmak’tan başladı ve demiryolu rayları buluştuğu yer Eskipazar tren istasyonu oldu. (Fikret GÖKÇE abi Eskipazar’a rayların öpüştüğü yer” der)

Bu alt yapının üzerine Karabük doğdu.

Karabük’e sadece bir fabrika değil bir kent, sadece bir kent değil bir yaşam kültürü kurdular. Bunu yaparken ben karar verdim oldu değil tam 8 yıl fizibilitesini çeşitli yönleriyle Rusya, Almanya, İngiltere ve hatta Amerika’dan bile uzmanların raporlarını değerlendirerek yaptılar. İngiliz’i Alman ile yarıştırdılar. Onların parası onların Pazarı ile
kömüre giden tren yolu üzerinde güvenlikli bölge Safranbolu- Karabük lokasyonunda 16 milyon TL bedelle “her fabrika bir kale” anlayışı ile bacaları tüttürdüler.

Kadın Berekettir diye tütün bacalar, usta başının kızının adı gibi Fatma oldu, Müdürün kızının adı gibi Zeynep oldu, Ülkü oldu.

Demir ve Çelik Fabrikası yokluğun mazeret sayılmadığı tıpkı kurtuluş savaşının Kuvayı milliye ruhunun sanayileşme alanındaki tezahürü olduğunu, onun enerjisi ile oluşan kültürel değişimin izleri olan Yenişehir sineması, havuzlu bahçesi, mühendisler kulübü hatta onun adını taşıyan Lisesinin manevi miras olduğunu inkar edebilir miyiz?

Bunların mekansal boyutu ile bir bütün olduğunu, Karabük’ü sanayi kent müze haline getiren , hatta 3 Nisanı Sanayi Gününe evirecek bu felsefeyi anlayarak Türk Milletine yaymak gibi devasa potansiyeli görememek mümkün mü?

Restore edin, yaşasın bu değerler. Karabük yaşayan sanayi müzesi, bunu tüm erken cumhuriyet değerleri ve geçmişten geleceğe taşınacak yapıları ile korunacak birşey olduğunu anlayalım. Safranbolu'ya gelenlerin ikinci bir gelme nedeni de bu olur, olsun. KARDEMİR bir dönem sosyal sorumluluk projelerine buraya ayırsın mesela.

Avcumuzıun içine o vatansever neslin yerleştirildiği bu nadide çiçeği daha ne kadar susuz ve ruhsuz bırakacağız,

Bu nadide çiçeğe 5 Nisan 1994 kararları ile yaşatılanlar canımızı hala acıtmıyor mu?

Karabük ruhunu koruyun, o ruhun arkasında modern dünyaya açılan cumhuriyet var….dokunmayın!!!

3 Nisan Kuruluş günü etkinlikleri gittikçe zayıflıyor, farkındayız. Yapmayın.

Cumhuriyetin armağanı o yüz akımız fabrika nın maddi sahibi sizlersiniz ama orası bizim manevi mirasımız. Karabük'e dair sosyal sorumluluğunuz olduğunu hiç unutmayın.
Çünkü sizin sahibi olduğunuz yer sıradan bir fabrika değil kuvay-i milliye ruhunun üzerinde kol gezdiği milli destandır.

KARABÜK'ÜN 88. KURULUŞ YILI KUTLU OLSUN.
Büyük Önder M. K. ATATÜRK, İsmet İNÖNÜ ve Fevzi ÇAKMAK başta olmak üzere tüm emeği geçenleri saygı ve minnetle anıyorum. Mekanları cennet olsun.

Mehmet Emin ASLAN
Eskipazar Ekonomik Kalkınma Derneği Başkanı ve Gerede Çayı Temiz Aksın Platformu Koordinatörü

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
05 Ağustos, 2025 04:52 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Tekkeköy Belediyesi’nde muhabire darp

Samsun’un Tekkeköy ilçesinde Belediye Meclis toplantısını takip eden muhabir Ünsal Karka, mecliste tartışma konusu olan "şifreli kapılar"ı görüntülemeye çalışırken akına uğradı. Darp raporu alan Karka şahıslardan şikayetçi olurken, taarruz basın topluluğu ve meclis üyeleri tarafından sert bir lisanla kınandı.
Tekkeköy Belediye Meclisi’nin ağustos ayı birinci toplantısında, belediye binasındaki kimi katlara vatandaşların girişini engelleyen "şifreli kapılar" konusu tartışıldı. Bu bahsin doğruluğunu teyit etmek için kapıların fotoğrafını çekmeye çalışan İhlas Haber Ajansı (İHA) Tekkeköy ilçe muhabiri Ünsal Karka’ya teze nazaran belediyede gayriresmi olarak satın alma müdürü olarak görev yapan Hakan Kakal yumrukla saldırdı. Belediye liderinin sürücüsü olduğu öne sürülen şahıs da gazeteciyi tartaklayarak, cep telefonunu zorla elinden aldı ve çekilen fotoğrafları silmeye çalıştı. Olay sonrası muhabir, polis merkezine giderek şahıslar hakkında şikâyetçi oldu.

