Çorum’da STK’lardan İsrail’e tepki, Filistinlilere dua
İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki hastaneye düzenlediği saldırının ardından Çorum’da vatandaşlar ve sivil toplum kuruluşları sokağa indi.
Hürriyet Meydanı’nda toplanan vatandaşlar ve sivil toplum kuruluşları tarafından saldırılarda hayatını kaybeden vatandaşlar için dualar edilirken, İsrail’e ise tepki gösterildi. Sık sık tekbirler getiren vatandaşlar, "Hamas’a selam direnişe devam", "Ümmet uyuma Filistin’e sahip çık", "İsrail Hayber’i sakın unutma" sloganları attı.
Grup adına bir açıklama yapan Belediye Başkan Yardımcısı Turhan Candan, İsrail’in Filistin’de ve Orta Doğu’da 1900’lü yıllardan ve kuruluşundan itibaren çok büyük katliamlar yaparak bölgeyi kana buladığını söyledi. Candan, “Duyduktan sonra insanlığımızdan utandık, utanır hale geldik. Bunu kendimize izah edememenin çaresizliği içerisinde kendimiz adeta sokağa attık. Hiçbir hukuk tanımadan, hiçbir kural tanımadan adeta sadece Filistinlilere değil sadece Müslümanlara değil bütün insanlığa meydan okurcasına bir hastaneyi bombalamak, böylesine büyük bir katliama girişmek sadece İsrail’in yapabileceği birşeydir. Bu anlamda artık sözün bittiği yerdeyiz. Ne yapılırsa yapılacak. Sadece İslam alemi değil bütün vicdanlı insanların harekete geçmesi lazım. Bu iş artık kınama ile, uyarı ile, ikazla olacak iş değil. İsrail sadece güçten anlar onlara anladığı dilden konuşmanın zamanı geldi” dedi.
Basın açıklaması, Kur’an-ı Kerim tilaveti ve duanın ardından sona erdi. Açıklamaya Belediye Başkanı Halil İbrahim Aşgın ile Hitit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Osman Öztürk de katıldı.
Uzun zamandır alışkın değildi bu şehir sazlı sözlü 3 Nisan kutlamalarına,
Yabancılaştık bu tür kutlamalara ama hatırlayacağız yeniden böyle etkinlikleri, birlikte eğlenmeyi ve bu durumu gelenek haline getirmeyi.
Şehrin sahipsizliği ve eşraf yokluğu hep konuşulur, yazılır, çizilir. Bu şehrin ekmeğini yiyen, suyunu içen, havasını soluyan ve ben Karabüklüyüm diyen bir halkın şehir olma savaşını görmek isterdik. Lakin maalesef henüz görebilmiş değiliz o arzuyu, isteği, hevesi.
Yine de, Teşekkürler Özkan Başkan…
Türkiye’de ağır sanayinin odak noktası Karabük Demir Çelik İşletmelerinin ve şehrin kuruluşunun yıldönümünü belleğine yerleştiremeyen Karabük, Karabüklüler gününü nasıl kutlayacak anlamış değilim.
Ticaret ve Sanayi Odasındaki toplantıda Vali Mustafa Yavuz’un önerisi ile 7 Ağustos günü Karabüklüler günü olarak kabul edilmiş, çok tuhaf!
Bana kalsa özentiden başka bir şey değil…
Ağustos ayı nereden çıktı ayrı mesele, o tarihte bu şehirde kimi bulacaksında bu günü Karabüklüler günü olarak kutlayacaksın ayrı mesele.
Şunu diyorsanız belki anlarım, Karabüklüler Günü şehirde değil de sosyal medyada kutlansın, sanal kutlansın, halk katılmasa da olur, o da başka bir garabet.
3 Nisan her platformda Karabük ve Kardemir’in kuruluş günü olarak kabul edildiğine göre, ayrıca bir başka tarihte Karabüklüler gününe ne gerek var? Şayet illa Karabüklüler Günü diye bir gün kutlamak istiyorsanız buyurun 3 Nisan’da kutlayalım.
Bu plaka merakı nereden geliyor. Tuhaf..!
Bakın bizim bir Üniversitemiz var.
Bu şehrin üniversitesi ve bünyesinde binlerce öğrenci ve öğretmeni barındıran Karabük’ün bacasız fabrikası.
Bu sözüm, bu şehri ve üniversiteyi şekilden şekle sokan bir zihniyete dur demek yerine alkış tutan ve susanlaradır, bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyenleredir.
Bu şehre, bu şehrin halkına, değerlerine dil uzatanlara sessiz kalanlar, bu şehrin dilsiz şeytanlarıdır.
Karabük Üniversitesi şehir merkezine bir fakülte açma kararı aldı.
Karabük Belediye Başkanı Özkan Çetinkaya ile Rektör Fatih Kırışık inisiyatif alarak şehir merkezine fakülte ya da fakülteler kurma kararı aldı. Tartışılabilir lakin bizce güzel karar, günden güne ölüp giden şehri canlandırabilir.
Eften-püften işlerle uğraşacağınıza şehrin ağır abilerini bir araya getirip şehir merkezini canlandırın. Öğrenciyi şehir merkezine çekecek projeler üretin, şehir bambaşka bir havaya bürünsün, cıvıl cıvıl, rengarenk görüntüler ortaya çıksın.
Safranbolu önümüzde en güzel örnektir.
Bir Sağlık Meslek Yüksekokulu Üniversite kampüs alanına geri gidiyor diye ilçe ayağa kalktı, şehrine sahip çıkıyor.
Neden..?
Esnafın en önemli gelir kapısından biri kapanmasın diye.
Peki biz ne yapıyoruz..?
İpe sapa gelmez işlerle uğraşmaktan şehre faydası olacak asıl konulara değinmiyoruz, değinemiyoruz..!
Ne 3 Nisan’da, ne 23 Nisan’da, ne 19 Mayıs’ta, ne 30 Ağustos’ta, ne de 29 Ekim’de yapılan törenlerde zoraki katılan protokol ve öğrencilerin haricinde kimseler olmuyor, halkı bu tür etkinliklere çekemiyoruz.
Lütfen kendimizi kandırmayalım.
Allah aşkına boş işlerle uğraşmayalım,
Bu şehir ve bu şehrin insanı için neler yapabiliriz bunu konuşalım, buna kafa yoralım.
Yaygın basında “3 Nisan Sanayi Günü” değerlendirmesi yapılıyor,
Çok güzel, ama
Bu şehrin üniversitesini düşürdüğümüz hale bir bakmamız gerekmiyor mu?