blank
Ihlas Haber Ajansı tarafından
15 Mart, 2024 04:36 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 3dk
Yorum Sayısı: 0

Çetinkaya “Bana yapamaz diyenler 15 yıldır kataloglarda aynı projeleri sunuyor”

AK Parti’nin Karabük Belediye Başkan Adayı Özkan Çetinkaya, projeleriyle ilgili son günlerde diğer parti adaylarının yapamaz yönündeki söylemlerine cevap vererek, “Bana yapamazsınız diyenler 15 yıldır kataloglarda aynı projeleri sunuyor” dedi.

“ Cumhurbaşkanımızın Karabük’e özel ilgisi var”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın hem Karabük’le alakalı, hem de kendisi ile ilgili olarak özel ilgisi olduğunu ifade eden Başkan adayı Çetinkaya,” Çünkü zamanında Cumhurbaşkanımızda 39 yaşında genç bir belediye başkanıydı İBB’de. Biz de ondan üç yaş küçük bir kardeşi olarak, yine aday olarak bugün AK Parti’nin en genç belediye başkan adayıyım. Yani baktığımızda Cumhurbaşkanımızda süreci iyi takip ediyor ve birçok kez de görüşmemizde de sen seçimi al, hizmet noktasında, proje noktasında Karabük’ü ihya edeceğiz dedi. Hedefimiz her zaman vatandaşımızın, halkımızın, milletimizin hizmetkârı olmak. Ben milliyetçi ve muhafazakâr bir yani bulunduğum toplum muhafaza etme değerlerimi kültürümü ailemi, bayrağımı dinimi muhafaza etmeye çalışan demokrasinin cumhuriyetini muhafaza etmeye çalışan bir bireyim” ifadesinde bulundu.

“Bana yapamaz diyenler 15 yıldır bu kataloglarda aynı projeleri sunuyor”

Katıldığı canlı yayında projelerin diğer partilerin adayları tarafından eleştirildiği yönündeki soru üzerine Çetinkaya, “ Emeklilere vereceğimiz destek var. İhtiyaç sahibi olan emeklilerimiz var. Atıyorum taksiti var, kirası yüksek, müşkül bir duruma düşmüş, düğün yapmış, biz orada iyi niyetliyiz. Burada bin TL için gelip de bizi çok böyle zorlayacak durumuda Biz burada Kent Kart kültürüne geçeceğiz şehirde. Bunu sadece emeklimiz değil, gençlerimize, kadınlarımıza kadar kullanacağız. Emeklimizin kent kartına yükleyeceğimiz bin TL’yi yerel marketlerden ve yerel esnaflardan alışverişlerini yapacak. Biz bunu tesis edeceğiz. Şimdi ben bunu söylüyorum, ihtiyaç sahibi emekliye ben bunu veriyorum diyorum. Sonra projelerimi açıklıyorum bana yapamazsın diyorlar. İşte Gar sahası ortada, bakan diyor, yapacağız, tahliye edeceğiz diyor, ısrarla yapamazsın diyorlar. Şimdi kardeşim sen ne yapacaksın? Bana onu anlat. Herkes aynı söylemde ama kardeşim benim arkamda Cumhurbaşkanı var. Ben hükümet partisiyim. Bugün hükümet partisinin belediyelerinde bunlar uygulanıyor zaten. Bugün çeyiz desteğini benim birçok partimin belediye başkanlığı veriyor. Bugün gençleri destekleri veriyor. İşte hepsinde öğretilmiş çaresizlik var. Adaylarda da var bu öğretilmiş çaresizlik. Araç çayını yapacağım diyorum, yapamaz diye herkes kuduruyor. Kastamonu, Amasya Kırşehir yapıyor, herkes yapıyor. Bizim Karabük’e gelince başta adaylar hopluyor, yapamaz diye. Ben yapacağım diyorum. Ben Cumhurbaşkanıma, bakanıma gideceğim, vekillerimi aktif kullanacağım ve ben bu dere kenarını da gar sahasını yapacağım. Bana yapamaz diyenler 15 yıldır bu kataloglarda aynı projeleri sunuyor. Nasıl olacak o iş? Bana yapamaz diyorsun. Arkamda bakan var, cumhurbaşkanı var, bütçe var diyorum. Bugün birlik var, beraberlik var diyorum. Ama bana bunu diyen arkadaşlar hala bu çay kenarına doğru proje çiziyor” diye konuştu