"Haberi teyit için fotoğraf çektim, darp ve hakarete maruz kaldım"
Yaşadığı olayı anlatan gazeteci Karka, "Meclis toplantısında bir üyenin lisana getirdiği kapalı kapıları merak ettim. Haberin doğruluğunu teyit etmek için evvel 3. kata indim, şifreli bir kapı olduğunu gördüm ve fotoğrafını çektim. Akabinde 7. kata çıktım ve kat girişinde kilitli bir kapı daha olduğunu gördüm. Merdivenlerden inerken 5. katta beni durduran, ismini bilmediğim 35 yaşlarında, siyah tişörtlü bir şahıs çektiğim manzaraları silmemi istedi. Ben de ’Mecliste mevzu olan kapıları çektiğimi, silmeyeceğimi’ söyledim. Bu şahıs beni yakamdan tutarak çay ocağına çekmeye çalıştı. Direndiğim sırada bana fiziki müdahalede bulundu ve hakaret etti. Boğuşma sırasında Hakan Kakal odaya geldi. Beni koridorun sonundaki bir odaya götürdüler. Hakan Kakal yanağıma, siyah tişörtlü şahıs ise sağ omzuma yumruk attı. Telefonumu zorla aldılar. Telefonum şifreli olduğu için açamadılar. Daha sonra telefonumu alarak odadan çıktım. Kendilerinden davacı ve şikayetçiyim" dedi.
Muhabir Ünsal Karka, darp raporu alarak şikayette bulunduğunu ve hukuksal sürecin takipçisi olacağını belirtti.

Cemiyetten sert reaksiyon: "Herkes haddini bilmeli"
Samsun 19 Mayıs Gazeteciler Cemiyeti Lideri Yusuf Ziya Çakır, yaşanan olayın akabinde yaptığı açıklamada akına sert reaksiyon göstererek, "Son olarak Tekkeköy Belediyesi’nde İhlas Haber Ajansı muhabiri Ünsal Karka’nın yumruklanarak darp edilmesi biz gazetecileri derinden üzmüştür. Bilinmelidir ki gazetecilik hata değildir. Lakin gazetecilere atak cürümdür. Basın, demokrasinin vazgeçilmez bir ögesidir. Bu tip atakların gazeteci arkadaşlarımızı asla yıldıramayacağı, korkutamayacağı ve susturamayacağı unutulmamalıdır. Hepimize yapılmış olarak kabul ettiğimiz bu yakışıksız saldırıyı kınıyoruz. Gazeteci arkadaşımızın darp edilmesi ve cep telefonunun alınarak misyon yapmasının engellenmesi asla kabul edilemez. Bu yakışıksız olay yalnızca basın mensuplarına değil, tabir özgürlüğüne ve demokrasiye yönelik bir ataktır. Mesleğini icra eden medya mensuplarına karşı gösterilen bu tahammülsüzlük, son devirde sıkça rastlanan benzeri akınların devamı niteliğindedir. Hepimizi derinden üzen ve dehşete düşüren bu akınların bir an evvel son bulmasını istiyoruz. Artık sabrımız taşmak üzeredir. Herkes haddini bilmelidir. Yaşanan son şiddet olayının sonuna kadar takipçisi olacağız" diye konuştu.

Atakum Belediye Meclisi de kınadı
Darp olayı Atakum Belediye Meclisi’nde de gündeme geldi. CHP’li Meclis Üyesi Atilla Tekcan, "Bugün çok menfur bir olay oldu. İhlas Haber Ajansı muhabirlerinden Ünsal Karka, mesleğini icra ederken Tekkeköy Belediyesi’nde darp edildi. Karakolda kendisine şiddet uygulayanlardan şikayetçi oldu. Tüm basın işçilerinin yaptığı hizmet pahalıdır. Bu menfur olayı şiddetle kınıyoruz. Muhabir kardeşimize de ‘geçmiş olsun’ dileklerimizi sunuyoruz" formunda konuştu.

Başkan özür diledi
Tekkeköy Belediye Başkanı Mustafa Candal, olayın akabinde hem İhlas Haber Ajansı’ndan (İHA) hem de muhabirden özür dilediğini belirterek, "Gereği yapılacaktır" açıklamasında bulundu.
Öte yandan, Tekkeköy Belediyesi’nde yaklaşık 4-5 aydır işçi maaşlarının ödenmediği, işten çıkartılan yüzlerce çalışanın tazminatlarının ödenmemesinden sonra belediyeye ilişkin araç ve mallara birçok sefer haciz süreci uygulandığı ve kurumun önemli bir borç yüküyle karşı karşıya olduğu öğrenildi.

Bizi sosyal medyadan takip edin