Karabük Postası tarafından
02 Ağustos, 2014 16:45 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 1dk
Yorum Sayısı: 0

Çatışmada Ölen Genç Toprağa Verildi

İstanbul’un Gazi mahallesinde iki grup arasında çıkan silahlı çatışmada işten eve giderken kalbinden vurulan İbrahim Öksüz (15) isimli genç  Eflani ilçesine bağlı Acıağaç köyünde toprağa verildi. 

Gazi mahallesinde önceki gece yüzleri maskeli iki grup arasında silahların konuştuğu kavgada iş yerinden evine gittiği sırada İbrahim Öksüz isimli genç kalbine gelen kurşunla ağır yaralanmıştı. Yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtulamayan Öksüz’ün cenazesi yakınları tarafından İstanbul Adli Tıp Kurumu’ndan alınarak memleketi Eflani ilçesine getirildi. Burada sağlık ocağı morguna konulan Öksüz’ün cenazesi Cumartesi sabah alınarak Acıağaç köyüne getirildi. Cenazenin köye geldiği sırada amca Satı Öksüz çekim yapan gazetecilere tepki göstererek, çekim yaptırmak istemedi. Amca Öksüz, yeğeninin terör olayına kurban gittiğini söyleyerek, tehdit edildiklerini ve cenazeyi bile o grupların sahip çıkmaması için memlekete getirdiklerini ifade etti. İl Jandarma Komutanlığı ve Eflani İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri de olası grupların cenazeye katılma ihtimaline karşı yoğun güvenlik önlemi aldı.
Tabutunun üzerine Türk bayrağı sarılan İbrahim Öksüz öğle namazını müteakiben kılınan cenaze namazının ardından köy mezarlığında gözyaşları arasında toprağa verildi. İbrahim Öksüz’ün 7 kardeşten biri olduğu öğrenildi.

blank
blank
Tugay Kaban tarafından
07 Ocak, 2025 10:54 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Romanlar Ayırır

× Hıristiyan takvimine göre 11. Yüzyılda Avrupa’da en önemli sanat olarak gramerin yerine mantığı geçirdiler, bu değişim, bilimin edebiyat karşısında kazanacağı zaferin mütevazı bir girizgâhıydı. Peki o tarihten sonra insan aklının nasıl zımparalandığını görebiliyor muyuz? Bunu bize gösteren romanlardır.

× Hızlandıkça Azalıyorum romanının yazarı, kendisiyle röportaj yapan Bülent Ayyıldız’ın “Neden roman yazdınız?” sualine cevap verirken şöyle bir cümle kullanıyor, “Roman yazmak istememin nedeni, kendimi insan gibi hissetmememdi.” Yakın zamanda tercümesini bitirdiğim Napolyon Savaşları isimli eserde, Napolyon’un bir sözü iktibas ediliyor, “Dünyayı değiştirmek için çağrıldım!” Napolyon, Saint Helena adasında son yıllarını geçirirken, artık “tarih” denilen şeyi elinin tersiyle bir kenara itmişti ve yapması gereken tek şey olarak (kelimelerle olmasa da) tarihten daha ayırıcı bir eser vermek için çabalamaya başlamıştı: Geride bir hayat bırakmak. Bir roman misali, kendi hayatını sundu Napolyon.

× Tarih, ölülerin dirilişidir. Tarih ayırmaz! Neyi? Her şey zıddıyla kâimdir. O zaman tarih ile alâkalı bir mevzuu çözmek istiyorsak ‘roman’a bakmamız îcabediyor. Romanın tarihini yazmaya çalışanlara bakın mesela, ne gülünç hâllere düşüyorlar. Roman, dirilerin dirilişidir. Roman ayırır. Neyi? Yaşamak düşüncesini ve ölmek düşüncesini. Hem de hayat denilen musalla taşının üzerinde.

× Bugün, dünü bile yazamıyoruz. Tarih, bizi geleceğe zorla sürüklüyor! Roman, önce bugüne sarılıyor. Tarih merkezsizdir ve merkez değildir. Merkez olan ayırır. Bugünün içinde olan. Yani roman.

× Bütün doğumlar ve ölümler romanın mevzuudur. Tarihin mevzuu ise ancak doğum yahut ölüm günleridir. Siperde ölen asker romanın çerçevesindedir, tarihin çerçevesinde ise askerî konvoylar, okul anmaları ve resmî tatiller vardır.

× Yaşamak düşüncesini, ölmek düşüncesinden ayırmak ölümü unutturmak, ölmek düşüncesini de yaşamak düşüncesinden ayırmak yaşamayı unutturmak demek değildir. Her kalp iki eşit parçaya bölünmüş olarak atmaya başlar diye söylenir. Bunu görüp okuyamayacağız fakat romanları?

× #alikoçistifa

Tugay Kaban

Cevap Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.