“Ben beş yılda bu kataloğu yapmazsam o zaman bana sorsunlar”

15 yıl geçmiş ve dördüncü seçime gidiyoruz hala Gar sahası ve Araç çayı kenarına proje çiziyoruz diyen Çetinkaya, “Daha önce Mehmet Ceylan ve Burhanettin Uysal’ın da vardı, şimdi benim de var. Ama biz seçilmediğimiz için bunu gerçekleştirmedik. Ya bu arkadaş her seferinde seçiliyor. Üç seferdir seçiliyor. Artık Gar sahasının ihya olma zamanı gelmedi mi? Bugün açılış yapılması gerekmez miydi? Bugün araç çayının kenarı sosyal tesislerle donatılsaydı olmaz mıydı?. O açıdan şimdi kimse bizi sorgulamasın. Bize bir dönem versinler, beş yıl. Ben beş yılda bu kataloğu yapmazsam o zaman bana sorsunlar. Bu Araç çayı modernize olmazsa bana o zaman sorsunlar. Bugün hepsi bakıyorum bana canlı yayınlarda laf atıyor. Niye atıyorsunuz? Ben miyim belediye başkanı. Belediye başkanı ben değilim ama 1 Nisan sabahı ben olacağım bu görünüyor. O açıdan da görüyorum ki herkes böyle ufaktan bir şeyler yapmaya çalışıyor. O açıdan Gar sahasını, Araç yayını yapacağız ve Karabük’e modern konutlar, depreme dayalı konutlar yapacağız ve artı sosyal projemizi hayata geçirerek aklımızdaki Karabük’ü inşa edeceğiz” diye konuştu.

“Sahada güzel bir karşılık var, bir enerji var”

Sahada güzel bir karşılık ve kendisine yönelik iyi bir enerjinin olduğunu da anlatan Özkan Çetinkaya, “Balıklar kayasındaki kavşağı biz hükümete yaptırabilir miydik? Yaptırabilirdik. Oraya verilen parayla bu emeklilere üç yıl, dört yıl, bir dönem destek verebilirdin. TÜBİTAK bu bilim merkezlerini yapıyor. Aynısını yapıyor daha iyisini yapıyor. İşte bir kontak olsa bunlar bedava yapılacak işler. Hükümetin yaptığı işler. O kaynaklar belediyenin kasasında kalırdı. Biz kaynak oluştururuz, kaynakta sıkıntı yok. Kimse bizi eleştirmesin. Yapamazsak o zaman eleştirin. Siyaset iddia işi, eleştiri işi değil. İddian varsa çık kardeşim iddianı konuş. Ben de bunu yapacağım, öyle diyeceğim, böyle diyeceğim. Ama sen gel yok o öyle yok böyle. Hepsinin ağzı bir, niye? Çünkü 36 yaşındaki adam almış üç boy önde gidiyor. Şimdi sahada güzel bir karşılık var, bir enerji var. Bu da son on günde iyi hissediliyor. Ben buranın öz evladıyım bu programlar olunca en çok sevinecek olan benim. Burası benim memleketim. Bu proje hayata geçtiğinde en çok sevinecek olan benim. O açıdan kimse benim projelerime de benim paketlerime de laf etmesin. Herkes kendine baksın ne verebiliyor? Onu konuşsun. 5 yılın sonunda ben bunları hayata geçirmezsem o zaman kim ne derse desin boynumun borcudur. Ben daha ilk defa aday oldum ve ilk defa belediye başkanı olacağım. İlk defa broşür yaptırdım ve ilk defa söz veriyorum. Ya demem şu benim 5 yıl sonra görecekler bak, hepsini açılışını yapacağız. Çalışırsan Karabük’te aşamayacağımız hiçbir şey yok” diye konuştu.

blank
blank
İlyas Erbay tarafından
22 Ocak, 2025 11:00 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

AYRANIMIZ YOK İÇMEYE, AUDİ İLE GİDERİZ MAKAMA !

