MUSTAFA AKAY
Tanrı’ya bin şükür, başımızda milliyetçi ve muhafazakâr bir hükümetimiz var. Dindar ve kindar gençlik yaratma projesiyle karşımıza çıkan.
Dindarlığı bir kenara bırakalım ama kindar bir gençlik yaratmada gayet başarılı oldu.
Bir başka şeyi daha yaptı, muhafazakâr hükümetimiz gençleri sevindirecek.
Tam anlamıyla, Türkiye’yi bir kocaman kumarhane yapmayı başardı.
Bugün, güzel yurdumuz tam anlamıyla, bir kumarhaneye dönüşmüş durumda. Kumar, TDK tarafından, “ Ortaya para koyarak oynanan bir talih oyunu” olarak tanımlanmış.
Kumarın tarafları bir oynatan, bir oynayan olması.
Şans oyunu dense de, kumar kolay ve zahmetsiz kazanma hırsıdır.
Ne yazık ki, devlet kumarın ya da şans oyunlarının birinci aktörüdür.
Türkiye, tam anlamıyla bur kumar cennetine dönüşmüştür. Devlet, Cuma günleri hariç, her gün kumar oynatmaktadır. Bir de yılda 766 yarış günüyle at yarışları olayı vardır. Ayrıca, Milli Piyango da ayın üç günü çekiliş yapmaktadır. Ayrıca bir de İddaa denilen bir meret sarmış dört bir yanı. Sözüm ona spor dallarında tahmin oyunuymuş.
Bunlar yasal kumar denilerek geçiştirilebilir.
Bir de yasal olmayan kumar türü var. Adına da “yasadışı bahisler” denen. Sanal kumar da deniliyor bu türe.
Öylesine yaygınlaşmış ki, insanlar özellikle gençler gözleri kapalı oynuyorlar. Tam anlamıyla, bir bağışıklık söz konusu.
İnsani Hayat Derneği Başkanı Yunus Çetinkaş, konuyla ilgili şunları söylüyor. “Bugün sokaktaki on gençten sekizi sanal bahis oynamıştır ya da oynayan yakını vardır”.
Sanal bahis siteleri genellikle yurtdışından yönetiliyor. Sürdürülebilir bir kazanç sağlanması mümkün olmayan can yakan bir kumar. Sistem gençleri çekmek için, önce kazandırıyor sonra da tümünü ve daha fazlasını geri alıyor, tam anlamıyla bağışıklığa yol açan bir oyun şekli.
Bunların yanında bir de kahvelerde oynanan kumarlar var. Burada da amaç çok kazanmak ve en yakın arkadaşını ütmek şeklinde gelişiyor.
İnsanın kazandıkça ya da kaybettikçe oynama hırsını artırıyor.
Ülke kocaman bir kumarhaneye dönüşürken devlet ne yapıyor?
Çocuklarımızı bu illetten kurtarmak için bir şeyler yapıyor mu?
Yapmadığı belli. Çünkü kumar oynama yaşı da düştükçe düşüyor.
Devlet, gençlerin istihdamına yönelik çalışmalar yapmayınca, onlara kendilerini eğitecek, geliştirecek ve geleceğe umutla bakacak projeler geliştirmeyince, kolay kazanma tutkusu yaygınlaşıyor. Bu illetin önlenebilmesi için aileye, okula ve çevreye de büyük görev düşüyor.
Bu bağlamda baktığımızda, “Türkiye kocaman bir kumarhane” dememizde hiç bir sakınca yoktur.
İşin kötüsü, bu işlerin muhafazakâr bir yönetimin döneminde tavan yapmasıdır.