Yanlış hatırlamıyorsam;
Hazine ve Maliye Bakanlığı kamu kuruluşlarının sahip oldukları araç envanteri konusunda çalışma başlatmış, bu kapsamda araçların hem sınıflarının düşürülmesi hem de sayılarının azaltılması için bir takım hazırlıkların yapılması talimatını vermişti.

Kamu kurum ve kuruluşlarının harcamalarında tasarruf sağlanması, bürokratik işlemlerin azaltılması ve kamu kaynaklarının etkili, ekonomik ve verimli kullanımına ilişkin olarak alınması gereken tedbirlerin bildirildiği Cumhurbaşkanlığı Tasarruf Tedbirleri Genelgesi 17.05.2024 tarihli ve 32549 sayılı Resmî Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmemişmiydi?
Peki bu ne?
Basına yansıyan haberlerden öğrendiğimize göre; yatırım programı kapsamında, 2262 taşıt daha alınacakmış.
Sağlık Bakanlığına 468
Adalet Bakanlığına 210
Emniyet Müdürlüğüne 711
Milli Savunma Bakanlığına 177
Jandarma Gn. Müdürlüğüne 169
Gelir İdaresi Başkanlığına 85
Dışişleri Bakanlığına 51
Afet ve Acil Durum Başkanlığına 41
TEİAŞ 45
İçişleri Bakanlığına 40
Atatürk Orman Çiftliğine 38
Karayolları Gn. Md lüğüne 35
Sahil Güvenliğe 35
Ticaret Bakanlığına 27
MSB Akaryakıt İkmal Müdürlüğüne 21
Cumhurbaşkanlığına 20
Kıyı Emniyete 17
Kültür ve Turizm Bakanlığı’na 10
Yargıtaya 10
EPDK ya 9
Diyanet İşleri Başkanlığına 6
37 adette diğer kurumlara olmak üzere 2262 araç alınacakmış.

Türkiye’nin makam araçları yönünden “Dünya rekorunu”nu elinde bulundurduğu belirtiliyor. Ülkemizde 125 bin kamu aracı varken, bu sayı Almanya’da 9 bin, Japonya’da 10 bin, Fransa’da 8 bin civarında. Devlete ait uçak filosu bakımından birçok ülkeden de öndeyiz. Almanya’da 12, Fransa’da 14, İtalya’da 11, Japonya’da 2 özel uçak bulunurken ülkemizde Cumhurbaşkanlığı’nın hava filosundaki uçak sayısı ise Katar’ın tartışmalara neden olan hibe ettiği ‘Uçan Saray’ı Boeing 747-8 model uçakla birlikte 16’ya yükselmişti.

Kamudaki araç sayımız; nüfusu bizimle aşağı yukarı aynı olan ülkelerle kıyaslandığında, 10-15 kat daha fazla. Üstelik kıyaslama yaptığımız ülkeler bizden kat kat daha zengin. Ülkede lüks, şatafat almış başını gidiyor. Bu kıyaslamayı yaptığınızda; israfın, şatafatın, gösterişin, savurganlığın boyutlarını daha iyi anlıyorsunuz.
Almanya’da makam aracı sayısı 9 bin. Bizde Almanyanın 14 katı
Nüfusu bizden çok daha fazla olan Japonya’da makam aracı sayısı 10 bin. Bizde Japonya nın 12 katı
Fransa’da makam aracı sayısı 8 bin. Bizde ise Fransa’daki makam aracı sayısının 15 katı makam aracı var. Bu ülkelerin 3 üçü de bizden kat kat daha zengin.

Kamudaki araçlardan söz edilirken, nüfusu Türkiye’ye yakın ülkelerdeki resmi taşıt sayılarından örnek verilmesi gayet normal. Bu kıyaslamayı elbetteki yapacağız. Ülkemizde kamuda makam aracı sayısı şimdilik 125 bin kadar. Şimdilik diyorum, zira alımlar devam ediyor.
Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu ?

İlyas Erbay

Cevap Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.